Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/705 E. 2019/788 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/705 Esas – 2019/788
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/705 Esas
KARAR NO : 2019/788

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2019
K. YAZIM TARİHİ: 10/01/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında muhtelif tarihlerde 49 adet sigorta poliçesi akdedildiğini, taraflar arasında akdolunan bu poliçeler sebebiyle davalı şirketin ekli listede yer alan ve dava dilekçesinde numaraları bildirilen poliçelerin bakiye poliçe primlerini ödemediğinin tespit edildiğini ve bu hususun davalı yana 27/04/2018 tarihli ihtarname ile iadeli taahhütlü olarak gönderilerek müvekkili şirketin hesabına ödenmeyen bakiye poliçe 1imitlerinin ödenmesi gerektiği hususunun ihtar edildiğini, söz konusu ihtarnamenin davalı yana 02/05/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen bakiye prim borçlarını ödemeyen davalı şirket aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin borca ve ferilerine itiraz etmesi sebebiyle takibin durdurulduğunu, alacağın likit bir alacak olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla mükerrer tahsilata meydan verilmeksizin davalı borçlu şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, taraf ticari defterleri incelendiğinde müvekkili şirketin davacı şirkete borçlu olmadığının anlaşılacağını, uyuşmazlığa konu alacak likit bir alacak olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden somut olayda % 20 icra inkâr tazminatı talep edilemeyeceğini beyan ederek; davacının haksız ve hukuka aykırı olarak ikame ettiği davanın reddine, somut olayda kötü niyet tazminatının şartları oluştuğundan asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı şirketin ticaret sicil kaydı, davacı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda talimat mahkemesince aldırılan 04/07/2019 tarihli bilirkişi raporu, davalı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucu aldırılan 21/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, sigorta poliçe primlerinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti getirtilerek dosyaya eklenmiştir.
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 27/06/2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 19.159,34 TL’si asıl alacak, 235,42 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.394,76 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu vekilinin 03/07/2018 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin 12/07/2018 tarihinde durdurulduğu, eldeki davanın 18/10/2018 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalı sigortalıyla aralarında akdedilen muhtelif tarihli 49 adet sigorta poliçesinden kaynaklanan 19.394,76 TL bakiye poliçe prim borcunun davalı şirket tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra, takip tarihi itibarıyla varsa davacı şirket alacağının tespit ve hesaplanması bakımından davacı ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Yazılan talimata istinaden davacı sigorta şirketinin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesi mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 04/07/2019 tarihli raporda özetle; davacı tarafın incelenen 2017 ve 2018 yıllarına ait yevmiye ve kebir defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresinde yaptırılmış oldukları, eksiksiz ve usulüne uygun tutuldukları, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, dava dilekçesinde davacı tarafından davalı adına 49 adet sigorta poliçesi düzenlendiği ve alacağın bıı sigorta poliçelerinden kaynaklandığının ileri sürüldüğü, icra takibine dayanak olarak sunulan Kaynak Tahsilat Kontrol Raporundu ise 47 adet sigorta poliçesine ait bilgilerin yer aldığı, icra takibine dayanak olarak sunulan Kaynak Tahsilat Kontrol Raporunda … ve … numaralı sigarla poliçelerine ait bilgilerin bulunmadığı, davacı … Sigorta A.Ş. tarafından davalı şirket adına düzenlenmiş olan dava konusu 2017 yılına ait 49 adet sigorta poliçesinin, bu sigorta poliçeleri ile ilgili davacı tarafından düzenlenen iptal zeyilnamelerinin birer örneğinin dava dosyasında bulunmadığı, davacının incelenen ticari defterlerinde davalıya ait bir hesap ve kayıt bulunmadığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olan dava konusu 2017 yılına ait 49 adet sigorta poliçesinin, bu sigorta poliçeleri ile ilgili davacı tarafından düzenlenen iptal zeyilnamelerinin ve bu sigorta poliçeleri için davalı tarafından yapılan taksit ödemelerinin davacı tarafın 2017, 2018 yıllarına ait ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının hesapların tutuluş şekli nedeniyle tespit edilemediği, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yerinde yapılan inceleme sırasında; davacı tarafın, sigorta şirketleri tarafından düzenlenen sigorta poliçelerinin tek tek yevmiye ve büyük deftere kaydedilmesinin sigorta sektöründeki işlem sayısının çokluğu nedeniyle güç olduğunu, bu nedenle düzenlenen sigorta poliçeleri ile ilgili olarak sigortalılar adına ticari defterlerde hesap açılmadığını, sigorta poliçelerinin düzenlenmesine aracılık eden broker/acenteler adına hesap açıldığını, sigorta poliçeleri ile ilgili borç ve alacak kayıtlarının broker/acenteler adına hesaplara toplu olarak yapıldığını, bu hesaplara yapılan toplu kayıtlarda sigortalı adı ya da poliçe bilgilerinin yer almadığını, düzenlenen sigorta poliçeleri ile ilgili sigortalıların hesabının Kaynak Tahsilat Kontrol Raporları ile takip edildiğini, bu nedenle ticari defterlerinde davalı şirkete ait bir hesap veya kayıt bulunmadığını beyan ettiği, ticari deflerler üzerinde yapılan incelemede davacının beyanın doğru olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen sigorta poliçelerinin düzenlenmesine aracılık eden broker … Sigorta Reas. Brokerliği adına ticari defterlerde hesap açıldığı ve hesabın davacının beyanında açıkladığı şekilde tutulduğu, ticari defterlerde sigortalı (davalı şirket) adına hesap açılmadığı ve kayıt bulunmadığı için dava konusu sigorta poliçelerinden dolayı davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğunun ticari defterlerden tespit edilmesinin mümkün olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Bilahare, dava dosyası ve ekleri, taraf vekillerinin 04/07/2019 tarihli bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi ve takip tarihi itibarıyla davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığının davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle tespiti bakımından mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek 21/10/2019 tarihli rapor alınmıştır. Anılan bu raporda özetle; davalı şirketin 2017 ve 2018 yılına ait ticari defterinin e-defter olarak tutulduğu, dolaysıyla davalı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64 ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şanları tam olarak taşıdığından sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, davalı şirketin 2017 ve 2018 yılına ait ticari defterinin incelenmesi neticesinde, davacı … Sigorta A.Ş. ile olan ticari faaliyetlerin “I20.R.011” kodlu hesapta takip edildiği, dava dilekçesinde ayrıntısına yer verilen davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 49 adet sigorta poliçesine ilişkin cari hesapta herhangi bir borç gözükmediği, sonuç itibariyle davacı … Sigorta A.Ş.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 27/06/2018 tarihi itibariyle davalı … Hizmetleri A.Ş.’nden herhangi bir alacağının bulunmadığı kanaati belirtilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 04/07/2019 ve 21/10/2019 tarihli denetlenebilir bilirkişi raporlarıyla tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nun 190. maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, somut olayda da takip ve davaya konu ettiği alacağının varlığını ispat yükünün davacı yana ait olduğu, davacı yanın icra takibinde alacağın dayanağı olarak gösterdiği Kaynak Tahsilat Kontrol Raporunun tek taraflı düzenlenmiş bir belge olduğu ve bu belgedeki alacağın ne davacı ne de davalının usulüne uygun olarak tutuldukları belirlenen ticari defter kayıtlarıyla teyit edilmediği, hal böyle olunca davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan alacaklı olduğunu geçerli delillerle ispatlayamadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı yönünde mahkememizde bir kanaat oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/12/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı