Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/655 E. 2018/820 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/655 Esas – 2018/820
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/655
KARAR NO : 2018/820

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI / KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI / KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak-Teminat Mektubunun İadesi/Feshin Geçersizliğinin Tespiti- Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/07/2013
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 17//01/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı-karşı davalı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 19.06.2012 tarihinde “…” imzalandığını, sözleşmenin eki olan yapım işlerine ait tip sözleşmenin 10.1.1. maddesi uyarınca 321.000-TL bedelli kesin teminat mektubunun müvekkili tarafından davalıya teslim edildiğini, sözleşme konusu işlerin yapılmaya başlandığını, ancak sözleşme konusu işin projelerinde ve diğer teknik detaylarında hataların ortaya çıkmaya başlandığını, bu durumun davalıya bildirildiğini, ancak davalının çözüm yerine zorluklar çıkarmaya başladığını, müvekkili şirket tarafından ince inşaat işlerine ait malzemeler için 9 başlıkta sunulan sözleşme gereğince yapıldığını, ancak davalının bunu tamamlamak yerine 3 boyutlu görsellerin sunulmasını istediğini, bunada onay verilmediğini, müvekkili şirketin sözleşme konusu işi istenilen görünüşte ve teknik olarak uygun nitelikte bitirilebilmesi için ancak özel teknik şartnamenin revize edilerek çatı imalatında kullanılacak markanın ve modelin değiştirilmesi halinde mümkün olabileceğinin davalı yana defalarca gönderilen yazılarla bildirildiğini ve şartnamenin revize edilmesinin istendiğini, davalının işin projesine uygun olarak tamamlanmasının talep edildiğini, müvekkilinin gönderdiği ihtarname ile özel teknik şartnamenin revizyonu 3 iş günü içerisinde yapılması ve müvekkili şirkete kendi kusurundan kaynaklanmayan gecikmeler için 6 aylık çalışabilir ek süre verilmesini aksi takdirde sözleşmenin tek taraflı fesh edilceğinin bildirildiğini, davalı taraf tarafından ihtarname gereği yerine getirilmediğinden sözleşmenin tek taraflı fesh edildiğini belirterek, davalı yanca ihtarnemenin gereği yerine getirilmediğinden işi ifası imkansız kılığından, 321.000- TL’lik kesin teminat mektubunun iadesine, 151.639,02-TL’lik hak ediş bedelinin ve hak edişlerden kesilen ücretin şimdilik 10.000-TL’sinin temerrüd faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı-karşı davacı vekili mahkememize sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı ile yapılan camii inşatına ilişkin sözleşmenin anahtar teslimi götürü bedelli bir sözleşme olduğunu, davalının kaba inşaatı bir kısım eksiklikler ile birlikte Mart 2013 tarihinde bitirdiğini, Mart 2013’den sözleşmenin fesih tarihi olan Temmuz 2013 tarihine kadar ciddi bir imalat yapılmadığını, inşaat süresince proje ve teknik detaylarda hatalar ortaya çıktığı iddialarının doğru olmadığını, akustik ve sair konularda proje değişikliğine gidip gitmemenin idarenin sorunu olduğunu, havuz fıskiye ve dezenfeksiyon sistemlerindeki aksaklıkların işin durdurulmasını gerektirecek hususlar olmadığını, ödenmeyen imalat bedeli olmadığını, davalının şartlı süre istediğini, özel teknik şartnameyi revize etmesinden sonra süre verilmesinin talep edildiğini, bu talebin kabul edilemez olduğunu, yüklenicinin sözleşmede bulunan şantiyede teknik personel bulundurma şartına uymadığından ceza kesintileri yapıldığını belirterek, asıl dava yönünden davanın reddine, karşı dava yönünden ise karşı yanın yaptığını bildirdiği feshin geçersizliğin tespitine karar verilmesini, peresonel bulundurmama ve personel atamama nedeniyle tahakkuk eden cezanın 6 nolu hak edişten mahsup edilen 198.000,00TL’lik kısmı hariç şimdilik 200.000,00TL nin karşı yandan tahsiline, ihalede oluşması muhtemel fiyat farkı için 200.000,00TL’nin, başkaca maddi zararlar için 5.000,00TL, diğer cezalar kapsamında 5.000,00TL olmak üzere şimdilik 10.000,00TL nin davalıdan tahsiline, ayrıca 100.000,00TL manevi tazmitada hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Taraflar arasında akdedilen ” …” isimli sözleşme, cami insaatı işinin mimari projesi, teknik şartname, tapu kaydı, mahallinde icra edilen keşif, 02.10.2014 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 24.04.2015 tarihli birinci ek rapor, 16.11.2015 tarihli ikinci ek raporu, Yargıtay 15. HD’nin 2016/5683 E., 2018/2292 K. sayılı bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, asıl davada, sözleşmenin haklı nedenle feshi ile ödenmeyen hakediş bedelinin ve hakedişlerden kesilen %5 geçici kabul kesintilerinin tahsili, kesin teminat mektubunun iadesi; karşılık davada ise, haksız fesih nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. … Düzenlemesi işleri yüklenicisi olarak davacı/karşılık daalıya ihale edilmiştir.
Tarafların bildirdikleri deliller, dava konusu işin sözleşmesi, mimari proje ve özel teknik şartnameler getirilmiş, uzman bilirkişi kurulu oluşturularak yerinde keşif icra edilip rapor alınmıştır. Tarafların itirazları ve bir kısım taleplerin değerlendirilmemiş olmasıda gözetilerek iki adette ek rapor alınmıştır.
Toplanan deliller, benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve ek raporları birlikte değerlendirilmiştir.
Dava konusu edilen işin davalıya ihale edilmesinden sonra taraflar arasında 19.06.2012 tarihinde “… Tasarısı” isimli 36 maddeden oluşan bir sözleşme imzalanmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporonun birlikte tetkikinde; sözleşmenin feshine sebep olan olaylarda tarafların ortak kusurunun bulunduğu, fesih işlemlerinin buna göre icra edilmesi gerektiği, davacı/yüklenicinin yapılan iş bedelini karsız olarak talep edebileceğinden, yapılan hesaplama neticesinde, bakiye 48.764,91TL alacağının kaldığı belirlenmiş, bu miktar davacı yararına hüküm altına alınmıştır. Ayrıca niza konusu edilen 321.000,00TL bedelli kesin teminat mektubunun da iadesine karar verilmiştir. Karşılık davada ise, tarafların fesih koşullarının oluşmasında ortak kusurlu bulunmaları nedeniyle maddi tazminat istemleri reddedilmiştir. Manevi tazminat istemlerinin koşulları oluşmadığından, buna yönelik talep reddedilmiştir.
Sözleşmenin feshine dayanak yapılan olaylarda iki tarafında eşit derecede kusurlu bulunduğu nazara alınarak bu durumun tespitine karar verilmiştir.
Mahkememizin 2013/312E., 2016/254K. sayılı ilamı taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosya üzerinde inceleme yapan Yargıtay 15. HD.’in 31.05.2018T., 2016/5683E., 2018/2292K. sayılı ilamı ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Bozma ilamında özetle; “Asıl davada diğer alacakların yanında davacı-karşı davalı yüklenici tarafından davalıya verilen 12.06.2012 gün 359867 nolu Kuveyt Türk Katılım Bankası…şubesinden alınan 321.000,00 TL’lik kesin teminat mektubunun iadesi de talep edilmiştir. İadesi istenen kesin teminat mektubu bedeli bir değer taşıdığından 492 sayılı Harçlar Kanunu 16 ve 28. maddesine göre nispi harca tabi olup, dava açılırken değere tabi davalarda karar ve ilâm harçlarının 1/4’ünün peşin olarak yatırılması gerekirken eksik harç tamamlattırılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi; davalı-karşı davacı iş sahibi karşı dava dilekçesinde dava değerini 510.000,00 TL göstermiş, 4562 sayılı Yasa uyarınca harçtan muaf olduğu gerekçesiyle harç yatırmamış ise de 4562 sayılı Yasa’nın 21. maddesindeki muafiyet yargı harçlarından muafiyeti kapsamayıp, kurumun 4562 sayılı Yasa ile ilgili diğer işlemleriyle sınırlı olup, kurumun yargı harçlarından muaf olduğuna dair açık bir yasa hükmü bulunmadığından mahkemece karşı dava değeri üzerinden harç alınmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır. İş bu nedenle gerek asıl gerekse de karşı davada, 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre: dava açılırken maktu başvuru harcı ile dava değerine göre 1/4 peşin nispi harcın yatırılması zorunlu olduğundan mahkemece bu harçlar taraflara yatırtıldıktan sonra asıl davada kesin teminat mektubu, karşı davada ise tüm talepler bakımından işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi, yatırılmaması halinde, Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri ve HMK’nın 150. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken asıl davada eksik harç alınarak, karşı davada harç alınmaksızın davaya devamla sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur.” denmiştir.
Bozmadan sonra yeniden başlatılan yargılamada, öncelikle tarafların bildirdikleri dava değerleri üzerinden eksik yatırıldığı anlaşılan karar ve ilam harcının 1/4’nün peşin olarak yatırılması sağlanmıştır. Harç yönünden eksiklik giderildikten sonra davanın esası yönünden talepler yeniden değerlendirilmiştir.
Bozmadan önce delillerin toplanıp, mahallinde keşif icrasıyla uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış olması karşısında, toplanan bu deliller yeniden tetkik edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 19.06.2012 tarihli “… Tasarısı” başlıklı anlaşma 36 maddeden teşekkül etmektedir.
Sözleşmenin maddelerine göre …işinin yüklenicisi (ana davadaki) davacı, iş sahibi (ana davadaki) davalı kurumdur. İş götürü bedel üzerinden ihale edilmiş olup verilen teklif 5.350,000TL’dir. Yüklenici işi yer tsliminden itibaren 500 gün içerisinde geçici kabule hazır hale getirecektir.
Davacı …işine ilişkin eser sözleşmesindeki edinimini yüklenici olarak yerine getirmeyi üstlenmiştir. İşin yapımı sırasında, sözleşmenin çatı kaplama sistemi başlıklı maddesinde tarif edilen sistem ve malzeme ile çatının imal edilemiyeceği, yine proje kapsamındaki havuz, fiskiye ve dezenfeksiyon sistemlerindeki önemli aksaklıkların bulunduğunu bildirdiğini, bu eksikliklerin birlikte imalata devam etmenin ayıplı bir eser ortaya çıkaracağını bildirerek, davalı yandan gerekli düzeltmelerin yapılmasının istendiğini, davalı yanın bu istemleri karşılamaması karşısında da Ankara … Noterliği’nin 11.07.2013 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini karşı yana bildirmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme, iki tarafa hak ve borçlar yükleyen bir eser sözleşmesidir. Mahkeme aracılığı ile feshedilebilir. Ancak davacının (yüklenicinin) işi bırakmasından sonra davalı (iş sahibi) kalan işi başka yükleniciye ihale etmiş ve bakiye iş bu yüklenici tarafından ikmal edilmiştir. Bu halde sözleşmenin eylemli olarak davalı/iş sahibi tarafından da fesih edildiğinin kabulü gerekir.
Mahallinde uzman bilirkişi kurulu refakatiyle yapılan keşif neticesinde belirlendiği üzere, dava konusu edilen Cami İnşaatı, Altyapı ve Çevre Düzenlenmesi inşaatının, teknik şartnamede belirtilen malzemelerle yapılmasının ayıplı bir eserin ortaya çıkmasına sebebiyet vereceği, dolayısıyla, ortaya çıkan eserin, yüklenicinin özen yükümlüğünü içeren TBK’un 471/2 (BK. m. 356) hükmüne aykırı olacağı aşikardır. Yüklenici buna ilişkin ihbar yükümlüğünü yerine getirmiş, iş sahibi ise eserin mevcut proje ve teknik şartnamede bildirildiği şekilde ve belirlenen malzeme ile yapılmaya devam edilmesini istemiştir. Yüklenicinin, ayıplı eser meydana getirmeye, meslek ve teknik kurallarına aykırı eser talim etmeye zorlanması mümkün olmadığından, feshin ortaya çıkmasında iş sahibi (ana davada davalı) kusurludur. Öte yandan, tacir olan davacının, sözleşme imzalamadan önce gerekli incelemeleri yapması, teknik şartnamede bildirilen malzemeler ile iş bu cami işnaatının yapılamayacağını belirleyerek, bu konuda iş sahibini uyarması gerekirdi. Bu durumda, taraflar arasında akdedilen …işine ait sözleşmenin feshinde, davacı (yüklenici) de kusurludur. Sonuç olarak, her iki tarafca da fehedildiği kabul edilen iş bu sözleşmenin feshine neden olan olaylarda, iş sahibi ve yükleniciye eşit oranda kusurlu bulunmuş, diğer talepleride buna göre değerlendirilmiştir.
Ana dava yönünden yapılan incelemede; sözleşmenin feshine sebeb olan olaylarda tarafların ortak kusuru bulunduğu kabul edildiğinden, sözleşmenin tasfiyesi gerekir. Bu halde davacı/yüklenici yapılan iş bedelini (karsız) talep edebilir. Yapılan hesaplamada, ayıplı imalat bedeli de düşüldükten sonra, yüklenicinin ödenmeyen hak ediş ve geçici kabul kesintilerinden kaynaklı bakiye 48.764,91 TL alacağının kaldığı belirlenmiş, bu miktar yararına hüküm altına alınmıştır. Ayrıca sözleşme imzalanırken iş sahibine verilen 321.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun da iadesine karar verilmiştir.
Karşılık dava yönünden yapılan incelemede; yukarıda da açıklandığı üzere, fesihte tarafların ortak kusurlu olması halinde sözleşmenin tasfiyesi gerekir. Tasfiyeden amaç, tarafların sözleşme etkisinden kurtulması, sözleşmenin yapıldığı tarihteki durumlarına geri döndürülmesi durumudur. Feshe taraflar ortak kusuru ile sebebiyet vermiş olduklarından, iş sahibi feshe bağlı olarak (maddi) tazminat talebinde bulunamaz. Ayrıca sözleşme gereği işyerinde personel bulundurmama ve personel atamama nedeniyle (Sözleşme 23. madde) kesilen cezanın, sözleşmenin akdedilmesinden 13 ay geçdikten sonra tahakkuk ettirilmesi karşısında, sözleşmenin cezaya ilişkin maddesinin uygulanmayacağı hususunda karşı yanda (yüklenicide) haklı bir güven oluşturulduğu, bu nedenle de iş sahibinin (karşılık davacının) ceza kesmesinin (buna bağlı tazminat istemesinin) yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karşılık davacı manevi tazminat isteminde de bulunmuştur. Karşı davacının, ne şekilde manevi zarara uğradığını ortaya koymaması ve buna ilişkin iddialarını ispatlayamaması karşısında, manevi tazminat istemleride reddedilmiştir.
Karşı davacı, yüklenicinin yaptığı feshin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, iki taraflı sözleşmelerde feshe hakimin karar vermesi gerekir. Ancak somut uyuşmazlıkda, yüklenici sözleşmeyi feshetmiş, iş sahibide bakiye işi başkasına yaptırarak sözleşmeyi eylemli olarak feshetmiştir. Bu durumda, karşılık davacının, taraflar arasında akdedilen 19.06.2012 tarihli … Ait Sözleşmenin davalı/yüklenici tarafından feshedilmesinin geçersiz olduğu talebi yerinde görülmemiş, iki tarafın iradelerinin fesihde birleşmesi, feshe neden olan olaylarda iki tarafında kusurlu olması gözetilerek, taraflar arasında akdedilen 19.06.2012 tarihli sözleşmenin fesih edildiğinin tespitine karar verilmiştir.
Bu gerekçeye uygun aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Ana davanın KISMEN KABULÜNE, buna göre davacının 48.764,91TL ödenmeyen alacağının dava tarihi olan 12/07/2013 tarihinden itibaren uygulanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin alacak istemlerinin REDDİNE,
b)Davacının kesin teminat mektubunun iadesi isteminin KABULÜNE, davacı tarafından davalıya verilen Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş…Şubesinin 12/06/2012 tarih, … sayılı 321.000,00TL bedelli kesin teminat mektubunun davalı tarafça davacıya iadesine,
2-Karşılık dava yönünden;
a)Taraflar arasında akdedilen 19/06/2012 tarihli … inşaatı işine ait sözleşmenin fesih edildiğin tespitine,
b)Karşılık davadaki tüm istemlerin REDDİNE,
3-Ana dava yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 25.258,64TL karar ve ilam harcından, 2.760,40TL peşin harcın ve 2.721,48TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 19.776,76TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan tahsil edilen 24,30TL başvurma harcı, 3,75TL vekalet harcı, 2.760,40TL peşin harç, 314,00TL keşif harcı ile 2.721,48TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.823,93TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacının yargılamada yapmış olduğu 5.000,00TL bilirkişi ücreti, 208,50TL posta ve tebligat gideri, 210,00TL keşif araç ücreti olmak üzere toplam 5.418,50TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 4.151,28TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 28.135,89TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red oranına göre hesap ve takdir edilen 11.779,93TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karşılık dava yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcının, tamamlama yolu ile alınan 8.709,53TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.673,63TL harcın davalıya iadesine,
b-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c-Maddi tazminat davası yönünden; davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 30.350,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Manevi tazminat davası yönünden; davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, temyiz kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, temyiz incelemesinin Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.19/12/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı