Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/65 E. 2019/825 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/65 Esas – 2019/825
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/65 Esas
KARAR NO : 2019/825

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
K. YAZIM TARİHİ: 24/01/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı iken ödentilerini yapamadığı, ödeme güçlüğü çektiği gerekçesiyle 04/02/2010 tarihli dilekçesiyle kooperatif ortaklığından istifa ettiğini, istifasının yönetim kurulunca 16/02/2010 günlü 2010/04 sayılı kararla kabul edilmesi sonrasında konunun 30/05/2010 günlü genel kurul gündemine alınarak karara bağlandığını, ancak karar gereğince 3 yıl içerisinde ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla çıkma payı alacağı ile munzam zararının tespit edilerek şimdilik 50.000,00 TL’nin asıl alacakla ilgili kısmının 30/05/2013 tarihinden, munzam zararın ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 24/10/2019 tarihli dilekçesiyle, 50.000,00 TL alacak isteminin 36.000,00 TL’sinin çıkma payı alacağına, 14.000,00 TL’sinin ise munzam zarar alacağına ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; …’un genel kurul kararı gereği 04/08/2010 tarihinde üyelikten çıkarıldığını, çıkan ortakların alacaklarının 5 yıl geçmekle zamanaşamına uğradığını, istifası nedeniyle kooperatifin acze düştüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davalı kooperatife ait defter ve kayıtlar, ticaret sicil kaydı, 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporu, 06/08/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kooperatif üyeliğinden istifa nedeniyle çıkma payı alacağının genel kurulda belirlenen tarihte ödenmemesi nedeniyle çıkma payının ödenmesi, ayrıca geç ödemeden kaynaklanan munzam zararın tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, kooperatif üyeliğinden istifası kabul edildiği ve 30/05/2010 tarihli genel kurulda geri ödemelerinde üç yıl içerisinde yapılacağı kararlaştırıldığı halde, dava tarihi itibarıyla kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeminin yapılmaması nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanmayacak oranda munzam zararının da oluştuğunu ileri sürerek, davalı kooperatiften çıkma payı alacağı ve munzam zarar talep etmektedir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra; davacının varsa çıkma payı alacağı ile munzam zararının hesaplanması bakımından dosya kapsamı ve ekleriyle davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Emekli Başkontrolörü SMMM …’tan 04/04/2019 tarihli ön rapor ile 29/04/2019 tarihli rapor ve itirazlar üzerine 06/08/2019 tarihli ek rapor alınmıştır.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporuyla 06/08/2019 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir:
Davacının, davalı kooperatif yönetim kurulunun 02/04/2007 tarih ve 2007/13 sayılı kararıyla ortaklığa alındığı, 04/02/2010 tarihli istifasının (ödeme güçlüğü nedeniyle) 16/02/2010 tarih ve 2010/4 sayılı yönetim kurulu kararıyla kabul edildiği ve yerine yeni bir ortak alınmadığı belirlenmiştir.
2009 yılına ait 30/05/2010 tarihli genel kurulda davacının da aralarında bulunduğu bazı üyelerin istifaları görüşülerek “İstifa eden üyeler …, …, …’un Kooperatifler Kanununa göre bu üyelerin dilekçe verdiği tarihten 6 ay sonra istifalarının kabulüne, yapımcı firma ile bu kişiler de hesaplanarak sözleşme imzalanmış, istifaları kooperatifi acze uğratacağından genel giderler ve müteahhit firmaya taahhüt edilen % 5 gecikme faizi düşüldükten sonra geriye kala ödemenin 3 yıl içerisinde ödenmesi hususu oylamaya sunuldu, oy birliğiyle kabul edildi.” şeklinde karar alındığı görülmüş ise de; alınan bu karar Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümlerine aykırıdır. Çünkü kooperatiflerde, “açık kapı ilkesi” gereğince ortaklar istifa etme hakkına sahiptir. Dolayısıyla davacının ortaklığı 16/02/2010 tarihinde sona ermiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 17. maddesi ve ana sözleşmenin 15. maddeleri uyarınca, kooperatif üyeliğinden çıkan ya da çıkarılan ortağın hakları, ortaklıktan çıktığı veya çıkarıldığı yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Alacak, anılan bilançonun genel kurulda kabulünden itibaren bir ay içinde muaccel hale gelir. Ortak ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ortaklıktan ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra payına düşen miktarı, kooperatifin temerrüte düştüğü tarihten itibaren faizi ile birlikte isteyebilir. Ayrıca, 1163 sayılı yasanın 17/2 maddesi uyarınca, çıkan yada çıkarılan ortağa yapılacak ödemeler, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte ise, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir.
Davacının kooperatif üyeliğinden istifası yönetim kurulunun 16/02/2010 tarihli kararı ile kabul edilmiştir. Kooperatif ana sözleşmesinin 13. maddesi gereğince, hesap senesi sonundan en az bir ay önce üyelikten istifa edilmesi gerekmektedir. Hesap senesinin son ayı içinde istifa edilmesi durumunda ise, çıkma payı alacağı takip eden bir sonraki senenin bilançosunun kabul edildiği genel kurul toplantısının yapıldığı tarihten itibaren bir ay sonra muaccel hale gelecektir ve çıkma payı alacağından düşülmesi gereken genel giderler de o senenin bilançosuna göre belirlenecektir. Bu durumda davacının çıkma payı alacağı 31/12/2010 tarihli bilançoya göre hesaplanmalıdır. Davalı kayıtlarına göre davacı tarafından ödenen aidat toplamı 37,082,67 TL’dir. Bilirkişi tarafından tespit edilen 3.871,39 TL’lik genel gider payı düşültükten sonra davacının 33.211,28 TL çıkma payı alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dava konusu yapılan alacağın muaccel olduğu tarihin de belirlenmesi gerekmektedir. 31/12/2010 tarihli bilanço 19/06/2011 tarihli genel kurulda onaylanmıştır. 2010 yılına ait genel kurulda gündemin 11. maddesinin görüşülmesiyle “Yeni istifa etmiş ve ihraç edilecek üyelere ödenecek meblağların 3 yıl içerisinde ödeme yapılmasına…” şeklinde karar alınmış ise de, bu karar Kooperatifler Kanununun 17/2. maddesinde açıklanan haliyle geçerli bir erteleme kararı olmayıp, ayrılan ortakların alacaklarının tasfiyesine yönelik bir karardır. Zira “üç yıl içerisinde ödeme”nin maddede öngörülen “ödemelerin 3 yıl geciktirilmesi (ötelenmesi)” olarak değerlendirilmesine imkan bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; alacağın, bilançonun onaylamasından itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekeceğinden, temerrüdün 20/07/2011 tarihinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Davacının yerine birebir yeni ortak alınmadığı da tespit edilmekle, davacı alacağının bu tarihi itibarıyla muaccel hale geldiğinin kabulü gerekmektedir.
Her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı def’inde bulunulmuş ve çıkma payı alacağının muaccel olduğu tarih ile dava tarihi arası 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ise de; 30/05/2010 tarihli genel kurulda, istifa eden üyelere yapılacak ödemelerle ilgili alınan kararın iptal edilmemiş olması nedeniyle yok sayılamayacağı ve genel kurulca belirlenen ödeme süresi sonrası 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle bu yöndeki talep reddedilmiş ve davacının çıkma payı alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan davacı, çıkma payı alacağına uygulanacak temerrüt faizinin geç ödemeden kaynaklanan zararlarını karşılamayacağını, ödediği aidatların davalı tarafından iade edilmemesi nedeniyle başından beri amaçladığı gibi taşınmaz sahibi olmasına engel olunduğunu, enflasyon ve taşınmaz fiyatlarındaki artış nedeniyle zararının katlandığını ileri sürerek munzam zararının tazminini talep etmektedir.
Kooperatiflerde gönül giriş ve demokratik yönetim ilkeleri söz konusudur. Buna bağlı olarak kooperatif ortağının, üyesi olduğu kooperatifle ilişki içinde bulunması hem hakkı hem de ödevidir. Dolayısıyla genel kurula katılması, aidatlarını ödemesi zorunludur. Konut yapı kooperatiflerinde aidat, ortağın kooperatife verdiği borçtur. Bu borç karşılığında konut almayı kabullenmiştir. Eldeki davada davacı, ödeme güçlüğü nedeniyle ortaklıktan çıkmıştır. Ortak olma iradesi gibi, istifa da tek taraflı bir irade beyanıdır. Davacı ortaklıktan istifa ederek, ortaklığı sonucu tüm üyeler gibi kendisine de verilecek konuttan vazgeçmiştir. Kooperatifler Kanununun 17. maddesi ve anasözleşmede çıkan ve çıkarılan ortaklarla ne şekilde hesaplaşılacağı ve çıkan ortağın haklarının neler olduğu açıkça düzenlenmiştir. Kooperatifler Kanunundaki yasal düzenlemeler karşısında davacının temerrüt faizi dışında munzam zararının karşılanması talebinde bulunmasına yasal imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının munzam zararının tazminine yönelik talebi reddedilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE;
a)Davacının çıkma payı alacağı talebinin kısmen kabulüne; 33.211,28 TL alacağın 30/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)Davacının munzam zarar talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.268,66 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.414,78 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 853,88 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 894,98 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 700,00 TL bilirkişi ücreti, 185,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 885,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 588,17 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 3.985,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/12/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza