Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/617 E. 2018/763 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/617 Esas – 2018/763

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/617 Esas
KARAR NO : 2018/763

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2018
KARAR TARİHİ: 27/11/2018
K.YAZIM TARİHİ : 10/12/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen ilamsız icra takibinde borca itiraz ederek takibin durdurulmasını istediğini, davalının itirazlarının haksız olup, kötüniyetli olduğunu, davalının faturalardan dolayı müvekkiline borçlu olduğunu, davalının, itirazında söz konusu alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borca itiraz ettiğini, ancak faturalar ile ilgili herhangi bir açıklama getirmediğini ve ödeme belgesi de sunmadığını, takibe konu faturaların ekte sunulduğunu, davalının sunulan fatura mucibince müvekkilinden konut satın aldığını, fatura tutarından bakiye kalan miktarı ödemediğini, kendisine tebliğ edilen faturaya itiraz etmediğini ancak yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek, davalının borca ve icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden devamına, davalının takip konusu işlemiş ticari faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere faiziyle birlikte tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı ; dava dilekçesindeki iddiaların, beyanların ve delillerin kabulünün mümkün olmadığını, davacıdan Ankara ili … ilçesi … mahallesi … ada… parselde kayıtlı 5 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, tapuda alım satım bedeli olarak yazılan 100.000,00 TL’nin tamamının alım satım sırasında nakten ve elden ödediğini, icra takibine konu edilen 100.000,00 TL tutarındaki fatura bedeli dairenin alım satım bedeli olup, davacıya tapu işlemleri sırasında tamamının ödendiği bedel olduğunu, daire bedelinin tamamını ödediğinden davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı duruşmada alınan beyanında, satış bedelini ödediğini, kendisinin memur emeklisi olduğunu, herhangi bir borcunun olmadığını beyan etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacı şirkete ait ticaret sicil kaydı ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taşınmaz satışı nedeniyle bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taşınmaz satışı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 19/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 22.06.2017 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinin (k) ve (l) bentlerinde tüketici ve tüketici işleminin tarifi yapılmıştır. Buna göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Yine aynı Kanunun 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez düzenlemesine yer verilmiştir.
Uyap entegrasyon ekranından yapılan sorgulama sonucu davalının Bağkur emeklisi olduğu bilgisi görülmüştür.
Somut olayda; mahkememizce davalının tacir sıfatını taşımadığı tespit edilmekle, davacı tacir karşısında tüketici sıfatı taşıdığı ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin de “tüketici işlemi” olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle somut davada yargılama görevi 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerine aittir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Tüketici Mahkemeleri olduğundan HMK 114/1-c , 115/2 maddeleri uyarınca davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalının yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/11/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı