Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/612 E. 2018/661 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/612 Esas – 2018/661
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/612
KARAR NO : 2018/661

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ KARARININ İPTALİ
DAVA TARİHİ : 28/10/2014
KARAR TARİHİ: 31/10/2018
K.YAZIM TARİHİ:19/11/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin müvekkilini usulsüz olarak kooperatif ortaklığından çıkardığını, 1. ve 2. ihtarnameler ile çıkarma kararının tebliğ edilmediğini, çıkarma kararının haricen öğrenildiğini, çıkarma kararının hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının Sincan … Noterliğinin 01/06/2007 gün ve … yevmiye sayılı ihtarname ile tebligat adresini kooperatife bildirmesine rağmen ihtarnamelerin oturmadığı adrese gönderildiğini, mahkeme kararı ile iptal edilen Temmuz ve Aralık ayına ait 2.000,00TL’nin hesaba katıldığını, davacının icra dosyalarına yatırdığı 7.168,00TL + 5.000,00TL ve 2.750,00TL’nin dikkate alınmadığını belirterek, müvekkili ile ilgili olarak alınan çıkarma kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kooperatif ortağı davacının aidatlarını hiç bir zaman düzenli ödemediğini, aidat ödemeden konut sahibi olmak istediğini, bu nedenle aidat borçlarını ödemesi için …barkot numaralı taahhütlü mektup gönderildiğini, davacının bu bildirim üzerine ödeme yapmaması üzerine Ankara … Noterliğinin 06/12/2013 ve 03/01/2014 günlü 1.ve 2.ihtarnameler gönderilerek aidat borcunu ödemesinin istendiğini, verilen önellere rağmen davacının ödeme yapmaması karşısında 10/02/2014 gün ve 6 sayılı çıkma kararının
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

alınarak durumun Ankara … Noterliğinin 12/02/2014 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kendisine bildirildiğini, ihtarnamelerin davacının dava konusu ettiğini, tahsisi yapılan adrese tebliğ edildiğini, ayrıca davacının Sincan … Noterliğinin 20/09/2010 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tebligat adresinin “…Mahallesi … Sok. No:.. Sincan/Ankara”olduğunu açıkladığını, yasal süre içerisinde dava açmaması nedeniyle çıkarma kararının kesinleştiğini ve ortaklığnın son bulduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, Tasfiye Halinde S.S. Kaynar Konut Yapı Kooperatifi ortağı davacının, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle Yasa’nın 27. ve ana sözleşmenin 14. maddesi gereğince ortaklıktan çıkarılmasına yönelik ihraç kararının iptali talebinden ibarettir.
Kooperatif defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 12/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitler incelenmiştir.
K.K.’nun 16. maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede gösterilir.”denilmektedir. Bu hüküm gereğince kooperatif anasözleşmelerinde çıkarılma nedenleri gösterilmiştir. Yapı kooperatifi örnek anasözleşmesinin 14. maddesinde; “Parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden otuz gün içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin kooperatif ortaklığından çıkarılabileceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda davacı kooperatife olan akçeli yükümlülüklerini yerine getirmediği için ortaklıktan çıkarılmış bulunmaktadır. Kooperatifler Kanununun 27. maddesine ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde de ortakların akçeli yükümlülüklerinin yerine getirmemeleri ihraç sebebi olarak kabul edilmiş ve çıkarmaya yelkili organın yönetim kurulu olduğu belirtilmiş bulunmakladır. Kooperatifler Kanununun 27. maddesine göre, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir ortağın ihracına karar verilebilmesi için ortağın ödemelerini anasözleşmede öngörülen sürede ödemeyerek geciktirmesinden sonra, asgari 10 gün ve bir aylık süreler verilerek ortağa iki ayrı ihtar yapılması gerekir. Öte yandan ihtarlarda borç miktarları ortağa ayrıntılı olarak açıklanmalı ve borç miktarları aynı olmalıdır Nihayet ihtarlarda ortağa, borcunu ödemediği takdirde hakkında ihraç kararı verileceği de açıkça belirtilmelidir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; Kooperatif ortağının ihracında, kendisine bildirilen borç miktarlarının gerçek ve doğru olması gerektiği, davalı kooperatifin dosyaya sunduğu muavin defter dökümleri gereğince ihtarnamede ayrıntısına yer verilen ödemeler dışında davacının icra dairesine yaptığı ödemeler düşülmeksizin borç hesabının yapıldığı, bu durumda borç miktarının gerçeği yansıtmadığı, o halde gerçek borç rakamını içermeyen ihtarnameler nazara alınarak çıkma kararı verilemeyeceği sonuç ve kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın kabulüne ilişkin mahkememizin 2014/523E., 2015/604K. sayılı ilamı davalı kooperatif tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 23. HD.’si 05.06.2018 gün ve 2016/3650E., 2018/3533K. sayılı ilamı mahkememiz hükmünü bozmuştur. Bozma ilamında özetle; “Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında; davalı kooperatifin dosyaya sunduğu muavin defter dökümleri gereğince ihtarnamede ayrıntısına yer verilen ödemeler dışında davacının icra dairesine yaptığı ödemeler düşülmeksizin borç hesabının yapıldığı, bu durumda borç miktarının gerçeği yansıtmadığı, o halde gerçek borç rakamını içermeyen ihtarnameler nazara alınarak ihraç kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasıdır. Davalı kooperatifin davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

savunması mevcuttur. Böyle bir savunma olmasa bile hak düşürücü süre mahkeme tarafından re’sen incelenmelidir. Somut olayımızda mahkemece konuya ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. İhraç kararı tebliği davalının MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre 14.02.2014 tarihinde tebliğ edilmesine dava ise 3 aylık hak düşürücü süreden sonra 28.10.2014 tarihinde açılmış olmasına rağmen, süre konusu tartışılmadan davanın esasının incelenmesi doğru görülmemiş, hak düşürücü süre konusunun mahkemece tartışılıp değerlendirilmesini teminen esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılmadan, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” denmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada bozma ilamına uyulmuş ve bu doğrultuda değerlendirme yapılmıştır.
Davanın konusu yukarıda da açıklandığı üzere kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin olarak yönetim kurulunca verilen kararın iptali istemine ilişkindir.
Davalı kooperatif tarafından üyeleri olan davacı hakkında parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla 06.12.2013 tarihli birinci ihtarnameyi çekmiş, akabinde 03.01.2014 tarihli ikinci ihtarnameyi çekmiş, yazılı borcun ödenmediği gerekçesiylede davacı hakkında 10.02.2014 tarihinde üyelikten ihraç kararı verilmiştir. Bu kararında davacıya Ankara … Noterliğinden çekilen 12.02.2014 gün ve … yevmiye nolu ihtarname ile bildirmiştir. Her üç noter tebliği davalının “… Mahallesi, … Sokak, No:…Sincan/Ankara” adresine gönderilmiş ve TK.’nun 21. maddesine uygun olarak tebliğ edilmiştir. En son tebligat (içinde ihraç kararı bulunan) davacıya bu adreste 14.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacının mahkememizde açmış olduğu davalarda ve kooperatifle yaptığı yazışmalarda kullandığı adresde burasıdır. Dolayısıyla ihraç kararının davacıya 14.02.2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiğini kabul etmek gerekmiştir.
Niza konusu edilen 10.02.2014 tarih ve 6 sayılı ihraç kararına karşı iptal davacı 28.10.2014 tarihinde açılmıştır. 1163 sayılı yasanın 16. maddesinde iptal davacının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde açılacağı bildirilmiştir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Kararın tebliğ edildiği 14.02.2014 tarihinden sonra yasal üç aylık süre fazlasıyla geçirildikten sonra iş bu dava açılmıştır. Bu durumda iş bu dava yasal (hak düşürücü) sürede açılmadığından reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 25,20TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,70TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan 90,10TL tebligat ve posta gideri ile 143,50TL temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 233,60TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, temyiz kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, temyiz incelemesinin Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.31/10/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı imzalı