Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/609 E. 2018/646 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/609 Esas – 2018/646

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/609 Esas
KARAR NO : 2018/646

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2013
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
K.YAZIM TARİHİ : 02/11/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı firma ile müvekili firmanın davalı firmanın “Anadolu Eskişehir Şişe Cam Projesinin” malzeme ihtiyacı için anlaştığını, bu anlaşmaya dair 3005.2012 tarihli malzeme kiralama sözleşmesinin davalıya elektronik posta ile gönderildiğini, davalı tarafında elektronik posta yolu ile almış olduğu sözleşmeyi kabul ettiğini, müvekkili firmaca bu sözleşme doğrultusunda davalı firmanın “Anadolu Eskişehir Şişe Cam Projesinin” malzeme ihtiyacı için 15/05/2012 tarihinden 05/07/2012 tarihine kadar kiralık olarak talep etmiş olduğu malzemelerin 23 adet sevkiyatla davalı firmaya teslim edildiğini, müvekkili firma tarafından davalı firmaya kiralık olarak teslim edilen bu malzemelerin davalı firmaca bir yıldan fazla süre kullanıldığını, davalı firmanın kiralama süresi sonunda kira konusu malzemelerin bir kısmını müvekkili firmaya teslim ettiğini, bu malzemelerin davalı firma tarafından müvekkili firmaya iadeleri yapılırken iadeye ilişkin sevk irsaliyelerinin düzenlendiğini ve iade yazılı olarak yapıldığını, iade esnasında arızalı olduğu tespit edilen malzemelerin sevk irsaliyelerinde hasarlı olduğu şerhi düşülerek bu hali ile teslim belgelesinin davalıya verildiğini, kira konusu olan bu malzemelerin kira süresi sonunda, davalı firma tarafından düzenlenen sevk irsaliyeleri ile müvekkili firmaya teslim edilirken, bir kısım malzemelerin eksik olduğu, bir kısmının da hasarlı olduğunun teslim edildiğini, davalı tarafından müvekkili firmaya teslim edilen arızalı malzemelerin hasarlı olduğunun davalı firmaya gönderilen elektronik posta yazışmaları ile bildirildiğini, bu malzemeler teslim alınırken hasarlı olduğu tespit edilen malzemelerin teslim belgelerine, arızalı olduğu şerhi düşülerek iade belgesinin davalıya teslim edildiğini, taraflar arasında anlaşmaya varılan 30/05/2012 tarihli kiralama sözleşmesinin 9.maddesinde; …”kiralama süresi sonunda hiç iade edilmeyen; hasarlı veya kullanılamaz durumda olan malzemeler (geri verilmiş olsalar dahi) iade tarihindeki kiralayana ait liste fiyatları üzerinde kiracıya fatura edilir….” hükmünün yer aldığını, anlıan sözleşme maddesi gereğince davalı firmanın yukarıda liste halinde belirtilen; iade edilmeyen malzemelerin ve hasarlı iadesi yapılan malzemelerin iade tarihindeki liste fiyatları üzerinden hesap edilen bedeli müvekkili firmaya ödemesinin gerektiğini, müvekkili firma tarafından 23/10/2013 tarihli …seri numaralı ve 23/10/2013 tarihli … numaralı faturalarda iade edilmeyen ve hasarlı iadesi yapılan malzemelerin listesinin yazıldığını ve bedellerin davalı firmaya fatura edildiğini, Ankara …Noterliğinin …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu iki faturanın da eklenmek suretiyle davalıya 23/10/2013 tarihli …seri numaralı faturalarda belirtilen iade edilmeyen eksik malzemelerin bedeli olan 65.812,52TL ve 23/10/2013 tarihli … numaralı faturalarda belirtilen hasarlı iadesi yapılan malzeme bedeli olan 57.695,13TL olmak üzere toplam 123.507,65TL’nin ödenmesinin ihtar edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iadesi yapılmayan ve hasarlı iadesi yapılan malzemelerin bedeline karşılık şimdilik 100,00TL’nın ihtarnamenin tebliği tarihi olan 31/10/2013 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili tarafından kabul edilmiş, imzalanmış herhangi bir kira sözleşmesinin bulunmadığını, davacı tarafından sunulan sözleşmenin müvekkili tarafından kabul edilmediğinden uyuşmazlığın çözümünde esas alınmayacağını, müvekkili tarafından kiralanan malzemelerin tamamının davacıya iade edildiğini, iade edilmeyen eksik malzemelerin söz konusu olmadığını, davacı tarafından müvekkiline ya da teslime yetkili sigortalı çalışanına teslim edilmiş herhangi bir malzemenin sözkonusu olmadığını, davacının teslim ettim diye dava dilekçesinde ek-2 olarak sunduğu sevk irsaliyelerinin hiçbirisinin müvekkiline teslimi yapılmış malzemeler olmadığını, davacının söz konusu irsaliyeleri teslim alan olarak imzattığı kişilerin müvekkili tarafından tanınmayan kişiler olduğunu, bu nedenle işbu irsaliyelerin müvekkili aleyhine delil olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin kendisine kiralanan malzemelerin tamamını davacıya iade ettiğini, davacı tarafından teslim alınırken bir kısım ürünlerin yanına “arızalı” şerhi konulduğunu, lakin bu şerhlerin davacı tarafından tek taraflı konulduğunu, müvekkili şirket yetkililerinin ya da mühendislerinin muayene edip onayladığı hususlar olmadığını, müsnet arızalarla ilgili davacı tarafından mail yolu ile bildirimde bulunulmuş ise de müvekkili tarafından bu isnatların kabulünün sözkonusu olmadığını, davacının hemen ayıbı tespit ettirip normal kullanımından mı yoksa kötü kullanımından mı kaynaklandığının da belirtilmesinin gerektiğini, davacının müvekkiline kiraladığı menkullerin tamamının iade edildiğini, iade işleminin en son 06/04/2013 tarihinde yapılarak tamamlandığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davacının ticaret sicil kaydı, tarafların ticari defter ve kayıtları, mahallinde yapılan keşif sonrası alınan 18/06/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kira sözleşmesinden kaynaklı, kira konusu malzemelerin bir kısmının hiç iade edilmemesi, bir kısmının hasarlı olarak iade edilmesinden doğan tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde esasa dair verilen 10/09/2015 tarihli karar, Yargıtay 3.HD’nin 21/06/2018 tarih 2017/8280E.-2018/6898 K. sayılı ilamı ile; “01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacının kira ilişkisinden kaynaklanan talebininin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi görevi 6100 Sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esasının incelenmesi doğru görülmediği” belirtilerek mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mevcut dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 29/11/2013 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Eldeki davada, dava konusu kira sözleşmesinden kaynaklı kira konusu malzemelerin bir kısmının hiç iade edilmemesi, bir kısmının hasarlı olarak iade edilmesinden doğan tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta kira sözleşmesi nedeniyle borç bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiğinden davanın açıldığı 29/11/2013 tarihinde yürürlükte olan HMK.nun 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Bu açıklamalara göre, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan davanın HMK 114/1-c ,115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/10/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı