Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/591 E. 2021/705 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/591 Esas – 2021/705
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/591 Esas
KARAR NO : 2021/705

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA :Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/06/2016
KARAR TARİHİ:28/09/2021
K. YAZIM TARİHİ:12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının babası olan dava dışı … arasında 17.08.2015 tarihli şirket hisse devri protokolü imzalanmış olduğunu, anılan protokol ile hisse devri karşılığı müvekkiline 2015 yılının Eylül, Ekim ve Kasım aylarında üç eşit taksitle toplam 150.000,00 TL ödeneceği, protokol ekindeki borçların şirket tarafından üstlenileceği ve müvekkilinin şahsi borçlarını ödendiği zaman, müvekkilince teminat olarak tapuda davalı adına devri yapılan taşınmazın müvekkilinin iade edileceğinin hüküm altına alındığını, ancak müvekkiline bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi, şirketin üstlendiği borçların da müvekkilince ödenmeye devam edildiğini, üstelik müvekkilinin kendi yükümlülüğünü yerine getirmiş ve şahsi borçlarının tamamını kapatmış olmasına karşın teminat olarak davalı üzerinde bulunan taşınmazın halen müvekkiline iade edilmediğini, anılan sebeple önce davalının babası olan dava dışı …’a Ankara … Noterliğinin 15.09.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek taşınmazın iadesi ve diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesinin talep edildiğini, Ankara … Noterliğinin 18.09.2015 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile müvekkilinin bu taleplerinin reddedildiğini, anılan ihtarnameden ve şifahi görüşmelerden bir sonuç alınamaması üzerine taraflarınca davalıya Ankara … Noterliğinin 04.03.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ikinci ihtarnamenin keşide edildiğini, ikinci ihtarnameden de sonuç alınamaması üzerine işbu davanın açılmak zorunda kaldığını beyan ederek; Ankara İli, … İlçesi tapusunda … ada, … parselde bulunan ve davalı adına kayıtlı taşınmaz hissesinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, anılan taşınmazın tapu kaydı üzerine üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi açısından ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile dava dışı … arasında 17.08.2015 tarihli şirket hisse devri protokolü imzalanmış olduğunu,… içerisinde bulunan…Ltd. Şti.’ne ait %50 hissesini dava dışı …’a devrettiğini, protokole göre, davacı yanca müvekkiline teminat olarak Ankara İli, … İlçesi tapusunda … ada, … parselde bulunan …nolu dükkânın verildiğini, protokolün 1. maddesinde açıkça görüleceği üzere davacı yanca müvekkiline teminat olarak verilen taşınmazın iadesinin ancak… tarafından borçlanılan hususların ödenmesi şartına bağlandığını, protokolün 2. maddesinde ise devir esnasında doğmuş ve doğabilecek personel borçları, SGK prim borcu, vergi, harç vs. her türlü resmi kurum alacakları ile ekte sunulan ve mutabık kalınan güncellenmiş ödemeler listesinde belirtilen daha önce… tarafından şirket adına yapılan harcamalardan ve protokol sonrası doğan borçlardan davacının sorumlu olacağının belirlendiğini, bu maddeden de açıkça görüleceği üzere davacının sorumlu olmadığı borçların protokol ekinde mutabık kalınan güncellenmiş ödeme listesinde belirtilen ve ödenmiş borçlar ile daha önce davacı yanca ödenen borçlar olduğunu, yine protokolün devamı maddelerinde davacı adına bulunan şahsi borçların davacı tarafından ödeneceği, davacı yanca şahsi olarak … yönetimine verilen eski şirket … Şti. adına verilen ve geçerliliği kalmayan kıymetli evrakın iadesinin sağlanacağı, şirket adına alınmış ve… kullanımında olan kredi kartlarının bankasına iade edileceğinin kararlaştırıldığını, davacı yanın protokolde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirilmemesine karşın, soyut beyanlar ile haksız olarak taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ve kendisi adına tescilini istemekte olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde şirketin üslendiği borçların kendisi tarafından ödendiğini, ayrıca protokole göre kendi yükümlülüğünü yerine getirdiğini, şahsi borçlarınının tamamını kapatmış olduğunu iddia ederek dava konusu taşınmazın tarafına iade edilmesini talep ettiğini, davacı yanın bu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, zira davacının protokolün imzalanması aşamasında eksik bilgi vererek ödediğini belirttiği borçlarını ödememiş olduğunu ve var olan diğer borçlarını saklamış olduğunu, davacı yanın kişisel borçlarını ödediği ayrıca şirket adına borçlarını ödediği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, şirket adına olan tüm borçların şirket tarafından ödendiğini, davacının ödediğini beyan ettiği güncellenmiş ödeme listesinde yer alan pek çok borcun müvekkili ve dava dışı … tarafından ödendiğini beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :… Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nden tapu kaydı, Ankara …Noterliği’nin 18/09/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin onaylı sureti, Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, tanık anlatımları, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesince alınan 13/02/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu, mahkememizce mahallinde yapılan keşif, keşif sonrası düzenlenen 17/04/2019 tarihli bilirkişi raporu, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 12/03/2020 tarihli kök rapor ile 17/12/2020 tarihli ek rapor, 29/06/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kayden açılan davada yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar, Ankara BAM 21. Hukuk Dairesinin 12/07/2018 tarih 2018/1178 – 803 karar sayılı ilamı ile davaya bakma görevinin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu belirtilerek kaldırılmış, dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tanığı … yeminli beyanında; davacının kardeşi olduğunu, davacının davalının babası … ile … Ltd. Şti.’ni kurduklarını, ancak işleri iyi gitmediği için davacının hissesini davalının babasına devrettiğini, her ne kadar hisse …’a devredilmiş ise de bu işlemlerle oğlu …’ın ilgilendiğini, şirketin borçlarının olduğunu, buna ilişkin şirket hisse devri protokolü düzenlendiğini, teminat olarak davacının… ilçesindeki dükkanını …’a devrettiğini, protokolde belirtilen borçlar ödendiğinde teminat olarak verilen dükkanın da iade edilecek olduğunu, borçların yaklaşık 800.000 TL’sini kendisinin ödediğini, belgelerini de davacının avukatına teslim ettiğini, bildiği kadarıyla borcun tamamının ödendiğini ancak teminat olarak verilen taşınmazın iade edilmediğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı… yeminli beyanında; kendisinin … Ltd. Şti.’nin muhasebecisi olarak görev yaptığını, halen muhasebe işlerini kızının devam ettirdiğini, şirketin paraya ihtiyacı olduğu için şirket ortaklarının belli bir para şirkete vermeleri gerektiğini, …’ın parası olmadığı için kendisinin …’a…’a ait bir taşınmazı devir almasını, parasını da şirkete vermesini, … tarafından paranın ödenmesi halinde taşınmazın iade edilmesini teklif ettiğini, teklifinin kabul gördüğünü, taşınmazın …’ın oğluna devredildiğini, aralarında daha sonra bir protokol düzenlendiğini, her iki tarafın da protokole uyulmadığını iddia ettiğini, ancak kendisinin bu protokolde belirtilen hususların yerine getirilip getirilmediği hususlarında bilgisinin olmadığını, bu aşamalarda davacının öncelikle hissesinin %50’sini daha sonra tamamını …’a devrettiğini, bu devir işlemleri yapıldığı sırada protokol düzenlendiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı … yeminli beyanında; davacıyı tanıdığını, davalının da davacının akrabası olduğunu, tarafların … Ltd. Şti.’ne ilişkin aralarında protokol düzenlediklerini, bu protokol düzenlenirken kendisinin de Av. …’ın bürosunda hazır bulunduğunu, ancak daha sonra …’ın protokolde belirtilen hususları yerine getirmediğini…’dan duyduğunu, davacının yapmış olduğu ödemelere ilişkin de bilgi sahibi olmadığını, şirket hissesi devredilirken davacının davacının bir taşınmazını teminat olarak davalıya vermiş olduğunu, davacının herhangi bir borcu kalmamasına rağmen taşınmazın iade edilmemiş olduğunu beyan etmiştir.
Davalı tanığı … yeminli beyanında; davacının kendisinin amcasının oğlu olduğunu, kendisine öncesinde borç verdiğini, daha sonra davacıya ait …’nün tek şirketine oğlu için ortak olduğunu, 2014 yılının 10.ayında aldığı hisseye karşılık parasını ödediğini, ancak sözleşmenin 2015 yılının Şubat ayında yapıldığını, hisse devrinin de 2015 yılının Nisan ayında yapıldığını, bu aşamada şirketin batık olduğunu anladığını, davacının şahsi borçlarını şirketin parasından ödediğini öğrendiğini, şirketin işlerinin devam edebilmesi için hissedarların şirkete para vermesi gerektiğini, kendisini 300.000 TL verdiğini, …’ın parası olmadığı için onun hissesine düşen 300.000 TL’yi de kendisinin ödediğini, güvence olarak da dava konusu taşınmazı oğlunun adına devraldığını, davacının hissesine düşen ve kendisinin ödediği 300.000 TL’yi ödediğinde dükkanın iade edileceğini, ancak davacının hiçbir ödeme yapmadığını, ödediği 300.000 TL haricinde davacının 4 milyon TL civarında kendisine borcu olduğunu, ancak hiçbirini ödemediğini, kendisinin şirketin tamamını devraldıktan bir gün sonra protokolün davacı tarafından hazırlandığını, neden 300.000 TL’nin protokolde yazıldığını bilmediğini beyan etmiştir.
Bilirkişiler Av. … ve …, 13.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 17.08.2015 tarihli protokol ile…Ltd. Şti. deki %50 hissesinin, şirketin %50 hisseli sahibi dava dışı …’a devredildiği, protokol hükümleri gereği davacının sadece şahsi borçlarından sorumlu olduğu, diğer borçların tamamının … Şti. ne devredildiği, şahsi borçların şirket ya da dava dışı diğer şahıslar tarafından ödendiğine ilişkin kayıt ve bulguların tespit edilemediği, şirketin ve dava dışı …’ın, şirket borçlarını ve protokol ekli listedeki ödemeleri gerçekleştirdiği, davacı… tarafından borçlanılan hususların ödenmesi sonrası taşınmazın … tarafından davacıya iadesinin kararlaştırıldığı, ancak protokolde davacıya şahsi borç ve kredi kartlarının iadesi borcunun yüklenildiği, bu şartların davacı yanca yerine getirildiği, protokol ekindeki ve diğer tüm borçlardan şirketin tamamen sorumlu olduğunun belirtildiği, bu durumda davacı yanın ödemesi gereken borcun kalmadığının kararlaştırıldığı yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Mahkememizce, davaya konu taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin tespiti bakımından mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi M. … tarafından düzenlenen 17/04/2019 tarihli raporda özetle; Ankara ili… ilçesi… Mahallesinde kain … parseli teşkil eden 756,00 m² yüzölçümlü arsa vasfındaki taşınmazda yer alan zemin kat … nolu dükkanın, inşaat yoğunlu, yüzölçümü, emsallerin alım-satım rayiçleri, bulunduğu bölgenin soyo-ekonomik özellikleri, yatırım cazibesi ve değerine etki edebilecek olumlu/olumsuz bütün parametreler ile günün ekonomik koşulları da dikkate alınarak taşınmazın değerinin dava tarihi olan 24/06/2016 itibariyle 542.560,00 TL, keşif tarihi olan 24/01/2019 itibariyle 896.000,00 TL olduğu, söz konusu bedelin 1/2 hissesinin …’a, 1/2 hissesinin …’a ait olduğu bildirilmiştir.
Tespit edilen taşınmaz değeri üzerinden eksik kalan harç davacı tarafça tamamlanmıştır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, hisse devri protokolü çerçevesinde davacının edimlerini yerine getirip getirmediğinin ve herhangi bir borcu bulunup bulunmadığının tespiti bakımından dosya ticari şirketler konusunda uzman bir mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen 12/03/2020 tarihli kök raporda ve itiraz üzerine alınan 17/12/2020 tarihli ek raporda özetle; Davacı… ile dava dışı … arasında düzenlenen 17.08.2015 tarihli şirket hisse devri protokol incelendiğinde, davacının kendisine iadesini talep ettiği gayrimenkullün “protokol gereği… tarafından borçlanılan hususların ödenmesi sonrası tekrar…’a iade edileceği” şartına bağlandığı, ancak protokol ve ekinde… tarafından borçlanılan hususların neler olduğuna ilişkin hiçbir açıklama ve borç listesi verilmediği, aynı protokolün 2. maddesinde; “Devir esnasında doğmuş ve doğabilecek personel borçları, SGK (SSK) prim borcu, vergi harç vs. her türlü resmi kurum alacakları ile ekte sunulan ve mutabık kalınan güncellenmiş ödemeler listesinde belirtilen, daha önce… tarafından ödenen, Şirket adına yapılan harcamalara ait borçlardan artık sorumlu olmayacak, bu protokolün yapılmasından sonra borçlar Şirket tarafından ödenecektir.” ifadelerine yer verildiği için, bir önceki maddede geçen “… tarafından borçlanılan hususlar” ifadesinden…’ın şahsı adına yapmış olduğu borçlanmaların anlaşılması gerektiği kanaatinin hasıl olduğu, davalı tarafça davacı adına ödendiği iddia edilen borçların tamamının şirket faaliyetlerinden kaynaklı borçlar olduğu için 17.08.2015 tarihli şirket hisse devri protokolünün 2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafça şirket ortaklığından bağımsız davacının şahsına ait borçların ödendiğini gösteren herhangi bir ödeme belgesine rastlanılmadığı, her ne kadar davalı tarafça…’ın şirket adına çıkarttığı fakat ekstreleri ile kontrol edilebilecek şahsi harcamaları sebebi ile 27.558,25 TL borç söz konusu olduğu, faiziyle birlikte 45.867,75 TL’ye ulaştığı ifade edilmiş olsa da, tarafıma sunulan belgelerden söz konusu borçların…’ın şahsına ait borç olduğuna ilişkin kesin bir kanaat oluşmadığı, diğer taraftan davalı vekili protokol hazırlanırken davacının gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu iddialarının değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Dosya kapsamında alınan 13/02/2018 tarihli rapor ile 12/03/2020 tarihli raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla, çelişkinin giderilmesi ve uyuşmazlığın çözümü bakımından dosya tekrar bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, düzenlenen 29/06/2021 tarihli raporda özetle; Huzurdaki davanın şirket hisse devir protokolünün teminatı olarak davalıya devredilen taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin olduğu, davacı ve dava dışı … arasında akdedilen 17.08.2015 tarihli Şirket Hisse Devir Protokolü’ne göre davacı…’ın şirketteki %50 hissesini dava dışı …’a devrettiği, bu hususun ticaret sicil kayıtları ile de sabit olduğu, söz konusu protokolde davacı tarafından borçlanılan hususların yerine getirilmesi karşılığında davalıya teminat olarak devredilen dava konusu Ankara İli, … İlçesi,… parselde kayıtlı zemin kat … nolu bağımsız bölüm dükkanının 1/2 hissesinin davacıya iadesinin kararlaştırılmış olduğu, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılan incelemeler sonucunda davacıya yükletilen şahsi barçların dava dışı … ve…Ltd.Şti. tarafından ödendiğine ilişkin kayda rastlanmadığı,… ve…Ltd.Şti. tarafından ödenen borçların 17.08.2015 tarihli protokol ile şirkete ait olan ve davacının sorumluluğu sona eren borçlara ilişkin olduğu, dosyadaki kanıt durumuna göre protokol bağlamında davacının ödemesi gereken bir borcun tespit edilmediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek; dava, tapu iptali tescil talebine ilişkindir.
Dava konusu Ankara İli… İlçesi…ada … parselde kayıtlı zemin kat dükkan niteliğindeki … nolu bağımsız bölümün ½ hissesinin öncesinde davacı… adına tapuda kayıtlı olduğu, … tarafından 21/05/2015 tarih ve … yevmiye numaralı resmi senet ile davalı …’a satıldığı, halen taşınmazın ½ hissesinin davalı … adına tapuda kayıtlı olduğu hususları tartışmasızdır.
Hemen belirtilmelidir ki, bir davada maddi olgu ve olayları (vakıaları) bildirmek taraflara, bildirilen bu olay ve olgulara göre hukuki nitelendirmeyi yapmak, uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak kanun hükmünü bulup uygulamak hâkime aittir.
Davacı… ile dava dışı … arasında imzalanan 17/08/2015 tarihli şirket hisse devri protokolünün 1.maddesine göre “… tarafından teminat olarak …’a verilen Ankara ili… ilçesi … nolu dükkan … Mah. … adresindeki dükkan iş bu protokol gereği… tarafından borçlanılan hususların ödenmesi sonrası tekrar…’a iade edilecektir.”
Yine protokolün 4-5 ve 6.maddelerinde ise…’ın bu protokol gereği borçlandığı hususlar; adına bulunan şahsi borçlarının kendisi tarafından ödenmesi, … tarafından şahsi olarak … yönetimine verilen eski şirket …Şti. adına verilen ve geçerliliği kalmayan senet, çek vs. teminat belgelerinin hisse devri yapıldığında iadesi ve şirket adına alınmış ve… kullanımında olan kredi kartları varsa bunların bankasına iadesi olarak davacı ile dava dışı …’ın tarafların imzası ile hüküm altına alınmış olup bu protokol davalı tarafından da kabul edilmiştir.
Davacı…’ın dava konusu taşınmazı teminat amacıyla davalıya devretmesi inançlı işlem niteliğinde olup inanç sözleşmesi inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle teminat teşkil etmek veya idare olunmak üzere mal varlığına dahil bir şey veya hakkı aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Başka bir deyişle, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır.
Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece protokol gereği borçlandığı hususları ödemesi ile taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.
Değişik bir bakış açısıyla taşınmazın mülkiyeti inanılana (alacaklıya) geçmiştir. Taşınmazda inanarak satanın (borçlu) mülkiyet hakkı kalmadığı gibi, alıcının bu mülkiyet hakkı üzerinde kurulmuş olan bir rehin hakkından da söz edilemez.
Bu durumda; gayrimenkul rehni bakımından geçerliliği olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 873. maddesinin inanç sözleşmelerine dayalı temlike konu taşınmazlar bakımından uygulama yeri olmadığı da kuşkusuzdur. Nitekim bu düşünce Hukuk Genel kurulunun 23.5.1990 günlü ve l990/1-202-315 sayılı kararında da aynen benimsenmiştir.
İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir (818 sayılı Borçlar Kanunu(BK) madde 81; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK) madde 97). Anılan sözleşmelerde taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken inançlı işlemin sona erme sebeplerini, devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de BK’nın 19. ve 20., TBK’nın 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.
İnanç sözleşmelerinin, tarafları arasında onların gerçek iradelerini ve akitten amaçladıklarını yansıtması bakımından geçerli olduğu, taraflarına Borçlar Kanunu çerçevesinde nisbi haklarını talep etme olanağını verdiği tartışmasızdır.
Somut olayda; dosya kapsamındaki belgeler, tanık beyanları ve bilirkişi raporları dikkate alındığında davacı ve dava dışı … arasında akdedilen 17.08.2015 tarihli Şirket Hisse Devir Protokolü’ne göre davacı…’ın şirketteki %50 hissesini dava dışı …’a devrettiği, bu hususun ticaret sicil kayıtları ile de sabit olduğu, söz konusu protokolde davacı tarafından borçlanılan hususların yerine getirilmesi karşılığında davalıya teminat olarak devredilen dava konusu Ankara İli, … İlçesi,… parselde kayıtlı zemin kat 10 nolu bağımsız bölüm dükkanının 1/2 hissesinin davacıya iadesinin kararlaştırılmış olduğu, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılan incelemeler sonucunda davacıya yükletilen şahsi barçların dava dışı … ve…Ltd.Şti. tarafından ödendiğine ilişkin kayda rastlanmadığı,… ve…Ltd.Şti. tarafından ödenen borçların 17.08.2015 tarihli protokol ile şirkete ait olan ve davacının sorumluluğu sona eren borçlara ilişkin olduğu, dosyadaki kanıt durumuna göre protokol bağlamında davacının ödemesi gereken bir borcun tespit edilmediği, bu nedenlerle davacı…’ın protokol kapsamında borçlanmış olduğu hususları yerine getirmiş olduğu ve dolayısıyla dava konusu taşınmazın iadesini talep etme hakkı bulunduğu kanaatine varılmış olup davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmekle aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; dava konusu Ankara ili… ilçesi…parsel sayılı taşınmazda zemin kat dükkan nitelikli 10 nolu bağımsız bölümde davalı … adına kayıtlı 1/2 hissenin tapu kaydının iptali ile, iptal edilen hissenin … TC kimlik nolu… adına tapuda kayıt ve tesciline,
Kısa kararın beklenmeksizin… Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 18.531,13 TL harçtan peşin alınan 1.280,82 TL harç ile 3.351,96 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 13.898,35 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/05/2018 tarih ve … esas, … karar, … harç nolu harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iade edilmesinin istenilmesine,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 1.280,82 TL peşin harç, 3.351,96 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.666,28 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 3.750,00 TL bilirkişi ücreti, 253,80 TL keşif harcı, 60,00 TL keşif yol ücreti, 306,85 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 4.370,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 27.439,60 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/09/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza