Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/584 E. 2018/722 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/584 Esas – 2018/722
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/584 Esas
KARAR NO : 2018/722

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 28/08/2018
KARAR TARİHİ: 15/11/2018
K. YAZIM TARİHİ: 11/12/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin maliki olduğu … plakalı … marka traktörün 30/05/2018 tarihinde …’in sevk ve idaresinde iken tarım ve hayvancılıkla uğraşan müvekkilinin çiftliğine kum taşıdığı sırada traktörün çeki demirinin kopması sonucu kum yüklü römorkun devrilmesi neticesinde traktörün şanzıman kısmının hasarlandığını, traktörün davalı sigorta şirketine… numaralı kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu hasarın tazmini için davalı kasko şirketine başvuru yapılmış ise de başvurularının reddedildiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL alacağın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, başvuru konusunu oluşturan tazminat alacağının dayanağı olan poliçede Dain ve Mürtehin sıfatıyla Ziraat Bankası A.Ş. Kahramankazan Ankara Şubesinin kayıtlı olduğunu ve poliçeye dayalı talep ve dava hakkının öncelikli alacaklı konumunda bulunan bankaya ait olduğunu, davacı sigortalının müvekkili şirket aleyhine talep ve dava hakkı bulunmadığından iş bu davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu … plakalı traktörün müvekkili şirket nezdinde 01/12/2017-2018 dönemi arasında Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, bu traktörün 30/05/2018 tarihinde hasarlandığının bildirilmesi üzerine müvekkili şirket tarafından … no.lu hasar dosyası açıldığını ve hasarın tespiti amacıyla aldırılan ekspertiz raporuna göre hasarın Kasko Genel Şartları A1 maddesinde belirtilen sigorta konusu risklerden birinden kaynaklanmadığı, A-5-8’de belirtilen kapsam dışı hasarlardan birini teşkil ettiğinin tespit edildiğini, Kasko Genel Şartları A 4-15 maddesi gereğince ek teminat altına da alınmaması nedeniyle 05/07/2018 tarihli yazıları ile red cevaplarının davacı yana iletildiğini, meydana gelen hasarın teminat haricinde olup, müvekkili şirketin tazmini gerektiren bir sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesinin (k) ve (l) bentlerinde tüketici ve tüketici işleminin tarifi yapılmıştır. Buna göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Yine aynı Kanunun 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez düzenlemesine yer verilmiştir.
Eldeki davada, davacı taraf, … plakalı … marka traktörün davalı şirket nezdinde 01/12/2017-01/12/2018 devresi için Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, traktörün 30/05/2018 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza neticesi hasarlandığını, bu hasarın tazmini için davalı sigorta şirketine yapılan başvurularının reddedildiğini belirterek tazminat talep etmekte, davalı ise meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında kaldığını belirterek davanın reddini savunmaktadır.
Öncelikle halledilmesi gereken mesele, davacının tacir olup olmadığı ile davaya konu aracın ticari araç olup olmadığı, dolayısıyla davaya bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğunun tespitine dairdir.
Dosyada mevcut ruhsat kaydından, davaya konu aracın cinsinin traktör, kullanım amacının ise “Zirai Araç- HUSUSİ” olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacı tacir olmadığı gibi davaya konu aracın da ticari araç olmadığı, ruhsat kaydında tescil şeklinin açıkça “hususi” olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı “tüketici” sıfatını ve taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi de “tüketici işlemi” niteliğini taşımaktadır. Yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler gereğince 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlüğünden sonra 28/08/2018 tarihinde açılan iş bu davaya Ankara Batı Tüketici Mahkemesinin bakması gerekir. (Y.17 HD. 25.02.2016 T., 2016/1731 E., 216/2279 K.) Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı (Nöbetçi) Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.15/11/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza