Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/575 E. 2019/378 K. 27.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/575 Esas – 2019/378

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/575 Esas
KARAR NO : 2019/378

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2018
KARAR TARİHİ : 27/05/2019
K.YAZIM TARİHİ : 25/06/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas numarasıyla iki şirket arasında yapılan ticari işler neticesinde faturalandırılan alacakların tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davalı borçlu tarafından 24/07/2018 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiğini, bu itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçlu itirazlarında borcun tümüne haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, davalının itiraz ettiği meblağı ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığını, müvekkili şirketin borçlu olduğunu iddia ettiğini, davalıya gönderilen mallara ait irsaliyeli faturalardan malın davalıya satılıp teslim edildiğini, davalının kendisine fatura edilen bedellerine karşı hiçbir itirazı kayıt öne sürmediğini, TTK 21 madde uyarınca itiraz etmeden tebliğ aldığını, davalının söz konusu faturaları ticari defterine işlemesine rağmen hiç ödeme yapmadığını beyan ederek, davalı borçlu tarafından Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafça yapılan haksız ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik itiraz nedeniyle asıl alacağın asgari %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı şirket ile müvekkili şirketin 2013 senesine kadar ortakları aynı olan iki ayrı şirket olarak faaliyet gösterdiğini, 2013 senesinde ortakların şirket ortaklıklarını ayırmaya karar vermesi ile ortaklar arasında imzalanan 01.02.2013 tarihli “Ayrılma Protokolü” başlıklı belge ile ortaklığın sona ermesinin ne şekilde yapılacağı ve hüküm ve sonuçları düzenlendiğini, protokolde taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin ne şekilde tasfiye edileceğinin düzenlendiğini, buna göre tarafların şirket bilançolarını birbirlerine açıklayarak kar/zarar durumuna göre hesap mutabakatı yapılacağı ve taraflardan herhangi birinin alacağının mutabakatın yapılması ile muaccel hale geleceği ve ödemelerin de bu mutabakata göre yapılacağının açıkça düzenlendiğini, ancak müvekkil tarafından tüm hesap ve bilançolar davacı tarafa sunulmuş ise de davacı tarafça hesap ve bilançolar müvekkile ibraz edilememiş dolayısı ile taraflar arasında protokole göre herhangi bir hesap mutabakatı bugüne kadar yapılmadığını, müvekkili şirket kayıtlarına göre cari hesap ilişkisinde müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı konumda olduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile de bu husus açıklığa kavuşacağını, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira talep edilen alacak -alacağın varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte- likit olmadığını, protokole göre taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin tasfiyesi ve tarafların alacak-borç durumlarının belirlenmesi için gerekli hesap mutabakatı yapılmadığından davacı tarafça talep edilebilir muaccel hale gelmiş bir alacak bulunmadığından iddia olunan ve varlığının tespiti yargılamayı gerektiren bir alacak için inkar tazminatı talebi de haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 20/05/2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirmiş olup; dilekçenin Uyap ortamında elektronik imzalı olarak gönderildiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan 20.05.2019 tarihli dilekçe ile de; davalı yanın yargılama gideri ve vekalet ücreti alacağı talebi bulunmadığı bildirilmiştir.
Usulüne göre yapılan feragat beyanının davayı sona erdiren usuli işlemlerden olması nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.059,14 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.014,74 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/05/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı