Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/57 E. 2021/506 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/57 Esas – 2021/506
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/57 Esas
KARAR NO : 2021/506

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN:

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/12/2010
KARAR TARİHİ: 29/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 28/07/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; İtalya … firmasından … adına dünya kış olimpiyat oyunları inşaatı için İtalya’dan 11 tır malzemenin kara yoluyla Ankara’ya getirildiğini ve Ankara’da davalıdan kiralanan araçlara yüklemesinin yapılarak Erzurum’a gönderildiğini, Erzurum’da teslim edilirken ekli listede gösterildiği gibi eksik ve hasarlı olduğunun belirlendiğini, malzemeler indirilmeden davacı şirket tarafından tespiti yapılarak davalı tarafa bildirildiğini, davalı şirketin sigorta şirketine başvurmasına mütakip araçların boşaltılarak hasarlı malzemelerin ayırtıldığını ve sigorta şirketinin yerinde tespit yapmasının sağlandığını ve davacı şirkete bu konuda bilgilendirme yapılacağının söylendiğini, ancak bugüne kadar herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını, hasarlı malzemeler için ihracatçı … firması tarafından yetkili operatörler gelip yerinde hasar tespiti yapıp teleferik malzemesinin eski hale getirilmesi için değişimi gereken parçalar ile zarar gören parçalar ve parçaların parasal değerinin tespit edildiğini, bu tespit için üç kişilik uzman bilirkişisinin geldiğini, bu ekibin giderlerinin de davacı tarafından karşılandığını, bu değişim nedeniyle davacı şirketin de yirmi günlük iş kaybına uğradığını, değişimi gereken parçaların değerinin 12.172,72 Euro tuttuğunu, masrafın ise 6.900,00 Euro tuttuğunu belirterek fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin davalı şirketin ikametgahının bulunduğu Sincan Ankara mahkemelerinin olduğunu, öncelikle davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın esası yönünden ise davacı şirket ile davalı şirket arasında Erzurum Kış Olimpiyat Oyunları kapsamında kullanılmak üzere malzemelerin Ankara’dan Erzurum’a taşınması hususunda anlaşma yapıldığını ve anlaşma konusu olan malların yurt dışından Ankara’ya demir yolu ile getirilip, Ankara’dan Erzurum’a kadar da davalı şirket tarafından … plakalı araç ile taşındığını, yükleme işlemi sırasında taşımayı yapacak olan aracın şoförü tarafından taşınacak malların çok ağır olduğunun ve malın ayaklarının çekemeyeceğinin fark edilmiş ve davacı şirket sorumlusuna ekte sunulan belge ile ihtar edilmiş olduğunu, ancak davacı şirket tarafından bu hususların dikkate alınmayarak taşımanın yapılmasının söylendiğini, taşıma işlemi sonucunda davacı şirket tarafından taşınan mallarda hasar olduğu yönünde davalı şirkete hasar ihbarında bulunulduğunu, bu ihbar sonucunda davalı şirket tarafından sigorta şirketi ile irtibata geçilerek hasarın ihbar edildiğini ve bunun üzerine ekspertiz raporu düzenlendiğini ve meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında olduğunun bildirildiğini, hasarlı kabinin ayak bağlantı yerlerinin yoldaki sarsıntı ve sallanmalar neticesinde kopmuş olduğu, bu hasarın meydana gelmesinde civataların gevşemiş olduğu ve aracın seyir halinde yol koşullarına bağlı olarak sarsılması neticesinde bağlantı yuvalarının esneyerek yırtılmasının etkili olduğu belirtilerek, meydana gelen hasarın temel sebebinin taşınan yükün kendi kusurundan kaynaklandığı ve bu sebeple de nakliyeciye karşı bu hasara ilişkin suç yüklenemeyeceği ve teminat kapsamı dışında olduğu belirtilerek zararın 6.739,65 Euro olduğunun belirtildiğini, bu tespite göre nakliyeci firmaya sorumluluk yüklenemeyeceğini, hasarın malın tren yolu ile Almanya’dan Türkiye’ye gelirken de meydana gelmiş olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, kara taşıması sırasında emtiada meydana gelen hasardan kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine dair verilen 02/02/2016 tarihli karar, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 27/11/2017 tarih 2016/8591E.-2017/6582 K. sayılı ilamı ile, “Dava, taşıma ilişkisinden kaynaklanan zararın tahsili istemine ilişkindir. Davalı, dava konusu hasarın meydana geldiği Ankara-Erzurum nakliyesinin kendisi tarafından yapıldığını kabul ettiği gibi navlun faturasını da davacıya kesmiş olup taraflar arasında taşıma sözleşmesinin kurulduğu uyuşmazlık dışıdır. Bu taşıma ilişkisinde davalı, taşıtan sıfatını haiz olduğundan taşımadan kaynaklanan zararları akidinden isteyebilir. Bu durumda, mahkemece, taraf delillerinin değerlendirilerek uğranılan zarar miktarının tespiti ile hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken davacının, navlun faturasının tarafı olmasının, mal varlığında meydana gelen zararı ispatlayamadığı sürece davacıdan tazminat talep etmesi için yeterli olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 30/10/2018 tarihli hesap bilirkişisi raporu, 07/01/2019 tarihli hesap bilirkişisi ek raporu, 06/09/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 02/03/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu, 23/11/2020 tarihli yeni oluşturulan bilirkişi heyeti raporu alınmıştır.
23/11/2020 tarihli alınan bilirkişi heyeti raporunda, emtianın ambalajsız, paketsiz ve korunaksız olarak yüklenmesinde davacı şirketin sorumluluğunun bulunduğu, ayakların kopması sonucu gerekli tedbirlerin zamanında alınmayarak ve davacı firmaya zamanında haber verilmeyerek meydana gelen hasarın artmasına sebebiyet verildiği için davalı firmanın sorumluluğunun bulunduğu, hal böyle olunca, davacı ve davalının takdiren %50 müterafik kusurlu olduklarının değerlendirildiği, 22.07.2010 hasar tarihi itibariyle l Euro’nun karşılığı 1,9572TL olarak dikkate alındığında, 12.172,72 Euro’nun karşılığı 23.824,45TL olarak hesaplandığı, mahkemece, tarafların %50 oranında müterafik kusurlu oldukları kanaatine ulaşılması halinde, davalı firma meydana gelen hasarın 6.086,36 Euro karşılığı 11.912,22TL’lik kısmından sorumlu olduğu, davalının sorumlu olduğu tutara hasar tarihi olan 22.07.2010 tarihinden itibaren faiz işletilebileceği belirtilmiştir.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler uyarınca, taşımaya konu emtianın göndericisinin dava dışı … SpA isimli şirket olduğu, gönderilenin … olduğu, tesellüm yerinin İtalya, teslim yerinin Türkiye, taşıyıcının ….A.Ş olduğu ve emtianın hasarsız olarak … A.Ş isimli şirkete İtalya’da teslim edildiği, emtianın … plakalı çekici ve … plakalı römorklara yüklenerek 06/07/2010 tarihinde Ankara Tır Müdürlüğüne getirtildiği, İtalya -Ankara taşıması için dava dışı taşıyıcı … A.Ş’ye 2.950,00 Euro tutarlı navlun faturası düzenlendiği, bundan sonra Ankara – Erzurum kısmının karayolu taşımasının davalı şirket tarafından yapıldığı, bu taşıma için 15/07/2010 tarihli navlun faturası düzenlendiği ve navlun bedelinin Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda öncelikli olarak CMR hükümlerinin mi yoksa mülga 6762 sayılı TTK hükümlerinin mi uygulanacağının tespiti gerekmektedir. CMR hükümlerinin uygulanabilmesi için;
-Ücret karşılığı taşıma sözleşmesinin bulunması,
-Taşıma konusunun eşya olması,
-Taşımanın belirli tür taşıtlar ile yapılması,
-Eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığı yer ile teslim edeceği yerin iki ayrı devlet sınırları içinde bulunması ve bunlardan en az birisinin CMR Konvansiyonu’na taraf olması gerekmektedir.
Türkiye 02.08.1995 tarihinde, İtalya ise 03/04/1961 tarihinde CMR Konvansiyonu’na taraf olmuştur. Taşımaya konu emtia İtalya’dan Ankara’ya … A.ş. tarafından taşınmış, Ankara’dan Erzurum’a ise davalı şirket tarafından taşınmıştır. Ankara- Erzurum taşıması için ayrı bir navlun faturası düzenlenmesi sebebiyle ortada iki ayrı taşıma olduğu düşünülebilecek ise de, davacı tarafından sunulan A.TR taşıma belgesi, çeki listesi, …’na kesilen faturadan görüleceği üzere gönderici … SpA ile alıcı … arasında kararlaştırılan teslim şekli olan DDU’nun hemen yanında parantez içinde teslim yeri olarak Erzurum ibaresinin yer aldığı, bu nedenle ortada tek bir taşımanın olduğu, bunun da İtalya – Erzurum/ Türkiye taşıması olduğu, bu sebeple mevcut taşıma ilişkisine CMR kurallarının uygulanması gerektiği, CMR kurallarının uygulanmasında navlunun kimin tarafından ödendiğinin sonuca bir tesirinin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına göre emtianın ambalajlanmadan nakledildiği, emtiada meydana gelen hasarın meydana gelen bir kaza yahut çarpmadan kaynaklanmadığı, meydana gelen hasarın taşıma sırasında telesiyejin önce ayaklarından birinin kopması ile kamyon kasasına düşerek çarpma sonucu oluştuğu, akabinde ikinci ayağın da koptuğu, böylelikle hasarın meydana geldiği anlaşılmıştır.
CMR’nin 17. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Aynı maddenin 2. Fıkrasına göre ise; eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise taşımacı sorumlu tutulamaz. CMR hükümlerine tabi taşımalarda taşıyıcının, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar meydana gelen hasar ve kayıplardan sorumlu olacağı esas olmakla birlikte, anılan Konvansiyon’un 17/4-c maddesinde, yükün gönderici, alıcı veya bunların adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması özel bir risk durumu olarak kabul edilmiş, hasar veya kaybın anılan nedenlerden kaynaklanması halinde taşıyıcının sorumlu olmayacağı hükme bağlanmıştır. Fakat, bu halde dahi taşıyıcının yükün sağlıklı taşınabilmesi için yükleme ve istiflemeye gerekli özeni gösterme ve nezaret etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bahse konu yükümlülüğün ihlali, taşıyıcı bakımından müterafik kusur oluşturacaktır. Somut olayda emtianın ambalajlanmadan korunaksız bir şekilde yüklendiği, telesiyej ünitesinin iki ayağının kopması ile tır içine düşerek hasarlandığı, taşınan emtia üzerinde meydana gelen hasarın taşıma sırasındaki istiflemenin hatalı ve sabitlemenin yetersiz şekilde yapılmış olmasından kaynaklandığı, bu hususun tüm dosya kapsamından sabit olduğu, bu nedenle hasarın oluşumunda taşıtanın kusurlu olduğu değerlendirilmiştir. Ancak dosya kapsamında sunulu bulunan ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere hasarın telesiyej ünitesinin ayak kopmasına bağlı düşmesi sonucu meydana geldiği, taşıyıcının istiflemeye gerekli özeni gösterme ve nezaret etme yükümlülüğü (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere) kapsamında ayakların emtiayı taşıyamayacağı konusunda bilgi verme görevini ve istiflemenin doğru yapılmasına nezaret etme yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin ispata yarar dosya kapsamında bir delil bulunmadığından nezaret etme yükümlülüğünü ihlal etmesi sebebiyle müterafik kusurunun bulunduğu ve CMR madde 17/1 uyarınca sorumluluğun bulunduğu değerlendirilmiştir. Buna göre Her iki tarafın hasarın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek bilirkişi raporunda tespit edilen ve davacı tarafça ıslah edilen 23.824,45TL tutardan %50 müterafik kusur indirimi yapılarak 11.912,22 TL’nin olay tarihi olan 22/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı vekili fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden talepte bulunmuş ise de açılan davanın Türk Lirası üzerinden bedel belirtilerek açıldığı anlaşılmakla bu talebi dikkate alınmamıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 11.912,22TL’nin olay tarihi olan 22/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 813,72TL karar ve ilam harcından peşin alınan 148,50TL harç ile 233,00TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 432,22TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından Yatırılan 148,50TL peşin harç, 17,15TL başvuru harcı, 2,75TL vekalet harcı ile 233,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 401,40TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 572,00TL tebligat ve posta gideri ile 6.150,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.722,00TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 3.390,99TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 69,80TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 34,59TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.29/06/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı