Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/542 E. 2020/110 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/542 Esas – 2020/110
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/542 Esas
KARAR NO : 2020/110

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 03/08/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
K. YAZIM TARİHİ: 06/03/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının icra dosyasına yaptığı 10.07.2018 tarihli itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, borçlu olduğunu bile bile borcu ödememek için yapıldığını, son derece kötüniyetli bir itiraz olmakla da %20 tazminata karar verilmesi gerektiğini, şöyle ki, banka dekontları ile sabit olduğu üzere borçlunun, müvekkili firmadan borç aldığını ve borcunu ise ödemediğini, işbu nedenle hakkında icra takibinin başlatıldığını, ancak, davalı borçlu firmanın borcunu ödemediği gibi, başlatılan takibine de haksız surette itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun adresi İzmir ili ise de, para borcu söz konusu olmakla, alacaklının ikametgahı icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkili olduğunu ve yetkili yerin bu nedenle, Ankara Batı Adliyesi İcra Daireleri ve Mahkemeleri olması nedeniyle yetki itirazının da haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddi gerektiğini beyan ederek, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalının müvekkiline %20 icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikamet adresi sebebiyle, yetkili icra dairesi ve yetkili mahkemenin Karşıyaka/İzmir İcra Daireleri ve Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, icra takibine dayanak olarak gösterilen faturaların imza karşılığı teslim edilmediğini, dolayasıyla usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bunu ispat yükünün davacıya ait olduğunu, ayrıca fatura konusu malların müvekkiline teslim edilmediğini, teslime dair irsaliye bulunmadığını, bunun ispat yükünün de davacıya ait olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan irsaliye faturalarının, takibe dayanak faturalarla alakası olmadığını, bu belgelerde faturaya konu edilen malların kim tarafından teslim edildiği, kim tarafından teslim alındığı, teslim tarihi gibi hiçbir bilgi yer almadığını, satıcının satım konusu malların davalı-alıcıya teslimini yazılı belgeyle kanıtlaması gerektiğini, faturanın satıcının defterinde kayıtlı olmasının tek başına malın teslimine karine olamayacağını, takibe dayanak yapılan faturalarda şirket ortağı ve müdürü olduğu anlaşılan … isimli şahsın kapalı fatura imzasının bulunduğunu, ticari örf ve adetlere göre faturanın kapalı olarak düzenlenmesinin bedelinin ödendiği anlamına geldiğini, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığı gibi aksine alacaklı olduğunu, davacının hiçbir hak ve alacağı bulunmadığı halde, kötüniyetli olarak haksız kazanç elde etme gayesiyle, arka arkaya keyfi icra takipleri başlattığını, bir an için taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu ve faturada yer alan malların usulüne uygun teslim edildiği kabul edilse dahi, fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin taraflarca kesin vade belirlendiğine ve davalının daha önceden temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge bulunmadığını, dolayasıyla temerrüt koşulları oluşmadığından işlemiş ve işleyecek faiz isteminin haksız ve dayanaksız olduğunu, likit ve kesin bir alacaktan söz edilemeyeceğinden icra inkar tazminatı isteminin haksız ve dayanaksız olduğunu beyan ederek, davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili 06/01/2020 tarihli dilekçesi ile tarafların uzlaşmaya varmaları nedeniyle açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, karşı yandan vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığı beyan ettiği görülmüş, davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinde “davadan feragat” yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 13/02/2020 havale tarihli dilekçesi ile, taraflar arasındaki sulh sebebiyle davacının feragat beyanını kabul ettiklerini, karşı yandan vekalet ücreti ve masraf talepleri bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Davacının netice-i talebinden feragat ettiği görüldüğünden ve feragat beyanı davayı sona erdiren usulü işlemlerden olduğundan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.963,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.908,84 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Tarafların vekalet ücreti talebi bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/02/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza