Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/541 E. 2020/108 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/541 Esas – 2020/108

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/541 Esas
KARAR NO : 2020/108

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
K.YAZIM TARİHİ : 02/03/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalının icra dosyasına yaptığı 10.07.2018 tarihli yetkiye, borca ve ferilerine itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki, borçlu olduğunu bile bile ve borcu ödememek için yapıldığını, son derece kötüniyetli bir itiraz olmakla da %20 tazminata karar verilmesi gerektiğini, şöyle ki, banka dekontları ile sabit olduğu üzere borçlunun, müvekkili firmadan borç aldığını ve borcunu ise ödemediğini, işbu nedenle hakkında icra takibinin başlatıldığını, ancak, davalı borçlu firmanın borcunu ödemediği gibi, başlatılan takibe de haksız surette itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun adresi İzmir ili ise de, para borcu söz konusu olmakla, alacaklının ikametgahı icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkili olduğunu ve yetkili yerin bu nedenle, Ankara Batı Adliyesi İcra Daireleri ve Mahkemeleri olması nedeniyle yetki itirazının da haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddi gerektiğini beyan ederek, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalının müvekkiline %20 icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkilinin ikamet adresi sebebiyle, yetkili icra dairesi ve yetkili mahkemenin Karşıyaka/İzmir İcra Daireleri ve Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, icra takibine dayanak olarak gösterilen üç ayrı muhasebe fişi incelendiğinde, ödemelerin lehtar kısmında … olduğunun anlaşılmakta olduğunu, …’nın hükmi şahsiyet değil, gerçek kişi olduğunu, bu nedenle işbu davanın ticari dava olmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek, müvekkilinin davalı firmaya borcu bulunmadığını, 06/05/2015 tarihli … Bankası A.Ş.’nin banka ödeme dekontundan da anlaşılacağı üzere müvekkili tarafından davacı firma hesabına 50.000,00 TL ödemenin “… Borca Karşılık” kaydı ile yapıldığını,sunulan ödeme dekontundan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin davacıya değil borçlu olmak; kendisinde alacaklı olduğunu, davacının hiçbir hak ve alacağı bulunmadığı halde, kötüniyetli olarak haksız kazanç elde etme gayesiyle, arka arkaya keyfi icra takipleri başlattığını, sunulan banka dekontunun kesin delil niteliğinde olduğunu, temerrüt koşulları oluşmadığından işlemiş ve işleyecek faiz isteminin haksız ve dayanaksız olduğunu, likit ve kesin bir alacaktan söz edilemeyeceğinden icra inkar tazminatı isteminin haksız ve dayanaksız olduğunu beyan ederek, davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, tacirler arasındaki borç verme işlemi nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili 06/01/2020 tarihli dilekçesi ile açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, karşı yandan vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığı beyan etmiştir. Dilekçede geçen protokol örneği ve karşı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığına dair belge ibraz edilmediği, davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinde “davadan feragat” yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan 13/02/2020 tarihli dilekçesi ile taraflar arasındaki sulh sebebiyle davacının feragat beyanını kabul ettiklerini, karşı yandan vekalet ücreti ve masraf talepleri bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı yanın taleplerinden feragat etmesi ve feragat beyanının davayı sona erdiren usuli işlemlerden olması nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 353,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 298,70 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Tarafların vekalet ücreti talebi bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/02/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı