Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/540 E. 2020/469 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/540 Esas – 2020/469
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/540 Esas
KARAR NO : 2020/469

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 02/08/2018
KARAR TARİHİ: 06/10/2020
K. YAZIM TARİHİ: 06/11/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tesislerinde bulunan makinaların, davalı şirket ile akdedilen … numaralı ve 17.06.2017 tarihli Makina Kırılması Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, poliçede sabit makina kırılması teminatının 3.000.000,00TL olarak belirlendiğini, müvekkiline ait … makinasının, 27.11.2017 tarihinde müvekkili şirket çalışanı … tarafından idare edilmekte olan vincin taşıdığı çelik hammaddenin makinaya çarpması neticesinde arızalandığını ve çalışamaz hale geldiğini, durumun 29.11.2017 tarihinde davalı şirkete bildirildiğini, hasarlanan makina bakımından Türkiye’deki muhatap konumunda olan imalatçı şirket …A.Ş.’nin arıza servisinden yararlandığını, servis görevlilerinin yaptıkları incelemede makinanın açıklanan hasarının teyit edildiğini, resen tespit edilecek sebeplerle fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve takip hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.000,00 Euro’nun müvekkiline ödenmesine, ödemenin Euro türünden aynen veya fiili ödeme tarihindeki efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek yapılmasına, gecikmeden doğan zararlar (geç teslimler, ödenen gecikme bedelleri, müvekkilinin itibar kaybı, ithamlar ve sigortasız kalınan süreç vs.) için, gerçek zarar tutarının yargılama sürecinde bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek olması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL tutarında maddi tazminatın davalı tarafından müvekkiline ödenmesine, alacaklara davalıya yapılan ilk başvuru tarihi olan 29.11.2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ile ilgili tüm delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, dava ile ilgili tüm belge ve delillerin taraflarına HMK ilgili madde uyarınca tebliğini ve tüm delillerin taraflarına tebliğine dek tüm itiraz ve esasa ilişkin sair cevap hakları ile karşı delil ileri sürme haklarının saklı tutulmasını talep etiklerini, müvekkili şirket ile davacı arasında; 17.06.2017 – 17.06.2018 tarihleri arasını teminat altına alan, “Makine Kırılması Sigorta Poliçesi” düzenlenmiş olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından ilgili poliçe ile verilmekte olan teminat kapsamının poliçeye ilişkin genel ve özel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi ile mümkün olacağını, müvekkili şirketin işbu poliçe ile poliçenin ayrılmaz cüzünü teşkil eden ekli envanter cetvelinde sayıları, imalat yılları; nitelikleri ve değerleri yazılı makina ve tesisleri deneme devresinden sonra normal çalışır halde iken veya aynı iş yerinde temizleme, revizyon veya değiştirme esnasında veya dururken ani ve beklenmedik sebeplerden oluşacak arızaları temin etmeyi taahhüt ettiğini, teminat kapsamına giren hallerin Makina Kırılması Sigortası Genel Şartları Madde 1’de sayıldığını, teminat dışında kalan hallerin ise Makina Kırılması Sigortası Genel Şartları Madde 3’de düzenlenmiş olduğunu, davacı tarafın başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını, konusunda uzman ve tarafsız bir eksper görevlendirilerek hasar bedeli ve nedeni hususunda araştırma yapıldığını ve “… Olağan çalışmaya bağlı boşluk ve aşınma olan spindle ünitesi değişimi için teklif alınmış, bu değişim yapılmadan makinenin çalıştırılmaya devam edildiği… ” “… birbiri ile ilgili olmayan mekanik ve elektronik parçaların yanı sıra doğrudan bakım ve uyum sorunu nedeni ile değişimi yapılan birden çok parçanın da yer aldığı görülmektedir. Söz konusu makinada meydana gelen olumsuzluklar, mutat kullanım sonucu spindle ünitesinde mekanik aşınma ile başlamış, fark edilen durum için parça teklifi alınmasına rağmen tedarik edilmeden makinenin bu hali ile kullanımına devam edilmiştir. Bunların dışında sensör/switch/fotosel gibi işlev kaybına uğrayan donanımların uyum sorunu nedeni ile değiştirildiği anlaşılmaktadır… Arıza tespiti ve parça değişimi sürecinde değişimine gerek duyulan aksamlardan sadece fren rezistansı ile sürücünün beklenmedik ani dış bir etkene bağlı arıza kaynaklı değiştiği diğer tüm parçaların aşınma, bakım, uyum sorunu gibi nedenler ile değiştiği görüşüne varılmıştır.” denilerek hasarın teminat kapsamına girmediğinin açıkça belirtildiğini, davacı tarafın da bu hususu bildiğini ve poliçe teminatı kapsamından yararlanmak için gerçeğe aykırı beyanda bulunarak çelik hammaddenin makineye çarpması neticesinde arızalanmış olduğunu iddia ettiğini, halbuki bu beyanlara ilişkin de inceleme yapıldığını ve düzenlenen raporda “hasarlı olduğu ifade edilen spindle (kafa) vb. kısımlarının dışında görülebilen gövdesinde herhangi bir deformasyon bulunmamıştır..” şeklinde kanaat bildiriliğini, tüm bunların davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu ve kötü niyetle hareket ettiğinin ispatı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, makine kırılması sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat ve ödemedeki gecikmeden kaynaklanan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Davacı şirket, iş yerinde bulunan makinelerin davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, CNC makinesinin personel kusuru nedeniyle hasarlandığını, durumun davalı sigorta şirketine bildirildiğini, onarım firması tarafından değişim ve montajların yapıldığını, davalı şirketin daha sonra eksper görevlendirdiğini, eksper tarafından yalnızca kısmi ödeme yapılacağının bildirildiğini, onarım bedelinin ödenmesini talep etmiş, davalı savunmasında, makine hasarının teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını, eksper görevlendirilerek araştırma yapıldığını, ekspertiz raporunda hasarın teminat kapsamına girmediğinin belirtildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, oluşan hasarın miktarı ve makine kırılması sigorta poliçesi kapsamında kalıp kalmadığı, ayrıca davacının sigorta şirketinin hasar bedelini ödemedeki gecikmesi nedeniyle uğradığı zararının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen 17.06.2017 tarihli … nolu Makine Kırılması Sigorta Poliçesi incelendiğinde, poliçe başlangıç tarihinin 17.06.2017 olduğu, dava konusu sigorta poliçesinin davacı firma adına düzenlendiği ve makinenin çalıştırıldığı adres ile sigorta poliçesindeki riziko adresinin birbiriyle uyumlu olduğu ve poliçe vadesinin dava konusu hasar/kaza tarihini kapsadığı, sabit makine kırılması teminatının 3.000.000,00 TL olarak belirlendiği, 7 yaş üzerindeki makinelerde muafiyet oranının % 50 arttırılarak uygulanacağı, 15 yaş üzerindeki makinelerin teminatın dışında kaldığı, makine kırılması teminatının 15 gün içinde marka, model, yapım yılı, seri numarası, ikame esaslı sigortalı bedeli içerir liste yapılması kaydı ile geçerli olduğu, sabit makineler için muafiyet “Makine Kırılması Sigortası Genel Şartları Hükümleri”, “Özel Şartlar”, “Garanti Hükümleri” ve Klozlar uyarınca işbu sigorta kapsamına giren her bir hasarda, beher makine başına poliçede belirtilen meblağlardan az olmamak üzere hasarın % 10‘u oranında tenzili muafiyet uygulanacağı tespit edilmiştir.
Poliçenin Yeni İkame Bedeli Klozu başlıklı bölümünde ise; “Makine Kırılması sigortası genel şartlarının diğer hükümleri saklı kalmak kaydıyla, sigortalı makinelerin sigorta bedellerinin söz konusu makinelerin yeniye göre ikame bedellerine eşit olması gerekir Aksi durumda, Makine Kırılması sigortası genel şartları hükümleri uygulanır. Makine Kırılması sigortası genel şartları ile poliçe/teklif muafiyet ve diğer hükümlen saklı kalmak kaydıyla; (a) Kısmi hasarlarda tamirat dolayısıyla eski parça yerine yeni parça konulması sebebiyle tazminattan indirim yapılmaz. Ancak, tekrar faydalanılması mümkün olan parçaların bedeli tazminattan indirilir. (b) Sigortalı makinelerden birinin veya tamamının tam hasarı veya zıya halinde tazminat tutarı sigortalı makinenin hasar anındaki yeni değerinden eskime ve aşınma payı ile kurtarılan değerlerin düşülmesi suretiyle bulunur.” düzenlemesinin yer aldığı görülmüştür
Taraf delilleri toplandıktan sonra keşif yapılarak makine mühendisi ve sigorta eksperinden oluşan bilirkişi kurulundan 24.07.2019 tarihli rapor ve 16.12.2019 tarihli ek rapor alınmış, bu raporların hüküm kurma açısından yeterli olmaması, davacı tarafça talep edilebilecek tazminatla ilgili hesaplama yapılmamış olması nedeniyle sigorta hasar bilirkişisinden 27.04.2020 tarihli rapor alınmıştır.
Makine mühendisi ve sigorta eksperinden oluşan bilirkişi kurulu tarafından mahkememize sunulan 24.07.2019 tarihli raporda özetle; dava konusu makinanın 11.09.2012 tarihli fatura ile satın alındığı, ancak 27.11.2017 tarihinde çarpma ile hasar olayın meydana geldiği, yapılan incelemelerde, makinada meydana gelmiş olan hasarın mutad kullanımdan kaynaklı olmadığı, zira dava dişli sistemlerinde tespit edilen hasarın aşınma olmadığı, dişlilerde kırılmalar görüldüğü, Makine Kırılması Sigortası Genel Şartlarının Teminat Dışında Kalan Halleri düzenleyen 3. Maddesinin h ve j bentlerinde ; “h) Makinelerin normal işlemesinden ve mutad kullanılmasından doğan aşınma ve yıpranmalardan veya çürüme, paslanma veya oksidasyondan, buhar kazanlarında kireçlenme ve çamurlanmadan işletmede doğrudan doğruya meydana gelen etkilerden, atmosferik vesair şartların sebebiyet verdiği tedrici bozulmalardan, j) Sigortalı iken hasarlanan ve bu hasar giderilmeden makinanın kullanılması sonucunda teminat dışı kalacağı” belirtilmiş ise de hasarın mutad kullanımdan kaynaklanmadığının tespit edildiği, poliçenin Teminatının Kapsamı başlıklı maddesinde “Sigortacı, bu poliçe ile bu poliçenin ayrılmaz cüzünü teşkil eden ekli envanter cetvelinde sayıları, imalat yılları; nitelikleri ve değerleri yazılı makina ve tesisleri deneme devresinden sonra normal çalışır halde iken veya aynı iş yerinde temizleme, revizyon veya değiştirme esnasında veya dururken ani ve beklenmedik her türlü sebepten ve ezcümle: İstisna edilmeyen diğer hallerden, husule gelen maddi ziya ve hasarların gerektirdiği tamirat ve ikame masraflarını temin eder.” şeklinde belirtildiği, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yapılan değerlendirmelerde dava konusu hasarın kapsam içerisinde olduğu, davacı … A.Ş.’nin makinada meydana gelen hasar onarım bedeli, servis ücreti ve hasara ilişkin yapılan diğer harcamaların tamamının poliçe içeriği gereğince davalı sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiği kanaati bildirilmiştir. Aynı bilirkişi kurulundan alınan 16.12.2019 tarihli ek raporda da kök rapordaki kanaatin yinelendiği görülmüştür.
Sigorta Hasar Bilirkişisi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 27.04.2020 tarihli raporda özetle; dava konusu makinenin sigortalı firma çalışanın ihmali/kusurundan kaynaklı olarak 27/11/2017 tarihinde çarpma nedeniyle hasarlandığı, hasarın poliçe vadesi içerisinde gerçekleştiği, hasarın meydana geliş nedeninin poliçe teminatları kapsamında olduğu, dava konusu hasarlı makinenin sigorta kapsamında olduğuna dair taraflar arasında çekişme bulunmadığı, dosyaya sunulu belgeler üzerinden yapılan inceleme sonucunda hasar/onarım tutarının toplam 152.734,77 TL olarak tespit edildiği, EUR bazında tespit edilen hasar bedellerinin hasar tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz satış kurundan TL’ye çevrilerek hasar tutarının belirlendiği, tespit edilen hasar/onarım tutarından makine kırılması sigortası genel şartları ve poliçelerin teminat/kloz/not/özel şartları çerçevesinde davacı sigortalının davalı sigortacıdan talep edebileceği tutarın 152.734,84 TL olarak hesaplandığı, Makinanın (265.000,00 EUR satın alma bedeli X 4,6962 TL kur =) 1.244,493,00 TL ve hasar/onarım bedeli 152.734,77 TL dikkate alındığında onarım işleminin ekonomik olduğu ve tam hasar/ pert işlemine gerek bulunmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalıya yapılan 21.781,58 TL ödemenin hasar/onarım bedelinden indirilmesi gerektiği, dava konusu yapılan makinanın imal yılının 2012 olduğu ve hasar tarihinde 5 yaşında olduğu ile makine bedelinin 1.244.493,00TL olması dikkate alınarak yapılan değerlendirmede poliçe özel şartı gereği muafiyet tutarının 1.750,00 EUR olduğu, buna göre muafiyet tutarının 8.218,35 TL olarak hesaplandığı, dava dosyası içerisinde makine listesi bulunmadığından, hasarlı makinenin teminat bedelinin tespit edilemediği, ayrıca taraflar arasında sigorta bedeli konusunda uyuşmazlık bulunmadığından eksik sigorta hesaplaması yapılmadığı, Sigorta Genel Şartları ve Poliçe Özel Şartları gereği değişen parçalar için eskime/yıpranma/amortisman hesaplaması yapılmadığı, poliçe özel şartlarında koasürans/müşterek sigortaya ilişkin kloz/özel şart/not bulunmadığından hesaplama yapılmadığı, makinanın hasarlı olduğundan değişimi gereken parçaların hasar boyutu dikkate alındığında hurda/sovtaj değeri bulunmadığı tespit edildiğinden hurda/sovtaj hesaplaması yapılmadığı, davacı taraf KDV mükellefi olup, dava dosyasına sigorta şirketine hitaben düzenlenmiş Yansıtma Faturası ibraz etmediği, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından 2002 yılında Hazine Müsteşarlığı Sigorta Genel Müdürlüğü’ne gönderilen cevabi yazıda özetle; “Hasar gören iktisadi kıymetin hasarının sigortalı tarafından giderilmesi ve buna ilişkin bedelin de sigortalı tarafından ödenmesi durumunda faturanın sigortalı adına düzenlenmesi gerekir. Bu durumda, sigortalının hasar gören iktisadi kıymetin zararının telafisi için piyasadan yaptığı alımlarda ödediği KDV dahil bedelin, KDV mükellefi sigortalı tarafından yansıtma faturası düzenlenerek sigorta şirketin aktarılması ve KDV ye tabi bu masrafların aktarılması için de faturada KDV nin ayrıca gösterilmesi gerekir.” şeklinde belirtildiği, Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan 8 Ağustos 2011 tarihli 60 No’lu KDV Sirkülerinde aynı görüş muhafaza edilmiş olup, sirkülerde yer alan konuyla ilgili açıklamanın; “Bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı olarak ortaya çıkmayan sigorta tazminatları KDV’nin konusuna girmemektedir. Bu durumda, sigortalının hasar gören eşya için sigorta şirketinden aldığı tazminat için KDV hesaplanması söz konusu olmayacaktır. Ancak, sigortalı mükellefin hasar gören eşyayı tamir ettirerek, adına düzenlenen faturaları ibraz etmek suretiyle tamir bedelini sigorta şirketinden tahsil ettiği durumda, sigortalının, sigorta şirketi adına yaptığı ve KDV’ye tabi olan masrafların aynen sigorta şirketine yansıtılması için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekmektedir.” şeklinde belirtildiği, Sigortalı firmanın onarım faturasını resmi muhasebe kayıtlarına intikal ettirip, Devlete ödeyeceği KDV tutarından indirime konu yapabileceğinden tazminat hesabında KDV’nin dikkate alındığı, yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında davacı/sigortalının dava konusu hasar nedeniyle davalı/sigortacıdan talep edebileceği tutarın 122.734,84 TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketine yapılan hasar ihbar tarihi ve TTK’daki 45 günlük süre göz önüne alındığında davalı sigorta şirketinin 13.01.2018 tarihinde temerrüde düştüğü yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 29/06/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle 29.150,00 TL olarak talep edilen hasar bedeli 93.584,84 TL artırılarak 122.734,84 TL’ye yükseltilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 24.07.2019 ve 27.04.2020 tarihli bilirkişi raporlarıyla tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigortalının makinelerine davalı sigorta şirketiyle 17.06.2017 tarihli … nolu Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ile sigorta yapıldığı, davacıya ait … makinesinin sigortalı firma çalışanın ihmali/kusurundan kaynaklı olarak 27/11/2017 tarihinde çarpma nedeniyle hasarlandığı, hasarın poliçe vadesi içerisinde gerçekleştiği, hasarın meydana geliş nedeninin poliçe teminatları kapsamında olduğu, 27/11/2017 tarihinde oluşan ve bilirkişi tarafından 122.734,84 TL olarak hesaplanan hasarın iş bu poliçe teminatı kapsamında olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davacının poliçeden kaynaklanan tazminat talebinin kabulüne, hüküm altına alınan tazminata davalının temerrüde düştüğü 13/01/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafça, davalı sigorta şirketinin ödemedeki gecikmesi nedeniyle zarara uğradığı ileri sürülerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 1.000,00 TL tazminat talep edilmiş ise de, davacının gecikmeden doğan zararı ispatlanamadığından bu talebi reddedilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE;
a)122.734,84 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 13/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davacının gecikmeden doğan zarara ilişkin tazminat talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 8.384,01 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 2.114,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.269,12 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 514,89 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 1.600,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.155,99 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 144,00 TL tebligat ve posta gideri, 314,00 TL keşif harcı, 320,00 TL keşif yol ücreti olmak üzere toplam 2.278,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 2.259,58 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 15.609,81 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/10/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı