Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/538 E. 2018/708 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/538 Esas – 2018/708
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/538 Esas
KARAR NO : 2018/708

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ: 13/11/2018
K. YAZIM TARİHİ: 07/12/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili (alt yüklenici-taşeron) firma ile dava dışı esas yüklenici (müflis)…Şti. arasında 22/11/2008 tarihinde yapım işleri sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalı idare ile esas yüklenici firma arasında 26/05/2008 tarihine imzalanan “İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesinde inşa edilen 162 adet konutun inşaatı ile ada içi genel altyapı ve çevre düzenlemesi yapım işi”nin müvekkili firma tarafından yerine getirilecek karşılığında da hakediş bedellerinden doğan meblağın % 8’i dava dışı esas yüklenici firma üzerinde kalmak üzere % 92’sinin müvekkili firmaya ödeneceğini, müvekkili firmanın esas yüklenici (müflis) … Şti. ile imzaladıkları sözleşmedeki mükellefiyetlerine yerine getirdiğini, 05/05/2010 tarihinde davalı tarafından geçici kabulü yapılan inşaatın 13/07/2010 tarihinde ise geçici kabulünün onaylandığını, sözleşmenin devamı sırasında 06/07/2010 tarihinde (dava dışı) esas yüklenici firmanın iflasına karar verildiğini ve İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün …İflas sayılı dosyasından tasfiye işlemlerine başlandığını, yapılan birinci alacaklılar toplantısında yapım sözleşmesinin iflas masası adına devam ettirilmesine karar verildiğini, İflas müdürlüğü tarafından davalıya gönderilen 26/10/2010 tarihli yazısı ile “Müflisin mevcut işlerinin devamına karar verildiğini, Müflis şirkete ihale edilen “İstanbul ili,Gaziosmanpaşa ilçesinde inşa edilen 162 adet konutun inşaatı ile ada içi genel altyapı ve çevre düzenlemesi yapım işi”ne müvekkil firma ile devam edileceğinin bildirildiğini, davalı yan, (Müflis) dava dışı firma ile imzalamış olduğu 26/05/2008 tarihli esas sözleşmeyi “13.nolu hak ediş belgesinde Sarıgazi Vergi Dairesine sahte belge sunulması” sebebiyle Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Stratejik Planlama Komisyonunun 01/11/2010 tarih ve 389 sayılı kararı ile feshettiğini, sorumlular hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, yapım işi sözleşmesinin davalı idare tarafından “müflis şirket yetkililerinin 13.nolu hakedişle ilgili olarak Sarıgazi Vergi Dairesine sahte belge sunduğu” iddiasıyla 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmesi Kanunu 20 ve 25. maddelerine dayanılarak feshedildiğini, oysa müvekkili firma ile (müflis) yüklenici firma arasındaki taşeronluk sözleşmesinin davalıya bildirildiğini ve davalının bu hususa hiçbir itirazı olmadığını, dolayısıyla müvekkil firma tarafından üstlenilen yapım işinde artık sözleşmenin tarafı olmayan müflis şirketten kaynaklanan belge sebebiyle sözleşmenin feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sahteliği ileri sürülen evrakın hakediş belgesinin düzenlenmesi veya hak edişin yapılması bakımından hiçbir geçerliliği olmadığını, kaldı ki ortada sahte evrak düzenleme suçu da olmadığını, davalı yanın suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma neticesinde Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin… Esas sayılı kararı ile sanıkların beraat ettiğini, sözleşmenin feshinin dürüstlük kuralıyla da bağdaşmadığını, fesih tarihine kadar müvekkili firmanın yapım işinin yaklaşık % 92’sini tamamladığını, dolayısıyla müsnet suç sebebiyle davalı idarenin herhangi bir zararı doğmadığını, davalının uğraması muhtemel zararının Kuveyt Türk Katılım Bankası İstanbul/Sirkeci Şubesi tarafından düzenlenen 13/05/2008 tarih …Sayılı teminat mektubu ile teminat altına alındığını, davalının sözleşmeyi feshetmesinin iyi niyetli bir davranış olmadığını, müvekkil firmanın davalı idareden 05/05/2010 tarihli geçici kabul ile düzenlenen 13 no.lu hakediş tutanağından kaynaklanan alacağı olduğunu, yine sözleşme gereği bloke edilerek hakedişlerin dışında ayrıca iadesi gereken % 3 kesinti tutarlarının da müvekkile ödenmediğini, son hakedişden itibaren inşaatın davalıya teslimine kadar yapılan imalat bedelinin de müvekkile ödenmediğini, ayrıca sözleşmenin haksız ve hukuka aykırı feshinden kaynaklanan kar kaybı alacakları bulunduğunu, yine yapım işi sözleşmesinde artan inşaat maliyetleri nedeniyle hakedişlerin dışında ayrıca fiyat farkı ödemesinin de kabul edildiğini, ancak hukuka aykırı olarak hakedişlere el koyan davalı idarenin fiyat farkı alacağını da ödemediğini beyan ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik hakediş alacağı, fiyat farkı alacağı, iadesi gerekli kesinti alacağı ve mahrum kalınan kar kaybı alacağından kaynaklanan 20.000,00 TL’nin en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 13/11/2018 tarihli dilekçesi ve aynı tarihli celsede alınan beyanında; dava dilekçesindeki tüm taleplerinin Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 13 Ek-1 nolu hakedişinden kaynaklandığını, sehven dava dilekçesinde 13 nolu hakedişin yazıldığını beyan ederek, bu hususun düzeltilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen “İstanbul Gaziosmanpaşa 162 Adet Konut İnşaatı ile Adaiçi, Genel Altyapı ve Çevre Düzenlemesi Yapım İşi”nin ekonomik açıdan en avantajlı teklifi veren …Şti. firmasına ihale edildiğini, bu işin yüklenici firmadan kaynaklı sebeplerden ötürü 01/11/2010 tarih ve 389 sayılı Stratejik Planlama Komiyon Kararıyla feshedildiğini, fesih işlemleri doğrultusunda yüklenici firmaya gerek hukuki, gerekse idari olarak bildirim yapılmış olmasına rağmen, belirlenen tarih ve saatte fesih tespit çalışmaları esnasında iş yerinde bulunmadığını, idare tarafından belirlenen fesih komisyon heyeti tarafından iş yerinde yapılan incelemeler neticesinde inşaat, elektrik ve mekanik ölçümler gerçekleştirilerek oluşturulan tutanakta fiziki gerçekleşme oranının % 93,25 olarak belirlendiğini, bahsi geçen iş ile alakalı gelinen süreçte, ilk yüklenici firma tarafından yapılamayan imalatların tamamlanması için İdarece … Şti. firmasına 557.000,00 TL + KDV bedel ile ihale edildiğini, Kadıköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. E. sayılı kararı ile hakkında 06/07/2010 tarihinde “iflas kararı” verilen … Şti.’nin İdare nezdinde yükleniminde bulunduğu ancak, iflas kararı neticesinde, 01/11/2010 tarih ve 389 sayılı Stratejik Planlama Komisyon Kararına istinaden sözleşmesi 01/11/2010 tarihinde feshedilen İstanbul Gaziosmanpaşa 162 Adet Konut İnşaatı ile Ada içi, … Şti. tarafından, İdare aleyhine Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/538 E. sayılı dosyasından açılan davaya ait dava dilekçesinde yer alan beyan, iddia ve taleplerin haksız ve hukuksal mesnetten yoksun olduğunu, bahse konu işe ait KDV dahil 732.887,39-TL’lik hakedişin, 23/06/2010 tarihinde tahakkuk etmiş olup, KDV dahil 732.887,39-TL’lik hakedişten, 31.054,55-TL sözleşme % 5 bloke, 18.632,73-TL stopaj, 5.124,00-TL damga vergisi, 18.632,73-TL KDV tevkifatı, 164.335,06-TL ceza ve fiyat farkına istinaden 1.000,00-TL nakit teminat kesintisi olmak üzere, toplam 239.779,61-TL kesinti yapılarak, bakiye 493.109,00-TL’nin; 244.109,00-TL’si 25/10/2010, 100.000,00-TL’si 15/07/2010 ve 149.000,00-TL’si de 20/07/2010 tarihinde olmak üzere … Şti. tarafından “İflasın Ertelenmesi” talebiyle açılan davada verilen 22/05/2009 tarih ve 2009/562 E. sayılı karar ile atanan kayyımlar tarafından İdareye bildirilen banka hesabına ödendiğini, ayrıca, anılan işe ait hakedişlerde sözleşme gereği yapılan toplam 360.083,60-TL bloke tutarı da, firmanın cari hesap bakiyesi ile birlikte 360.085,00-TL olarak, 03/09/2010 tarihinde kayyımlar tarafından bildirilen banka hesabına aktarıldığını, bu itibarla, 13 no’lu hakedişten kaynaklanan alacak iddiasının yerinde olmadığını, keza dava dilekçesinde yer alan haksız fesih, ödenmesi gereken %3 kesinti tutarı, %5 imalat bedeli ve fiyat farkı alacağı taleplerinin de haksız ve hukuksal mesnetten yoksun olduğunu, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğraması nedeniyle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini ayrıca işbu davanın görev ve yetki yönünden de reddi gerektiğini, görevli ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, davalı tacir değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6102 sayılı Kanunun 4. maddesindeki yasal düzenleme karşısında ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/11/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza