Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/513 E. 2018/818 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/513 Esas – 2018/818
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/513
KARAR NO : 2018/818

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : ŞİRKET HİSSESİNİ SATIN ALMA
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 31/12/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin %97 hissesinin dava dışı “… Şti.”ne, %3 hissesininde davalıya ait olduğunu, azınlık hisseye sahip olan davalının şirket politikasına hakimiyet ve çoğunluğun yetkilerinin ortadan kaldırımasını amaçladığını, davalının kendisine hissedar olarak tanınan hakları amacı dışında şirketi atıl bırakmak veya şirketi sona erdirmek, şirketin ticari yönde büyümesini engellemek amacında kullandığını, bu durumun açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davalının şirket sermayesinin artırılmasını engellediğini, TTK’un 208. maddesi uyarınca davalı asilin %3 hissesinin müvekkili şirketçe yargılama sonunda belirlenecek hisse bedeli ile satın alınması ve davalı asilin imza yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının talebine dayanak yapılan hakkı TTK’un 195 vd. maddeleri uyarınca hakim şirket sıfatını taşıyan ortağın kullanacağını, davacının kendi hissesini satın almasının söz konusu olamayacağını, bu nedenle davanın öncelikle husumetten reddedilmesini istediklerini, dava dilekçesindeki iddiaların yerinde olmadığını, haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE :Talep, TTK’un 208. maddesinde düzenlenen hakim şirketin, azınlığın paylarını mahkemece belirlenecek değerini ödeyerek satın alması ile ilgilidir.
Davacı şirketin sicil kayıtlarının tetkikinde; %97’lik hissenin dava dışı “… Şti.”ne, %3’lük hissenin ise davalı …’ya ait olduğu belirlenmiştir.
TTK’un 208. maddesinde “Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir.” denmektedir. Dava dışı “…Şti.” davacı şirketin (%90’dan fazla olarak) %97 hissesine sahip ortağıdır. Davacı bir sermaye şirketidir. Yasanın anlattığı manada dava açma hakkı davacı sermaye şirketinin hakim şirketi olan dava dışı … Şti.’ne, aittir. Bu nedenle davanın (husumetten) reddi gerekmektedir.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında HMK’un 124/3 maddesi uyarınca davacı tarafın değiştirilmesine, halen davacı olan … Şti. yerine …Şti.’nin yer verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı yan ise bu talebi kabul etmediğini açıklamıştır.
Davacı, ön inceleme duruşmasındaki bu beyanıyla davacı tarafta değişiklik yapmak istemektedir. Talebe dayanak olan HMK’un 124/3-4 maddesinde “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” denmektedir.
Davacının taraf sıfatına davalı yan itirazda bulunmuştur. Davanın dayanağı olan TTK’un 208. maddesine uygun olmayacak şekilde hisse sahibi şirketin dava açmasına ve bu duruma itiraz edilmesine rağmen layihalar safhası boyunca bu yanlışlığı giderici talepte bulunulmamıştır. Dolayısıyla buradaki taraf değişikliği isteminin dayanağı HMK’un 124/3 maddesinde açıklanan maddi bir hatadan kaynaklanma yada dürüstlük kuralına aykırı olmama şartlarını taşımamaktadır. Yasanın 124/4 maddesindeki durumda, davalı yanda değişiklik için geçerli bir haldir. Davacının talebi bu kapsamda değerlendirilmeyecektir. Davacının HMK’un 124. maddesine dayanarak tarafta (davacıda) iradi değişiklik istemi yerinde bulunmamıştır.
TTK’un 208. maddesine dayanarak açılan iş bu davanın davacısının sıfatının yerinde olmadığı, davacı satında hakim (ortak) şirketin yer alması zorulu olduğundan, davanın (husumetten) reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 19/12/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı