Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/510 E. 2019/207 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/510 Esas – 2019/207
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/510
KARAR NO : 2019/207

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : ORTAKLIĞIN TESPİTİ/ŞİRKETİN FESHİ
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ: 27/03/2019
K.YAZIM TARİHİ : 05/04/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacılar vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı şirketin tek hisse sahibi …’ın çok yakın arkadaş olduğunu, müvekkilleri ile davalı şirketin tek hisse sahibinin 2003 yılında … Ltd. Şti.’ni kurduğunu, şirkette üç tarafında eşit oranda ortak olduğunu, müvekkilleri ile …’ın 2013 yılında … yetkili servis açmak istediklerini, ancak yapılan görüşmelerde açılacak şirketin tek ortaklı olması ve başka şirketle ortaklığının bulunmaması gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenle …’ın … Ltd.Şti.’den ayrıldığını ve … Ltd. Şti.’ni kurduğunu, ancak müvekkillerinin de bu şirketin gizli ortağı olduğunu, bu şirketinde ortak sermaye ile kurulduğunu, şirket kurulurken ticari kredi kullanıldığını ve her iki müvekkillinin de bu kredilere kefil olduğunu, davalı şirketin üç ortak tarafından kurulduğunu ve 2013 yılında faaliyete başladığını, …’ın 2017 yılında vefat ettiğini, …’ın vefatından sonra mirasçı olarak kızı ve eşinin kaldığını ve müvekkillerinin ortaklıklarına son verildiğini, müvekkillerine ait şirket hatlarını kapattırdığını, müvekkillerinin şirketin yeni hissedarıyla görüşmeyi talep etmiş iselerde yeni hissedarın buna yanaşmadığını, müvekkillerinin Ankara ….. Noterliğinin … yevmiye nolu 24/05/2018 tarihli ihtarnamesini keşide ederek ortaklığın tasfiyesi için görüşme teklif
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

ettiklerini ancak yeni hissedarın bunu da kabul etmediğini, müvekkillerinin davalı şirketin gizli ortağı olduğunun açık olduğunu, bu itibarla müvekkillerinin davalı şirketin 1/3 ayrı ayrı eşit hisse ile ortak olduklarının tespitine ve şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın 10.11.2017 tarihinde vefat eden … tarafından kurulduğunu, … … Yetkili Servisi olarak faaliyet gösterdiğini, …’ın vefatından sonra mirasçıları olan eşi … ve kızı …’ın şirketin mirastan dolayı ortağı olduklarını ve ilgili teknik servisi …’ın idare ettiğini, şirketin tüm edinimlerini kendisinin yerine getirdiğini, …’ın vefatından sonra davacılar tarafından müvekkili şirketin kendilerine ait olduğu noktasında haksız ve hukuki altyapısı olmayan talepler ile müvekkili şirketin yasal ortakları olan … ve …’a baskı yapılmaya başlandığını, davacıların müteveffa …’ın eski ortakları ve aile dostları olduğunu, aralarında borç alma verme, kefil olma veya alım satım yaparak ticari ilişkiler içinde olduklarını, …’ın vefatından sonra borçlarının davacılara ödendiğini, davacıların gizli ortak olduklarını ispatlamalarının gerektiğini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE :Talep, davalı şirketin gizli ortağı olduğunun tespiti ile neticesinde şirketin feshine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar, davalı şirketin sicil kayıtlarına göre … tarafından tek ortaklı olarak kurulsada kendilerinin de gizli ortak olduklarını, aralarındaki sözlü anlaşmaya göre şirkette 1/3’er oranında hisselerinin bulunduğunu, davalının … Firmasının yetkili servisi olarak faaliyet gösterdiğini, … Firma yetkililerinin istemi nedeniyle şirketin tek ortaklı olarak kurulduğunu ileri sürmüşler; davalı ise, iddiaların doğru olmadığını, davalı şirketin tek ortaklı olarak müteveffa … tarafından kurulduğunu, anılan şahsın 10.01.2017 tarihinde hayatını kaybetmesi neticesinde hisselerin veraset ilamındaki paylarına göre eşi olan … ve kızı …’a geçtiğini, davacıların şirkette ortak olma durumlarının söz konusu olmadığını, gizli ortak iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunmuştur.
Davalı şirket ilk defa 05.12.2013 tarihinde … tarafından tek ortaklı olarak kurulmuştur. Anılan şahsın 10.11.2017 tarihinde vefatı neticesinde hisseleri yasal mirasçılara geçmiş, bu durum 20.11.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan edilmiştir.
Bir limited şirketin ne şekilde kurulabileceği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 585 vd. maddelerinde açıklanmıştır. Burada açıklanan işlemlerin yerine getirilmesi geçerlilik koşuludur. Bu işlemler yerine getirilmeden, şirketin kurucu ortağı olmak mümkün değildir. (Y.11. HD. 25.09.2018T., 2016/15004E., 2018/5684K.) Somut uyuşmazlıkta, anılan yasal düzenlemeye göre işlem yapıldığı iddia olunmamış, davalı şirketin gizli ortağı olduğu iddia olunmuşsa da, bu hususu ispatlar nitelikte geçerli bir delil ibraz edilememiştir. Bu nedenle davacıların, davalı şirketin gizli ortağı olduklarını ilişkin davasının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Davacılar, ortaklığın tespitinden sonra davalı şirketin feshine (ve tasfiyesine) hükmedilmesinide istemişlerdir. Davacıların şirkette ortak olmamaları, yargılama sürecinde bu iddilarını ispat edememeleri karşısında, (feshe yönelik) bu davayı açamayacakları kabul edilmiştir. Anılan nedenle davalı şirketin feshi ve neticesinde tasfiye kararı verilmesi istemi de reddedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 35,90TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,50TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

3-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.725,00TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/03/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı