Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/489 E. 2021/984 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/489 Esas – 2021/984
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/489 Esas
KARAR NO : 2021/984
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/07/2018
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
K.YAZIM TARİHİ : 03/01/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; 02.08.2016 günü davalı sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken müvekkilinin de içinde bulunduğu … sevk ve idaresindeki … plakalı araç arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinin evlere temizliğe gittiğini ve aylık ortalama 3.000,00-TL. kazandığını, müvekkilinin geçirmiş olduğu kazadan dolayı çalışmadığını ve maddi-manevi zarara uğradığını, müvekkilinin mağduriyetinin gideritmesi için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, yapılar başvuru neticesinde 27.220,00-TL Tazminat ödemesinde bulunulmuş ise de yapılan ödemenin müvekkilinin mağduriyetini gidermediğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminat hariç maddi tazminattan sorumluluğu oranında; 2.500,00-TL. maddi kazanç kaybı, 2.500,00-TL, iş gücü kaybı, 50.000,00-TL. manevi tazminat, olmak üzere Toplam 55.000,00-TL tazminatın haksız fiil eyleminin gerçekleştiği 02.08.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … A.Ş. vekili; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve sigorta teminatı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından 14.05.2018 tarihinde davacıya 27,220,00-TL, tazminat ödemesinde bulunulduğunu, yapılan ödeme karşılığı müvekkili şirketin ibra edildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, Sayın Mahkemece aksi kanaatte olması durumunda müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin olası tazminattan güncelleme yapılarak mahsup edilmesi gerektiğini, davacının dava konusu kazada emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğunu, ayrıca , olayda hatır taşımasının mevcut olup, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, aksi halde, *440 oranında hatır taşıması indirimi yapılmasını talep ettiklerini, kazanç kaybı talebinin poliçe teminat limiti dışında olması nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı yanın ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; davaya konu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davacının iş gücü kaybına uğrayıp uğramadığının tespiti gerektiğini, davacının bir kazanç kaybı var ise , kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, SGK kayıtları, tarafların ekonomik ve sosyal durum tespiti, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 05/07/2021 tarih ve … sayılı maluliyet raporu,… Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 08/01/2019 tarih ve … sayılı kusur raporu, 21/09/2021 tarihli hesap bilirkişisi raporu, 21/09/2021 tarihli hesap bilirkişisi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
02/08/2016 tarihinde, sürücüsü dava dışı … olan … plakalı araç ile sürücüsü davalı … olan, davalı sigorta şirketince sigortalı olan … plakalı araç arasında trafik kazası meydana geldiği, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’ın kaza neticesinde yaralandığı, işbu dava ile davacının oluşan yaralanması sebebiyle maddi ve manevi tazminatın talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan evraklardan … plakalı aracın 06/01/2016 – 01/06/2017 tarihleri arasında davalı sigorta şirketince zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçe limitinin şahıs başına sakatlık ve ölüm halinde 310.000,00TL olduğu, davacı yanın başvurusu üzerine davacı vekiline, sigorta şirketince 17/05/2018 tarihinde 27.220,00TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Davacının kaza neticesinde oluşan yaralanmasının tespiti için davacı … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevk edilmiş ve maluliyeti tespit edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 202/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle hangi yönetmeliğe göre maluliyetin tespit edileceği konusunda tereddüt hasıl olmakla dosya kapsamında üç ayrı yönetmeliğe göre maluliyet raporu alınmıştır.
Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınan raporda davacının özür oranının %8 olduğu, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre vücut çalışma gücünden kaybetmediği, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre kişinin özür oranının %8 olduğu, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı rapor edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında verilen Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 04/02/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ve benzer mahiyette diğer içtihatları uyarınca, iptal kararı ile yalnızca genel şartlara yapılan atfın iptal edildiği, yönetmeliklerin yürürlükte olduğu ve iptal edilmediği, buna göre de kaza tarihindeki yönetmeliğe göre maluliyetin tespitinin gerekeceği, işbu davaya konu kazanın da 02/08/2016 tarihinde meydana geldiği ve kaza tarihine göre yürürlükte olan yönetmeliğin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik olduğu, bu yönetmeliğe göre düzenlenen raporun hükme esas alınması gerektiği, buna göre davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre özür oranının %8 olduğu, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı kabul edilmiştir. Dosyadaki maluliyet raporlarının geçici işgöremezlik süresi yönünden uyumlu olduğu, yalnızca maluliyet oranı hususunda farklılık bulunduğu, bu oran farklılığının farklı yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı ve büyük oranda farklılık bulunmadığı görülmekle maluliyet raporları arasında çelişki olmadığı değerlendirilmiştir.
Meydana gelen kazadaki tarafların kusur durumunun tespiti için alınan … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 08/01/2019 tarih ve … sayılı kusur raporunda, Sürücü …’nın %85 oranında kusurlu, sürücü …’ın kusursuz, davacı yolcu …’ın %15 oranında kusurlu olduğu rapor edilmiştir. Raporda davacıya emniyet kemerini takmaması sebebiyle kusur atfedildiği anlaşılmaktadır.
Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda sanık …’nın akaryakıt istasyonundan çıkarken önünde seyreden araca güvenli mesafe bırakmadan dikkatsizce arkadan çarpmak suretiyle meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olduğu kabul edilerek sanığın hapis cezasına mahkum edildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Ceza Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve aracın hızını yol ve mahal şartlarına göre ayarlamayan önünde giden aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlememe/yakın takip, arkadan çarpma kuralını ihlal eden sanığın olayda asli ve tam kusurlu olduğu kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak sanık hakkında hapis cezasına ve cezanın ertelenmesine dair kesin olarak karar verildiği ve böylelikle kararın 13/06/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Sanık müdafii tarafından kanun yararına bozmaya başvurulmuşsa da Ankara Batı CBS’nin 25/11/2019 tarihli yazı içeriğinden kararın kanun yararına bozma yönünden incelenmesine kanuni imkan bulunmadığının bildirildiği görülmekle kusur oranlarının kesinleştiği kabul edilmiştir.
Mahkememiz dosyasında alınan kusur raporu ile ceza dosyasında kesinleşen kusur raporunun içerik itibariyle örtüştüğü, kazanın meydana gelmesinde davalı …’nın kusurlu eyleminin etkili olduğu, davacının emniyet kemeri takmamasının kazanın meydana gelmesinde etkili olmadığı, ancak zararın artmasında etkili olduğu, bu nedenle de müterafik kusur olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre davalı …’nın hızını mahal şartlarına ve trafik durumuna göre ayarlamadığı, yola gereken dikkatini vermediği, olay mahalline geldiğinde yolun sağındaki benzin istasyonundan E-90 karayoluna çıkan 160 metre kadar sağ şeritte ilerleyen sürücü … sevk ve idaresindeki otomobile tehlikeli bir şekilde yaklaşıp arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise emniyet kemeri takmaması sebebiyle zararın artmasında etkili olduğu, bu durumun ise ceza dosyasındaki 04/04/2017 tarihli duruşmadaki beyanından tespit olunduğu, buna göre davacının emniyet kemeri takmayarak zararın artmasında etkili olması sebebiyle %20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu (Emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/14981 Esas 2019/6789 Karar sayılı kararı) kabul edilmiştir. Açıklanan sebeplerle davalı … vekilinin kusur tespitine itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosya tazminat hesabı yönünden bilirkişiye tevdi edilmiş, hesap bilirkişisi 21/09/2020 tanzim tarihli raporunda, sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsadığı ve sakatlanma halinde şahıs başına azami teminat limitinin 310.000,00-TL. sı olduğu, teminat limiti kapsamında davalı sigorta şirketince davacıya 17.05.2618 tarihinde 27.220,00-TL. tazminat ödemesinde bulunulduğu, davacı …’ın, trafik kazası sonucu uğradığı, ZMMS Genel Şartları ve Eki Düzenlemelere Göre Değerlendirme ve Hesaplamada; ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada , davacının geçici/sürekli iş göremezlik zararının davalı sigorta şirketince yapılan ödeme ile karşılandığı, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere rapor tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada; Geçici İş Göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının, 3.002,52-TL, Sürekli iş Göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının , 23,790,87-TL. olduğu tespit edilmekle birlikte, davalı tarafça yapılan ödemenin, davacı açısından hesaplanan geçici/ sürekli iş göremezlik tazminatı tutarından tenzil edilmesiyle, bakiye karşılanmamış maddi zararının bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosya arasına alınan kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre tespit edilmiş maluliyet oranına göre ve TRH 2010 yaşam tablosu uyarınca progresif rant yöntemine göre tazminat hesabı yapılması için dosya hesap bilirkişisine tevdi edilmiş, hesap bilirkişisi 21/09/2021 tanzim tarihli ek raporunda, davacı …’ın, trafik kazası sonucu uğradığı, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada, davacının geçici /sürekli iş göremezlik zararının davalı sigorta şirketince yapılan ödeme ile karşılandığı, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere rapor tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada; Geçici İş Göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının, 3.002,52-TL, Sürekli iş Göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının, 36.223,03-TL olmak üzere Toplam = 39.225,55-TL. olduğu tespit edilmekle birlikte, davalı tarafça yapılan ödemenin, davacı açısından hesaplanan geçici/ sürekli iş göremezlik tazminatı tutarından tenzil edilmesiyle, bakiye 3.803,75-TL karşılanmamış maddi zararının bulunduğu rapor edilmiştir.
Gerekçeli ve denetime elverişli olduğu kabul edilen hesap bilirkişinin 21/09/2021 tanzim tarihli ek raporuna göre, davacının ödeme tarihindeki verilere göre, geçici iş göremezlik zararının 3.532,38TL olduğu, sürekli işgöremezlik zararının ise 26.028,58TL olduğu, davacının zararın artmasında etkili olan %20 oranındaki müterafik kusurunun tenkisiyle 3.532,38TL x %80 = 2.825,90TL geçici işgöremezlik, 26.028,58TL x %80 = 20.822,86TL sürekli işgöremezlik zararının bulunduğu, toplam talep edebileceği tazminatın 2.825,90TL + 20.822,86TL = 23.648,76TL olduğu, ödeme yapılan tutarın ise 27.220,00TL olduğu, böylelikle davacının maddi zararının yapılan ödeme ile karşılandığı anlaşılmakla maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
02/08/2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davacının yaralandığı ve %8 oranında malul kaldığı, davacının olay sebebiyle manevi olarak çöküntüye uğradığı ve bu sebeple bir miktar manevi tazminata hak kazandığı kabul edilmiştir. Davalının meydana gelen trafik kazası sonucu %100 kusuruyla davacının yaralanmasına sebebiyet vermesiyle davacının beden bütünlüğüne zarar verdiği belirlendiğinden, davalının bu eylemi nedeniyle davacının yaşadığı elem ve acı göz önüne alınarak, ruhsal dengesi bozulan davacının uğradığı manevi zararın giderimi amacıyla, paranın satın alma gücü itibariyle belirli bir meblağın davalıdan alınarak davacıya verilmesi suretiyle, davacının zedelenmiş olan yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmamak, davalıyı ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha özenli olmaya sevketmek hedeflenerek, günün ekonomik koşullarına göre davacının müterafik kusuru da gözetilerek takdiren belirlenen 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacı yanın maddi tazminat talepli davasının REDDİNE,
2-Davacı yanın manevi tazminat talepli davasının kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 17,07TL harcın mahsubu ile bakiye 42,23TL karar ve ilam harcının, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b-Davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 3/2 ve 13/2-4 uyarınca 5.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
4-Manevi tazminat davası yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.024,65TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 853,88TL karar ve ilam harcının, davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 170,77TL peşin harcın davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul olunan kesim üzerinden takdir ve hesap edilen davacı … için 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
c-Davalı …’nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesi gereğince red olunan kesim üzerinden takdir ve hesap edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı …’ya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 489,40TL tebligat ve posta gideri, 800,00TL bilirkişi ücreti ile 941,50TL adli tıp muayene ücreti olmak üzere toplam 2.230,90TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 608,42TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı … A.Ş. tarafından sarf edilen 50,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/12/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı