Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/47 E. 2018/307 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/47 Esas – 2018/307

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/47
KARAR NO : 2018/307

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :

DAVA : YARGILANMANIN İADESİ
DAVA TARİHİ : 15/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 01/06/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; mahkememizin 2011/238 esasında davalı aleyhinde itirazın iptali istemli dava açtığını, yapılan yargılama neticesinde; 01.12.2013 tarih, ….E., ….K. sayılı ilam ile davalı lehine hüküm tesis edildiğini, anılan tarihte davalı şirketin isminin … Müh. Turz. İnş. Eml. Nak. Gıda Hay. San. Tic. Ltd. Şti. iken …. Turz. Eml. İnş. Ltd. Şti. olarak değiştirildiği, diğer davalı …’nun da anılan dosyada davalı olduğunu, bu şahısın davalı şirketin ortakları olan … ile …’dan aldığı vekaletle işlerini takip ettiğini, davalının özel belgede sahtecilik yaptığını, davalı şirketin ortağı ve yetkilisi …’nun mahkeme içi ikrarı ile yeni olay ve yeni delilin bulunduğunu, önceki davanın eksik belgelerle karara bağlandığını, 18.09.2012 tarihli bilirkişi raporu sonucu, davalının hile ve yalan beyanla ıslah talebinde bulunduğunu, davalı şirketin işlerini vekaletle takip eden …’nun 23.12.2012 tarihli Ankara …. Noterliğinde avukat…’e vermiş olduğu vekaletnamede ve yetki belgesinde ıslah yetkisinin olmadığını, söz konusu ıslah işleminin usul açısından hukuka aykırı olduğunu, davalı …
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

…’nun Ankara Batı .. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında mahkumiyetine karar verildiğini, davalının Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık sayılı dosyasında beyanının alındığını, burada alınan ifadelerin mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğunu, tüm bunların mahkememizin 2011/238 esas, 2013/304 karar sayılı dosyasında verilen hükmü etkileyecek nitelikte olduğunu, bu nedenle de anılan dosyada yapılan yargılamanın yenilenmesini istediklerini, yapılacak araştırma neticesinde; anılan dosyanın konusunu teşkil eden Ankara Batı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalılar aleyhine yaptığı takibe davalıların itirazının iptaline, davalıların ayrı ayrı olmak üzere takip miktarının %75 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; yargılamanın iadesi sebeplerinin HMK 375. maddesinde sayıldığını, davacı tarafın; “özel belgede sahtecilik, davalı şirket ortağı ve yetkilisi …’nun mahkeme içi ikrarı ile yeni olay ve yeni delilin bulunması, davanın eksik belgelerle karara bağlanması, hile ve yalan beyanla ıslah talebinde bulunulduğu, ceza dosyalarında alınan beyanların ikrar mahiyetinde olduğu” iddialarına dayanarak talepte bulunduğunu, davacının yargılamanın yenilenmesi taleplerinin yasada bildirilen nedenlerden hiçbirine uymadığını, davanın yasal süresi içerisinde de açılmadığını, yargılanmanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Mahkememizin 2011/238E., 2013/304K., sayılı dava dosyası kapsamı, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin …E., …K., sayılı dosyası kapsamı, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık sayılı dosyası kapsamı, sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, HMK 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Dosya içerisine sunulan sicil kayıtlarından, davacı şirketin ortakları… ve … olup, şirketi temsil hususunda müştereken veya münferiden yetkili oldukları belirlenmiştir. Davacı ortak, şirket adına iş bu davayı açmıştır.
Mahkememizin 2011/238E, 2013/304K., sayılı dosya yönünden yargılamanın iadesi talebinde bulunulmuştur. Anılan dosyanın tetkikinde; davacının…. Hizm. Turz. İnş. Ltd. Şti. olduğu, davalıların ise …. Eml. Nak. Gıda Hayv. San. Tic. Ltd. Şti. ve … olduğu görülmüştür. Dosyada yer alan dava dilekçesinde; davalıya satılan devre mülklerden dolayı bakiye 800.000,00TL alacağının bulunduğunu, bu miktarın ödenmemesi üzerine Ankara Batı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, vaki itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürmüş, itirazın iptaline hükmedilmesini istemiş; davalı yanda, davacıya borçlarının bulunmadığını, satış bedelinin 1.000.000,00TL olduğunu, 200.000,00TL’sinin önceden ödendiğini, 800.000,00TL’ninde davacının piyasaya olan borçlarını ödemek suretiyle anlaştıklarını ve bu suretle ödeme yapıldığını bildirmiş, dosyaya 01.10.2012 tarihinde sunulan ıslah dilekçesinde de savunmasını ıslah ederek, taşınmaz satışlarına ilişkin akit tablosunda devir bedelinin tahsil edildiği, bu durumda satış bedelinin ödendiğinin kabulünün gerektiğini, yine satıştan sonra davacının kapalı fatura düzenlendiğini, bununda bedelin tahsil edildiğini gösterdiğini, davacının delil olarak dayandığı 17.08.2011 tarihli adi yazılı sözleşmenin gayrimenkul devrine ilişkin değil bu devre ilişkin tali yükümlülükleri düzenlendiğini, sözleşmede niza konusu olan alacağa ilişkin bir hüküm bulunmadığını, bu sözleşmeye dayanılarak müvekkilinden talepte bulunulamayacağını savunmuş, dosyasında yapılan yargılama neticesinde; davanın dayanağının taşınmaz satışına ilişkin olması, satış sırasında Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından düzenlenen akit tablolarında
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

bedelinin tamamen tahsil edildiğinin yazılı olduğu, satıştan sonra düzenlenen faturanın kapalı fatura olması karşısında da bu durumun davacı alacağının ödendiğine karine teşkil ettiği, davacının delil olarak dayandığı 17.08.2011 tarihli sözleşmede iddialarını teyit eder hükümler bulunmadığı, davacının yukarıda izah edilen tespitlerin aksini ortaya koyar geçerlilikte bir delilde sunmadığı görülmekle, davasının reddine karar verilmiş, hüküm temyiz edilmesi, karar düzeltme yoluna gidilmesi neticesinde; onanarak kesinleşmiştir.
Yargılamanın iadesi (yenilenmesi) sebepleri HMK. 375. maddede sınırlı (tahdidi) biçimde sayılmıştır. Burada sayılan haller dışındaki bir nedene dayanılarak yargılamanın iadesi isteminde bulunamaz. Somut uyuşmazlıkta davacı, burada sayılan hallerden hangisine dayanak yargılamanın iadesi isteminde bulunduğunu açıkça bildirmek zorundadır.
Dava dilekçesinde, hangi yargılamanın iadesi sebebine dayandığının açık bir şekilde bildirilmemesi karşısında davacı yana tensip ile birlikte mehil verilmiş, dosyaya 06.02.2018 tarihinde sunulan beyan dilekçesinde ve 09.05.2018 tarihli yapılan duruşmada alınan beyanda yargılamanın iadesi sebepleri sayılmıştır.
Davacı şirket temsilcisi;
a) Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık sayılı dosyasında Mevlüt Kaplan’ın ve diğer ilgililerin alınan beyanı,
b) Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin …E.,…K., sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında …’nun ve diğer ilgililerin alınan beyanı,
c) Yargılamanın iadesi talep edilen mahkememizin 2011/238E., 2013/304K., sayılı dosyasında davalılar vekilinin vekaletnamesinde ıslah yetkisi yokken yaptığı ıslahın geçerli olmadığı, mahkemece ıslaha göre karar verilmesinin doğru olmadığı, nedenlerine dayanarak, yargılamanın iadesi isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket temsilcisi bunlar haricinde de, dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanında pek çok iddia ve açıklamalarda bulunmuş, bunların yargılamanın iadesine karar verilen dosyada da ileri sürüldükleri de görülmüştür.
Davacı taraf, icra takibine konu ettiği alacağının ödenmediğini ileri sürerek mahkememizin 2011/238 esasında dava açmış, yapılan yargılama neticesinde, aleyhine karar verilmesi sonucunda aynı gerekçe ile de iş bu davayı açmıştır.
Davacı, dava dilekçesinde ve verilen mehil üzerine HMK. 375. Maddesindeki hangi nedene dayandığını açıkça bildirmese de karışık bir vaziyette yaptığı izahatlardan HMK 375/1-h maddesine (sebebine) dayanarak yargılamanın iadesini isteminde bulunduğu anlaşılmıştır. Yasanın 375/1-h maddesinde “lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunması” yargılamanın iadesi sebebi sayılmıştır. Davacı, ceza dosyalarında alınan beyanlarının mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğunu, tanık olarak dinlenen davalı şirket ortağı ve yetkilisi …’nun borcu banka kanalıyla ödemesini beyan etmesinin önceki dosyadaki savunmayı yalanlar nitelikte olduğunu, …’nun ceza dosyalarında alınan beyanında satış bedelinin tapuda ödenmediğini bildirdiğini, bu durumun davalı yandan 1.000.000,00TL alacağının olduğunu ortaya koyduğunu, ıslah işlemininde hileli yapıldığını ileri sürmüştür.
Ceza dosyalarında alınan beyanlar yönünden HMK’un 377. maddesindeki dava açma sürelerinin dolmadığı kabul edilmiştir.
Davacının yargılamanın iadesine dayanak yaptığı Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin …E., ….K., sayılı dosyasının incelenmesinde; …’in … hakkında hakaret suçundan şikayette bulunduğu, taraflar arasında mahkememizin 2011/238 esas sayılı dosyasında görülen davadan dolayı bir husumet oluştuğu, sanığın müştekiye WhatsApp üzerinden hakaret ettiğinin iddia olduğu, yapılan yargılama neticesinde sanığın mahkumiyetine karar verildiği, hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında dinlenen sanık ve tanık beyanlarında, HMK 375 kapsamında davacı lehine değerlendirilebilecek bir beyan olmadığı görülmüştür.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … esas sayılı hazırlık soruşturma dosyasının tetkikinde; davacı şirket temsilcisi …’in şikayeti neticesinde, …, …, …, … ve … hakkında hazırlık soruşturması başlatıldığı, soruşturmanın devam ettiği, ilgililerin ve bir kısım şahitlerin beyanlarının alındığı, bu beyanların incelenmesinde de yine HMK. 375. Maddesi anlamında değerlendirilebilecek bir beyan olmadığı anlaşılmıştır. Davacı şirket temsilcisinin yine mahkememizin 2011/238 esas sayılı dosyasında oluşan husumetten dolayı davalılar aleyhinde şikayette bulunduğu, hazırlık dosyasında bir kısım iddia ve beyanlarda bulunduğu, deliller sunulduğu, tahkikatın devam ettiği görülmüştür.
Davacı son olarak mahkememizin 2011/238E., 2013/304K., sayılı dosyasında 01.10.2012 tarihinde yapılan ıslaha itiraz etmiş, ıslah talebinde bulunan vekilin vekaletnamesinde buna ilişkin yetkisinin bulunmadığını açıklamış, bu işlemin verilen karara etki ettiğini, hileli olduğunu ve yargılamanın iadesi sebebi yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Vekil ile takip edilen davalarda ıslah vekil tarafından yapılabilir. Kısmi ıslah halinde vekaletnamede özel yetki verilmiş olması gerekli değildir. Ancak davanın tamamen ıslahı halinde bu konuda verilen vekaletnamesinde özel yetki verilmiş olmalıdır.(HMK. 74/1) Mahkememizin 2011/238E., 2013/304K., sayılı dosyasında davalı vekili olarak ilk defa Avukat … … duruşmalara iştirak etmiş ve dosyaya vekaletnamesini sunmuştur. Ankara …. Noterliğinde düzenlenen 05.09.2011 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamede ıslah yetkisinin bulunduğu görülmüştür. Daha sonra davalılar vekili olarak duruşmaya iştirak eden Avukat…’in dosyaya sunduğu Ankara …. Noterliğinden düzenlenme 23.03.2012 tarihli vekaletnamede ise ıslah yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu dosyaya giren 01.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi de anılan vekilden alınma yetki belgesine istinaden Avukat … … tarafından dosyaya sunulmuştur. Davalının savunmasını ıslah etmiş olması, vekaletnamesinde buna ilişkin özel yetkinin bulunmaması, HMK 375/1-h kapsamında değerlendirilebilecek hileli bir davranış değildir. Ancak usulü bir eksikliğe tekabül ettiği kabul edilebilir. Öte yandan, HMK 377/1-b maddesi uyarınca bu nedene dayanılarak yargılamanın iadesi talebinde bulunabilmesi için hilenin farkına varıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde davanın açılmış olması gereklidir. Mahkememizin 2011/238 esas sayılı dosyasına ıslah dilekçesinin 01.10.2012 tarihinde sunulmuş olması, bu dilekçenin davacı yana tebliğ edilmiş olması karşısında, davacının bu durumu öğrenebileceği/öğrenme imkanının bulunduğu, anılan tarihten, iş bu dosyanın dava tarihine kadar da yasanın bildirdiği süreden çok fazla bir süre geçtiği anlaşılmakla, dava açma hakkının da ortadan kalktığını kabul etmek gerekmiştir.
Dava dilekçesinde ve sonradan dosyaya sunulan beyan dilekçelerinde pek çok nedenlerde ileri sürülmüş ise de, bunların yargılamanın iadesi istenen mahkememizin 2011/238 esas sayılı dosyada da ileri sürülüp değerlendirildiği veya bu dosyada ileri sürme imkanının bulunduğu, HMK 375. maddesindeki yargılamanın iadesi hallerine sokulamayacağı da kabul edilmiştir.
Toplanan delillerin değerlendirilmesinden, davacının yargılamanın iadesi sebebi saydığı hallerin HMK 375. madde kapsamında değerlendirilemeyecek olması nazara alınarak davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 379. maddesi uyarınca yargılamanın iadesi isteminin REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

4-Davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
Dair, davacı ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 09/05/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı