Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/452 E. 2020/266 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/452 Esas – 2020/266

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/452 Esas
KARAR NO : 2020/266

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
K.YAZIM TARİHİ: 14/07/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalının, müvekkili şirketin parça ve mal tedarikçisi olduğunu ve taraflar arasında akdilen sözleşmeyi dava dosyasına sunduğunu, müvekkili şirketin defter kayıtlarına ve cari hesap ekstresine göre, davalının müvekkili şirkete 158.570,41 TL borcu olduğunu ve icra takibi sırasındaki alacak tutarı olan 155.664,49 TL’lik tutarın tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Es. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra dosyasından gönderilen tebligatın usulsüz olduğuna dair şikayeti üzerine Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı ile tebligatı öğrenme tarihinin 21.12.2017 olduğunun tespitine ve bu tarihten itibaren 7 gün içerinde yapılan itirazı ile takibin durmuş oluğunun tespitine karar verdiğini, davalının icra müdürlüğünün yetkisine haksız olarak itiraz ettiğini, borcun kaynağının sözleşmeden ve buna bağlı olarak parça iade işlemleri olduğunu, müvekkili şirket defter kayıtlarının ve sözleşmede yer alan maddelerin davalarındaki haklılıklarını ortaya koyacağını, cari hesap ekstresine göre haklı alacaklarının tahsili için Ankara … Noterliğinden 02.03.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile 03.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini; ihtarnamelerde alacağın ödenmesinin ve davalının adresine gönderilmesine rağmen teslim alınmayan toplam 10 koli malı müvekkili şirket adresinden teslim alınması taleplerinin yer aldığını; ancak davalı şirketin borcunu ödemediği gibi toplam 10 koli ve evsafı ihtarname ekinde bildirilen malzemeleri almadığını ve müvekkili şirketin mütemerrit duruma düştüğünü beyan ederek, her türlü fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalının hem borcu hem de icra müdürlüğünün yetkisine yaptığı itirazların iptaline, icra takibinin 155.664,49 TL üzerinden devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davada Balıkesir Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve yetki itirazlarının bulunduğunu beyanla, davanın veya varlığı iddia edilen borcun hangi maddi vakıadan kaynaklandığının açıklanmadığını, dayanak yapılan cari hesaba ait belge, bilgi ve açıklamaların bulunmadığını, davacının iade işlemlerinden bahsetmekle birlikte iade edilen parçaların ve ayıp/hasar nedenlerinin neler olduğunu açıklamadığını, davacı delilleri arasında herhangi bir tespit delili olmadığını, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu olmadığını, cari hesap ekstresinin TTK’ya uygun olmadığını, kaydın tek taraflı yapılmasının alacağın varlığı veya yenilendiği anlamına gelmeyeceğini, cari hesap mutabakatı varsa bunların usulüne uygun şekilde dosyaya sunulması gerektiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki olduğu konusunda şüphe bulunmadığını, TTK 23/c’ye göre malın ayıplı olduğunun tespiti halinde bu ayıbın 8 günlük süre içerisinde satıcıya bildirilmesi gerektiğini, sürenin malın satım ve teslim tarihinde başladığını ve alıcı tacirin bu maddelere uygun davranmadığında malın alındığı haliyle kabul edildiğini ve seçimlik haklara başvuru hakkını kaybettiğini, mevcut olayda davacının TTK 23 maddesi gereği yükümlülüklerini ifa etmediğini, davacının ayıp ihbar yükümlülüğüne uyup uymadığının incelenmesini talep ettiklerini, davacının müvekkilce sipariş üzerine üretilen ürünlerin ihtirazi kayıt olmadan teslim aldığını, depoladığını ve yasal süre içerisinde muayene yükümlülüğünü ifa etmediğini, beyan ederek, yetki itirazının kabulünü ve dosyanın yetkili mahkeme olan Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davacıya borcunun bulunmaması ve ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmamasından davanın reddine, dava kötü niyetli olarak icra takibine girişmiş olduğundan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, davalının 2013 ila 2017 yıllarına ait BA-BS formları, 22/03/2019 tarihli bilirkişi raporu, talimat mahkemesince alınan 24/06/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu, mahkememizce mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 07/02/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
Davalı tanığı … talimat mahkemesi aracılığıyla alınan beyanında;”Davalı…’de ön muhasebede çalışıyorum. Benim çalıştığım davalı… sistemleri şirketi traktör yedek parçası üretmektedir, söz konusu olan borcu bize daha önce arızalı olarak iade ettikleri ürünlerin borcu olarak göstermişler ve bu şekilde takip yapmışlardır. Bize arızalır olarak gönderdikleri ürünler şirketimiz tarafından kontrol edildi, parçaların çalıştığı, herhangi bir sorun olmadığı tespit edilince bu parçalar iade faturası kesilerek davacı şirkete iade edilmiştir, ürünler kabul edildi, biz iade faturalarını deftere işledik, onlar daha sonra bize bu kadar borcunuz var diyerek parçaların ücretini bizden talep ettiler. Bizim iade faturasıyla teslim ettiğimiz ürünleri sanki hiç teslim almamış gibi bizden ücretini talep ettiler, kontrol edilip geri davacıya iade edilen ürünler irsaliyeli faturalarla gönderilmektedir, borcun doğuş sebebi budur, böyle bir borç yoktur. Çalıştığım davalı şirket ile davacı şirket arasında bu takipten önce karşılıklı ticari ilişki mevcuttu, biz davacı şirketin yedek parçalarını imal ediyorduk, davacı şirket başka bir tedarikçiyle anlaştığı için bizimle ilgili böyle bir takip başlatmıştı. İrsaliyeli fatura ve ürünler … Kargo veya … Kargo aracılığıyla gönderilmiştir. 6 ay sonra kargo şirketleri bilgileri sildikleri için kimin teslim aldığını göremedik, teslim alındığı bilgisini kargo bize vermişti, ancak kim tarafından teslim alındığı bilmiyoruz. Benim diyeceklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE :Dava; ticari satım sözleşmesi nedeniyle doğduğu iddia edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı davalıdan 155.064,49TL alacaklı olduğundan bahisle ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 28/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği ancak borçlunun icra dosyasından gönderilen tebligatın usulsüz olduğuna dair şikayeti üzerine Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı ile tebligatı öğrenme tarihinin 21.12.2017 olduğunun tespitine ve bu tarihten itibaren 7 günlük yasal süresi içinde 28/12/2017 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik açılan iş bu dava, hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından, işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davalı tarafından icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itirazda bulunulmuşsa da TBK 89. Md. Kapsamında faturaya dayalı para alacağı istemi nedeniyle alacaklı olan davacının ikametgahı mahallindeki mahkememizin ve Ankara Batı İcra Dairelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, ön inceleme duruşmasında yetki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından davalıdan mal satın alındığı, ayıp nedeniyle iade faturaları düzenlendiği, bedelin iade edilmediği, iddia edilmiştir. Davalı tarafından ise, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, davacının iade talebinin yerinde olmadığı savunulmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen 13/10/2010 tarihli sözleşmede; davalı firma kendisine verilen siparişleri sözleşme şartlarında sağlamayı davacı ise siparişe uygun olarak sağlanan malzeme bedellerini ödeyerek teslim almayı taahhüt etmiştir. Sözleşmenin 9. Maddesine göre taraflar sözleşmenin süresinin dolmasından bir ay önce yazılı ihbarda bulunmadıkça ve fesih beyanında bulunmadıkça sözleşmenin aynı şekilde uzatılacağı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 25. Maddesinde ise garanti bakım ve onarım hususları düzenlenmiştir. Davalı firmanın ürünlerin tesliminden sonra müşteride meydana gelecek arıza ve hasarlardan da sorumlu olduğu, 25/3. Madde de garanti süresinin iki yıl olduğu ve süre başlangıcının davacı firma tarafından ürünün son kullanıcıya tesliminden itibaren olacağı düzenlenmiştir.
Taraflarca sözleşmenin feshine dair herhangi bir delil sunulmadığına dair sözleşmenin ayakta olduğu anlaşılmıştır.
Davacının defter ve kayıtlarının incelenmesine yönelik olarak alınan 22/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu delil niteliğini haiz olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında 2010 ila 2016 yılları arasında parça üretim ve satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, davacıya muhtelif tarihlerde parça satış faturaları tanzim edildiği, davacının da davalıya muhtelif tarihlerde iade faturaları düzenlediği belirtilerek, iade faturalarının dökümü yapılmış, davacı tarafından davalı adına toplam 1.014.559,04TL tutarında iade fatura tanzim edildiği, bu bedelden 155.664,49TL alacak bakiyesi bulunduğu, taraflar arasındaki 13/10/2010 tarihli sözleşme uyarınca davalı tarafından temin edilen parçaların sadece davacı tarafından teslim alındığında değil aynı zamanda ürünün son tüketiciye tesliminden sonra da davalının sorumluluğundan olduğu, davalının temin ettiği ürünlerin garanti süresinin iki yıl olduğu, garanti süresinin başlangıcının satış tarihi değil son tüketiciye satıldığı tarih olduğu, ayrıca davacının ayıplı malların kanıtlarını davalı ile paylaşması kaydıyla uyumsuzluk sonucu oluşacak her türlü müşteri iadesinden davalının sorumlu olacağı, taraflar arasındaki süre gelen ticari ilişkide geçmişten beri uygulanan iade prosedürünün iki taraf açısından da kabulü gerektiği, 155.664,49TL tutarında iade mallar ile ilgili olarak ayıp ihbarında bulunulmasa bile süre gelen ilişkinin bu şekilde olduğu, davacının 09.01.2017 takip tarihi itibariyle davalıdan 158.270,41 TL alacaklı olduğu, davacının talebinin 155.664,49 TL olduğu anlaşılmakla, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede talepteki kanuni faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikle talep etme hakkına sahip olduğu, bu çerçevede takibin 155.664,49 TL üzerinden devamının gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davalı şirketin kayıt ve defterleri Balıkesir ilinde bulunduğundan, Talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; davalı kayıt ve defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterler üzerinde bulunan kayıtların tek düzen hesap planına uygun olarak yapılmadığı ve bir kısım kayıtların belgelerini teyit etmediği, kayıtların belgeleri ile uyumlu olmadığı, defterlerin sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği, taraflar arasında 2010 ila 2016 yılları arasında ticari ilişki bulunduğu, tarafların defter ve kayıtlarındaki uyumsuzluğun davacı şirketin kayıtlarındaki bir kısım alacak ile bir kısım faturaların davalının kayıtlarında bulunmamasından kaynaklandığı, davalının kayıtlarına göre davacı şirkete 71.447,60TL borç kaydı olduğu, davalı şirketin davacıya teslimini yaptığı dava konusu traktör parçalarından dolayı hukuki sorumluluğunun ve garantörlüğünün devam ettiği görüş ve kanaati bildirilmiştir. Mahkememizce dava konusu parçaların keşfen incelenmesi sonucu alınan 07/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı nezdinde bulunan parçaların incelendiği, arızalanan selenoidlerin belirli bir süre çalıştıktan sonra arızalanması, elektrik/elektronik sisteminin arızalanması, selenoidlerin bir kısmının körüklerinin yırtılması, kapağının yerinden çıkması gibi arızaların/ayıpların kullanıcı hatasından kaynaklanmayacağı, bu ayıpların imalat hatasından kaynaklanacağı, ayıpların belirli bir çalışma sonucu oluşmasının gizli ayıp niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasında sözleşme kapsamında davalı firma tarafından üretilip davacı firma ürünü traktörlerine takılan arızalanan selenoidler servis fişlerinde görüldüğü üzere 250-880 saat/çalışma aralığında arızalanmış olduğundan, traktörlerin araziye gidiş geliş çalışma süreleri günlük 2- ile 5 saat aralığında değişeceğinden ortalama günlük 3,5 saat çalıştığı da düşünüldüğünde yıllık bir traktörün 3,5 saat x 365 gün – 1.277,5 saat çalışacağından, bu durumda traktörlere/tarım makinelerine takılıp arızalanması sonucu değiştirilen selenoidlerin garanti süresi içiresinde arızalanmış olacağı, garanti kapsamında değiştirilmesi gerektiği, bu çerçevede, davacının 09.01.2017 takip tarihi itibariyle davalıdan 155.664,49 TL talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede talepteki kanuni faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, bu çerçevede takibin I55.664,49 TL üzerinden devamının gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında mal tedarikine dair sözleşme bulunduğu, davalı tarafından davacı firmaya teslim edilen malların kullanılmak üzere dava dışı kullanıcılara verildiği, taraflar arasında 2010 yılından beri bu şekilde ticari ilişki bulunduğu, malların ayıplı çıkması halinde davacı tarafından davalıya iade faturaları kesildiği, davalı tarafından bu iade faturalarının kabul edilip, kayıtlara işlendiği ve süre gelen ticari ilişkinin bu şekilde yürüdüğü, dava konusu edilen alacağın da iade faturalarına yönelik olduğu, mahkememizce bu iade konusu malların keşfen incelendiği ve ayıplı olduğunun tespit edildiği, ayıbın üretimden kaynaklı olduğu, davacı tarafından davalıya süresinde ihbar yapıldığına dair bir delil sunulmamış ise de, taraflar arasındaki süre gelen ticari ilişkide bu şartın daha önce aranmamış olduğu, zira sözleşmede de üçüncü kişi firmalara teslimden itibaren garanti süresinin başlayacağı anlaşıldığından, davacının iade faturaları nedeniyle 155.664,49TL alacaklı olması nedeniyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına,
2-155.664,49 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 10.633,44 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.880,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.753,39 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.880,05 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.921,15 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 236,50 TL tebligat ve posta gideri, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti, 314,00 TL keşif harcı ile 90,00 TL keşif araç ücreti olmak üzere toplam 3240,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 18.738,13 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/07/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı