Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/45 E. 2018/358 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/45 Esas – 2018/358

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/45 Esas
KARAR NO : 2018/358

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 04/06/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkillerin borçlu … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. ile 59.000,00 tl bedel ile elektrik trafosu köşkü ve teçhizatı kurulması konusunda anlaştıklarını, müvekkiller tarafından toplan 35.000,00 tl ödeme yapıldığını, müvekkillerin bilgisi ve haberi olmadan kısmi ödemesi yapılmış olan elektrik trafo köşkü ve içerisindeki teçhizatın yerinden söküldüğünü,borçlu şirket tarafından trafonun sökülmesinin ardından müvekkiller tarafından ödenen 35.000,00 tl’nin iade edilmediğini, borçlu şirketin borçlu olmasına rağmen zaman kazanmak ve borcunu ödememek için kötü niyetli davranarak 24/10/2017 tarihinde icra takibine ve icra borcuna itiraz ettiğini beyan ederek, davalının itirazının iptaline, davalının itirazında kötüniyetli olması ve alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davaya konu olayda, davacıların maliki oldukları Ankara ili, … İlçesi … Mah. … parsel noda kayıtlı arsa niteliğinde taşınmaz üzerine fabrika inşaatı için dava dışı … ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, anılan inşaat kapsamında müvekkilinin 400 kVa trafo/yapımı için dava dışı müteahhit … ile anlaştığını ve bu anlaşma doğrultusunda 400 kVa trafo yapımı işinin müvekkili tarafından tamamlanarak teslim edildiğini, takiben davacılardan …’in güç artırımı talep edilmesi sebebiyle 400 kVa trafo malzemelerinin müvekkil davalıda kalması şartıyla ve 50.000,00TL+KDV (Toplam 59.000,-TL) bedel karşılığında 400 kVa trafo yerine güç artırımı ile 630 kVa trafo kurulması işinde anlaşma sağlandığını, 630 kVa trafo kurulumu işinin de müvekkili tarafından yerine getirilerek davacılara teslim edildiğini, buna rağmen davacı tarafça müvekkil davalıya yapılması gereken ödemenin 35.000,-TL tutarında ödeme yapıldığını ve 400 kVa trafo köşkünün müvekkile verilmesi ve bakiye alacağın ödenmesinin ise söz konusu olmadığını, ilgili mevzuat gereği birden fazla bağımsız bölümün bulunması durumunda ifo tesisi için trafonun kurulduğu taşınmaz ve üzerindeki trafonun kullanım hakkının …’a devredildiğini, bu kapsamda davacılar tarafından da Ankara …. Noterliğinin 27 Ağustos 2015 tarih ve … Y. Nolu onaylama şeklinde kira sözleşmesi ise 25.08.2015 başlangıç tarihli 99 yıl süreli kiralama işlemi yapıldığını, davacı tarafça 2017 yılı Ocak ayında yeniden güç artırımı yapılarak 1600 kVa’ya çıkartılması için …’ya başvuruda bulunulduğunu, işbu talep doğrultusunda … tarafından güç artırımı yapılarak dava konusu taşınmaza 1600 kVa yeni bir trafo kurulduğunu, takiben müteahhit … tarafından müteaddit defalar müvekkilni aranarak 630 kVa trafo köşkünün sökülerek götürülmesi hususunun bildirildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından 630 kVa trafo köşkünün söküldüğünü ve nakliye masraflarının da müvekkili tarafından karşılanmak suretiyle depoya kaldırıldığını, davacılar tarafından tüm bu hususlar bilinmesine rağmen haksız ve tümüyle dayanaksız şekilde müvekkili şirket aleyhinde … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından işbu haksız takibe ve borç iddiasına karşı süresinde itiraz edildiğini beyan ederek, davacı yanın işbu asılsız iddialara dayanan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, eser sözleşmesi nedeniyle davalı tarafından teslim edilip geri alındığı iddia edilen trafo bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. -…. K. sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 07/11/2017 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen incelenir.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, temelinde davacılar ile davalı arasında akdedilen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacıların ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili vergi dairelerine yazılmış olup; davacıların ticari faaliyetlerinin bulunmadığı cevabı verilmiştir. Davacılar tacir olmadığı gibi, dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Uyuşmazlığın temelinde taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi bulunmakta ve uyuşmazlığın bu sözleşme çerçevesinde çözümü gerekmektedir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davaya bakmakla görevli mahkeme Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Mahkememizce verilen ilam istinaf yoluna götürülmeksizin kesinleştiği takdirde dosyanın Merci Tayini için İstinaf mahkemesinin ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
3-HMK ‘nun 20. Maddesi gereğince verilen karar kesinleştikten sonra ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince süresi içinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.29/05/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı