Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/440 E. 2020/328 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/440 Esas – 2020/328
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/440
KARAR NO : 2020/328

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas)
DAVA TARİHİ : 25/06/2018
KARAR TARİHİ: 17/07/2020
K.YAZIM TARİHİ : 17/07/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Fransız yasalarına göre kurulmuş bir şirket olduğunu, faaliyetleri arasında dayanaklı tüketim malzemelerinin İtalya ve Fransa ülkelerinde pazarlanmasına aracılık etmek ve üreticilere ürünlerini pazarlaması konularında danışmanlık vermek olduğunu, davalı ile müvekkili şirketin “Münhasır Acentelik Sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalı şirkete kesilen tüm faturalarda, müvekkili şirketin aracılık ettiği veya sözleşme hükümleri kapsamında komisyon elde ettiği tüm siparişlere dair, davalı şirket tarafından üçüncü kişi müşterilere kesilen faturaların dayanak fatura olarak belirtildiğini, takibe ve alacağa dayanak olarak sunulan tüm faturalarda davalı … tarafından müşteriye kesilen faturalara da atıfta bulunulduğunu, faturaların tümünün Türkçe tercümeleri ile birlikte icra dosyasında mevcut olduğunu, dosyanın celbi halinde alacağa dayanak tüm faturaların dosya kapsamına alınmış olacağını belirterek, şirketin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak iflas takibi başlatıldığını, söz konusu iflas takibine ilişkin ödeme emrinin müvekkili şirkete tebliğ edildiğini ve müvekkili şirket tarafından yasal süresinde haklı olarak itiraz edildiğini, bunun üzerine, davacı şirket tarafından Mahkeme nezdinde itirazın kaldırılması ve iflas talebiyle kötü niyetli olarak dava açıldığını, müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, icra takibine konu faturaları, borcu,…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…faturalarda uygulanan komisyon oranlarını hiçbir şekilde kabul etmediklerini, müvekkili şirketin ticari defterleri ve davacı şirket tarafından sunulan belgeler de incelendiğinde müvekkili şirketin davacı şirkete borcu olmadığının anlaşılacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, iflas takibi neticesinde borcun ödenmemesi nedeniyle davalının iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı alacağının tahsili için davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiş, mahkememizin 04.12.2019 tarihli oturumunun 4 nolu maddesinde; “Davacı tarafa 20.000,00TL iflas avansının yatırmak üzere 2 hafta süre verilmesine” karar verilmiştir.
Davacının verilen süre içerisinde belirtilen iflas avansını yatırmaması üzerine, mahkememizin 05.02.2020 tarihli oturumunun 4 nolu maddesinde; “Davacı tarafa 20.000,00TL iflas avansını yatırmak üzere tutanağın tebliğinden itibaren 2 hafta kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde iflas avansı yatırılmadığı ve 3 nolu ara kararındaki ilanlar yaptırılmadığı taktirde bu dosyada yeniden süre verilmeyeceğinin ve mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin bilinmesine,” şeklinde karar verilmiştir. 05.02.2020 tarihli duruşma tutanağı meşruhatlı davetiye ile davacı vekiline 15.02.2020 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Usulüne uygun tebligata rağmen davacı taraf iflas avansını yatırmadığı gibi iflas davasının ilanına ilişkin masrafları da yatırmamıştır.
Davacı vekili TTK 240.maddesi dikkate alınarak depo kararının tüm şirket ortaklarına tebliğine karar verilmesini, 05/02/2020 tarihli ara kararından dönülerek depo kararının ortaklara tebliği akabinde yerine getirilmemesi halinde ortakların bir veya birkaçının da iflasının talep edilmesi ihtimaline binaen iflas avans ve ilan giderlerinin yeniden belirlenmesini talep etmiş ise de; TTK 240.maddesi Anonim Şirket ile ilgili olmadığı, kolektif şirketler ile ilgili olduğu, Anonim Şirket ortaklarının iflasının mümkün bulunmadığı dikkate alınarak davacı vekilinin talebi yerinde görülmemiştir.
Davacının daha az masraflı genel haciz yolu ile alacağı tahsil etmek yerine davalı borçlu şirketin iflas yolu ile külli tasfiyesi ile alacağını tahsil etmek istemesi İİK’nun hükümleri uyarınca tasfiye masraflarını yüklenmeyi kabul ettiği anlamını taşıdığı, İİK’nun 160. maddesinde; “İflas isteyen alacaklı ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumludur.” dendiği, İflas avansının İİK’nun 160. maddesi hükmüne göre, iflas davasının şartı olup, Mahkememizce davacıya verilen sürenin kesin olduğu, davacının, verilen kesin sürede belirtilen iflas avansını ve gider avansını yatırmadığı anlaşıldığından, HMK.114/1-g ve 115/2 maddeleri ile İİK’nun 160. maddesi gereğince dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İİK.’nun 160. maddesi ile HMK 114/1-g ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
e-imza e-imza e-imza e-imza

Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/07/2020

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza