Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/418 E. 2018/743 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/418 Esas – 2018/743
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/418
KARAR NO : 2018/743

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : HASIMSIZ
ALACAKLILAR:1-
VEKİLİ :
:2-
VEKİLİ :
:3-
VEKİLİ :
:4-
VEKİLİ :
:5-
VEKİLİ :
:6-
VEKİLİ :
:7-
VEKİLİ :
:8-
VEKİLİ :
:9-
VEKİLİ :
:10-
VEKİLİ :
DAVA : KONKORDATO İSTEMİ
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
BİRLEŞEN DAVA (Mahkememiz 2018/704E.-2018/662K. sayılı dosyası)
DAVACILAR :1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI : HASIMSIZ
ALACAKLILAR:1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : KONKORDATO İSTEMİ
DAVA TARİHİ : 17/10/2018
KARAR TARİHİ: 21/11/2018
K.YAZIM TARİHİ : 04/12/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Ana dosyanın davacıları mahkememize sundukları dava dilekçesinde özetle; Konkordato talebinde bulunan müvekkili…A.Ş.’nin 1978 yılında kurulduğunu, 1982 yılından itibaren sektöründe kazandığı tecrübe ve birikimlerini bugüne kadar getirmeyi
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

başardığını, 1996 yılında tüzel kişilik yapısına dönüştüğünü, 2012 yılında da mevcut unvanını alarak bugünkü unvanı ile faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkil şirketin piyasanın gelişen ihtiyaçlarına göre ürün ve hizmet kalitesini, çeşitliliğini artırarak yoluna yarım asra yakın bir zamandır istikrarlı bir şekilde devam ettiğini, sektörel beklentisine cevap verebilmek adına teknolojisini ve kalite yönetimini de geliştirerek, sektöre yön veren, lider ve saygın firmalar arasında yerini aldığını, önceleri sadece orman ürünleri sektöründe çalışmakta iken, diğer inşaat malzemelerini de ürün gamına katarak bölgesinin güçlü ve stoklu çalışan firması olarak faaliyetine devam ettiğini, demir sektöründe de yaptığı yatırımlar ile büyümesini sürdürdüğünü, sonrasında da inşaat sektöründe yap-sat yolu ile çalışmalarına başladığını, tüm dünyada yaşanan global mali daralma içinde müvekkil şirketin bir süredir tasarruf tedbirleri uygulayarak faaliyetlerine devam ettiğini, bu yolla genel yönetim giderlerinde azalma yaratarak geçmiş dönem karlılığını korumayı hedeflediğini, ancak son dönemde alacaklarının vadelerinin uzaması ve tamamladığı taşınmazların satışlarının yavaşlaması üzerine ilave banka borçlanması ile nakit akışı yaratmaya çalıştığını, bu borçlanma için kısa vadede alacak senetlerini bankalara vererek karşılığında veya taşınmazlarını bankalara ipotek ederek krediler kullandığını, bu süreçte piyasada meydana gelen faiz artışları nedeniyle toplam dış finansmandaki artış noktasında çok ciddi finansman maliyetlerinin altında kalınmaya başlandığınğı, bu durumun firmanın alacak yönlü nakit akışında bozulmaya neden olarak yüksek gider artışına sebep olduğunu, konjektürel olarak yaşanılan kur hareketi (demir ve ithal kereste yönünden) kereste ve faiz artışları sebebiyle firmanın sermayesinin olumsuz olarak etkilenmeye başladığını, bu etkinin firmanın ticari borç ödeme sürecinde de bozulma yarattığını ve şirketin rutin hayat döngüsünü olumsuz etkilediğini, müvekkili firmanın 19.980.916,00TL’lik toplam kısa vadeli ve 22.473.691,00TL’lik toplam uzun vadeli banka borçlarını orta uzun vadeye yayarak net işletme sermayesini ve cari oranını güçlendirmeye çalıştığını, fakat içinde bulunduğumuz piyasa koşulları sebebiyle uygulamaya çalıştığı planda başarılı olamadığını, müvekkili şirketin gelir yaratma gücünü kaybettiğini ve bu noktada teminatları kuvvetli olan ve her zaman aksiyon alma gücüne sahip bankalar ile karşı karşıya geldiğini, piyasa borçları ile diğer borçların rahatlıkla ödenebiliyor olmasının, müvekkili şirketin hayatta kalması için önem arz ettiğini, ancak tüm alacaklar ile varlıkların banka kredilerine bağlanması neticesinde bunların ödenebilmesinin zorlaştığını, müvekkil şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi ve tüm borçlarını ödeyebilmesi için özellikle tarafı banka olan alacaklılar ile anlaşmalar yapması ve varlıkların müvekkil tarafından icra baskısı altında olmadan değerlendirilmesinin sağlanması için Konkordato mühletinin verilmesini, aksi halinde müvekkili şirketin iflasının kaçınılmaz olacağını belirterek, müvekkil şirketin alacaklarının bir plana bağlanarak ödenmesinin sağlanması amacıyla, öncelikle İİK 287/1 maddesi gereğince müvekkili şirket ve ortakları olan gerçek kişiler lehine üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini, şirket mallarının muhafazasının engellenmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınmasını, geçici mühlet süresi içerisinde yapılacak inceleme ile birlikte kesin mühlet verilmesini, akabinde İİK 285 ve TTK 286. maddeleri gereği, ödeme güçlüğüne düşen müvekkili şirket ve şirket ortaklarının alacaklılarına ödeme yapabilmesini sağlamak için konkordato akdetmelerinin sağlanmasını, netice olarak konkordato projesinin onaylanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Ana dosyada davacılar …, … ve … yönünden açılan davalar yönünden tefrik kararı verilerek mahkememizin ayrı bir esasına (2018/453) kaydedilmiş ve yargılamasına burada devam edilmiştir. Ana dosya, davacı … A.Ş. yönünden devam ettirilmiştir.
Birleşen 2018/704 esas sayılı dosyanın davacıları mahkememize sundukları dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin…A.Ş.’nin ortakları ve yetkilileri olduğunu, şirketin bankalar nezdinde tüm borçlarına müvekkillerinin şahsen kefaletleri bulunduğunu, şirketin başta bankalar olmak üzere borçlarını kısa vadede ödeme
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

sıkıntısına girmesinden kaynaklı Ankara Batı ATM’nin 2018/418 esas sayılı dosyasında konkordato başvurusunda bulunduğunu, 3 aylık geçici konkordato mühleti verildiğini, şirket nezdinde cebri icra işlemlerinin durdurulduğunu, şirket alacaklısı bankaların şirket nezdinde geçici mühlet kararı gereği İİK 294 madde uygulanması üzerine şahsi kefaleti bulunan müvekkilleri hakkında icra takipleri başlatıldığını, bankalar nezdindeki borçların tek nedeninin şirket olup müvekkillerinin şahsi borcu olmadığını, dosyanın mecburi dava arkadaşlığı gözetilerek 2018/418 esas sayılı dosya ile birleştirilmesini, şirket borçlarından kaynaklı müvekkili şirket ortakları olan gerçek kişi konkordato talep edenlerin lehine üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini, 2018/418 esas sayılı dosyasında verilen karar gereği geçici mühlet kararı ile birlikte geçici konkordato komiseri atanmasına müvekkillerinin kefalet borçlarının dahilini, geçici mühlet süresi içerisinde yapılacak inceleme ile birlikte kesin mühlet tayinine yönelik olarak belirtilen hususlarla sınırlı kalmamak üzere ödeme projesinin gerçekleştirilmesi için gerekli tüm alacaklıların ve müvekkillerinin menfaatine uygun olacak en kapsamlı İİK 285 vd. maddeleri gereğince müvekkili şahıslar nezdinde ayrı ayrı konkordato mühletinin ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini, şirket ile birlikte sunulan konkordato projesinin onaylanmasını talep etmiştir.
Aradaki bağlantı nedeniyle 2018/704 esasda açılan dava ana dosya ile birleştirilmiştir.
Ana dosyada davacı olan “… İthalat İhracat A.Ş.’nin geçici mühlet talebi 29.06.2018 tarihinde kabul edilmiş, yararına üç aylık süre için geçici mühlet kararı verilmiş, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi ve borçlu şirket faaliyetlerine nezaret etmek üzere geçici konkordato komiserler kurulu görevlendirilmiş ve yasada açıklanan tedbirlerden yararlandırılmasına hükmedilmiştir. Bu davacı yararına 29.06.2018 tarihinde verilen geçici mühlet kararı 29.09.2018 tarihinde 2 ay daha uzatılmıştır.
Birleşen dosyada ise; 31.10.2018 tarihinde üç ay süreli geçici mühlet kararı verilmiştir.
Davacılara verilen geçici mühlet süresi dolmadan konkordato komiser kurulu raporunu hazırlayarak 13.11.2018 tarihinde dosyaya sunmuştur.
Geçici mühlet süresince alacaklıların dosyaya sundukları beyanlar incelenmiştir.
Birleşen dosyada davacı gerçek kişiler ana dosyanın davacısı şirketin ortağı ve temsilcileri olduklarını, müvekkillerinin davacı şirketin borçlarına şahsi kefaletlerinin bulunduğunu, şirket borçlarından dolayı aleyhlerine icra takibi yapıldığını, şirket yönünden konkordato talebinin başarıya uluşması için kendileri yönünden de geçici mühlet kararı ve akabinde kesin mühlet kararı verilmesini talep etmişlerdir.
Toplanan deliller ve konkordato komiserler kurulunun dosyaya sunduğu raporların tetkikinde; davacı şirketin orman ürünleri alım-satımı, inşaat malzemeleri alım ve satımı ile inşaat sektöründe yap-sat faaliyetlerini sürdürdüğü, konjektürel olarak yaşanan kur hareketi, faiz artışının şirketi olumsuz etkilediği, nakit akışı sıkıntısı çektiği, mevcut durumda borçlarını ödeyemediği, vade ve tenzilat konkordatosu teklif ettiği, borçlarını toplam 3 yılda faizsiz olarak ödemeyi düşündüğü belirlenmiş, bilirkişi incelemesi neticesinde; şirketin borca batık olmadığı tespit edilmiş, borçlu şirketin rehinle karşılanan 43.367.584,26TL, rehin bulunmayan (konkordatoya tabi) 9.539.108,91TL borcunun bulunduğu belirlenmiş, bu borçların şiretin alacakları, KDV iadeleri ve verilen teminatların tahsili ile ödenmesinin düşünüldüğü, elinde bulunan gayrimenkulleride satarak rehinli borçların ödeneceği, şirketin halihazırda devam eden işlerden (ticari faaliyetlerden) elde edebileceği başka bir gelirinin olmadığı belirlenmiş, geçici mühlet süresinde konkordato komiserler kurulunun denetiminde bulunan şirketin, şirket hesabına KDV iadesi olarak aktarılan 3.603.654,33TL’lik miktarı komiser heyetinin onayı olmaksızın kendi belirlediği alacaklılara ödediği, bu haliyle de İİK’un 287 devamı maddelerindeki düzenlemelere aykırı davrandığı, öte yandan, davacılar vekili mahkememize sunduğu 14.11.2018 tarihli dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında;
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

geçici mühlet süresinde konkordato talebiyle amaçlanan iyileşmenin sağlandığı, kesin mühlete geçmek istemedikleri, konkordato sürecinin sonlandırılmasının istendiği görülmekle, (ana dosya ve birleşen dosya yönünden) davacıların kesin mühlet kararı verilmesi talebinin (konkordatodan yararlanmak isteğinin) reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Talebin REDDİNE,
2-Dosya kapsamında konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasına, tedbirlerin kaldırılması için ilgili kurumlara müzekkereler yazılmasına,
3-Geçici konkordato komiserler kurulunun görevinin sonlandırılmasına,
4-Alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 21/11/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı