Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/409 E. 2019/597 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/409 Esas – 2019/597
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/409 Esas
KARAR NO : 2019/597

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2015
KARAR TARİHİ : 15/10/2019
K. YAZIM TARİHİ: 08/11/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı 01/10/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; adına kayıtlı olan … Mah. … Sokak 24/2 Etimesgut adresindeki evini satmak istediğini, bu hususta … Emlak sahibi … ile görüştüğünü, …’in de diğer davalı … ile tanıştırdığını ve …’nın evini almaya karar vermesi üzerine ilk etapta 20.000,00 TL daha sonra tapu tescili sırasında kalan bakiyeyi ödemek üzere anlaştıklarını, davalı …’in Ankara Altındağ … Noterliğine gittiklerinde 3.000,00TL verdiğini ancak acil ihtiyaçlarını karşılamadığından dolayı bu parayı kabul etmediğini, akşam 10.000,00TL’ye tamamlayacağını beyan ettiğini, akşam tekrar 4.000,00TL daha getirdiğini, o anki maddi imkansızlıklarından ve psikolojisinden faydalanarak boş bir senede imza attırdığını, davalı …’ya satış için vekaletname verdiğini, parayı tamamlamadıklarını ve sürekli kaçamak cevaplar vermelerinden dolayı satıştan vazgeçtiğini ve vekaletnameyi iptal ettirdiğini, Tapu Müdürlüğüne tedbir koydurduğunu, davalı …‘yı aradığını ve ödemiş olduğu 7.000,00TL’yi iade ettiğini, ancak imzalamış olduğu senedi değil farklı bir senet iade etmek istediğini, gerçek senetleri almadan parayı vermeyeceğini söylediğini, imzalamış olduğu boş senetin halen davalı …’nın elinde olduğunu belirterek, davalılar elinde bulunan ödeme ve tanzim tarihleri bulunmayan açık senedinin hükümsüz sayılmasına, bu şekilde mağduriyetinin giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 2015/588 esasına kayden açılan davada tensiben göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin 22/10/2015 tarih 2015/505 karar sayılı ilamı ile Ankara Batı Tüketici Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, Ankara Batı …. Tüketici Mahkemesinin 18/05/2017 tarih … esas 2017/200 karar sayılı ilamı ile karşı görevsizlik kararı verilerek görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Ankara BAM’a gönderildiği, Ankara Bam 13. Hukuk Dairesinin 10/05/2018 tarih 2018/508 – 625 E-K sayılı ilamı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlendiği belirtilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, mahkememizin 2018/409 esas sırasına kayden yargılamaya devam olunmuştur.
Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalılarca cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı … vekili Ankara Batı … Tüketici Mahkemesinin 07/02/2017 tarihli celsesinde alınan beyanında: Müvekkilinin davacıdan ev almak için bir miktar para verdiğini, ancak davacının boşanma davası nedeniyle konulan tedbir yüzünden evin devrini yapamadığını, bu nedenle aldığı parayı da vermeyerek yerine senet verdiğini, bu davada davacının satıcı, müvekkilinin ise alıcı konumunda olduğunu, diğer davalı …’in ise emlakçı olup, alıcı ile satıcıyı buluşturan kişi olduğunu ifade etmiştir.
Davalı … Mahkememizin 11/07/2019 tarihli celsesinde alınan beyanında; davanın kendisiyle ilgisi olmadığını, emeklilik sonrası emlak işiyle uğraştığını, yaklaşık 4-5 yıl önce kendisini ilk kez gördüğü davacının dükkanına geldiğini, bahçe katta bulunan bir dairesi olduğunu ve satmak istediğini söylediğini, kendisinin de alacak gücü olmadığını ifade ettiğini, bu sırada ara sıra dükkanına gelen …’nın geldiğini, davacıya ait taşınmazdan bahsettiklerini ve alabilecek durumu varsa ilgilenmesini söylediğini, ikisinin birlikte taşınmaza bakmaya gittiklerini, üç gün boyunca hiç uğramadıklarını, üç gün sonra önce davacı sonra davalının işyerine geldiğini ve bir bedel üzerinde sözlü olarak anlaştıklarını, kendilerine anlaşmanın yazıya dökülmesini tavsiye ettiğini ancak gerek olmadığını söylediklerini, daha sonra aralarında ne geçtiğini bilmediğini, davaya konu senetle bir ilgisi olmadığını, kendilerine aracılık yapmadığını, komisyon almadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasının dosya arasına celp edildiği, incelenmesinde; alacaklı … tarafından Borçlu … hakkında Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin İhtiyati haciz kararına dayalı olarak 35.000,00 TL asıl alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, icra dosyasına alacağın değerine ilişkin noter belgesi ibraz edildiği, bu belgeye göre Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki alacağın … tarafından …’a 09/10/2015 tarihli alacağın devri sözleşmesi ile devredildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememizin 05/03/2019 tarihli celsesinde alınan beyanında; …’ın senetten kaynaklanan alacağı icra dosyasında temlik alan kişi olduğunu, bu kişiye karşı açtıkları bir dava olmadığını, Tüketici mahkemesince davalı … hakkındaki davanın tefriki yönünde bir ara karar kurulmuş is ede, bu ara karar gereğinin yerine getirilmediğini, davayı … ve … aleyhine yürütmek istediklerini ifade etmiştir.
Davacı vekili yine mahkememizin 11/07/2019 tarihli celsesinde alınan beyanında; eldeki davada …’dan 7.000,00 TL aldıklarını, teminat olarak müvekkilinden alınan ve sonradan 35.000,00 TL olarak doldurulup Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla takibe konulan senetten dolayı davalı …’ya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kıymetli evraktan (bono) kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 01/09/2015 keşide ve 18/09/2015 vade tarihli ve 35.000,00 TL bedelli bononun teminat senedi olduğunu, ev satışı sırasında davalı …’ya teminat amacıyla imzalanıp boş olarak verildiğini, imzalı ve boş olarak verilen bu senedin 35.000,00 TL miktar yazılarak davalı … tarafından takibe konulduğunu iddia etmiştir. Davalı taraf ise davanın reddini talep etmiş, davacının tanık dinletmesine ve dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmamış olması nedeniyle, iddia genişletilerek yemin deliline dayanılmasına muvafakat etmediklerini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 190. maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
6100 sayılı HMK.nun 200/1 maddesine göre; Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
6100 sayılı HMK’nun 201. maddesinde ise “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile yukarıda zikredilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu senedin (bono) teminat amaçlı verildiğini iddia eden ve tanık dinletme talebi 6100 sayılı HMK’nun 201. maddesindeki düzenleme ve davalı … vekilinin muvafakat etmemesi, yemin deliline dayanma talebi de dava dilekçesinde açıkça dayanılmamış olması ve davalı … vekilinin muvafakat etmemesi nedeniyle reddedilen davacının, takip ve dava konusu senedin (bono) neyin teminatı olduğuna ve boş senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğuna ilişkin yazılı bir belge (delil) sunamaması karşısında, davalı … bakımından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan, davalı …’in davaya konu bonoyla herhangi bir ilgisinin bulunmaması nedeniyle, adı geçen davalıya husumet yöneltilemeyeceği kanaatine varılmış, bu davalı bakımından davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 16,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı …’nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 4.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/10/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza