Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/404 E. 2019/642 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/404 Esas – 2019/642

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/404
KARAR NO : 2019/642

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Müdürler Kurulu Azli/Kayyım Atanması/Tespit
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
K.YAZIM TARİHİ : 28/10/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Ankara Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarası ile kayıtlı … Ltd. Şti.’nin …’e %33,5, …’e %22, …’ya %22,5 ve …’e %22 oran şeklinde olduğunu, dava dışı şirketin 20/10/2016 tarihli genel kurulunda davacı dışındaki hissedarlarla birlikte hareket ederek haksız şekilde davacıyı azlettiklerini, hissedarların sahip oldukları çoğunluk hakkını kullanarak önce davacının müdürler kurulu üyeliğinden azli, sonrasında haksız işlemler tesis etmeye başladıklarını, dilekçe ekinde sunulan belgelerin davalı yanın açıkça kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, tensip ile birlikte tedbiren şirkete kayyım atanmasının zorunlu olduğunu, bu nedenlerle tedbir talebinin kabulü ile dava dışı …….Ltd. Şti.’nin sevki ve idaresi, hakim ortakların şirket kayıt ve belgelerini gizlemeleri, karartmaları vb. önlenmesi için tedbiren ……Ltd. Şti.’ye dava sonuçlanıncaya kadar kayyum atanmasını, şirket temsilcisinin TTK madde 630 uyarınca azli ve şirketin sevk ve idaresi için kayyum atanmasını, davalının işbu işlemler nedeniyle şirkete verdiği zararın tespitini talep etmiştir. talep ve dava etmiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız bir şekilde azledildiği iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının azil sonrası haksız işlem tesis edildiği iddialarından kastın aleyhinde açılmış somut zarar davaları olduğunu, yapılan her toplantıdan sonra davacının açtığı davaların red ile sonuçlandığını, aleyhinde açılan davalar dışında davacıya karşı tesis edilmiş başka bir haksız işlem bulunmadığını. tedbir talebine dayanak yapılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının kendi dönemindeki şaibeli işler nedeniyle kendi ibrasını isteyeceği genel kurul toplantısını yapmaktan ısrarla kaçındığını, bunun yerine ortaklarıyla suni kavgalar çıkarmayı davalaşmaya neden olacak ihtilaflar yaratmayı, blok halinde kendisine zarar verildiği veya ortaklar arasında ihtilaf olduğu görüntüsü yaratmayı tercih ettiğini, bunları da şirketin tasfiyesi/ortaklıktan çıkma davasında haklı sebep olarak sunmayı amaçladığını, davacının görevden azledilmesi kararına karşı daha önce de mahkememizde açtığı davanın esastan reddedildiğini, bu kararın davacının mahkememizde açtığı davada TTK.’nin m, 245/2, 636/2 , 638/2 hükümleri ile davacıda aradığı haklı sebep dava şartını ortadan kaldırdığını, azil haklı sebep ile olmuşsa azledilenin ortaklıktan çıkmakta haklı sebebinin olmadığını, bu nedenle işbu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı …. İş Mahkemesinin …, … ve … esas sayılı dava dosyaları, dava dışı …….Ltd. Şti.’ne ait ticaret sicil özeti bilgisi, ticari defter ve kayıtları, 09.08.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, TTK’nun 630. maddesi uyarınca müdürler kurulunun azli ve davalı olarak gösterilmeyen şirkete kayyım atanması, şirkete verilen zararların tespiti taleplerine ilişkindir.
Dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerin tetkikinden, dava dışı (…. Ltd. Şti.’nin ortaklarının ve ortakların hisse oranlarının; davacı … (%33,5 oran) davalı … (%22 oran), dava dışı … (% 22,51 oran) ve dava dışı … (% 22 oran) şeklinde olduğu, dava dışı şirketin 20.10.2016 tarihli genel kurulunda davacının şirket müdürlüğünden azledildiği ve müdürler kurulu üyesi olarak davalı … ve …’ün seçildiği, dava dışı şirketin 08.03.2017 tarihli genel kurulunda müdürler kurulu üyesi olarak davalı … ve …’tln seçildiği, dava dışı şirketin 27.03.2018 tarihli olağan genel kurulunda davalı …’ün tekrar şirket müdürü olarak seçildiği, anlaşılmakta olup, davacı tarafından, davacı dışındaki hissedarların birlikte hareket ederek sahip oldukları çoğunluk hakkını kullanarak davacının müdürler kurulu üyeliğinden azlini sağlayıp haksız işlemler tesis ettikleri iddia edilerek dava dışı …. . Ltd. Şti.’ye dava sonuçlanıncaya kadar kayyum atanması ile şirket temsilcisinin TTK. m. 630 uyarınca azli ve şirketmsevk ve idaresi için kayyum atanması talebi işbu davanın konusunu oluşturmaktadır.
Davadışı şirketin 27.03.2018 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 3 nolu kararda; “Finansal tabloların görüşülmesi: İbra konusunda hukuki süreçlerin beklenilmesi kararı nedeniyle “her bir ortağın şirket merkezinde bu tabloları incelemesi ve müdürler kuruluna soru sormasına oybirliğiyle karar verilmiştir.’’ şeklinde karar alındığı, bu karardan sonra davacı vekili tarafından Ankara …. Noterliğinin 18.04.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile finansal tablolar ve detay hesap hareketlerinin, banka hareket listelerinin, gelir gider tablolarının, yurtdışı hakediş raporları ile gider tablolarının. … A.Ş. zeyilnamelerinin, hakediş kesinti tutarı ve akıbeti hakkmdaki bilginin. … A.Ş. hesap muavin dökümü ile alacak tutarının detay dökümünün, kesilen faturalar vb. tüm bilgi ve…./…
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

…/….belgelerin islendiği, söz konusu ihtarnameye cevaben keşidecisinin …. Ve Tic. Ltd. Şti., muhatabın davalı … olduğu Ankara …. Noterliği’nin 27.04.2018 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesinde özetle; muhatabın Müdürler Kurulu Başkanı olduğu dönemde, şirkette çalışan kayınbiraderi ile …’yi kurduğu, şirketin proje ve müşteri bilgilerine vakıf çalışanlarım … Enerjide özen ve sadakat borcunu ihlal edecekleri şekilde transfer ederek çalıştırdığı, yine şirkette çalışırlarken … ve … ile de rakip …yi kurduğu, muhatabın hakkında Ticaret Hukuku – Rekabet Yasağı konulu davaların açıldığı, talep kapsamının ve tanınan sürenin hal ve şartlara uygun düşmediği, karşılanabilir ve dinlenebilir olmadığının değerlendirildiği. TTK m. 614/2 ve diğer hükümler doğrultusunda, bilgi alma ve inceleme hakkının kapsamının Müdür tarafından inceleneceği, bu konuda bütün ortakların programlarının katılımlarına imkan verecek şekilde bir Genel Kurul kararına başvurulabileceği, hususlarının ihtaren bildirildiği görülmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davalı vekili tarafından davacının rekabet yasağına aykırı olarak iki şirket kurduğu ve ortak olduğu, bu nedenle çeşitli davaları açıldığı ve halen derdest olduğu belirtilmektedir. Davalı tarafından bu konuda açılan davaların 2017/209E. ve 2017/706K. sayılı davalar olduğu belirtilmektedir. Dava dışı şirketin 27.03.2018 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 3 nolu kararda; “Finansal tabloların görüşülmesi: İbra konusunda hukuki süreçlerin beklenilmesi kararı nedeniyle ‘her bir ortağın şirket merkezinde bu tabloları incelemesi ve müdürler kuruluna soru sorması’na oybirliğiyle karar verilmiştir.” şeklinde karar alındığı görülmektedir. Hal böyle olunca, davacı aleyhine rekabet yasağına aykırı olarak şirketler kurduğu iddiası ile çeşitli davaların açıldığı ve davaların halen derdest olduğu, TTK’nın 614/2 maddesi uyarınca; ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürlerin bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebileceği, bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurulun karar vereceği, hüküm altına alındığı, bu kapsamda davacıya gönderilen ihtarnamede, bilgi alma ve inceleme hakkı nın kapsamının Müdür tarafından inceleneceği, bu konuda bütün ortakların programlarının katılımlarına imkan verecek şekilde bir Genel Kurul kararına başvurulabileceği, hususlarının belirtildiği görülmekte olup, bu aşamada, davacı aleyhine rekabet yasağı ile ilgili olarak açılan davalar sonuçlanmadan, davacının bilgi alma talebinin haklı gerekçe olmaksızın reddedildiğini ileri sürmenin mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.
Davadışı şirket ortaklarından …’ün 431.01 … cari hesabına ilişkin 2017 ve 2018 yılları hesap hareketleri incelendiğinde şirketin ihtiyacı için şirket ortağının şirkete 2017 ve 2018 yıllarında muhtelif tarihlerde önemli miktar USD cinsinden ve küçük miktarlarda TL cinsinden borç verdiği, şirket tarafından ortağa muhtelif tarihlerde USD ve TL cinsinden ödemelerde bulunulduğu, ayrıca şirket tarafından ortağın kur farkı alacağının da ortağın cari hesabına alacak kaydedildiği ve 31.12.2018 tarihi itibariyle şirket ortağı …’ün şirketten 86.930USD karşılığı 542.144,80TL alacaklı olduğu görülmekledir.
Aynı şekilde davadışı şirket ortaklarından …’ün 431.02 … cari hesabına ilişkin 2017 ve 2018 yılları hesap hareketleri incelendiğinde şirketin ihtiyacı için şirket ortağının şirkete 2017 yılında 20.09.2017 tarihinde 750.000 USD (2.590.800TL) borç verdiği şirket tarafından ortağa 14.05.2018 tarihinde 400.000 USD (1.702.880,00TL) ödeme yapıldığı, ayrıca şirket tarafından ortağın kur farkı alacağının da ortağın cari hesabına alacak kaydedildiği ve nihayetinde 31.12.2018 tarihi itibariyle şirket ortağı …’ün şirketten 350.000 USD karşılığı 1.848.350,00TL alacaklı olduğu görülmektedir.
Davadışı şirketin 2017 yılı … USD hesap ekstresi incelendiğinde, 15.09.2017 tarihinde ortak … tarafından 750.000 USD’nin şirketin banka hesabına “Şirketin İhtiyaçtan İçin” açıklaması ile havale gönderildiği, 15.09.2017 tarihinde ortak…/…
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

…/…… tarafından 660.000 USD’nin şirketin banka hesabına “Şirketin İhtiyaçları İçin” açıklaması ile havale gönderildiği, bu iki tutarın toplamı olan 1.410.000 USD’nin 18.09.2017 tarihinde “‘Yurtdışı İşçilik Ücretlerinin Ödenmesi İçin” açıklaması ile hesaptan çekildiği görülmektedir. Yine hesap ekstresi incelendiğinde 10.10.2017 tarihinde ortak … tarafından 390.000 USD’nin şirketin hesabına “Şirketin İhtiyaçtan İçin” açıklaması ile havale gönderdiği ve bu tutarında 11.10.2017 tarihinde “Yurt Dışı İşçilik Ücretleri İçin” açıklaması ile çekildiği görülmektedir.
Ortaklara Borçlar hesabına ilişkin yerinde inceleme neticesinde dosya kapsamına kazandırılan belgeler kapsamında davadışı şirketin belirtilen şekilde şirket ortaklarına borcunun bulunduğu ve bu borcun reel olduğu, davalı … ve davadışı … tarafından davadışı şirketin hesaplarına para yatırılarak şirkete borç verildiği ve daha sonra yatırılan tutarların “Yurt Dışı İşçilik Ücretleri İçin” açıklaması ile çekildiği, dosya kapsamına kazandırılan dava dışı şirket ile Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Mali Sektörle İlişkiler ve Kambiyo Genel Müdürlüğü arasındaki yazışmalar incelendiğinde; davadışı şirketin 18.09.2017 tarihinde 1.410.000 USD (… nolu nakit beyan formu) ve 11.10.2017 tarihinde de 390.000 USD (… nolu nakit beyan formu) olmak üzere toplam 1.800.000 USD’nin Türk Hava Yolları ile şirket ortağı … tarafından yolcu beraberinde davadışı şirketin Türkmenistan’da bulunan şubesine götürüldüğü, davadışı şirketin Türkmenistan’da bulunan şubesinin Türkmenistan yasalarına göre faaliyet yürütmesi ve şubenin ticari defter ve kayıtlarının davadışı şirketin ticari defter kayıtlarından bağımsız olarak şubenin ticari defterlerine kaydedilmesi nedeniyle, şirketin Türkmenistan’da ne kadar ve hangi tarihler aralığında işçi çalıştırdığına ve işçilik masraflarının ne kadar olduğuna ilişkin bilgilerin ancak Türkmenistan’daki şubenin kayıtlarının incelenmesi ile mümkün olabileceği, şubenin kayıtlarının ise fiilen incelenme imkanının mümkün olmadığı, açıklanan nedenlerle davadışı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarından hareketle iddia konusu işlemlerde hukuka aykırı bir duruma rastlanmadığı kanaatine varılmıştır.
31.12.2017 tarihi itibariyle davadışı … şirketinin ortaklarına 6.247.273,70TL, 31.12.2018 tarihi itibariyle ise 2.390.494,80TL borcunun bulunduğu, hal böyle olunca dava dışı şirketin 2018 yılı sonunda bir önceki yıla göre ortaklarına olan borcunun (6.247.273,70TL – 2.390.494,80TL)- 3.856.778,90 TL azaldığı, Ortaklara Borçlar hesabına ilişkin dosya kapsamına kazandırılan belgeler kapsamında dava dışı şirketin belirtilen şekilde şirket ortaklarına borcunun bulunduğu ve bu borcun reel olduğu bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir.
… Enerji tarafından … Ltd. Şti.’nin hesaplarına 2018 yılında toplam 1.424.523,80 USD’nin yatırıldığı, yatırılan bu tutarın dava dışı şirketin ortaklarına olan borcuna karşılık olarak şirket ortaklarına ödendiği ve 431 nolu Ortaklara Borçlar hesabından düşüldüğü, hal böyle olunca, … Enerji tarafından yatırılan 1.415.000 ABD dolarının mevcutta görünmediği iddiasının sübut bulmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava dışı şirketin 20.10.2016 tarihli genel kurulunda davacının şirket müdürlüğünden azledildiği ve müdürler kurulu üyesi olarak davalı … ve …’ün seçildiği, dava dışı şirketin 08.03.2017 tarihli genel kurulunda müdürler kurulu üyesi olarak davalı … ve …’ün seçildiği, dava dışı şirketin 27.03.2018 tarihli olağan genel kurulunda davalı …’ün tekrar şirket müdürü olarak seçildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, davacı dışındaki hissedarların birlikte hareket ederek sahip oldukları çoğunluk hakkını kullanarak davacının müdürler kurulu üyeliğinden azlini sağlayıp haksız işlemler tesis ettikleri iddia edilerek, dava dışı …. Ltd. Şti.’yc dava sonuçlanıncaya kadar kayyum atanması ile şirket temsilcisinin TTK. m. 630 uyarınca azli ve şirketin sevk ve idaresi için kayyum atanması talebi işbu davanın konusunu oluşturmaktadır.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Davacı yan, 661.122,73 ABD Dolar paranın akıbetinin belli olmadığını iddia etmektedir. Davadışı … şirketinin hesap özetlerinin ve şirkete ait ticari defter kayıtlarının bilirkişiler tarafından tetkikinden, … Ltd. Şti.’nin … …’nda bulunan … müşteri numaralı hesaptan ”Yurtdışı İşçilik Ücretleri İçin” açıklaması ile 06.02.2017 tarihinde 510.000,00 Dolar para çekildiği, yine dava dışı şirketin … Bankası’nda bulunan TR… IBAN nolu hesaptan 06.02.2017 tarihinde “… Yetkilisine Yurtdışı işçilik Ücretleri için Ödenen” açıklaması ile 160.000,00 Dolar para çekildiği, dolayısıyla, her iki hesaptan 06.02.2017 tarihinde toplam 670.000,00 Dolar para çekildiği, ancak çekilen 670.000,00 Doların yurtdışı işçilik ücretleri için götürüldüğüne dair dava dosyasına resmi bir yazının ya da iznin sunulamadığı, söz konusu paranın şirket müdürleri tarafından çekildiği, ancak, bu paranın nereye harcandığına ilişkin bir herhangi bir kaydın bulunmadığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın “Özen ve bağlılık yükümü, rekabet yasağı” başlıklı 626/1 maddesinde; “Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük karalı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler… ” hükmüne amir olduğu, dava dışı şirketin hesaplarından 670.000,00 Dolar paranın çekildiği tarihte davalı … ve davadışı …’ün müdürler kurulu üyesi olduğu, hal böyle olunca, davalı … ve davadışı …’ün Özen ve sadakat yükümlülüğüne uygun hareket etmedikleri anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın “Görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması” başlıklı 630. maddesi; “(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.” hükmüne amirdir.
Davacı yan, şirket temsilcisinin TTK. m. 630 uyarınca azli ve şirketin sevk ve idaresi için kayyum atanmasını talep etmektedir. Dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerin tetkikinden, dava dışı şirketin 27.03.2018 tarihli olağan genel kurulunda davalı …’ün şirket müdürü olarak seçildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda, dava dışı şirketin hesaplarından çekilen 670.000,00 Doların yurtdışı işçilik ücretleri için götürüldüğüne dair dava dosyasına resmi bir yazının ya da iznin sunulamadığı, söz konusu paranın şirket müdürleri tarafından çekildiği, ancak, bu paranın nereye harcandığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı tespit edilmiş olup bu durumun davadışı şirketin müdürü olan davalı …’ün azlini gerektirdiği kanaatine varılmış, öte yandan davalının şirkete 670.000 USD zarar verdiği anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmekle, aşağıdaki belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
A)Davalının şirkete 670.000 USD zarar verdiğinin TESPİTİNE,
B)Davalı şirket temsilcisi …’ün TTK.nun 630/2 maddesi uyarınca yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin KALDIRILMASINA,
C)4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ nun 430/2 maddesi gereğince Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı … Limited Şirketine mali müşavir …’nin ( T.C. NO: … ) YÖNETİM KAYYIMI OLARAK ATANMASINA,
Kayyım için aylık 5.000,00 TL ücret taktirine, kayyım ücretinin …… Limited Şirketi tarafından ödenmesine,
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Kararın … Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, bu hususta karar kesinleştiğinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90TL peşin harç, 35,90TL başvurma harcı ve 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 77,00TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 2.725,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 204,90TL tebligat ve posta gideri, 1.400,00TL bilirkişi ücreti, 35,90TL İstinaf karar harcı ile 98,10TL İstinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.738,90TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/10/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı