Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/393 E. 2018/801 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/393 Esas – 2018/801
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/393
KARAR NO : 2018/801

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 14/07/2015
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 02/01/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalılardan … ve …’in 25/01/2009-16/03/2014 döneminde, …’un 25/01/2009-Aralık 2012 döneminde, …nin de Aralık 2012-16.03.2014 döneminde davacı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, yüklenici sıfatı ile dava dışı arsa sahipleri ile kooperatif arasında 28/12/2004 günlü 22915 yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı Kat Yapımı ve İnşaat Sözleşmesi” imzalandığını, anılan sözleşme sonrasında 10.01.2010 tarihinde kooperatifle …Şti. ve … ortaklığı arasında yeni bir inşaat sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin 7. maddesinde işin konusunun ve bedelinin kooperatife anahtar teslimi 82 konut yapımı, çevre düzenlemesi, temiz su altyapı servis hatlarının bağlanması vb. yapılması karşılığında 550.000,00TL ile C Bloktan 32 bağımsız bölümün kat irtifak tapularının verilmesi olduğunu, bu sözleşme yürürlükte iken ve genel kurulca bir karar alınmadan 29/09/2012 tarihinde kooperatif ile Sayılır….Ltd. Şti. ve… İş Ortaklığı arasında ek protokol imzalandığını, bu sözleşme ile yüklenici alacaklı çıkartılarak tasfiyenin gerçekleşmesi bakımından bazı borçlann (SKK. borcu, şantiye suyu borcu, elektrik borcu, malzeme alımı gibi) ödenmesinin kooperatifçe üstlenildiğini, yüklenici tarafından 10/01/2010 tarihli yeni bir “İnşaat Sözleşmesi” gereği anahtar teslimi tamamlanması gereken konutların tamamlanmadığını, inşaatın 4. sınıf kalitede olduğunu, dolayısıyla inşaatı eksik bırakan yükleniciye 1.000.000,00TL’ye aşkın fazla ödeme yapıldığını, bunların dışında kooperatif yöneticilerinin kooperatife doğrudan verdikleri zararlarla ilgili olarak (kooperatif paralarını üzerlerinde tutmak, makbuz cildini kaybetmek suretiyle kooperatif paralarını zimmetlerine geçirmek, yüksek tutarlarda gider yapmak vb.) haklarında kamu davası açıldığını belirterek, davalıların ortaklaşa şekilde kooperatife verdikleri zararın tespiti ile şimdilik 10.000,00TL tutarın zarar tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline, davalı iş ortaklığı ile eski yönetim kurulu arasında yapılan 29/09/2012 tarihli sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ve 10/01/2010 tarihli sözleşmenin ifasındaki gecikmeden doğan kira kaybının tespiti ile şimdilik 1.000,00TL’nin gecikme tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline, ….Ltd. Şti., … İş Ortaklığı ile olan 10/01/2010 tarihli sözleşmenin yüklenici temerrüdü nedeniyle geriye etkili feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, …, … ve … mahkememize sunduğu aynı içerikli cevap dilekçelerinde özetle; iddia edildiği gibi bir zararın söz konusu olmadığını, iddilaların yersiz ve asılsız olduğunu, yönetim kurulunun basiretli davrandığını, yönetimin 1998 yılından bu yana yapılamayan 154 konutu 10.06.2010 tarihinde yapı ruhsatını yenilemiş ve seri ve sağlıklı bir şekilde çalışarak, Aralık 2013 yılında yapı kullanma izni belgelerini belediyeden alarak aynı tarihte kat mülkiyetine geçirdiğini, yapılan bütün işlemlerin genel kurula bildirildiğini, onay ve ibra edildiğini, yönetim kurulunun hukuki sorumluluğunun kalmadığını, davacıya gerekli bilgilerin verilmiş olmasına rağmen yanlış ve yalan bilgilerle dava açtıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalılar …Şirketi ve … usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalarada iştirak etmemişlerdir.
Talep, kooperatif zararının tüm davalılardan tahsili ile eser sözleşmesine bağlı istemlere ilişkindir.
Davacı, kooperatifin eski yöneticileri ile yüklenici şirketlerin birlikte hareket ederek kooperatifi zarara uğrattıklarını, bu zararların bir kısmının tüm davalıların birlikteki eylemlerinden kaynaklandığını, bir kısmınında sadece eski yöneticilerin işlemlerinden kaynaklandığını, zararların davalılardan tahsilinin gerektiğini, bunun haricinde, müvekkili ile davalılar … ….Ltd. Şti. ile … İnşaat arasında akdedilen eser sözleşmesine bağlı olarak taleplerinin bulunduğunu, bu kapsamda olmak üzerede taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin feshi ile tazminatlara hükmedilmesini istemiştir.
Davacı tarafından ilk olarak tüm davalıların birlikte kooperatifi uğrattığı zararların tazmini, ikinci olarak kooperatif (eski) yöneticeleri olan davalıların verdiği zararların tazmini, üçüncü olarakta davacı ile davalı/yükleniciler arasında akdedilen 28.12.2004 ve 10.03.2010 tarihli inşaat sözleşmesine bağlı istemler dava konusu edilmiştir.
Yönetim kurulu eski üyeleri olan davalılar …, …, … ve …’un verdiği iddia olanan zararlar kapsamındaki kooperatifin 50 adet makbuza ilişkin zimmet eylemi nedeniyle Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulmuş, bu eylemden dolayı Ankara Batı …. AĞCM’in … esas sayılı dosyasında kamu davası açılmıştır. Dosya kapsamında dava konusu edilen eylemlerden sadece bu kısmının ceza, soruşturma ve kovuşturmasına konu edilmesi nedeniyle bu eyleme ilişkin dava ana dosyadan tefrik edilip, mahkememizin ayrı bir esasına (2016/860E.) kaydedilmiştir.
Davacının birinci ve ikinci sıradaki tazminat istemleri haricinde üçüncü sıradaki eser sözleşmesine bağlı talepleri yönünden yapılan yargılamanın usullerinin farklı olması (basit ve yazılı yargılama) bu nedenlede yargılamanın zorluğu ve uzaması nazara alınarak, 06.06.2018 tarihli oturumda davalılar…Ltd. ile … aleyhine eser sözleşmesine bağlı olarak istemler yönünden açılan davada ana dosyadan tefrik edilip mahkememizin ayrı bir esasına (2018/393E.) kaydedilmiştir.
Bu davanın konusu, taraflar arasında akdedilen 10/01/2010 tarihli eser sözleşmesinin feshi, 29/09/2012 tarihli sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile gecikme tazminatının davalılar/ yüklenicilerden tahsili istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev sahası TTK’un 4. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan (her iki tarafında tacir olduğu) davalar ile TK’un 4. maddesinde 6 bend halinde sayılan düzenlemelerden kaynaklı davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev sahası içindedir. Somut uyuşmazlıkta taraf olan (davacı) kooperatif tacir değildir. (Ankara BAM 18.05.2017T., 2017/113E, 2017/204K.) Dolayısıyla da niza konusu uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili değildir. Öte yandan yasanın 4. maddesinde 6 bend halinde sayılan kapsamada girmemektedir. Bu durumda davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli değildir. Davanın bu haliyle Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Görev hususunun kamu düzeniyle ilgili olması nazara alındığında görev hususu yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekmektedir. Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Verilen karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu kanaatine varılan Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 19/12/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı