Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/385 E. 2018/621 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/385 Esas – 2018/621

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/385 Esas
KARAR NO : 2018/621

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2016
KARAR TARİHİ: 18/10/2018
K.YAZIM TARİHİ : 26/10/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkiline ait … ile … numaralı abonelikleri dolayısıyla bugüne kadar mevzuata aykırı şekilde faturalandırılmış olan geçmişe yönelik 10 yıldır tahsil edilen kayıp-kaçak ve benzeri tüm bedellerin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; 6446 Sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 Sayılı Kanunun 21. maddesi ve geçici 20. maddesi ile eklenen hükümler ve Kanun, 17 Haziran 2016 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olduğunu, yasanın tüm uyuşmazlıklara da uygulanacağını, davanın taraflarının tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacı şirketin, sözleşmede ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kalemlerin tekrar kendisine ödenmesini talep edebilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında sözleşme imzalandığını, sözleşmenin varlığına ve geçerliliğine ilişkin taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını, sözleşmenin ayrıntılı bir şekilde incelendiğinde neredeyse her maddede ilgili mevzuata atıf yapıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Ticaret Sicil Memurluğu kayıtları, davacı şirket adına tahakkuk ettirilen faturalar, abonelik dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, elektrik aboneliği nedeniyle faturalara yansıtılan kayıp kaçak vs ek ödentilerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır.
17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda değişiklik yapan ” 6719 sayılı ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” ‘un 21. maddesi ile, 6446 sayılı yasanın 14. Maddesine eklenen fıkralarda tarifelerin nasıl tespit edileceği açıklanarak, kanuna eklenen 10. fıkra da aynen, “(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine 6446 sayılı Kanunda değişiklik yapan anılan 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile eklenen geçici maddede ” GEÇİCİ MADDE 20 – (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” denilmiştir.
Yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler gözönüne alındığında; kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti , iletim ve sayaç okuma bedellerinin, elektrik satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığı, söz konusu bu bedellerin kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiği; bu bedellerin belirlenmesi için alınan Kurul kararının Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayacağı, dağıtım şirketlerinin, kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacakları, mahkemelerin yetkisinin, bu bedellerin, Kurulun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı hale gelmiş olması, her ne kadar yasal düzenleme hakkında Anayasaya aykırılık iddiasıyla başvuruda bulunulmuş ise de, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi gözetildiğinde eldeki iş bu dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasal düzenleme gereği dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4- Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/10/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı