Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/359 E. 2018/714 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/359 Esas – 2018/714
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/359
KARAR NO : 2018/714

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ: 14/11/2018
K.YAZIM TARİHİ : 11/12/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ve aleyhine görevli mahkemede dava açılmış olan … arasında Ankara …. Noterliğinin 27/04/2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, davalıya sözleşmede belirlenen daireleri teslim ettiğini, ancak davalının sözleşmenin ilgili “arsa sahiplerine ait harcamalar” başlıklı 8. maddesine aykırı olarak müvekkilince fatura edilmiş olan KDV bedelini ödemekten imtina ettiğini, alacağın ödenmesi için davalıya ihtarname gönderdiğini, ancak ihtara rağmen davalının KDV alacağını ödemediğini, bunun üzerine Ankara … İcra Dairesinin … sayılı ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itirazda bulunduğunu, takibin durmasına karar verildiğini, davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, bu nedenlerle icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takip konusu alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, her iki tarafın tacir olmadığı yahut bir tarafın tacir olduğu sözleşmeden kaynaklanan davalarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı tacir ise de davalı müvekkilinin tacir olmadığını, davacının talep ettiği KDV alacağının bağımsız bölümlerin teslimi nedeniyle doğmuş KDV alacağı olup, bu hususa ilişkin sözleşmede herhangi bir düzenleme bulunmadığını, sözleşmede düzenleme yapılmış olsa dahi geçerli olmayacağınının açık olduğunu, müvekkilinin KDV ödeme yükümlüsü olmadığını belirterek öncelikle görev yönünden itirazının kabulü ile davanın usulden reddine, esas yönünden haksız davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi sebebiyle doğduğu iddia edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, davalı tacir değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6102 sayılı Kanunun 4. maddesindeki yasal düzenleme karşısında ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Verilen karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 14/11/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı