Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/354 E. 2019/369 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/354 Esas – 2019/369
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/354
KARAR NO : 2019/369

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
DAVA TARİHİ : 24/05/2018
KARAR TARİHİ : 22/05/2019
K.YAZIM TARİHİ : 14/06/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette %10 hissesinin bulunduğunu, şirketin %90 hissesine sahip diğer ortağının yabancı menşeli “…” olduğunu, müvekkilinin davalı şirkette müdürlük görevini ifa ederken yapılan 15.12.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında bu görevine son verildiğini, oy çokluğu ile seçilen yeni müdürün mesleki tecrübesine güvenilmeyen birisi olduğunu, davacının müdürlük görevini ifası sırasında ekonomik durumu gayet iyi olan davalı şirketin, müdür değişimi neticesinde oluşan kötü yönetim dolayısı ile sıkıntıların arttığını, satışların azaldığını ve fabrikasındaki faaliyetlerin durma noktasına geldiğini, müvekkilinin şirkette müdürlük görevini ifası sırasında çekilen kredilere şahsi kefalet verdiğini, bunun nedeninin kendi bilgi ve tecrübesine güvenmesi olduğunu, davalı şirketin fabrikasının çalışmamasından ve neticesinde çekilen kredilerin ödenmemesinden en çok müvekkilinin etkileneceğini, nizalı genel kurulda çoğunluk hisse sahipleri tarafından azınlık hisse sahiplerinin haklarının ezildiğini, bu durumda çoğunluk haklarının kötüye kullanıldığını, yeni yönetim tarafından şirketin kötü yönetilmesi neticesinde satışların ciddi oranda azaldığını, tedarikçilerle sorunların arttığını, bir kısım işçilerin haksız surette işten çıkarıldığını, yurt içi ve yurt dışı bağlantılı firmalarla iş ilişkisinin kopma noktasına geldiğini, bu durumda davalı şirketin 15.12.2017 tarihli genel kurulunda alınan kararların iyi niyet kaidelerine aykırı olduğunu, bu kararların alındığı
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

toplantıya iştirak ederek muhalefet şerhini tutanağa işlettiğini, yapılacak inceleme neticesinde; genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, bu nedenle de davanın usulden reddine karar verilmesini istediklerini, davacının iyi niyetli olmadığını, iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin yeni yönetimle biran önce üretime geçilmemesinin sebebinin davalı olduğunu, şirkette çalışan bir kısım işçelerle iş birliği yaparak üretimin başlamasını engellemeye çalıştığını, bu nedenle anılan işçilerin görevine son verildiğini, davacının müdürlük görevi sona erdiğinde de şirketin durumunun iyi olmadığını, genel kurul tarihinden sonra şirketin tüm makinelerinin arıza yapmaya başladığını, arızaların kısa sürede giderilemediğini, yetkili personelin bu konuda yardımcı olmadığını, davacı ile birlikte hareket ederek şirketi zarara uğratmaya çalıştıklarını, davacının yönetimde olduğu dönemle ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, buna ilişkin soruşturma dosyalarının bekletici mesele yapılmasını istediklerini, haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Niza konusu edilen 15.12.2017 tarihli genel kurul tutanağı ve ekleri, Kahramankazan SHM’in … D. İş sayılı dosyası, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları, sicil dosyası, Kahramankazan C. Başsavcılığının … ve … Hz. Sayılı soruşturma dosyaları, 16.04.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, limited şirket olağanüstü genel kurulunda eski müdürün azil ve yeni müdür seçimine ilişkin alınan kararların iptali istemine ilişkindir.(TTK m. 622, 445, 446)
Davacı, davalı şirkette azınlık hisseye sahip olduğunu, nizalı olağanüstü genel kurula kadar şirkette müdürlük görevini ifa ettiğini, 15.12.2017 tarihinde yapılan genel kurulda bu görevinin sonlandırılarak, mesleki tecrübesine güvenilmeyen birinin müdür seçildiğini, şirketin bu tarihten itibaren ekonomik sıkıntıya girdiğini, kendisinin şirketten kullandığı kredilerde şahsi kefaletinin bulunması nedeniyle müdür seçiminin önemli olduğunu bildirerek, buna ilişkin alınan kararların iptalini istemiş; davalı yanda, iddiaların doğru olmadığını, davacının görevde olduğu dönemde şirketin iyi yönetilmediğini, 15.12.2017 tarihinden itibaren gelişen olaylarda davacının ve işbirliği yaptığı bazı çalışanların payı olduğunu, alınan kararların yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini açıklamıştır.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, dosya kapsamı ve davalı kayıtları üzerinde iddia ve savunmanın değerlendirilebilmesi bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı 15.12.2017 tarihli genel kurulda alınan müdür seçimine ilişkin kararın iptalini istemektedir. (TTK m. 622, 445, 446) Dava harçları da ikmal edilerek 15.03.2018 tarihinde açılmıştır. Dava açımında TTK’nun 445. maddesindeki üç aylık hak düşürücü süreye uyulduğu tespit edilmiştir.
Davacı nizalı genel kurula katılmış, iptalini istediği kararlara olumsuz oy vermiş ve buna ilişkin muhalefetini de tutanağa işletmiştir. Bu nedenle de, yasada açıklanan dava açmaya ilişkin usulü işlemleri yerine getirdiği kabul etmek gerekmiştir.
Nizalı genel kurulda önceki şirket müdürü (davacı) …’un görevi sonlandırılmış, yeni müdür olarak da … seçilmiştir. Ayrıca şirketin müdürler kurulu başkanlığına da … seçilmesine karar verilmiş, müdürlerin yetkileride belirlenmiştir. Nizalı kararlarda “Şirket müdürlerinden …’un 15.12.2017 tarihi itibariyle şirket müdürlüğü görevinin sona erdirilmesi, şirket müdürlüğüne şirket pay sahibi olmayan … T.C. Kimli nolu … Mah. … Konutları … Blok D:… Etimesgut/Ankara adresinde muhkim …’ın on yıl süre ile seçilmesi, şirketin müdürler kurulu başkanı olarak atanan … şirket
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

unvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketin her hususta temsil ve ilzam etmesine, şirket müdürü olarak …’ın atanmasına ve 04.10.2016 tarih ve 2016-1 sayılı TTK’nun 367. maddesi uyarınca sınırlı yönetim ve temsil ilzama ait şirket iç yönergesinde belirtilen konularda şirketi münferit imzaları ile temsil ve ilzam etmesine” denmektedir.
Dava konusu edilen genel kurulda önceki müdürün görevinin sonlandırılması ve yeni müdür atanması işlemlerinin (buna ilişkin alınan kararların) TTK’nun 623 vd. maddelerinde açıklanan prosedüre ve ana sözleşmeye uygun olarak yürütüldüğü, kararların yeterli ve gerekli çoğunlukla alındığı tespit edilmiştir.
Davacının iddialarına dayanak yaptığı yeni müdür seçiminden sonra şirketin kötü yönetildiği, ekonomik durumunun bu tarihten sonra bozulduğu iddiaları araştırılmış, davacının şirket müdürlüğünden ayrıldığı 15.12.2017 tarihi öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında, her iki dönemde de şirketin görünümünün iyi olmadığı, her iki dönemde de şirketin mali yapısının bozuk olduğu ve iyi yönetilmediği rakamlara yansımış olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca şirketin genel kurulundan sonraki zararlarının ortaya çıkmasında kur ve faiz oranlarındaki değişiminde etkili olduğu belirlenmiştir.
Dava konusu edilen genel kuruldan, dava tarihine kadar geçen süreçteki sebepler ve olaylar iptal nedeni sayılmışsa da, şirketin yeni yönetim tarafından tanınıp, öncesinde de kötü yönetildiği anlaşılan şirketteki işlerin bu kadar kısa sürede yoluna koyulmasını beklemek, aksi halide talebe gerekçe yapmak doğru bulunmamıştır.
Öte yandan, davacının iddialarına dayanak yaptığı sebepler, nizalı genel kurulun yapıldığı ve kararların alındığı tarihten sonra ortaya çıkan (çıktığı ileri sürülen) nedenlerdir. Genel kuruldan önceki değilde, sonraki nedenlere dayanarak iptal isteminde bulunmak da yerinde görülmemiştir.
Davacının yönetimde olduğu dönemlere ilişkin yeni yönetimin yaptığı suç duyuruları neticesinde başlatılan soruşturma dosyaları (davalı tarafından) bekletici mesele yapılması istenmiş ise de, mevcut deliller ile müdür değişimine ilişkin kararların yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kaidelerine aykırı olmadığı tespit edildiğinden, bu gerekliliğe lüzum duyulmamıştır.
Davacının dilek ve temennilerininde yasa ve ana sözleşme kapsamında reddedildiği de görülmekle, yerinde bulunmayan davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/05/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı