Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/346 E. 2020/373 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/346 Esas – 2020/373

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/346 Esas
KARAR NO : 2020/373

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/05/2018
KARAR TARİHİ:10/09/2020
K.YAZIM TARİHİ:30/09/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin gayrimenkul satış danışmanlığı ve aracılığı işini yürüttüğünü, 2015 yılından itibaren davalı tarafından yapılan inşaat projelerinde, davalıya daire ve işyerlerinin satışı için aracılık ve danışmanlık hizmeti verdiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, her bir daire satışı için kararlaştırılan komisyon bedeli yanında, davalı tarafından karşılanması gereken satış ofisi mutfak ve sair giderlerinin de ödenmediğini, müvekkilinin bir kısım alacaklarından feragat ederek 12.02.2018 tarihinde hesap mutabakatı yapılarak belge imzalandığını, fakat herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle icra takibi başlatılmasına rağmen, davalının haksız itirazı ile takibin durdurulduğu beyan ederek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkilinin, davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, fazla ödemelerinin oluştuğunu, davacının da bu yüzden iş bu takibi başlattığını, 12.02.2018 tarihli hesap mutabakatı yapıldığına dair herhangi bir belgenin taraflarınca imzalanmadığını beyan ederek, davanın reddine, dava konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyası, davacı şirketin ticaret sicil kaydı, tapu kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 18/06/2019 tarihli bilirkişi raporu, Ankara Batı … Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, 12/02/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; tacir olan taraflar arasındaki tellallık sözleşmesi uyarınca doğduğu iddia edilen ücret alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla 108.050,00 TL alacağın tahsiline yönelik olarak faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 21/04/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 25/04/2018 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava, hak düşürücü yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafından, davalının yapımını üstlendiği inşaatlarda bulunan dairelerin satış ve pazarlama işinin üstlenildiği ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca tanıtım, satış, pazarlama işlerinin yapıldığı halde davalının ödeme yapmadığı, sözleşmelere göre davalının, satış ofisi mutfak ve sair giderlerinin yarısını da karşılaması gerektiği halde karşılamadığı iddia edilmiştir. Davalı yan ise davacıya borçlarının bulunmadığını, ödemelerin yapılmış olduğunu ve kendilerince herhangi bir mutabakatname imzalanmadığını savunmuştur.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine yönelik olarak alınan 18/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların defterlerinin usulüne uyun olarak tutulduğu, davacının kayıtlarına göre akdi ilişkinin 2015 ve 2016 yıllarına ait 612.054,83 TL toplam bedelli 25 adet faturaya dayandığı, davalının 359.946,39 TL ödeme kaydının bulunduğu, davacı kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 252.108,44 TL alacak kaydının olduğu, davalının kayıtlarında ise davacı şirketin yetkilisi … adına ayrı hesap tutulduğu, davacının tüm ödemelerinin davacı şirket hesaplarında gösterilmesi nedeniyle detaylı tespit yapılamadığı, davalı kayıtlarındaki … adına yapılan 183.600,88 TL ödemenin davacının kayıtlarında bulunmadığı, tarafların ticari defterlerinin birbirlerini teyit etmediği, yine davacı tarafından düzenlenen bir kısım faturaların, davacının takip edildiği cari hesapta yer almayıp, davadışı … şahsi işletmesine ait cari hesapta takip edildiği, ayrıca rapor ekinde bir kısım örnekleri sunulan davacı tarafından düzenlenmiş faturalarda, davacının proje adlarına göre faturaları düzenlendiği, hizmet verdiğini iddia ettiği, hangi projenin hangi dairesi yahut hangi projenin hangi ada parseli için fatura düzenlediği, fatura üzerinde yer alan açıklamalardan tespit edilemediği belirtilmiştir.
11/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda ise, davacı tarafça cari hesap sözleşmesinin yanı sıra mutabakat belgesi aslının sunulmaması ve davalının bunları inkar etmesi, davacı tarafça alacağına dayanak olarak sunulan Hizmet Bedeli Sözleşmelerinden dört tanesinde tarafın davacı şirket değil, dava dışı … olması ve davacı Şirket’in kuruluş tarihinden önce imzalanmış olmaları, simsarlık sözleşmelerinin yazılı geçerlik koşuluna tabi olmaları ve sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereğince davacının bu sözleşmeler gereğince davalıdan bir hak talep edemeyecek olduğu, davacı tarafça vekaletsiz iş görme gereğince davalıdan bir talepte bulunabileceği bir an için düşünülse bile, sözleşmelerin tarafı olan dava dışı … tarafından davalı aleyhine simsarlık ücreti talepli bir başka davanın açılmış olması, davalı tarafça davacı şirkete değil, diğer kişilerle birlikte dava dışı …’a vekalet verilmiş olması, davacının delil listesi ek 10 olarak sunduğu ve fakat davacı tarafça kabul edilmeyen mutabakat örneklerinde dahi davacı şirketin değil, dava dışı …’ın imzasının bulunması karşısında, bu dosyada vekaletsiz iş görmeye dayalı bir alacak hesaplanmasının, aynı iş için mükerrer bir alacağın karara bağlanmasına yol açabileceği, davalı Şirket ile dava dışı … ve davacı Şirket arasında imzalanan 25.10.2017 tarihli “Öniz Bağdat Projesine ilişkin “Hizmet Bedeli Sözleşmesi” gereğince 71, 78, 80 ve 187 numaralı bağımsız bölümler Yenimahalle Tapu Sicil Müdürlüğü’nden celp edilen kayıtlarına göre davalı şirket adına kayıtlı olduklarından ve simsarlık sözleşmesi gereğince ücrete hak kazanabilmek için satış sözleşmesinin yani devrin yapılmış olması gerektiğinden, davacının bunlara ilişkin talebinin yerinde olmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Dava dışı … tarafından davalı ASM…Ltd Şti aleyhine tellallık ücreti alacağının tahsiline yönelik olarak Ankara Batı… Tüketici Mahkemesi nezdinde … E sayılı dosyada itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle usulden ret kararı verilmiş; dosya mahkememizin 2019/494 Esasına kaydedilmiştir. Mahkememizce de Asliye Hukuk Mahkemesi nin görevli olduğundan bahisle usulden ret kararı verilmiş ve dosya ilgili mahkemeye gönderilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu toplanan deliller ve dosya kapsamı dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır. Taraflar arasında taşınmaz satışına aracılık edilmesi hususunda simsarlık sözleşmesi kurulduğunun sabit olduğu ancak, 10/11/2014, 11/13/2014, 28/06/2014 ve 13/08/2014 tarihli sözleşmelere dava dışı … ın şahıs firması adına imza atması nedeniyle davacı şirketin taraf olmadığı, 25/10/2017 tarihli sözleşmede ise tarafın davacı şirket olduğu ve … ın temsilci sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, davacının dayandığı mutabakatın da … tarafından imzalandığı, davacı şirketin isim ve kaşesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalının ticari defter ve kayıtlarında dava dışı … adına ayrıca hesap tutulduğu, tarafların defter ve kayıtlarının birbirini tutmadığı, davalı kayıtlarında … adına yapılan ödeme kaydının davacının kayıtlarında yer almadığı, davacının düzenlediği faturaların hangi sözleşmeye ve taşınmazlara yönelik olduğunun anlaşılamadığı, … tarafından davalıya karşı ayrıca takip başlatıldığı ve bu hususta yargılamanın devam ettiği, davacının, taşınmazların satışı ve pazarlanması yönünden ücrete hak kazanabilmesi için işlemleri yaptığını ispat etmesi gerektiği ancak tarafı olduğu 25/10/2017 tarihli sözleşme gereği aracılık hizmetlerini sunduğunu ispat edemediği, 71, 78, 80 ve 187 numaralı bağımsız bölümlerin hala davalı şirket adına kayıtlı oldukları yani bu sözleşmeye göre satışının gerçekleşmediği, davacının ücrete hak kazanmadığı anlaşıldığından davanın reddi ile davacının kötü niyetli olarak takip başlattığına dair somut bir delile rastlanmadığından davalı yanın tazminat isteminin dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Tarafların tazminat istemlerinin reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.845,23 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.790,83 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 14.214,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/09/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı