Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/327 E. 2019/118 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/327 Esas – 2019/118

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/327 Esas
KARAR NO : 2019/118

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2019
K.YAZIM TARİHİ : 20/03/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin davalı-borçlu ile arasındaki ile arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan alacağının (25,03.2017 tarihli 10.649,50 TL ve 03 05.2017 tarihli 11.310,30 TL e-fatura bedellerinin) ifa edilmemesi nedeniyle borçluya Sincan …. Noterliğinin 21.09.2017 tarih … yevmiye nolu borç ödeme ihtarnamesini gönderdiğini, ihtarnameye rağmen borcu ödemeyen borçlu için icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu tarafından icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, davalı borçlunun Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki borca ve yetkiye vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara dayalı alacağın ticari faizi de birlikte davalıdan tahsiline, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu hususun müvekkili şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu bilirkişi raporuyla ortaya çıkacağını, davacının faturaya konu malzemenin davalıya teslim edildiğini ve hizmetin sunulduğunu ispat yükümlülüğünün bulunduğunu, cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişki de alacağın likit olmadığını, icra inkar tazminatına iptal edilen miktar üzerinden hükmedilebileceğini beyan ederek, davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, davalıya ait vergi dairesi kayıtları, 14/12/2018 tarihli bilirkişi raporu, talimat mahkemesince alınan 28/01/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; ticari satım sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen faturalar nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla asıl alacak ve faizi olmak üzere toplam 20.143,85 TL faturaya dayalı alacağın tahsili için icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 29/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 30/11/2017 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava, hak düşürücü yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan itirazda; Sakarya İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine de itirazda bulunulmuştur. Mahkememizce öncelikle, İİK.nın 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi hususunda inceleme yapılmıştır. İcra takibinin yapılacağı yerin belirlenmesinde HMK hükümleri gereği tespit yapılacaktır. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” 6100 sayılı HMK’nın 14/1 maddesinde ise; “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” hükmü getirilmiştir. Öte yandan, 6098 Sayalı TBK’nın 89. Maddesinde, aksi kararlaştırılmadıkça, para borcunun, alacaklının ödeme zamanında ikamet ettiği yerde ödenmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre; davacının talebi para alacağına yönelik olduğundan ve alacaklının muamele merkezi Ankara Batı İcra Daireleri yetkisinde bulunduğundan yetki itirazının reddine karar verilmiştir (Yargıtay HGK’nın 25.04.2018 tarih, 2017/19-902 E, 2018/973 K sayılı ilamı).
Davalı tarafından mahkememizin yetkisine de itirazda bulunulmuşsa da; yukarıda açıklanan yetki kuralı uyarınca TBK 89 maddeleri gereği mahkememizin yetkisine itiraz da reddedilmiştir.
Davacı, davalıya satılarak teslim edilen aküler (dava dışı firma tarafından üretilen) nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş; davalı ise davacıya borcunun bulunmadığını, teslimin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini ve varsa alacağın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için alınan 14/12/2018 ile 28/01/2019 tarihli bilirkişi raporlarında; taraf şirketlerin defterlerinin ispat gücünü haiz olduğu, davacı kayıtlarına göre iki adet fatura nedeniyle 19.915,10 TL alacak bulunduğu, davalının bu iki adet faturayı kayıtlarına işlediği ve davalı kayıtlarına göre de aynı miktar da borç gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davacı tarafça sevk irsaliyeleri sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında ticari satım sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafından davalıya satılan akülerin sevk irsaliyesi ile birlikte davalı yana teslim edildiği, kesilen iki adet faturanın davalının kayıtlarına işlenmiş olduğu, mal alımının vergi dairesini de beyan edilmiş bulunduğu, ancak ödeme kaydının bulunmadığı, davalı tarafından ayıp iddiasında bulunularak ispatlanmadığı anlaşıldığından, asıl alacak yönünden davanın kabulü ile davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden birikmiş faiz isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın 19.915,10 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile (takip talebindeki talebi aşmamak üzere) birlikte devamına fazlaya dair istemin reddine
2-Asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
3-Alınması gereken 1.360,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 207,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.153,11 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 207,29 TL peşin harç, tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla icra dosyasına yatırılan 100,72 TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 349,11 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 147,00TL tebligat ve posta gideri ile 1.250,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.397,00TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 1.381,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 228,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/02/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı