Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/31 E. 2021/289 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2018/31 Esas – 2021/289
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/31 Esas
KARAR NO : 2021/289
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 1805/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kooperatif üyesi olan davalının üzerine düşen yükümlülüklerini tüm uyarılara ve ihtarlara rağmen yerine getirmediğinden, davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibinde borcun kaynağının detaylı olarak gösterildiğini ve faiz dökümünün ayrıntılı olarak yapıldığını, icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, borçlunun itirazında “Daire Maliyetine İlişkin Asıl Alacak” kaleminde yer alan 84.000,00 TL’ lik borca itiraz sebebi olarak, 03.04.2010 tarihli “Taahhütname” başlıklı yalnızca kendisinin imzasının bulunduğu, davacı kooperatifin imzasının ve kaşesinin bulunmadığı bir yazıyı gösterdiğini, icra dosyasına bir örneğini sunmuş olduğu bu taahhütnamede; “… Kura çekimi sonrası edindiğim dairemin peşinat hariç kalan ödemelerini bankadan kredi çekilebilir duruma geldiğinde (%70 seviyesi) bir defada ödemeyi taahhüt ediyorum…” şeklinde bir beyanı yer aldığını, sunulan bu belgenin bir sözleşme sayılamayacağından, hukuki geçerliliğinin de bulunmadığını, davacı kooperatifçe onaylanmayan bu taahhütnamede davalının bir defada ödemeyi taahhüt ettiği %70 inşaat seviyesine çok uzun zaman önce ulaşılmış bina teslim aşamasına geldiğini, borçlunun icra takibinin 84.000,00 TL’lik kısmına ilişkin itirazlarının haksız olduğunu, davalı hakkında başlatılmış olan icra takibinin “Diğer Ödemelere İlişkin Asıl Alacak” kalemi olan 11.000,00 TL borçlu tarafından ödenmiş olmasına rağmen sehven üye hesap dökümüne dahil edilmiş olup; icra takibine konu edilen 11.000,00 TL asıl alacak ve 257,67 TL işlemiş faizine ilişkin alacak miktarı mahsup edilerek bu davaya konu edilmediğini, 11.541,07 TL’lik “Anaparaları Ödenmiş İşlemiş Faiz Alacağı” başlıklı alacak ekli dökümden de anlaşılacağı üzere 31.01.2011 tarihinde muaccel olmasına rağmen borçlu tarafından 01.08.2016 tarihinde ödenen 20.000,00 TL’lik daire maliyetinin geç ödenmesi dolayısı ile alacaklı kooperatife ödenmesi gereken temerrüt faizi tutarı olduğunu, asıl alacak tutarının 84.000,00 TL olup bu borcun kaynağı ve uygulanan faizin, ödeme emri ekinde ayrıntılı olarak sunulduğunu, borçlunun 84.000,00 TL’lik kısma ilişkin itirazlarına dayanak yapmaya çalıştığı taahhütnamenin hukuken hiçbir geçerliliği olmayıp, bu asıl alacağa ve faizine ilişkin itirazlarının da haksız olduğunu, bu nedenlerle Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin, işlemiş ve işleyecek faiz ve fer’ileri ile 151.720,38 TL üzerinden devamına, davalı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının , 03.04.2010 tarhinide imzalamış olduğu Taahhütname doğrultusunda davacı Kooperatif’in 46 sıra nolu üyesi olduğunu, davalının, davacı Kooperatif’e üye olmak için müracaat ettiğinde kendisinden üye olabilmesi, üyeliğine bağlı yükümlülüklerini, ödemelerini ve önceki dönemlere alınan kararları kabul ettiğine dair taahhütnameyi imzalamasının davacı Kooperatif tarafından şart koşulduğunu, davalı, başvurusunda kendisinden imzalaması istenilen taahhütnamede yazılı bulunan ödeme şartlarının kendisine uygun olmadığını, bu haliyle üyelik istemediğini bildirdiğini, bunun üzerine Kooperatifin davalıya taahhütnamede istediği değişikliği yapabileceğini söylediğini, davalının da bu taahhütnameye “kura çekimi sonrası edindiğim dairemin peşinat hariç kalan ödemelerini bankadan kredi çekilebilir duruma geldiğinde (%70 seviyesi) bir defada ödemeyi taahhüt ediyorum.” şerhini düştüğünü, davalının bu taahhütnamesinin Kooperatif tarafından kabul edildiğini, banka bloğu olarak adlandırılan ve kendisine tapu verilmeyen üyelerin tamamının esasen daire maliyet ödeme borcunun henüz olmadığını, kooperatifte, … kredisi kullanarak üye olanlar, peşin ödeme yapıp indirim uygulamasından yararlanan üyeler, kooperatife üyelik giriş bedeli, sonrasında talep edilen çevre, şerefiye, tapu-iskan ve diğer ek ödemeleri istenen sürede ödemeyi kabulle inşaat yapım seviyesinin % 70 seviyesine geldiğinde banka konut kredisi kullanarak 110.000,00 TL ana parayı ödemeyi kabul edenler olmak üzere, üç grupta üyelik kabulü yapıldığını, banka kredisi çekecek üyelere ayrılan bloğun kredi çekilebilir seviyeye ulaşmaması ve dairelere ait kat irtifakı tapularının teslim edilmemesi nedeniyle, konut kredisi kullanamadıklarından ana parayı ödeyemediklerini, banka kredisi çekerek kooperatife ödeme yapmayı taahhüt eden üyelere bu kredi çekebilme imkanı sağlayacak konut teslimleri yapılamadığı ve bundan kaynaklanan durumun bugüne kadar kooperatifin resmi web sitesinde duyurulara konu olduğunu, yönetimce kat irtifakı tapusu teslim edilmeyen üyelerin bu sıkıntılarının giderilebilmesi ve kredi çekebilmelerinin önünün açılabilmesi maksadıyla çaba sarf edildiğinin defaten ilan edildiğini, (Buna ilişkin 9 nolu. 26/01/2014 tarihli 27 nolu, 17/03/2015 tarihli 58 nolu, 21/03/2015 günlü 59 nolu duyurulardan bahsetmiştir), anılan duyurularla yönetim kurulu banka kredisi kullanacak üyelerinin ödeme yapabilmeleri maksadıyla tapularını almaları gerektiğini ve bu doğrultuda çalışma yaptığını kabul ve ikrar ettiğini, ancak gelinen noktada itibariyle arsa sahibinden tapuların elde edilebilmesine yönelik çalışmaların sonuçsuz kaldığını ya da istenilen hedefe ulaşılamadığını, diğer üyelere kredi çekmek için daire teslimi yapan kooperatifin, müvekkilinin de aralarında bulunduğu ve banka bloğu şeklinde isimlendirilen blok üyelerine bu imkanı tanımadığı için ANA MALİYET BEDELİNİN de kendilerinden olması gerektiği şekilde istenilmediğini, davalının davacı kooperatife hiçbir şekilde borcu olmadığını, tüm bu nedenlerle, müvekkilinin ANA PARA konusu olabilecek şekilde kooperatife bir borcu olmadığını, müvekkilinin iyi niyeti ile ödemeler yapmış olmasının borçlu olduğu veya borcu kabul ettiği anlamına da gelmeyeceğini, davacının asıl alacağı olmadığından, faiz talebinin de kabul edilebilir olmadığını, üyelerin henüz borcu olmayan rakamı erken ödemesinin kendisi aleyhine bir sonuç doğurmayacağını, müvekkilinin bir süre daire maliyet bedelini ödememesinin yasal ve haklı olduğunu, çünkü kooperatifin bu bedeli ödeyen üyelere bağımsız bölüm verdiğini, onların da bunu teminat göstererek kredi çektiğini ve ödeme yaptığını, banka bloğu üyelerini kapsar şekilde 05.04.2014 tarihli genel kurul gündeminin 13. maddesinde, gecikme faizinin daire maliyetlerine uygulanmaması konusunda karar alındığını, bir yıl sonra 25.04.2015 günlü genel kurulda geçmişe yönelik faiz uygulama kararı ile kaldırılmaya çalışılmış ise de, bu karara karşı açtıkları davada, mahkemenin 2015/340 E. sayılı dosyasında iptaline karar verildiğini, istinaf mahkemesince de onandığını, müvekkiline kredi çekebilmesi için tapu devri yapmayan davacının, bu aşamada müvekkilinden daire maliyet bedelini ve buna dair ferileri istemesinin hukuken doğru olmadığını beyan ederek, davanın zamanaşımı ve esasa dair nedenlerle reddine, kötü niyetli davacının takip tutarının % 20‘si oranında icra kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Mahkememizin 2015/340 Esas sayılı dosyası, Kooperatife ait ticari defter ve kayıtlar, genel kurul toplantı tutanakları, ödeme dekontları, banka kayıtları, bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; kooperatife karşı parasal yükümlülüklerin geç ifası nedeniyle gecikme faizinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı kooperatifin 25/04/2015 tarihli genel kurulunda gündemin 8. ve 10. maddelerinin görüşülmesi neticesinde alınan 8 ve 10 nolu kararların iptali için mahkememizin 2015/340 esasına kayden açılan davada yapılan yargılama sonucunda 8 ve 10 nolu kararların iptaline karar verildiği, verilen kararın bu dosyadaki alacak ve faiz hesabına etki edeceği anlaşıldığından bekletici mesele yapılmasına karar verildiği, mahkememizin 2015/340 esas sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 12/10/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek;
Kooperatifler Yasası gereği tüm kooperatif ortaklarının kooperatifin amacının gerçekleşmesi için gereken aidat ve genel gider paylarını ödemek zorundadırlar. Bu nedenle yapı kooperatifi örnek ana sözleşmesinin 23/6. maddesi ile ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasların tespit edilmesi, genel kurulun yetkisi dâhilinde olmakla, kararların tebliği gerekmeksizin ortakları bağlayıcı olduğu açıktır.
“Ortaklar arasındaki hak ve yükümlülükler açısından eşitliğin sağlanması için ödemelerini zamanında yapmayan ortaktan gecikme faizi tahsili yapılması gerekmektedir. Genel kurulun borcunu ödemeyen ortaklar için uygulanmasına karar verdiği faiz sözleşme ile öngörülen temerrüt faizi niteliğindedir. Kooperatifler Kanununda ödemelerini geciktiren ortaklara gecikme faizi uygulanacağına dair hüküm bulunmamaktadır. Ancak ana sözleşmeyle veya genel kurulca belirlenen oranda gecikme faizi alınması Kooperatifler Kanunu’nun 23. Maddesinin bir gereğidir.
Kooperatif genel kurullarında belirlenen aidat, aylık ödenmesi gereken ve kesin vadeye bağlı bir alacaktır. Bu nedenle ortağın temerrütü için ayrıca ihtara gerek yoktur. Aidatın ödenmesi gereken tarihten itibaren kooperatifin faiz talep etme hakka vardır.
Ana sözleşmeye konulacak veya genel kurulca kararlaştırılacak gecikme faizi oranı, TBK’nın 88. ve 120. maddelerine aykırı olmamalıdır.” (Mahmut Coşkun, Kooperatifler Hukuku, Eylül 2019, s.481)
Taraf vekillerince bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine, taraf vekillerinin itirazları ile Mahkememizin 2015/340 esas sayılı ilamı değerlendirilmek suretiyle aldırılan bilirkişi ek raporu ile birlikte yapılan değerlendirmede; Kooperatif adına atılmış imza bulunmadığından Davalı kooperatifin 46 numaralı “Banka Kredi Grubu” ortağıdır. Alınan ve iptal edilen faiz kararları ile birlikte uyuşmazlık tespit edildiğinde genel kurulda gecikme faizi alınmasına karar verildiği takdirde bu karar, daha sonraki genel kurulda veya kurullarda aksi yönde bir karar alıncaya kadar geçerliliğini sürdürmektedir. Yani faiz kararı alındığı tarihten itibaren uygulanabilecektir. Davacı kooperatifin 02.07.2009 ve 16.06.2012 günü yapılan genel kurulu kararları gereği daire maliyetlerine faiz uygulanmaması yönündeki kararın alındığı 05.04.2014 tarihli genel kurula kadar gecikme faizi hesaplaması yapılmış; yeni bir gecikme faiz kararı alınıp da bu kararın mahkemece iptal edilmesi sebebiyle 25.04.2015 tarihli genel kuruldan yeniden faiz kararının alındığı 14.05.2016 tarihli genel kurula kadar daire maliyetleri için faiz hesaplanmamış; 14.05.2016 ve 27/05/2017 tarihli genel kuruldan, alınan faiz kararları gereği icra takibinde talep edilen tarihe kadar ise yeniden faiz hesabı yapılmıştır.
Kooperatif ortakları ana sözleşme hükümlerine uymak zorunda olduklarından kooperatif amacının gerçekleşmesi için ana sözleşme gereği 21.maddede açıklanan giderleri ödemek zorundadırlar davalı taraf 11/08/2016 tarihinde daire maliyetinin 20.000TL kısmını ödemiştir. Dava dilekçesi ile 11.000TL asıl alacak ve bu tutarın 257,67 TL tutarındaki faizinden vazgeçildiği ve daire maliyet bedeli hariç asıl alacak borcu olmadığı ifade edildiğinden 1.558,94TL diğer yükümlülüklerin gecikmesinden dolayı faiz alacağının bulunduğu, daire maliyet bedellerinden kaynaklı olarak daire maliyet bedeli alacağının 84.000,00TL, 11.426,40TL daire maliyet gecikme faizi olmak üzere toplamda 97.015,34 TL davacı kooperatifin faiz alacağının bulunduğu kanaatine varılarak davalı itirazının bu miktar yönünden iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 97.015,34 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 6.627,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.591,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.036,11 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 2.591,01 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.632,11 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 900,00 TL bilirkişi ücreti, 99,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 999,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 639,12 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 13.166,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 7.911,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/04/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍