Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/264 E. 2019/352 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/264 Esas – 2019/352

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/264 Esas
KARAR NO : 2019/352

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2017
KARAR TARİHİ : 16/05/2019
K.YAZIM TARİHİ : 14/06/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından … şirketi yönetiminde, Denizli İli … İlçesi … Mahallesi … Bulvarı No: …. adresinde imal ve inşa edilen … … projesinin tüm site içi pergola imalatları ve mobilya aksesuar malzemelerinin temini ve montajı konusunda davalı şirketle anlaşıldığını, müvekkili şirketçe davalıya bu iş için gönderilen projenin üzerine davalı … İnş. Paz. San. Tic. A.Ş.’nin müvekkiline mail yolu ile teklif formu ve ürünlere ait yerleşim görsellerini ilettiğini, bunların müvekkilce teyidi üzerine taraflar arasında bir sözleşme husule geldiğini, müvekkili şirketin ilgili birimleri, bu konuda kendilerini defaten hem yazılı hem sözlü olarak uyardığı halde, sözleşme ile yüklendiği hiçbir edimi yerine getirmediğini, sözleşmenin üzerinden bir ayı aşkın süre geçmesine rağmen işe henüz başlanmamış olduğunu anlayan müvekkilinin 29.06.2017 tarihinde Denizli….. Noteri iği aracılığı ile … yevmiye no.su ile gönderdiği ihtarnamede müvekkili ile imzaladığı 23.05.2017 tarihli sözleşme ile tüm tutanak ve protokoller uyarınca yükümlerini ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yerine getirilmesinin davalıya ihtar edildiği halde, davalının edimlerini ifa etmediğini, müvekkilinin talebi ve bu talebe ilişkin projesini iletmesi üzerine hazırladığı teklifi ve çizimleri müvekkil şirket tarafından 23.05.2017 tarihinde teyit ve kabul edildiğini, Davalının 06.07.2017 tarihli cevabi ihtarnamesi ile bunu kabul etmediğini gösterdiğini, müvekkilin de işin daha fazla sürüncemede kalmaması için 06.07.2017 tarihinde başka bir firma ile daha yüksek bir bedelle anlaşmak zorunda kaldığını, dava dışı … adlı şirket, davaya konu işi 06.07.2017 tarihinden itibaren yaklaşık bir aylık bir sürede tamamlayarak müvekkile teslim ettiğini beyan ederek, davalının borcunu ifa etmemesi dolayısıyla ve müvekkilin uğradığı şimdilik 11.157,00 TL zararın davalının müvekkilin ihtarnamesi ile temerrüde düştüğü 29.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranında faizi ile birlikte tazminine, davalının sözleşme ile yüklendiği edimi yerme getirmemesinin müvekkilde yarattığı ihbar kaybı dolayısıyla ortaya çıkan müvekkili şirketin manevi zararı bakımından 10.000,00 TL manevi zararın tazminine, davalı ile müvekkili arasında akdedilen sözleşme uyarınca, davalının ödemesi gerekli olan ve esas miktarı yargılama sırasında bilirkişi incelemesi ile yapılacak hesapla ortaya çıkacak şimdilik 1.000,00 TL cezai şartın müvekkilin ihtarnamesi ile temerrüde düştüğü 29.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranında faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/04/2019 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve cezai şart talebini 7.234,32 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkili ile davalı taraf arasında her ne kadar görüşmeler yapılmış olsa da taraflar arasında karşılıklı mukayese yapılarak hazırlanmış bir sözleşme olmadığını, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, her iki tarafın beyanının da yazılı metinde yer alması ve metni iki tarafın da imzalaması gerekli olduğunu, TBK düzenlemesine göre, yazılı şekle tabi bir sözleşmede yazılı metinde sözleşme ile borç altına girenlerin tümününimzalarının bulunması gerektiğini, adi yazılı şekilde önemli olan unsuru imza olduğunu, ancak kanunun bu hükmünün elektronik mesajlarda uygulanmasının mümkün olmadığını, çünkü sanal ortamdaki sözleşmelerin yazılı şekli yerine geçmesi için elektronik imza şartı gerekli olduğunu, müvekkili ile davacı arasında yapılan mail yazışmalarında, müvekkilinin davacıdan uygulama yapılması gereken eğrisel pergola ile ilgili proje yeterli olmadığı ve yeterli bilgilerin gönderilmesi gerektiğini, müvekkilinin elinde bulunan bilgilerin eksik ve yetersiz kaldığını, mevcut bilgilerle siparişi yerine getirmesinin mümkün olmayacağını davacı yana beyan ettiğini, ancak mail yazışmaları sonucunda müvekkiline davacı şirket tarafından eğrisel pergola ile ilgili proje yeterli ve tam olarak gönderilmediğini, zira davacı yanın müvekkilinden talep ettiği ürün standart katalog ürünlerinin dışında olup özel imalat gerektiren bir ürün olduğunu, müvekkilinin her ne kadar davacıyla aralarında hukuken geçerli bir sözleşme olmasa da davacı yanla mail yazışmalarında üretimde kullanılmak üzere gerekli olan ve yeterli detaya sahip eğrisel pergola ile ilgili projenin gönderilmesini istediğini ancak davacı kendi üzerine düşen sorumlulukları ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işbu sebeple müvekkilinin üretime başlayamadığını, müvekkili şirketin sipariş verilen ürünü hazırlayamamasında davacı yanın bizzat kendisi kusurlu olduğunu, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye cevaben Ankara ….. Noterliğinin 06/07/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname müvekkili şirketi adına kendilerine gönderildiğini, işbu ihtarname de davacının ihtarnamesinde yer alan hususların haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek, davacının hukuki mesnetten yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, talimat mahkemesi aracılığıyla yapılan keşif, 23/05/2017 tarihli taraflar arasında imzalanan sözleşme örneği, 15/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, eser sözleşmesinin ifa edilmemesi iddiasına dayalı maddi ve manevi zarar ile cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, taraflar arasında pergola imalatları ve mobilya aksesuar malzemelerinin temini ve montajı hakkında eser sözleşmesi düzenlendiği ve sözleşme gereği işin davalı tarafından yapılmadığı, başka firma ile tekrar anlaşma yapılması nedeniyle maddi zarara doğduğu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalının gecikme nedeniyle cezai şart ödemesi gerektiği, davacının ayrıca manevi zarara uğradığı iddia edilmiştir. Davalı ise, taraflar arasında sözleşmenin kurulmamış olduğunu, sözleşme kurulmuş olsa dahi davacının kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, tazminat istemlerinin haksız olduğunu savunmuştur.
Davacı tarafından 23/05/2017 tarihli teklif formu sunulmuştur. Davacı tarafından düzenlenen teklif formunun davalı şirket tarafından kaşe ve imza edildiği anlaşılmıştır. Eser sözleşmesi niteliğindeki bu formda; pergola yapım malzeme ve işçilik bedeli olarak 30.143,10 TL kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 1. sayfasının “TESLİMAT” başlıklı paragrafında teslimde gecikme halinde gecikilen her gün için toplam bedelin %1 i oranında gecikme cezası uygulanacağı hüküm altına alınmış; 2. Sayfanın 2. Paragrafında da davalının edimini ifa etmemesi ve/veya zamanında ifa etmemesi, gereği gibi ifa ve/ veya hiç ifa etmemesi halinde de ifanın ve cezai şartın birlikte talep edilebileceği, 3. Paragrafta ise teyitin yani sözleşmenin feshi veya geçersizliği halinde de cezai şartın uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Devam eden hükümle de cezai şartın ödenmesi halinde dahi davacının diğer zararlarının da istenebileceği belirtilmiştir.
Dosya arasında bulunan yazışmalar ve tanın beyanlarından; sözleşme konusu işin ifasına başlanmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu işin, davacı tarafından dava dışı başka bir şirkete yaptırılmasına dair anlaşma ve masraf delilleri sunulmuştur.
15/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının kayıt ve defterlerinin incelendiği, taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulduğunun anlaşıldığı, dava konusu işin ifasına davalı tarafından başlanmadığı, taraflar arasındaki yazışmalarda proje yetersizliğinin davacıya bildirilmemiş olduğu, bu yazışmaların da sözleşmeden 1 ay sonra yapıldığı, işin ifa edilmemesinde davacının kusurunun bulunmadığı, davacının dava konusu işle ilgili dava dışı … Mobilya …firması ile anlaştığı ve teslimin 06/08/2017 tarihinde yapılacağının kararlaştırıldığı, iş bedelinin 41.300,00 TL olduğu, davalı ile imzalanan sözleşme bedeli ile bu bedel arasındaki fark kadar davacının 11.156,90 TL zararının bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmede teslim tarihinin kararlaştırılmadığı ancak, davacı tarafından davalıya gönderilen 06/07/2017 tarihli ihtarname ile davalıya ifa için 7 gün süre verildiği, tebliğ tarihi dikkate alınarak teslimin 13/07/2017 de yapılması gerektiği, davacının diğer şirket ile yaptığı sözleşmenin ifa tarihi ile ihtar ile verilen süreler arasında 24 gün için gecikme cezası istenebileceği, davacının her gün için bedelin %1 i oranında toplam 7.234,10 TL cezai şart isteyebileceği kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davalı tarafından taraflar arasında usulünce kurulmuş bir eser sözleşmesi bulunmadığı savunulmuşsa da, davacı tarafından davalıya hitaben hazırlanan teklif mektubunun davalı tarafından kaşe ve imza edilmesiyle sözleşmenin kurulduğu ve şartların davalı tarafından kabul edildiği sabittir. İşin davalı tarafından haklı bir neden bulunmaksızın ifa edilmediği, davacının kusuruna dair iddiaların ispat edilemediği de açık olduğundan davacının sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle menfi zararlarını talebinde haklı olduğu, sözleşmedeki açık düzenleme uyarınca gecikme cezasını sözleşmenin hiç ifa edilmemesi halinde dahi menfi zarar olarak isteyebileceği, davacının aynı işi fazla bedel ile başka firmaya yaptırmak zorunda kalması nedeniyle doğan zararın da davalı tarafından karşılanması gerektiği zira sözleşme ile cezai şart ödense dahi diğer zararların talep edilebileceğinin düzenlendiği görülmüştür. Bu kapsamda davacının maddi zararı ile cezai şart isteminin kabulüne, davacının sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle manevi zarara uğradığına dair bir delil bulunmadığından bu istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacının 11.156,90 TL menfi zararı ile 7.234,32 TL cezai şart istemi için toplam 18.391,22 TL alacağının 12.256,90 TL sine ihtar tarihi olan 29/06/2017 tarihinden itibaren, 6.134,32 TL sine ise ıslah tarihi olan 09/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Davacının manevi tazminat isteminin reddine,
2-Alınması gereken 1.256,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 380,10TL harcı ile ıslah ile alınan 104,76 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 771,44 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 380,10 TL peşin harç, 31,40TL başvuru harcı, 4,60TL vekalet harcı ile 104,76 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 520,86 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 181,25 TL tebligat ve posta gideri ile 3.000,00TL bilirkişi ücreti, 253,80 TL keşif harcı ile 100,00 TL keşif araç ücreti olmak üzere toplam 3.535,05 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 2.289,92 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 50,00TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesap edilen 32,38 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/05/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza