Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/261 E. 2021/534 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/261 Esas – 2021/534
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/261 Esas
KARAR NO : 2021/534

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
BİRLEŞEN DAVA :Mahkememizin 2019/172 esas sayılı dosyası.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2019

KARAR TARİHİ: 06/07/2021
K. YAZIM TARİHİ: 27/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;Müvekkilinin Sincan Organize Sanayinde Döküm işi yaptığını, müşterilerin talebi üzerine döküm yapmakta ve bundan gelir elde ettiğini, davalı ile müvekkili arasında ticari işlemlerden dolayı müvekkilinin davalıya işler yaptığını, bu işler karşılığı faturalar tanzim edildiğini, ticari defterlere işlendiğini, müvekkilinin cari hesap alacağının tespiti açısından taraflarca mutabakat yapıldığını 14.03.2018 tarihinde 32.184,38-TL borç olduğu kabul edilerek mutabakat imzalandığını, davalının mutabakattan sonra da iş yaptırdığını, yapılan işlerin Fabrikada durmasına karşın hala teslim almadığını, ticari defter ve kayıtlarda müvekkilinin alacağının 32.184,38-TL olduğunun göründüğünü, davalının buna itiraz etmediğini, davalının icra takibine geçildikten sonrasında ödemeyi çekle yapacağını bildirdiğini ancak Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı icra dosyası ile icra takibine geçilmesini öğrendikten sonra kötüniyetle takibe itiraz ettiğini, takibe itirazın kötüniyetli olup bu sebeple % 20 den aşağı olmamak kaydıyla inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı İcra Dosyası’na vaki itirazının iptaline, takibe konu 32.184,38-TL alacak aslı üzerinden % 20 İnkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında model imalatı ve imal edilen model kalıplara döküm işinin yapılması amacıyla sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği davalı tarafça imal edilip müvekkiline teslim edilen ürünlerin ısıl işlem fırınına girdiğinde ürünlerde çatlamalar ve esnemeler meydana gelmesi üzerine davalı şirkete son kestiği fatura için iade faturası kesildiğini ve bu sorunların davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketçe hasarlı parçaların yeniden döküleceğinin taahhüt edildiğini, ancak sorunlar giderilmediği gibi aleyhlerine faturaya dayalı icra takibine geçtiklerini öğrendiklerini, söz konusu takibe itiraz ettiklerini, akabinde de Ankara Batı ATM’nin … D.iş sayılı dosyası üzerinden tespit davası açtıklarını, tespit davasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ürünlerin standart dışı ve ayıplı olduğunun, zararın da 82.000,00 + KDV olarak tespit edildiğini, davalı … … Ltd. Şti.tarafından müvekkili şirket aleyhine Ankara Batı ATM’nin 2018/261 esas sayılı dosyasına kayden itirazın iptali davası açıldığını, işbu davanın ise 2018/261 esas sayılı davanın konusunu oluşturan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olduğunu, dolayısıyla her iki dava arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğunu beyan ederek birleştirme kararı verilmesini, aksi halde davalı tarafından ayıplı olarak imal edilen ürünler nedeniyle oluşan zararın tespiti ile, davalının Ankara Batı ATM’nin 2018/261 esas sayılı dosyasındaki alacağından takas-mahsup edilerek bakiye alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bu talepleri de kabul görmez ise işbu davaya konu … D.iş sayılı dosyasında tespit edilen zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı ile müvekkili arasında bir kısım model imalatı ve sonrasında imal edilen model üzerinden döküm işlemi gerçekleştirilmesi için sözleşmeler imzalandığını, davacının model işini tamamladıktan sonra bu modeller üzerinden döküm gerçekleştirmeye başladığını, davacı tarafından yapılan ve müvekkiline teslim edilen ürünlerde ilk kullanımdan sonra çatlaklar ve boşluklar meydana geldiğini, durum davacıya bildirildiğinde ise ayıplı parçaların yeniden döküleceğini müvekkiline bildirildiği ancak ayıplı ürünlerin davacı tarafından düzeltilmediğini, taraflar arasında meydana gelen bu anlaşmazlık üzerine müvekkilinin davacı şirkete ödemelerini durdurduğunu ayıplı ürünlerle ilgili sorunun davacı şirket tarafından giderilmesini beklediğini, davacının ise ayıplı ürünler için hiç bir girişimde bulunmadığı gibi mevcut cari hesap ekstresi üzerinden müvekkili aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak Ankara Batı İcra Dairsi … sayılı icra dosyası ile takip başlattığını, davacının kendisine gönderilen 31.03.2018 tarih ve seri B … nolu 9.440,00 TL bedelli iade faturasını da kabul etmeyerek kayıtlarına almadığını, hal böyle olunca müvekkilinin davacı tarafından kendisine teslim edilen ürünlerdeki ayıbın ve zararın tespiti için Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile tespit davası açtığını, söz konusu dosyada ayıp tespit edilmiş olup, zararın tespiti için ek rapor beklendiğini, zararın tespitine müteakip takas-mahsup ve işbu dava ile birleştirilmesi talebiyle alacak davası açılacağını, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı olduğunu, davacının uhdesinde bulunup müvekkiline ait olan 16 adet model ise müvekkilinin gönderdiği tüm ihtarnamelere rağmen teslim edilmediğini, tüm bu nedenlerle mahkememizin … D.İş sayılı dosyasında tespit edilecek zarar ve ayıp konusunda takas-mahsup talepli dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, taraflar arasında meydana gelen anlaşmazlık çözümlenmeden başlatılan kötü niyetli icra takibi sebebiyle davacı tarafa %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği müvekkilinin model imalatı ve akabinde model kalıplara döküm işi yaptığını, teslimden sonra ürünlerin dışında çatlamalar olduğundan bahisle müvekkili şirketçe kesilen fatura bedelinin davacı yanca ödenmemesi üzerine taraflarınca icra takibi başlatıldığını ancak davacı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine Ankara Batı ATM’nin 2018/261 esas sayılı dosyasına kayden itirazın iptali davası açtıklarını, bahsi geçen davadaki uyuşmazlık ile işbu davaya dayanak gösterilen uyuşmazlığın aynı olduğunu, sözleşmeden doğan cari hesapta kalan bakiye alacağın 32.184,38 TL’nin tespiti açısından taraflar arasında 14/03/2019 tarihinde mutakabat imzalandığını, mutakabatın imzalanmasından sonra 31/03/2018 tarihinde davacı tarafından 9.440,00 TL’lik fatura gönderildiğini, müvekkilinin bu faturaya anlam veremediğini ve süresi içinde noter kanalıyla iade ettiğini, bu nedenle davacının taraflarına cari hesap borcu bulunduğunu, zira davacının mutakabat ile kesinleşen borcu ödeyeceğini bildirdiğini ancak hangi malzemelerle ilgili olduğu meçhul olan tespit yaptırarak ödeme yapmaktan kaçındığını, davalının iyi niyetli olmadığını, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, ayrıca ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin davacı tarafından uzunca bir süre kullanıldığını, ürünlerin ayıplı olduğu kabul edilse dahi davacı tarafından süresinde yapılan bir ayıp ihbarı bulunmadığını, Ankara Batı ATM’nin 2018/261 esas sayılı dosyasının karar aşamasına geldiğini, davacı yanın birleştirme talebinin 2018/261 esas sayılı davayı uzatmak ve müvekkilinin alacağına geç ulaşmasını sağlamak amacı taşıdığını beyan ederek, birleştirme ve takas mahsup talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, keşif, bilirkişi rapor ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi heyeti 10/01/2019 tarihli raporları ile özetle; dava dosyası içerisinde davalı şirket tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış herhangi bir ayıp ihbarına rastlanmadığı, bu nedenle, Davacı şirketin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 24.03.2018 tarihi itibariyle, davalı … A Ş. ‘den 31.702,92 TL alacaklı olduğu, Ancak davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, bununla birlikte, dava dosyası içerisinde davalı şirket tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış herhangi bir ayıp ihbarına rastlanılmadığı değerlendirmesinin Sayın Mahkeme tarafından kabul görmemesi halinde; davacı şirketin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 24.03.2018 tarihi itibariyle, davalı … A.Ş. ’den herhangi bir alacağının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Metalurji ve Malzeme Mühendisi 08/05/2019 tarihli ek raporu ile özetle; dava dosyası üzerinde yapılan inceleme ve belirtilen gerekçeler ışığında dosyada adı geçen malzemelerin döküm hatalarına bağlı olarak üretim kaynaklı olduğu kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Yapılan keşif üzerine alınan bilirkişi heyetinin 24/12/2019 tarihli raporunda özetle; Parçalarda aşırı yükleme ve benzeri yanlış kullanıma bağlı hasarlanmaların (kırılmalar-çatlamalar) bu aşamada tespit edilemeyeceği, şahit numunelerin kimyasal bileşim olarak dava dosyasında öngörülen malzeme kompozisyonuyla uyumlu olduğu, hem parçalar üzerinde hem de şahit numunelerin kesitinde görülen olağan dışı kabul edilebilir olmaktan uzak imalata yönelik kusurlar olduğu, parçaların kesitinde görülen gözeneklerin gaz ve/veya katılaşma çekmesi nedeniyle meydana geldikleri, bu gözeneklerin döküm parçaların kullanımında beklenmedik hasarlanmalara (kırılma ve çatlamalara) sebep olabileceği, tespit edilen kusurların imalat kaynaklı olduğu, müşteri tarafından gözle muayene ile görülemeyeceği tespitlerinin yapıldığı, bu nedenle, uyuşmazlık konusu döküm parçaların “Ayıplı” oldukları, dışarıdan bakılarak görülemeyecek mahiyette olmalarından dolayı “Gizli Ayıp” olarak değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Keşfe katılan bilirkişi heyeti 18/03/2020 tarihli ek raporu ile özetle; nihai kararın mahkeme takdirinde olduğu gerçeğinden hareketle, davacı tarafın gizli ayıp içeren mal üreterek davalı tarafa sattığı kabul edildiği takdirde, davacı tarafın bir zararının oluşmadığı bildirilmiş, 18/08/2020 tarihli ek raporları ile özetle; mahkemenin 30.01.2020 tarihli oturum ara kararında taraflarına verilen görev ve soruları “Gizli ayıplı oldukları yönünde görüş bildirdikleri malzemeler nedeniyle birleşen dosya kapsamında varsa davacı zararı ile ilgili olarak ek rapor tanzimi” sorular için 18/03/2020 tarihli ek raporlarında yapmış oldukları değerlendirme ve sonuca ekleyecek bir husus olmadığını bildirmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi 28/01/2021 tarihli ek raporu ile özetle; Asıl Dava Dosyası Açısından; Davacı şirketin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 24.03.2018 tarihi itibariyle, davalı … A.Ş.’den 31.702,92 TL alacaklı olduğu, ancak davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, birleşen dava dosyası açısından; Davalı … A.Ş.’nin davacı … Ltd. Şti.’nin “gizli ayıplı” imalatları nedeniyle uğramış olduğu toplam zararın (82.000,00 TL + %18 KDV) 96.760,00 TL olduğu bildirilmiş, bilirkişi 12/04/2021 tarihli ek raporu ile de 28/01/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda değiştirilmesi gereken bir husus olmadığını bildirmiştir.
GEREKÇE :Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklı yapıldığı iddia edilen işten kaynaklı düzenlenen faturaya dayalı yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklı yapılan işin ayıplı olması sebebiyle zararın tazmini ile asıl davadan takas mahsup talebine ilişkindir.
Asıl uyuşmazlık yapılan işin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve ayıp ihbarı bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.
Metalurji ve Malzeme Mühendisi 08/05/2019 tarihli ek raporu ile özetle; dava dosyası üzerinde yapılan inceleme ve belirtilen gerekçeler ışığında dosyada adı geçen malzemelerin döküm hatalarına bağlı olarak üretim kaynaklı olduğu kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir. Yapılan keşif üzerine alınan bilirkişi heyetinin 24/12/2019 tarihli raporunda özetle; Parçalarda aşırı yükleme ve benzeri yanlış kullanıma bağlı hasarlanmaların (kırılmalar-çatlamalar) bu aşamada tespit edilemeyeceği, şahit numunelerin kimyasal bileşim olarak dava dosyasında öngörülen malzeme kompozisyonuyla uyumlu olduğu, hem parçalar üzerinde hem de şahit numunelerin kesitinde görülen olağan dışı kabul edilebilir olmaktan uzak imalata yönelik kusurlar olduğu, parçaların kesitinde görülen gözeneklerin gaz ve/veya katılaşma çekmesi nedeniyle meydana geldikleri, bu gözeneklerin döküm parçaların kullanımında beklenmedik hasarlanmalara (kırılma ve çatlamalara) sebep olabileceği, tespit edilen kusurların imalat kaynaklı olduğu, müşteri tarafından gözle muayene ile görülemeyeceği tespitlerinin yapıldığı, bu nedenle, uyuşmazlık konusu döküm parçaların “Ayıplı” oldukları, dışarıdan bakılarak görülemeyecek mahiyette olmalarından dolayı “Gizli Ayıp” olarak değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 23.maddesi; “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır…
c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
TBK madde 223; ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. “
Madde 219- “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”
Alıcının seçimlik haklarının düzenlendiği 227.madde; “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” Dosya içeriği ve toplanan delillerden; TBK’nın gizli ayıplar yönünden 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan davalı karşı davacı olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince davalı karşı davacı ispatlamalıdır.Davacı ile karşı davalı arasında model imalatı ve akabinde imal edilen model kalıplarına döküm işi için 20.12.2016 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Taraflar arasında 14.03.2018 tarihinde 32.184.38 TL BORÇ/ bakiye bulunduğuna dair mutabık olunduğuna dair davalı karşı davacı şirket yetkilisi tarafından imzalanmış anlaşma bulunmaktadır. Dosya kapsamında davalı- karşı davacı 13/04/2018 tarihli delil tespiti talebinde bulunduğu , ancak davalı karşı davacı tarafından davacıya bir ayıp ihbarında bulunulduğuna ilişkin bir delil sunulmadığı, asıl dava tarihinden sonra 10/05/2018 tarihinde ihtarnamenin bulunduğu iş bu sebeple davalı-karşı davacının muayene ve ihbar külfetini süresi içerisinde yapmadığı kanaatine varılmıştır. İş bu sebeple karşı davanın reddine karar verilmiştir. Asıl dava yönünden HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Taraflara ait ticari defterlerin karşılaştırılması neticesinde de Dava dosyası içerisinde bir örneği bulunan 14.03.2018 tarihli mutabakat mektubu incelendiğinde de davalı şirketin 14.03.2018 tarihi itibariyle 32.184,38TL cari hesap borcu bulunduğunu kabul ettiği görülmektedir. 14.03.2018 tarihli mutabakat mektubunun düzenlenmesinden sonra 19.03.2018 tarihinde davalı şirket tarafından düzenlenen ve her iki taraf ticari defterlerinde de kayıtlı bulunan 481,44 TL Tutarındaki fatura cari hesap bakiyesinden düşüldüğünde 31.702,92 TL DAVALI-KARŞI DAVACI ‘nın bakiye borcu bulunduğu davacı ve davalı defterleri ile uyumlu olduğu defter kayıtlarına işlendiğinin anlaşıldığından her iki taraf ticari defterleri ile borç miktarı olan 31.702,92 TL üzerinden takibin devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ İLE, davanın asıl alacak miktarı olan 31.702,92 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-31.702,92 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Birleşen davanın REDDİNE,
4-Asıl dava yönünden:
a)Alınması gereken 2.165,63 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 388,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.776,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 388,71 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 429,81 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarf edilen tebligat ve posta gideri ile bilirkişi ücretleri olmak üzere 2.750,00 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre belirlenen 2.708,86 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 4.755,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
d)Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 481,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Birleşen dava yönünden;
a-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının 1.652,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.593,12 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
d-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 13.142,20 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/07/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍