Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/245 E. 2019/324 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/245 Esas – 2019/324
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/245 Esas
KARAR NO : 2019/324

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARAR TARİHİ : 09/05/2019
K. YAZIM TARİHİ: 30/05/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … ile yapmış olduğu anlaşma gereği tel örgü ürünleri, panel çitler, panel kapılar, kafes tel örgüler, beton direk ve benzeri ürünlerin satışı ve teslimi konusunda anlaştıklarını, anlaşmaya göre bu ürünlerin irsaliyeli faturalar ile teslim edildiğini, fatura içeriğine ilişkin ürünlerin teslim edilmesine rağmen davalı tarafın herhangi bir ödeme yapmadığını, bu faturalardan 14/04/2015 tarih … sıra numaralı 27.623,50 TL tutarlı ve 25/06/2015 tarih … sıra numaralı 28.075,15 TL tutarlı faturaların bedelinin ödenmemesi üzerine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu tarafın haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu beyan ederek; davalı borçlunun Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde olmayıp adi iş niteliğinde olduğunu, dolayısıyla dava konusu ihtilafa bakmaya görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olmadığını, bu nedenle sayın mahkemenin görevsizlik vermesini talep ettiklerini, dava konusu yapılan faturalara ilişkin müvekkilinin davacıya bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin bu faturalara karşılık keşidecisi “… İnş. Pet. San. ve Tic. Ltd Şti.” olan … Bank … çek nolu, 01.07.2015 tarihli, 54.000,00 TL bedelli müşteri çekini ciro etmek suretiyle davacı …’a verdiğini, çekin günü geldiğinde çekin karşılıksız çıktığını ve arkasının yazdırılmış olduğunu, bunun üzerine davacının çekin karşılığını müvekkilinden elden tahsil ettiğini ve kendi cirosunu iptal ederek çeki müvekkiline iade ettiğini, söz konusu çeki müvekkilinin uzun uğraşlarına rağmen bulamadığını, müvekkilinin söz konusu çekin sadece arka sayfasının fotokopisini bulabildiğini, bu fotokopide de görüleceği üzere davacının ticari unvanını gösterir kaşe kullanmak suretiyle çeki bankaya ibraz ettiğini, bu durumun verilen çekin aralarında ki fatura ilişkisinden kaynaklandığının en önemli delili olduğunu, davacının alacağı olduğunun delili olarak gösterdiği faturalar için yıllarca işlem yapmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, yıllar sonra böyle bir takip yapılmasının sebebinin müvekkilinin kayıt ve belgelerini tutma konusundaki özensizliğinin bilinmesi olduğunu beyan ederek; açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının kötü niyetli icra takibi başlatması nedeniyle %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili karar tarihli oturumda “Rapora karşı yazılı itirazlarımızı tekrar ediyoruz. Takip ve davaya konu faturalar dosyaya suretini sunduğumuz 54.000,00 TL bedelli çekle ödenmiştir. Çek bedeli davacı yana elden ödenerek, çek alınmış daha sonra tarafımızca çek muhatap bankaya ibraz edilerek bankanın ödemekle yükümlü olduğu 1.200,00 TL tutar tahsil edilmiştir. Çek aslının elimizde bulunması bedelin ödendiğine karinedir. Ayrıca bu çekin takip ve davaya konu faturalara ilişkin olduğuna dair ceza soruşturmasında hazırlık aşamasında karakolda verdiği ifadede davacının kabulü vardır. Söz konusu çekin takibe konu faturalara ilişkin olduğuna dair başkaca yazılı bir delil yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar, 21/12/2018 tarihli bilirkişi kök raporu, 02/04/2019 tarihli ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, faturaya dayanan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti getirtilerek dosyaya eklenmiştir.
Davacı (alacaklı) vekili tarafından davalı (borçlu) aleyhine 28/12/2017 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 54.200,00 TL asıl alacak, 14.407,77 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 68.607,77 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, asıl alacağın dayanağı olarak 14/04/2015 tarih … sıra numaralı 27.623,50 TL tutarlı ve 25/06/2015 tarih … sıra numaralı 28.075,15 TL tutarlı faturaların gösterildiği, ödeme emrinin davalı borçluya 16/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 18/01/2018 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 18/04/2018 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra, takip tarihi itibarıyla varsa davacı alacağının tespit ve hesaplanması bakımından tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Dosya kendisine tevdi edilen mali müşavir bilirkişinin düzenleyip dosyaya sunduğu 21/12/2018 tarihli raporda özetle; davacının 2015 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64 ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığı ve sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, benzer şekilde davalıya ait 2015 yılı işletme defterinin de 6102 sayılı TTK’nun 64 ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığı ve sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, icra takibinde asıl alacağın dayanağı olarak gösterilen 14/04/2015 tarih … sıra numaralı 27.623,50 TL tutarlı ve 25/06/2015 tarih … sıra numaralı 28.075,15 TL tutarlı faturaların her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının kendi ticari defter kayıtlarına göre 2015 yılı sonu itibarıyla davalıdan 108.041,09 TL alacaklı gözüktüğü, netice olarak takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 54.200,00 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Davalı vekilinin itirazları üzerine dosya kendisine tekrar tevdi edilen mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 02/04/2019 tarihli ek raporda, 21/12/2018 tarihli kök rapordaki görüş ve kanaatin yinelendiği görülmüştür.
Davacı ve davalı arasında ticari bir ilişki bulunduğu, bu kapsamda davacının davalıya tel örgü ürünleri, panel çitler, panel kapılar, kafes tel örgüler, beton direk ve benzeri ürünlerin satışını yaptığı ve ürünleri teslim ettiği, ürün bedeli olarak davalı adına 14/04/2015 tarih … sıra numaralı 27.623,50 TL tutarlı ve 25/06/2015 tarih … sıra numaralı 28.075,15 TL tutarlı faturaları düzenlediği tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık fatura bedellerinin davalı tarafından ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı, icra takibine de konu ettiği 14/04/2015 tarih … sıra numaralı 27.623,50 TL tutarlı ve 25/06/2015 tarih … sıra numaralı 28.075,15 TL tutarlı faturalardan kaynaklanan toplam 54.200,00 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, söz konusu fatura bedellerini lehtarı olduğu, keşidecisi “…. Ltd Şti. olan … Bank … çek nolu, 01/07/2015 tarihli, 54.000,00 TL bedelli çekle ödediğini, daha doğrusu bu müşteri çekini ciro etmek suretiyle davacıya verdiğini, çekin ibrazında karşılıksız çıktığını ve arkasının yazdırıldığını, bunun üzerine çek bedelini elden ödeyerek çeki geri aldığını, daha sonra bu çeki muhatap bankaya ibraz ederek bankanın ödemekle yükümlü olduğu 1.200,00 TL tutarı tahsil ettiğini, çek aslının elinde bulunmasının bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiğini savunmaktadır. Bunu karşılık davacı sözü edilen çekin davaya konu faturalarla bir ilgisinin bulunmadığını ve başka bir ilişki nedeniyle verildiğini ileri sürmektedir.
Davacının edimini (mal teslimi) yerine getirip getirmediğiyle ilgili bir uyuşmazlık bulunmamasına göre, ödeme iddiasındaki davalının bunu geçerli delillerle ispatı gerekmektedir. Keşidecisi “…. Ltd Şti. olan … Bank … çek nolu, 01/07/2015 tarihli, 54.000,00 TL bedelli çek aslı elinde bulunan davalı, bu çekin takip ve dava konusu faturalara ilişkin olarak davacıya verildiğini yazılı delillerle ispat edemediğinden, takip tarihi itibarıyla davacıya 54.200,00 TL borcunun bulunduğu ve dolayısıyla aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazında da haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla yapılan takibin 54.200,00 TL’lik asıl alacak kesimine yönelik itirazının iptali ile takibin 54.200,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi üzerinden devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, 54.200,00 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 3.702,40 TL harçtan peşin alınan 582,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.119,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 582,57 TL peşin harç olmak üzere toplam 623,67 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 600,00 TL bilirkişi ücreti, 128,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 728,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 6.312,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.09/05/2019

Katip Hakim