Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/229 E. 2019/391 K. 11.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/229 Esas – 2019/391
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/229 Esas
KARAR NO : 2019/391

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 10/04/2018
KARAR TARİHİ: 11/06/2019
K. YAZIM TARİHİ: 11/07/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14/12/2016 tarihinde davalıdan… (… Capacity) cihazını satın aldığını, satış bedelinin ödendiğini, alınan cihazın davalı tarafından montajı yapıldıktan sonra kısa bir süre çalıştığını ancak sonrasında arıza verdiğini ve bir daha sağlıklı bir şekilde çalıştırılamadığını, davalı tarafından arıza giderilmeye çalışılsa da teknik arızanın çözümlenemediğini, müvekkilinin yaklaşık 1 yıldır çalışmayan ve sorunu iki teknik hizmet almasına rağmen çözülemeyen cihazı bu hali ile kullanmak istemediğini, müvekkilinin Türk Borçlar Kanununun 227. maddesi uyarınca cihazın iadesi ile bedelinin faizi ile birlikte iadesini talep ettiğini, bu hususta davalı şirkete 21.02.2018 tarihli Noter ihtarnamesi keşide edildiğini ancak ihtarname gereğinin davalı tarafından yerine getirilmediğini beyan ederek; davaya konu ayıplı malın davalı şirkete iadesi ve satış bedeli ile birlikte yapmış olduğu masrafların faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının seçimlik hakkını TL üzerinden yaptığını ve bu seçiminden dönemeyeceğini, malın kurulumunun davalıya ait olup davacının kurulum bedeli talebinde bulunamayacağını, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, dava dilekçesi eki 18/08/2017 tarihli servis formuna göre cihazdaki arızanın davacıdan kaynaklı olduğunu, davacının cihazın onarılmasına izin vermediğini, davacının Fransa kökenli ithalatçı firmanın Türkiye’ye teknisyen göndererek cihazı onarmasına da izin vermediğini, bu nedenle davaya konu malın ayıplı olup olmadığının taraflarınca bilinmemekte olduğunu, TBK’nun davacıya bu koşullar altında sözleşmeden dönme hakkı tanımadığını, madde 227 gereği malın çalışamaz olup olmadığı taraflarınca bilinmemekle beraber çalışmadığının tespiti halinde malın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verilmesinin adil olduğunu, madde 229 gereği de davacının davasının kabulü halinde bu maldan elde ettiği yararın bedelden indirilmesi gerektiğini, davacının 9.975 TL cihazın çalışma masrafı kalemini kabul etmediklerini beyan ederek, öncelikle davanın reddini, bunun kabul görmemesi durumunda madde 227 gereği satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine ve madde 229 gereği davacının cihazdan elde ettiği yararın bedelden indirilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER :Taraflar arasında imzalanan 14/12/2016 tarihli satış anlaşması sureti, … seri nolu 29/12/2016 tarihli fatura, teknik servis formları, ticaret sicil kayıtları, 31/10/2018 tarihli bilirkişi kurulu kök raporu, 22/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ayıplı mal teslimi nedeniyle sözleşmeden dönme hakkı kullanılarak ayıplı malın davalıya iadesi ve satış bedeli ile yapılan diğer masrafların davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
14/12/2016 tarihli satış anlaşmasıyla davaya konu… (…Capacity) cihazının KDV dahil 40.120,00 Euro karşılığında davacıya satışı konusunda taraflarca anlaşıldığı, satış bedelinin teslimatta peşin olarak ödeneceği, cihazın montajı ve kullanıcı eğitiminin davalı şirket tarafından yapılacağı, cihazın 1 yıl süre ile satıcı ve imalatçı garantisinde olduğunun kararlaştırıldığı, 29/12/2016 tarihli ve … seri-sıra numaralı irsaliyeli faturada belirtilen cihazın davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edildiği, davacının irsaliyeli faturada belirtilen 148.536,28 TL fatura bedelini davalıya ödediği hususları sabit olup bu noktada taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı taraf, davalı şirketten alınan cihazın davalı tarafından montajı yapıldıktan sonra kısa bir süre çalışıp arıza verdiğini ve bir daha sağlıklı bir şekilde çalıştırılamadığını, davalı tarafından arıza giderilmeye çalışılsa da teknik arızanın giderilemediğini, yaklaşık 1 yıldır çalışmayan ve sorunu iki teknik hizmet almasına rağmen çözülemeyen cihazı bu hali ile kullanmak istemediğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 227. maddesi uyarınca cihazın iadesi ile bedelinin faizi ile birlikte tahsilini talep etmektedir.
Davalı ise, cihazın ayıplı olmadığını, cihazdaki arızanın davacıdan kaynaklı olduğunu, davacının cihazın onarılmasına izin vermediğini iddia ederek öncelikle davanın reddini, bu talebin kabul edilmemesi durumunda TBK’nun 227. maddesi gereğince satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verilmesini, bunun da kabul edilmemesi halinde ise TBK’nun 229. maddesi gereğince alıcının satılandan elde ettiği yararların tespit edilmesini ve davacı lehine hükmedilecek bedelden indirilmesini istemektedir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu olan ve 09/12/2016 tarihli ve … seri-sıra numaralı irsaliyeli faturada belirtilen davaya konu cihazın ayıplı olup olmadığı, davacının cihaz bedelini talep etmekte haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra bir makine mühendisi ve bir inşaat mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınması için Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından 25/10/2018 tarihinde davacı ve davalı teknik personelinin de katılımıyla yerinde yapılan inceleme neticesi düzenlenen 31/10/2018 tarihli raporda özetle; davaya konu cihazın davacı şirketin iştigal konusu iş ile ilgili olarak kurmuş olduğu laboratuvarda kritik öneme sahip bir işlevi görmekte olduğu, unun üç önemli bileşeni ve ayrıca da unun su kaldırma değeri hakkında oransal değerler vermekte olduğu, bu cihazda bir yanlış ölçüm yapılması durumunda davacı açısından telafisi mümkün olmayacak zararların oluşabilecek olduğu, dosyada da mevcut iki Teknik Servis formundan davaya konu cihazın 15/08/2017 ve 15/12/2017 tarihlerinde arızalar vermiş olduğu, sonrasında bu arızaların davalının teknik personeli tarafından giderilememesi (kökten çözülememesi) sebebiyle davalı yetkilisi tarafından 19/01/2018 ve 26/01/2018 tarihlerinde davacıya yazıların gönderilmiş olduğu, bu yazılarda cihazdaki sorunun giderilememesi (kökten çözülememesi) durumunda cihazın kendilerince yenisi ile değiştirileceğinin taahhüt edilmiş olduğu, davanın tarafları arasında imzalanan 14/12/2016 tarihli Satış Anlaşmasında cihazın 1 yıl süre ile satıcı ve imalatçı garantisinde olduğunun belirtilmekte olduğu, cihazdaki davaya konu problemin bu 1 yıllık garanti süresi dolmadan 15/08/2017 tarihinde ortaya çıkmış olduğunun anlaşıldığı, 25/10/2018 tarihinde davacı ve davalı teknik personelleri ile birlikte cihazın çalıştırılması esnasında, işlemin bitimine 26 dakika kala cihazın arıza verdiği ve işlemin sonlandırılamadığının görüldüğü, yapılan tüm bu açıklamalar ışığında; davacı şirket için çok hayati öneme sahip bir ölçümü yaptığı anlaşılan davaya konu cihazın henüz satıcı ve imalatçı garanti süreci dolmadan vermiş olduğu arızanın davalı teknik personelleri tarafından giderilememiş olması ve cihazda söz konusu arızanın tekrarlandığının ve cihazın bu sebeple davacı tarafından kullanılamadığının anlaşılması sebepleri ile davacının davaya konu cihazın istenen nitelikte çalışmadığı için ayıplı bir cihaz oluşu nedeniyle davalı tarafa iadesi ve satış bedeli ile birlikte yapmış olduğu masrafların tarafına ödenmesini talep etmekte haklı olduğu, fakat davacının cihazın çalışması için yapmış olduğu 9.975,00 TL tutarlı masraflar ile kurulum maliyeti olarak 6,653,00 TL tutarlı masrafları ispat için dosyaya sunduğu fatura ve diğer belgelerin bir kısmının okunamaması ve davacının bu masrafları neye göre hesapladığının anlaşılamaması nedeniyle talep edilen bu iki bedel ile ile ilgili görüş belirtilmesinin mümkün olmayacağı yönünde kanaat belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazı üzerine bilirkişilerden 22/01/2019 tarihli ek rapor alınmıştır. Ek raporda, kök rapordaki görüş ve kanaatler tekrar edilmiş, 27/11/2018 tarihli dilekçe ekinde davacı vekili tarafından dosyaya sunulan belgelerin yine okunamaz derecede silik oldukları, talep edilen 9.975,00 ve 6,653,00 TL tutarlı masrafların nasıl hesaplandığına dair detaylı açıklamalar içeren bir hesaplama yapılmamış olması nedeniyle bu masraflarla ilgili görüş bildiremeyecekleri belirtilmiştir.
Davacının talebi 6098 sayılı TBK’nun 227. maddesine dayanmaktadır. Bu maddede “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 31/10/2018 ve 22/01/2019 tarihli kök ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 14/12/2016 tarihli satış anlaşmasına ve davaya konu… (…Capacity) cihazının, 29/12/2016 tarihli ve … seri-sıra numaralı irsaliyeli fatura ile davacıya satılıp teslim edildiği, davacının irsaliyeli faturada belirtilen bedeli (148.536,00 TL ) davalıya ödediği, kısa bir süre kullanım sonrası cihazın arıza verdiği, bir yıllık garanti süresi içerisinde 15/08/2017 ve 15/12/2017 tarihlerinde arızalar vermiş olan cihazdaki sorunların davalının teknik personeli tarafından giderilemediği, cihazdaki söz konusu arızanın tekrarlaması ve cihazın istenen nitelikte çalışmadığı için ayıplı bir cihaz olduğunun bilirkişilerce tespit edildiği, davalının ayıbı kabul edip onarım yapması nedeniyle ayıp ihbar süresinin aranmayacağı, hal böyle olunca davaya konu… (… Capacity) cihazından beklediği faydayı elde edemeyen davacının TBK’nun 227. maddesinde düzenlenen seçimlik haklardan “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanmakta haklı olduğu, bu bağlamda davacının davaya konu cihazı geri vererek bunlar için ödemiş olduğu bedelin iadesini isteme hakkının bulunduğu, her ne kadar satış anlaşması Euro cinsinden düzenlenmiş ve dava dilekçesinde de cihaz bedeli 40.120,00 Euronun dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı olarak (198.995,99 TL) belirlenmiş ise de, 29/12/2016 tarihli irsaliyeli faturanın Türk parası cinsinden düzenlenmesi ve davacının davalıya keşide ettiği ihtarnamede de cihaz bedelinin 148.536,00 TL şeklinde talep edildiğinin görülmesi karşısında, davacının ihtarname keşide ederek Türk parası cinsinden talepte bulunmak suretiyle seçimlik hakkını Türk Parası olarak kullandığı kanaatine varılarak, davaya konu cihazın (Chopin SRC) davalıya iadesi ile, cihaz bedeli olan 148.536,00 TL’nin 100.000,00 TL’sinin 19/12/2016, 10.000,00 TL’sinin 19/01/2017, 28.251,00 TL’sinin 23/02/2017, 10.285,00 TL’sinin ise 21/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, cihaz bedeli olarak talep edilen 198.995,00 TL’den, kabul edilen 148.536,00 TL’nin mahsubu sonrası kalan 50.459,00 TL’lik miktarla ilgili davacı talebi reddedilmiştir.
Her ne kadar davacı, cihazın çalışması için yapmış olduğu masraflar için 9.975,00 TL ve kurulum maliyeti olarak 6,653,00 TL’nin de ödeme tarihlerinde itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş ise de; bu alacak kalemlerini yeterli ve geçerli delillerle ispatlayamadığından, davacının bu alacak kalemleriyle ilgili talebinin de reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE; Davaya konu cihazın (… SRC) davalıya iadesi ile, cihaz bedeli olan 148.536,00 TL nin 100.000,00 TL sinin 19/12/2016, 10.000,00 TL sinin 19/01/2017, 28.251,00 TL sinin 23/02/2017, 10.285,00 TL sinin ise 21/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı yanın diğer taleplerinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 10.146,49 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.682,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.464,18 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 3.682,31 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.723,41 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 221,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.521,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.047,76 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 14.632,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 7.729,57 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/06/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza