Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/220 E. 2019/817 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/220 Esas – 2019/817

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/220 Esas
KARAR NO : 2019/817

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019
K.YAZIM TARİHİ : 10/01/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığını, takip konusu senet üzerindeki imza haricindeki yazıların müvekkiline ait olmadığını, borca konu senedin zorla müvekkilinin elinden alındığını ve müvekkilinin dolandırılarak borçlandırıldığına ilişkin Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı savcılık dosyası ile davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin maliki olduğu evin daha önceki sahip olduğu ev ile takas ederek almak hususunda anlaştığı dava dışı …’ın müvekkiline takas olarak verilecek evin satışından vazgeçtiğini bu nedenle müvekkiline komutan olarak tanıştırdığı davalının dava dışı …’a verilen vekaletnamenin aynısından davalıya verilmesini söylemesi üzerine Sincan … Noterliği … yevmiye numaralı 02/11/2017 tarihli vekaletnamenin verildiğini, dava dışı …’ın davalının devlet memuru olması, asker olması sebebiyle yaptığı işlerde titiz davrandığını, bankaya gitmeleri gerektiğini söyleyerek, müvekkili ile dava dışı … ve davalının ellerinde bulunan poşette bulunan para ile birlikte Sincan Vatan Caddesi … şubesinde 02.11.2017 tarihinde giderek davacı …’ in hesabına 118.000,00 TL parayı birlikte yatırdıktan sonra gişe görevlisinin her zaman ki gibi mi … bey demesi üzerine araya bir müşteri aldıktan sonra yatırılan paranın tamamını müvekkili, dava dışı … ve davalı ile birlikte çektiklerini, davalının kendisinin devlet memuru olması sebebiyle hesabından para giriş çıkışı yapılması gerektiğini ve bunun bir prosedür olduğunu belirttiğini, geçen süre zarfında da arsa sahibi dava dışı … ve müteahhit …’la görüşmek üzere buluşan müvekkilinin dairenin satışı için verilen vekaletin kendisini komutan olarak tanıtan davalı …’ya verdiğini, aslında vekaletin verilmesi gereken kişinin dava dışı … olduğunu öğrenerek dolandırıldığını anlayan müvekkilinin, tapuya gittiğinde vekalet verdiği evin hala satılmadığını görmesi üzerine dava dışı … ve davalıya vermiş olduğu vekaletleri iptal ettirdiğini, dava dışı …’ ın talebi üzerine bu sefer evin satımı için dava dışı …’ a vekalet verdiğini ve evin bir hafta içerisinde satıldığını, vekaletlerin iptal edildiğini öğrenen dava dışı …, davalı … ve dava dışı …’nun sahibi olduğu … isimli işyerine müvekkilini çağırarak ailesine ve davacıya yönelik ağır hakaretlerde bulunduğunu, dava dışı …’ın, müvekkiline davalının ayaklarını öpmesini ondan özür dilemesini ve borcunu ödemesini isteyerek müvekkilinin elinden zorla sadece imzasının müvekkiline ait olan boş senedi aldıklarını, müvekkilinin elinden zorla alınan senet nedeniyle borçlu olmadığı senedin karşılıksız kaldığı senedin kendisine teslim edilmesini karşı tarafa bildirildiğini, buna rağmen karşı tarafın icra takibi başlattığını beyan ederek, taleplerinin kabulü ile, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığına, takibin iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkiline karşı açılan haksız ve iyi niyetten yoksun davayı kabul etmediklerini, kambiyo senedinin kayıtsız şartsız bir borç ikrarı olduğunu, taraflarınca Ankara Batı İcra Müdürlüğü … sayılı dosya ile davacıya karşı icra takibi başlatıldığını, davacının takibe konu senet üzerindeki imzasına itirazı bulunmadığını, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğunu, temel ilişkiden bağımsız olduğunu, bilindiği üzere kambiyo senedi hatır için, borç için, teminat için verilebileceğini, zira, soyutluk ilkesinin gereği olarak, kambiyo senedinin doğumuna neden olan ilişkinin sonradan veya baştan beri geçersiz olması senedin geçerliliğini etkilemeyeceğini, kambiyo senedinin hukuki sonuçlarını doğurmaya devam edeceğini, davacının aleyhine başlatılan icra takibine dayanak senedin borçlusu olmadığının ispatıın davacı tarafa ait olduğunu, HMK madde 200 gereğince, 2.500 TL’yi geçen miktar ve değerlerin senetle ispat edilmesinin zorunlu olduğunu, HMK gereği senetle ispatı zorunlu olan dosyada davacı tarafın ödemeye ilişkin herhangi bir belge sunamadığını, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …-E sayılı dosyasına dayanak kambiyo senedinin müvekkili lehine düzenlendiğini, davacının sunduğu delillerin hiçbirinin müvekkiline olan borcunu ödediğine ilişkin olmadığını, müvekkiline karşı kötü niyetli olarak dava açıldığını beyan ederek, haksız ve dayanaksız davanın reddine, müvekkili lehine %20 oranından aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası ile … sayılı soruşturma dosyası, Ankara Batı İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, tapu kaydı, dava konusu edilen senet aslı ve taraflar arasında düzenlenen sözleşme aslı, banka kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senedi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı tarafından davacı hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğü nün … E sayılı takip dosyasında; 01/10/2017 tanzim, 01/11/2017 vade tarihli 135.000,00 TL bedelli, senede dayalı olarak 14/12/2017 tarihinde takip başlatılmıştır. Davacı tarafından, takibe dayanak yapılan senedin taşınmaz satışına dair düzenlenen sözleşme gereği verildiği ve satışın gerçekleşmemesi nedeniyle senetteki alacağın dayanağının kalmadığı iddia edilmiş; davalı ise senette kayıtsız şartsız borç ikrarı olduğunu, teminat niteliğinin bulunmadığını ve sözleşmeden farklı bir ilişki kapsamında düzenlendiğini savunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve senet aslı getirtilip incelenmiştir. Islak imzalı sözleşmenin arkasında senet fotokopisinin bulunduğu, senedin 135.000,00 TL bedelli olduğu, ödeme günü ve düzenleme tarihi kısımlarının boş olduğu, … … tarafından … … adına keşide edildiği, sözleşmenin ön yüzünde ıslak imzaların olduğu arka yüzünde imza bulunmadığı, senet aslının incelenmesinde ise, … … tarafından … … adına 135.000,00 TL bedelli senet düzenlendiği, düzenleme tarihinin 01/10/2017, ödeme tarihinin ise 01/11/2017 olduğu görülmüştür.
Kıymetli evrak, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır (bonoların düzenlendiği 27.01.2004 günü yürürlükte bulunan 6762 s. TTK m.557, 6102 s. TTK m.645 ve Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2.b., Ankara 1997, s.975; Kınacıoğlu, N.: Kıymetli Evrak Hukuku, 5.b., Ankara 1999, s.247). Bononun keşidecisi bonoda gösterdiği belirli bir bedeli kayıtsız ve şartsız olarak bizzat ödemek konusunda soyut bir taahhütte bulunmaktadır. Soyutluk (mücerretlik) ise senedin içerdiği hakkın doğumuna sebep olan temel hukuki ilişkinin senet metninden anlaşılamaması anlamına gelir. Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (Öztan, s.173; Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 15.b., İstanbul 2001, s.25). Türk hukuk öğretisinde kambiyo senetlerinin içerdiği hakkın doğumu konusundaki baskın görüş sözleşme teorisi ile açıklanmakta bu da güven ilkesi ile desteklenmektedir. Bu teoriye göre kambiyo senedinin düzenlenmesi ile içerdiği hak derhal vücut bulmaz, borcun doğumu için ayrıca senedin borç altına girmek kastıyla lehdara da verilmesi yani teslime ilişkin bir de ayni sözleşmenin mevcudiyeti gerekir (Bozer, A./Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, 7.b., Ankara 2017, s.21; Yılmaz, A.L.: Kambiyo Senetlerinde Def’iler, İstanbul 2007, s.51; Öztan, s.106; Kınacıoğlu, s.30 vd.). Bu sözleşmenin kurulması Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri gereği karşılıklı ve aynı yöndeki iradelerin açıklanması ile mümkündür. İradelerin açıklanması ve sakatlanması konusunda da aynı Kanunun hükümleri dikkate alınır.
Öte yandan, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. 6100 Sayılı HMK m. 201 gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen hususların yazılı delillerle ispatlanması gerekir(Ankara BAM 22. HD nin 2017/527 E, 2017/442 K sayılı ilamı).
Bu kapsamda davacının iddialarını senet ile aynı güçteki delil ile ispat etmesi gerektiğinden davacı tarafa verilen süre içinde yemin deliline başvurulmuştur. Yemin teklif edilen davalı … … duruşmada alınan yeminli beyanında; dava konusu edilen senedin taşınmaz satışı ile alakası olmadığını, kendisinin davacıya borç verdiği için bu senedin düzenlendiğini ve borcunu ödemediğini belirtmiştir.
Davacı tarafından, davalının yalan yere yemin ettiğine ilişkin suç duyurusunda bulunulmuşsa da; Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … E sayılı dosyasında yapılan soruşturma neticesinde “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verilmiştir. Ayrıca, davacının bu davadaki iddiaları kapsamında dolandırıcılık suçunun işlendiğinden bahisle yapılan Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı dosyası ile yapılan soruşturma sonucunda da “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verilmiştir.
Bu açıklamalar ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından dava konusu senedin taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine istinaden verildiği, anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğu ve zorla alındığı ileri sürülmüşse de bu iddiaların, senetle aynı değerdeki kesin delillerle ispatlanamadığı, ceza soruşturması kapsamında da “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildiği, davalının yemin beyanının da davacının iddialarını ispatlamadığı anlaşıldığından, senedin soyut borç ikrarını içeren özelliğinin aksi ispat edilemediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde dosya kapsamında bulunan senet aslı ve sözleşme asıllarının arkalı önlü örneği dosya arasına alınarak icra müdürlüğüne ve Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine,
3-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.305,47 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.261,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 13.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/12/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza