Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/216 E. 2018/352 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/216 Esas – 2018/352

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/216 Esas
KARAR NO : 2018/352

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/06/2015
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 28/05/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili kurumun elektrik ihtiyacını 26/02/2013-14/07/2014 tarihleri arasında (Nisan 2013, Mayıs 2014, Haziran 2014 hariç) davalı firmadan satın aldığını, müvekkilinin sözleşme süresince davalı tarafından düzenlenen elektrik faturalarını düzenli olarak ödediğini, davanın konusunu oluşturan 26/02/2013-14/07/2014(Nisan 2013, Mayıs 2014, Haziran 2014 hariç)tarihleri arasındaki faturaların kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli adı altında bir kısım meblağların elektrik faturalarına yansıtılarak tahsil edildiğini, söz konusu bedellerin tahsilinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili kurumun zarara uğradığını belirterek, müvekkili kurumdan tahsil edilen toplam 7.672,72TL’nin her bir faturanın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; dava konusu edilen sayaç okuma bedelinin sayaç okuma maliyetlerini yansıtan ve elektrik piyasası lisans yönetmeliği ve elektrik piyasası müşteri hizmetleri yönetmeliği kapsamında belirlenen ve uygulanan bir bedel olduğunu, sayaç okuma bedelinin ilgili mevzuat kapsamında enerji piyasası düzenleme kurulu kararları gereğince dağıtım şirketleri tarafından müşterilere tahakkuk ettirilen bir bedel olduğunu, dolayısıyla dağıtım şirketleri tarafından tüketicilere yansıtılan söz konusu bedel lisans sahibi şirketler tarafından keyfi şekilde belirlenen bir bedel olmayıp EPDK tarafından tüm Türkiye’ye uygulanmak üzere onaylanmış bir bedel olduğunu, söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan kurul kararının kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliğe haiz olduğunu, iletim tarifelerinin elektrik piyasası kanunu ile birlikte elektrik piyasası tarifeler yönetmeliğinin ilgili hükümleri esas alınarak hesaplandığını, davacının kendisine iadesini talep ettiği iletim bedelinin bunlardan olup kanuni dayanağa haiz olduğunu, dağıtım bedelinin, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ ve diğer ikincil mevzuat kapsamında belirlendiğini, dağıtım bedelinin dağıtımı sistem kullanım fiyatını kapsamakta olup dağıtım hizmeti sunabilmek için dağıtım sistemine ilişkin yatırım harcamaları, işletme ve bakım giderleri dikkate alınarak hesaplanan ve tüm dağıtım sistemi kullanıcılarından tahsil edilen bir bedel olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin herhangi bir tasarrufu bulunmadığını, müvekkilinin düzenleyici işlemlerle belirlenen bu kalemi tahsil etmek ve mevzuata gösterilen kişilere iletmekle yükümlü olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davacı şirket adına tahakkuk ettirilen faturalar, abonelik sözleşmeleri ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, elektrik aboneliği nedeniyle faturalara yansıtılan perakende satış hizmeti bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli vs ek ödentilerin iadesi istemine ilişkindir.
Davanın kabulüne dair Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesi nin … E, … K sayılı ilamı; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi nin 2016/17092 E, 2017/8230 K sayılı ilamıyla 6719 sayılı yasa değişikliğinin değerlendirilmesi yönünden bozulmuştur. Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda ise; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi nin 2016/17865 E, 2017/8631 K sayılı göreve ilişkin emsal bozma ilamı gereği dava usulden reddedilerek talep üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda değişiklik yapan ” 6719 sayılı ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” ‘un 21. maddesi ile, 6446 sayılı yasanın 14. Maddesine eklenen fıkralarda tarifelerin nasıl tespit edileceği açıklanarak, kanuna eklenen 10. fıkra da aynen, “(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine 6446 sayılı Kanunda değişiklik yapan anılan 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile eklenen geçici maddede ” GEÇİCİ MADDE 20 – (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” denilmiştir.
Yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler gözönüne alındığında; perakende satış hizmeti, iletim ve sayaç okuma bedellerinin, iletim bedeli ve dağıtım bedelinin elektrik satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığı, söz konusu bu bedellerin kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiği; bu bedellerin belirlenmesi için alınan Kurul kararının Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayacağı, dağıtım şirketlerinin, kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacakları, mahkemelerin yetkisinin, bu bedellerin, Kurulun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı hale gelmiş olması, her ne kadar yasal düzenleme hakkında Anayasaya aykırılık iddiasıyla başvuruda bulunulmuş ise de, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi gözetildiğinde eldeki iş bu dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasal düzenleme gereği dava konusuz kalmıştır.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, dosyada alınan bilirkişi raporuna göre davacının haklı olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, konusuz kalan davanın esasıyla ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinde davasında haklı bulunan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderlerinin dava açılmasına sebebiyet veren davalı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcı ile 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 71,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 159,00 TL tebligat ve posta gideri ile 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 859,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalıya ait 33,70 TL bakiye delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereği 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/05/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı