Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/195 E. 2020/78 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/195 Esas – 2020/78
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/195 Esas
KARAR NO : 2020/78

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ : 06/02/2020
K. YAZIM TARİHİ: 05/03/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirket ile yapmış olduğu ticaret neticesinde 31/07/2017 tarihli … nolu fatura ve 31/07/2017 tarihli … nolu faturayı davalı şirketin bünyesinde çalışan … (soy ismi tam okunamamaktadır) adlı çalışana, davalı şirkete ait … plakalı araca ticarete konu mallar yüklenerek teslim ettiğini, davalı şirket tarafından türlü bahaneler uydurularak uzun bir süre söz konusu fatura bedellerinin ödenmediğini, müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu beyan ederek, davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli ve haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında devam eden bir ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki sebebiyle müvekkili şirketin davacı şirkete birçok defa çek keşide ettiğini, takibe konu faturalara ilişkin olarak da yine çek keşide etmek suretiyle ödeme yapıldığını, Sayın Mahkeme tarafından görevlendirilecek bilirkişinin taraf ticari defterleri üzerinde yapacağı inceleme ile bu hususun açıkça ortaya çıkacağını ifade ederek, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, müvekkili nezdinde doğmuş alacağı bulunmamasına rağmen haksız yere icra takibi başlatan davacı şirket aleyhine % 20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 31/01/2019 tarihli bilirkişi raporu, 12/07/2019 ve 28/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti getirtilerek dosyaya eklenmiştir.
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 01/03/2018 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 21.340,30 TL asıl alacak 1.120,81 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.461,11 TL tutarında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 12/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 16/03/2018 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 22/03/2018 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, takibe konu ettiği 31/07/2017 tarih, … nolu ve 20.750,30 TL tutarlı fatura ile 31/07/2017 tarih, … nolu ve 590,00 TL tutarlı fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise davacıya herhangi bir borucunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra, takip tarihi itibarıyla varsa davacı şirket alacağının hesaplanması bakımından dosya kapsamı ve ekleriyle taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 31/01/2019 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 2017 yılına, davalı şirketin ise 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddelerindeki kanuni şartları tam olarak taşıdıkları, sahibi lehine delil gücüne sahip oldukları, ilamsız icra takibinde asıl alacağının dayanağı olarak gösterilen 31/07/2017 tarih, … nolu ve 20.750,30 TL tutarlı fatura ile 31/07/2017 tarih, … nolu ve 590,00 TL tutarlı faturaların her iki şirketin de ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi olan 01/03/2018 tarihi itibarıyla davalı şirketten 21.340,30 TL alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre ise davacı şirkete herhangi bir borcu gözükmediği gibi 27.909,40 TL alacaklı gözüktüğü, taraf ticari defterleri arasındaki farklılığın, davalı şirketin davacı şirket adına keşide etmiş olduğu çeklerin, davacı şirket ticari defterlerinde davalı şirket adına tanımlamış olduğu “120 00 003” kodlu cari hesaba kaydedilmemesinden kaynaklandığı, davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılından devreden 154.700,30 TL cari hesap borcuna takibe konu fatura tutarlarının eklenmesiyle birlikte (154.700,30 + 20.750,30 + 590,00) 176.040,60 TL tutarındaki toplam borca karşılık 203.950,00 TL tutarında davalı şirketin çek keşide ederek davacı şirkete verdiği, davacı şirket söz konusu çekleri davalı şirket adına tanımlamış olduğu “120 00 003” kodlu cari hesaba kaydetmemiş olmakla birlikte toplam 156.950,00 TL tutarındaki 7 adet çeki vadesi geldiğinde tahsil ettiği, 47.000,00 TL tutarındaki 2 adet çeki ise vadesi 2018 yılına ait olduğu için kapanış kaydı ile birlikte kapatarak bir sonraki yıla devrettiğinin tespit edildiği, netice olarak davacı şirketin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi itibariyle davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Davacı vekilinin, müvekkilinin 2016 yılına ait ticari defterleri incelenmeden rapor düzenlendiği yönündeki itirazı üzerine, dosya aynı bilirkişiye tekrar tevdi edilerek 12/07/2019 tarihli ek rapor alınmıştır. Ek raporda özetle; davacının 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde toplam 203.950,00 TL tutarındaki dokuz adet çekin davalı şirket tarafından davacı şirkete 2016 yılı içerisinde verildiği ve tamamının davacı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, söz konusu çekler 2016 yılı içerisinde alınmasına rağmen, davalı şirket kayıtlarında tahsil tarihlerinde ticari defterlerine alınmış gibi kaydedildiği için, 31/01/2019 tarihli kök bilirkişi raporunda tarafların 2016 yılı ticari defteri incelenmeden dava konusu olaya ilişkin hatalı değerlendirme yapıldığı, sonuç itibariyle 2016 yılında davalı şirket tarafından davacı şirket adına keşide edilen toplam 233.150,00 TL tutarındaki çeklerin, 2016 yılında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen toplam 233.150,30 TL tutarındaki 9 adet faturanın bedelini karşıladığı, 2017 yılında davacı şirket tarafından düzenlenen toplam 21.340,30 TL tutarındaki iki adet fatura bedelinin ise davalı şirket tarafından ödenmediği, dolayısıyla davacı şirketin takip tarihi olan 01/03/2018 tarihi itibariyle davalı şirketten 21.340,30 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin ihtarname keşide ve tebliğ etmek suretiyle davalı şirketi 28/02/2018 tarihi itibarıyla temerrüde düşürdüğü, 21.340,30 TL’nin 28/02/2018 – 01/03/2018 tarihi arası bir günlük işlemiş faizinin ise 5.26 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Müvekkili şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin, şirket muhasebecisinin sorun çıkarması nedeniyle bilirkişi tarafından incelenemeden 12/07/2019 tarihli ek raporun hazırlandığını belirtmesi ve 2016 yılına ait ticari defterler ile mahsup fişlerini dosyaya sunması üzerine dosya tekrar aynı bilirkişiye tevdi edilerek 28/11/2019 tarihli 2. ek rapor alınmıştır. Bu raporda özetle; 2016 yılında davalı şirket tarafından davacı şirket adına keşide edilen toplam 233.150,00 TL tutarındaki çeklerin, 2016 yılında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen toplam 233.150,30 TL tutarındaki 9 adet faturanın bedelini karşıladığı, 2017 yılında davacı şirket tarafından düzenlenen ve her iki taraf ticari defterlerinde de kayıtlı bulunan toplam 21.340,30 TL tutarındaki 2 adet fatura bedelinin ise davalı şirket tarafından ödenmediği, takip tarihi itibarıyla davalının anılan miktar kadar davacıya borçlu olduğu belirtilmek suretiyle 12/07/2019 tarihli ek rapordaki görüş ve kanaatin yinelendiği görülmüştür.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporlarıyla tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibine de konu edilen 31/07/2017 tarih, … nolu ve 20.750,30 TL tutarlı fatura ile 31/07/2017 tarih, … nolu ve 590,00 TL tutarlı fatura iki adet faturanın hem davacı hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, her ne kadar davalı şirket, söz konusu fatura bedellerini çek keşide etmek suretiyle ödediğini ileri sürmüş ise de; tarafların ticari defter ve kayıtlarının tetkiki neticesinde 2016 yılında davalı şirket tarafından davacı şirket adına keşide edilen toplam 233.150,00 TL tutarındaki çeklerin, 2016 yılında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen toplam 233.150,30 TL tutarındaki 9 adet fatura bedelini karşıladığı, bu çekler dışında davalı şirketin davacı şitrkete yapmış olduğu başka bir ödeme belgesine rastlanılmadığı, 2017 yılında davacı şirket tarafından düzenlenen ve her iki taraf ticari defterlerinde de kayıtlı bulunan toplam 21.340,30 TL tutarındaki 2 adet fatura bedelinin davalı şirket tarafından ödenmediği, hal böyle olunca, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten 21.340,30 TL alacağının bulunduğu, ihtarname keşide etmek suretiyle davacının davalıyı 28/02/2018 tarihi itibarıyla temerrüde düşürdüğü, 21.340,30 TL’nin 28/02/2018 – 01/03/2018 tarihi arası bir günlük işlemiş faizinin ise 5.26 TL olduğu anlaşılmış ve davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan, dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan ilamsız icra takibinin 21.340,30 TL asıl alacak ile 5,26 TL’lik işlemiş faiz kesimine yönelik itirazının iptaline, takibin anılan miktarlar ile 21.340,30 TL asıl alacağa işletilecek yasal faiz (yıllık % 9 oranını geçmemek koşuluyla) üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, 21.340,30 TL asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.457,75 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 383,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.074,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 383,58 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 424,68 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 204,40 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.204,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.144,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.115,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/02/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza