Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/182 E. 2019/68 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/182 Esas – 2019/68

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/182 Esas
KARAR NO : 2019/68

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İpotek (Terkin İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/03/2018
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
K.YAZIM TARİHİ : 28/02/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin, Ankara ili …ilçesi … Mahallesi, … ada 1 parselde, zemin kat 3 No’lu taşınmazın sahibi olduğunu, 3. kişinin çekmiş olduğu bir kredi için taşınmazına Ziraat Bankası… Şubesi tarafından ipotek konulmasına izin verdiğini, kredinin 12 aylık bir kredi olup, borcun tamamı ödendiğini, hatta üç taksidin müvekkili tarafından ödendiğini ve dekontların sonucundan da görüleceği üzere kredinin son taksidinin yatırıldığını, müvekkilinin, krediyi kullanan … Şti.’ ne 06.09.2017 tarihinde Altındağ… Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak bu ihtarnameye cevap verilmediğini, bankanın kredi alacağı için müvekkilin taşınmazına ipotek koyması ne kadar normal ise, kredi borcu ödendiğinde bunu kaldırması zorunluluğunun bulunması da önemli bir gerçek olduğunu, kaldı ki ilgili bankaya bu hususun ihtar yolu ile bildirilmesine rağmen davalı banka tarafından bu ihtarın dikkate dahi alınmadığını, müvekkilinin kendisine ait taşınmazı satışa çıkardığını, tam satış aşamasına geçildiğinde taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu öğrendiğini, satışın gerçekleşmemesinden dolayı müvekkilinin hem maddi hem manevi olarak zarara uğradığını beyan ederek, davanın kabulü ile, Ankara ili …ilçesi … Mahallesi … ada 1 parsel zemin kat 3 nolu taşınmaz üzerine konulu ipoteğin borcun ödenmesinden dolayı terkinine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı …’nun, dava dışı … Şirketi’ne, adına kayıtlı olan Ankara ili …ilçesi … Mah. … ada, 1 parsel sayılı, 119/9282 arsa paylı, blok 2, Zemin kat 2 nolu, bağımsız bölümü ipotek ederek kullanma yetkisi verdiğini, dava dışı … Şirketi ise bu istinaden 02/01/2009 tarihinde işbu taşınmazı teminat göstererek müvekkili bankadan Genel Ticari Kredisi kullandığını, her ne kadar, davacı yanca işbu kredi borcunun ödendiği ve ipoteğin fekki gerektiği iddia edilmişse de, dava dışı borçlu … Şirketi davaya konu ipoteğe ilişkin kredi haricinde yine aynı dönemlerde kullanılmış olan Taşıt Kredisinden ötürü, müvekkili bankaya borcunun devam ettiğini, müvekkili bankanın kredi riski bulunduğunu, kredi riski tasfiye edilmeden veya bankanın teminat şartlarını sağlayan yeni bir gayrimenkul ipoteği tesis edilmeden teminat çıkısının tesisinin mümkün olmadığını, gerek müvekkili banka ile dava dışı … Şirketi arasında imzalanan sözleşmenin ilgili maddeleri, sözleşmenin eki ve ayrılmaz cüz’i olan 31/12/2008 tarih ve … yevmiye numaralı ipotek tesis ve tescil belgesinde bulunan beyanı gerekse dava dışı … Şirketi müvekkili bankaya olan borcundan ötürü davacı yana ait gayrimenkuldeki ipoteğin fekkinin mümkün olmadığı gibi davacı yanın talebinin de haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davalı banka kayıtları, dava konusu tapu kaydı, dava dışı şirkete ait ticaret sicil kaydı, 26/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davalı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen ticari kredi sözleşmesi nedeniyle davacıya ait taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, üçüncü kişinin kullandığı kredi için taşınmazına ipotek tesis ettirildiği, ancak kredinin ödenmesine rağmen ipoteğin haksız olarak davalı bankaca kaldırılmadığı ileri sürülmüş, bilirkişi raporunun alınmasından sonra sunulan itirazlarında ise genel işlem koşulları kapsamında sözleşme hükümlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği iddia edilmiştir. Davalı tarafından ise sözleşmenin davacı tarafından rızaen imzalandığı, sözleşmede verilen kefalet ile doğmuş ve doğacak her türlü borçlardan ötürü 100.000.00 TL üst sınır ile ipotek tesis edildiği bu kapsamda davacının dava dışı şirketin ödenmeyen borçlarından da ipotek limiti kapsamında sorumlu olduğu savunulmuştur.
Davalı bankaya yazılarak dava dışı … Şti. Tarafından kullanılan kredi sözleşmesi ve ekleri celp edilmiştir. Tapu müdürlüğünden davacıya ait taşınmazın kaydı ile davalı lehine konulan ipoteğe dair belgeler dosyaya kazandırılmıştır.
27/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı banka ile dava dışı… Şti. Arasında 02/01/2009 tarihli 50.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davacının müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı, banka kayıtlarına göre dava dışı şirkete 27/01/2017 tarihinde 180.000,00 TL kredi kullandırıldığı, bu kredinin 13 taksidinin ödendiği 11 taksidin ise ödenmediği, bakiye borç miktarının dava tarihi itibariyle 95.229,31 TL olduğu rapor tarihi itibariyle ise 22 taksitin ödendiği, 2 taksitin ödenmediği, 17.314,42 TL borç bakiyesi olduğu, davacı tarafından Ankara ili …ilçesi … Mah. … ada 1 parselde kayıtlı meskene 100.000,00 TL bedelle 31/12/2018 tarihli ipotek kaydı konulduğu, ipotek resmi senedinde açık olarak” davalı ile dava dışı şirket arasında yapılmış ve yapılacak tüm sözleşme ve taahhütlere göre açılmış açılacak her türlü krediden doğmuş ve doğacak her türlü borçlardan 100.000,00 TL ye kadar olan kısım ve bu kısma ek olarak akdi faizler ile temmerrüt faizlerini bunların her türlü eklentilerinin güvencesini oluşturmak üzere …’na ait taşınmaz üzerinde birinci dereceden ipotek kurulması” ifadesinin kullanıldığı ve borcun tamamen ödenmedikçe ipoteğin kaldırılmasının talep edilemeyeceğinin düzenlendiği, davacının ipoteğin kaldırılması talebi gereği şartların oluşmamış olduğu, zira dava dışı şirketin ödenmemiş alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde, müvekkilinin imzaladığı genel kredi sözleşmesindeki doğmuş doğacak tüm alacaklara kefil olunması yönündeki hükümlerin 6098 sayılı borçlar kanunu uyarınca genel işlem şartı olduğu, geçersiz olduğu, tekrar rapor alınması talebinde bulunulmuştur.
Hukuki değerlendirmeye yönelik olarak yapılan itirazlar gereği yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmeden mahkememizce değerlendirme yapılmıştır. 01.07.2012 tarihinden önceki sözleşmeler için 818 sayılı Borçlar Kanunu, sonraki sözleşmeler için ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanacaktır. 6098 Sayılı TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce imzalanmış sözleşmelerde, anılan Kanun’un genel işlem koşullarına dair hükümleri nazara alınmayacaktır.
Tüm bu açıklamalara göre; davacı tarafından rızaen imzalanan genel kredi sözleşmesi ve ipotek resmi senedi ile dava dışı şirketin kullandığı tüm kredilere yönelik olarak taşınmazının ipotek ettirildiği, ipotek senedinde de dava dışı şirketin doğmuş doğacak tüm borçlarının anıldığı ve bu şekilde üst limit belirlenerek ipotek sözleşmesinin düzenlendiği, davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesinin 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihinden önce düzenlendiği, genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemenin somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmadığı değerlendirilerek, davacı tarafından lehine ipotek verilen şirketin dava tarihi itibariyle ödenmemiş borçları bulunduğundan ipoteğin kaldırılmasını şartlarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harç ile 1.707,75 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 1.834,13 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yatırılan 100,00TL delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 10.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.31/01/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı