Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/180 E. 2019/293 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/180 Esas – 2019/293

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/180 Esas
KARAR NO : 2019/293

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2018
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
K.YAZIM TARİHİ : 17/05/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; … A.Ş. tarafından ihale edilen Ankara … hizmet alım işinin müvekkil uhdesinde kaldığını ve hizmet alım sözleşmesinin 15/12/2015 tarihinde imzalandığını, müvekkilinin hizmet alım işi kapsamında …na üye işçilerin toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürütmesi ve sonuçlandırması için 04/07/2016 tarihli yetki belgesi ile … Sendikası’nı yetkilendirdiğini, ancak yapılan görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlandığını, bunun üzerine yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını, uyuşmazlığın çözümü için Yüksek Hakem Kurulu’na başvurulduğunu, Yüksek hakem Kurulu’nun 02/03/2017 tarihli, … E., … K. sayılı karan ile …na üye işçilerin 01/07/2016-31/12/2016 dönemine ait toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinin sonuçlandırdığını ve müvekkilinin hakem kurulu tarafından bağıtlanan sözleşmeye göre personelinin 191.026,55 TL tutarındaki fiyat farkını ödediğini, bu tutan 22/05/2017 tarihli fatura ile davalıdan talep etmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile 191.026,55 TL fiyat farkı tutarının 22/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkilinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından sonuçlandırılan toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenle sözleşmenin müvekkil şirketçe bağlayıcı olmadığını, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik’in 4. maddesi uyarınca merkezi yönetim kapsamındaki kamu kuruluşlarının üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisini yetkilendirmesi gerektiğini, müvekkil şirketçe böyle bir yetkilendirme yapılmadığını, mevzuatın ilgili hükümlerine uygun bir biçimde sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenmeyeceğini, toplu iş sözleşmesinin süresinin ihale sözleşmesinin süresini geçemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığı’nın 02/03/2017 tarih ve … E. … K sayılı ilamı, 11/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen güvenlik hizmeti verilmesine dair sözleşme kapsamında toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri nedeniyle oluştuğu iddia edilen fiyat farkı uygulamasına yönelik alacak istemine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasındaki sözleşme ve ihale kapsamında çalıştırılan işçilere toplu iş sözleşmesi gereği ödenen fiyat farkı alacağının davalıdan tahsili gerektiğini iddia etmiş, davalı ise toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, yönetmeliğe göre fiyat farkı ödenmesi için gerekli şartların oluşmadığını savunmuştur.
Tarafların delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
11.01.2019 tarihli raporda; taraflar arasında 15/12/2015 tarihli özel güvenlik alım sözleşmesi düzenlendiği, yüklenicinin davacı, iş sahibinin ise davalı olduğu, bu sözleşme ile çalıştırılan işçiler yönünden toplu iş sözleşmesi yürütmek ve sonuçlandırmak üzere … sendikasının yetkili kılındığı, Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının … Esas, … karar sayılı kararı ile toplu iş sözleşmesi uyarınca işçilere ödenecek bedellerin tespit edildiği, bu dosyaya müracaat edenin … Sendikası olduğu, diğer tarafın ise davacı olduğu, Hakem Kurulu Kararı Uyarınca belirlenen bedellerin tahsiline yönelik davacı tarafından düzenlenen 22/05/2017 tarihli fatura ile 2016 yılı Temmuz ila Aralık ayları arası için bedel tahakkuk ettirildiği ve davalıya üst yazı ile birlikte gönderildiği, davalı tarafından istemin reddedildiği, dosyaya sunulu dekontlardan davacının 52.000,00TL ve 2.646,48TL olarak prim borcu ödemesi yaptığının anlaşıldığı, 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanunu’nun 8/2. Maddesinde sözleşmelerde yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamayacağının düzenlendiği, toplu iş sözleşmesinin bu maddedeki fıkraya göre sonuçlandırılması halinde belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödeneceğinin belirtildiği, davacının talebini Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmeliğin 4 ve 5. Maddelerine Dayandırdığı, 5. Maddede artış veren işçilerinin ücret ve sosyal haklarında toplu iş sözleşmesine bağlı olarak meydana gelecek artış sebebi ile her bir işçiye alt işveren tarafından yapılacak ilave ödeme neticesinde işçiliğe bağlı giderlerde oluşacak artışların, kamu kurum ve kuruluşlarınca fiyat farkı olarak alt iş verene ödeneceğinin düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 14.2 maddesinde de fiyat farkı ödenecek hallerin sayıldığı, bu maddede fiyat farkı ödenecek haller arasında … den kaynaklanan ücret farkları ayrıca belirtilmemiş ise de sözleşme imzalandığı sırada öngörülemeyen ücret artışı niteliği dikkate alındığında, … den kaynaklanan fiyat farkının ve fiyat farkından kaynaklanan SGK primlerinin davalı idarece ödenmesi gerektiğinin düşünüldüğü, her ne kadar davalı davacıya toplu iş sözleşmesi yürütmesine yönelik yetki vermediğini savunmuş olsa da yönetmeliğin 4 ve 5. Maddesi ile 4735 sayılı yasanın 8. Maddesi uyarınca davalının bu yetkiyi Hizmet Alım Sözleşmesi imzalamakla davacıya vermiş olduğunun anlaşıldığı, davacının SGK ya yapmış olduğu prim ödemelerine dair iki adet dekont dışında başka bir belge sunmadığı, SGK tahakkuk belgelerine göre yapılan hesap sonucu davacının talep edebileceğin prim ve işsizlik tutarının 54.494,18TL (dekontlara göre) olduğu, fazlaya dair istemle ilgili ise işçilere yapılan ödemelere dair belge sunulmadığından hesap yapılamadığı, fiyat farkının talep edilebilmesi için yukarıda açıklanan mevzuat ve sözleşmeye göre ücret farklarının ödenmiş olmasının gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Davacı yana 28/02/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar ile varsa dava konusu edilen miktarla ilgili yapılmış olan ödemelere dair belgelerin sunumu hususunda kesin süre verildiği, bu sürede herhangi bir belge ibraz edilmediği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki Güvenlik Hizmeti Alım Sözleşmesi ile eki ihale evrakı, yasal düzenlemeler dikkate alındığında, davacının sonradan oluşan fiyat farkını davalıdan isteyebileceği ancak bu fiyat farkının istenebilmesi için, fiyat farkına esas olan miktarların öncelikle davacı tarafından ödenmiş olması gerektiği, ancak bu şekilde davalıdan talepte bulanabileceği kanaatiyle, davacının yapılan ödemeleri ispat eder iki adet dekont gereği isteyebileceği miktarın 54.494,18TL olduğu, fazlaya dair istemle ilgili ödemeye dair delil sunulmadığı, anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, 54.494,18 TL nin 22/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gereken 3.722,49 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.262,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 460,23 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 3.262,26 TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.303,36TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 139,00TL tebligat ve posta gideri ile 1.200,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.339,00TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 381,97 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 6.344,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 13.672,59 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/04/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı