Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/163 E. 2019/828 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/163 Esas – 2019/828
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/163 Esas
KARAR NO : 2019/828

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
K. YAZIM TARİHİ: 24/01/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kooperatifin ortağı olduğunu ve 14/02/2016 günlü genel kurul yapılarak ortakların ödemesi gereken aidatların 2014 yılı için 3.450,00 TL, 2014 yılı için 4 550,00 TL ve 2015 yılı için 7.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL. şeklinde belirlendiğini, alınan karara göre söz konusu aidatların 7.500,00 TL.’lık kısmının Mart 2016 ayında, kalanının da ortaklık aidatına ek olarak Haziran 2017 ayına kadar ödeneceğinin karara bağlandığını, davalının toplam aidatın yarısı olan 7.500,00 TL ile Mart-Kasım ayları için ödenmesi gereken aylık 550,00 TL olmak üzere toplamda 4.950,00 TL aidat borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının alacağa kötü niyetle itiraz ederek takibi durdurduğunu beyan ederek, borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamınına, davalının % 20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı kooperatif arasında 14/11/2008 günlü bir protokol düzenlendiğini, bu protokol gereği tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, bu sebeple müvekkilinden herhangi bir ad altında bedel talep edilemeyeceğini, haksız aidat talebinde bulunulduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, davacı kooperatife ait ticaret sicil kayıtları, genel kurul tutanakları, yıl sonu bilançoları, ticari defter ve kayıtları, 28/01/2019 tarihli bilirkişi raporu, 02/12/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası getirtilerek dosyaya eklenmiştir.
Davacı (alacaklı) kooperatif vekili tarafından davalı (borçlu) aleyhine 12/12/2016 tarihinde Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 4.950,00 TL aidat alacağı, 371,25 TL işlemiş faiz, 7.500,00 TL 2013, 2014, 2015 yıllarına ilişkin aidat borcu ve 1.012,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.833,75 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 05/01/2017 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 09/02/2017 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yan, davalının kooperatif ortağı olduğunu, genel kurul kararları gereği ödemek zorunda olduğu aidatları ödemediğini, bunun üzerine aidat borçlarının tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla başlatılan ilamsız icra takibine davalının haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli olarak eldeki davayı açmış, davalı yan ise 14/11/2008 tarihli protokol gereği davacı kooperatife peşin ödemeli ortak olduğunu, davacı kooperatifi hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını savunmuştur.
Davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu tarafların kabulünde olup, uyuşmazlık, davalının ortaklığının niteliği, icra takibine konu edilen aidat ve gecikme faizinin davalıdan talep edilip edilemeyeceği, edilebilecekse miktarıyla ilgilidir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra; davacının takip tarihi itibarıyla varsa aidat alacağı ve işlemiş faizinin hesaplanması bakımından dosya kapsamı ve ekleriyle, taraflarca dayanılan ve dosyaya sunulan deliller ile davalı kooperatifin temin edilebilen defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Emekli Başkontrolörü SMMM …’tan 27/07/2018 tarihli ön rapor ile 28/01/2019 tarihli rapor ve itirazlar üzerine 02/12/2019 tarihli ek rapor alınmıştır.
Dosyada mevcut belgelere göre, davalının ortaklığı 14/11/2008 günlü protokole dayanmaktadır. Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya alacaklısı …, … E. sayılı dosya alacaklısı …, … E. sayılı dosya alacaklısı …, … E. sayılı dosya alacaklısı …, … E. sayılı dosya alacaklısı … ile S.S. … Konut Yapı Kooperatifi ve şahsi borçlu … arasında akdedilen 14/11/2008 günlü protokolde; …’ın 60.000,00 TL bedel üzerinden B Blok 10 numaralı daire için ortaklığa alındığı ve kalan 1.700,00 TL’nin … tarafından ödenmesi ile tüm yükümlülüklerin yerine getirilmiş olacağı, kooperatifin hak ve alacağı kalmayacağı, anahtar teslim edilinceye kadar bu ortaklardan hiçbir talepte bulunulmayacağı, bu bedele ortaklık aidatı + şerefiye bedeli + asansör + çevre düzenlemesi + vs. tüm masrafların dahil olacağı açıklanmıştır. Davalıyla ilgili yönetim kurulu kararına rastlanmamakla birlikte, söz konusu protokole göre davalı, kooperatifin peşin ödemeli ortağıdır. Kooperatifin 2008 yılı ticari defterlerinin bulunmaması ve 2009 yılı yevmiye defterinin de denetime elverişli olmaması nedeniyle davalının ne tutarda bir ödeme yaptığını tespit etmek mümkün olmamıştır.
Bilindiği gibi, kooperatiflerde, farklı statülerde ortaklık kaydı yapılması mümkündür. Nitekim, Yargıtay … HD’nin kararlarında da, bazı ortakların sabit ve peşin aidat ödeyerek ortak alınmalarının mümkün olduğu belirtilmektedir. Şu kadar ki, bazı ortakların sabit ve peşin aidat ödeyerek ortak alınmaları başka deyişle peşin usulde ortak olmaları mümkündür.
Davalının ortaklığının dayandığı 14/11/2008 tarihli protokol öncesi yapılan genel kurullarda peşin ortaklık tesisine yönelik bir karara rastlanmamıştır. Kooperatifin genel kurul tutanakları üzerinde yapılan incelemelerde; 2008 yılına ait 28/06/2009 tarihli genel kurulda gündemin 4/c maddesinin görüşülmesi ile boşalacak dairelerin kurulacak komisyonun belirleyeceği fiyattan aşağı olmamak kaydı ile satılması veya iş karşılığı verilmesi oybirliği ile kabul edilmiştir. 2010 yılına ait 07/08/2011 günlü genel kurulda ise, anahtar teslimi ortaklarda dahil olmak üzere tüm ortaklardan (30 ortak) aidat alınması ile şartlı ortakların tapu masrafı, şerefiye, altyapı bedeli ve çevre düzenlemesi ödemesi kabul edilmiş ve kooperatifin uhdesinde bulunan dairelerin bedeli 80.000,00 TL’den az olmamak üzere satılması karara bağlanmıştır. Söz konusu kararlardan peşin ortaklık yönteminin gecikmeli olsa da bir karara bağlandığı, dolayısıyla kooperatifçe peşin ödemeli ortaklık statüsünün görüşerek kabul edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, Kooperatifler Kanununun 23. maddesinde değinilen eşitlik ilkesi gereği, ortaklar hak ve vecibelerde eşit olduğundan, sabit ve peşin ödeme suretiyle ortaklığa alınmada usule uyulması halinde ortak, devam eden inşaatların finansmanı için aidat ödemekle yükümlü değildir. Bu durumda ortak, sadece kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim, altyapı ve çevre giderlerinden sorumludur.
Ankara …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla takibe konu edilen toplam 13.833,75 TL tutarındaki alacak, aidat ve işlemiş faizden oluşmaktadır. Davacı kooperatifin 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait genel kurulu 14/02/2016 tarihinde yapılmıştır. 14/02/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağından ve alınan karardan da anlaşılacağı üzere ortaklardan talep edilen borç aidat borcudur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 1. maddesinde hükme bağlandığı üzere, kooperatifler karşılıklı yardımlaşma, dayanışma kuruluşudur. Kooperatif, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini korumak zorundadır. Yine, aynı Yasanın 23. maddesinde ortakların hak ve vecibelerinde eşit olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince tüm kooperatif ortaklarının kooperatifin amacının gerçekleşmesi için gereken aidat ve genel gider paylarını ödemek zorundadırlar. Kooperatifler Kanununun 42. maddesinin 5. bendinde; “Kanun ve anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek.” denilmek suretiyle genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerin sadece bu bentlerde sayılanlarla sınırlı olmadığı, kooperatif anasözleşmesiyle genel kurula tanınmış olan konular hakkındaki karar verme yetkisinin de bir başka organa devir ve terk edilemeyeceği belirlenmiştir. Buna göre, yapı kooperatifi örnek anasözleşmesinin 23/6. maddesi ile ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasların tespit edilmesi, genel kurulun devredemeyeceği yetkilerdendir. Genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerin bizzat genel kurul eliyle kullanılması esastır. Bu durumda, herhangi bir karara dayanmadan toplanan önceki dönem aidatları 14/02/2016 tarihli genel kurulda alınan karar neticesinde uygulanma imkanı kazanmıştır.
Netice olarak, davalının davacı kooperatifin peşin ödemeli ortağı olduğu, peşin ödemeli ortakların, inşaatların finansmanı için aidat ödeme yükümlülüklerinin bulunmadığı ve fakat kooperatif amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim, altyapı ve çevre giderlerinden sorumlu oldukları, kaldı ki 14/11/2008 günlü protokol gereği davalıya mali yükümlülük getirilemeyeceğinin kooperatifçe de kabul edildiği, davalıdan Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla talep edilenin 2013-2016 dönemi aidatları olduğu, 14/02/2016 tarihli genel kurulda, genel kurul kararı olmadan önceki yıllarda toplanan aidatlardan peşin ödemeli ortakların da sorumlu tutulacağı açıklanmadığı gibi, aidatların ne kadarlık kısmının genel yönetim gideri, altyapı ve çevre gideri olduğunun da açıklanmadığı, hal böyle olunca, davalının, Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla takibe konu edilen alacaktan dolayı sorumlu tutulamayacağı ve aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazında haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı yönünde mahkememizde bir kanaat oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 236,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 191,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/12/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza