Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/161 E. 2018/431 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/161 Esas – 2018/431
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/161 Esas
KARAR NO : 2018/431

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
K. YAZIM TARİHİ: 10/07/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/09/2016 tarihinde müvekkili şirket sigortalısı dava dışı …’ye ait taşınmazın bahçesinden geçen …’ye ait temiz su hattında meydana gelen arıza sonucu patlayan tesisattan sızan suların bodrum katta bulunan konutta ve eşyalarda maddi hasara yol açtığını, sigortalının başvurusu üzerine …’ye 4.230,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ekspertiz incelemesinde hasarın davalıya ait tesisatın patlaması sonucu meydana geldiğini ve bu nedenle davalı …’nin kusurlu olduğunu, meydana gelen zararın rücuan tazmini için …’ye çekilen ihtara rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı yanın itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek, haksız itirazın iptali ile davalı aleyhine % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının hizmet kusuruna dayandığını, bu nedenle davanın adli yargıda değil idari yargıda görülmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafından iddia olunan hizmetin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın sorumluğunda olması nedeniyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, arızanın haber verilmesi üzerine müvekkili idarece derhal ekip gönderildiğini ve arızanın giderildiğini, dolayısıyla idarenin kamu hizmetini kusurlu ya da kusursuz sorumluluğa yol açmayacak şekilde yerine getirdiğini, dava konusu taşınmazın öncelikle iskan izninin olup olmadığının, tasdikli mimari projesi ile yine tasdikli sıhhi tesisatına göre konut olarak kullanılıp kullanılamayacağının, projeye aykırı herhangi bir kullanım olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca söz konusu zararın müvekkili kurumun hizmetinden kaynaklı olup olmadığının, zarardan dolayı müvekkiline kusur izafe edilip edilemeyeceğinin de tespitinin gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Dava, davalıya ait temiz su hattında meydana gelen arıza sonucu patlayan tesisattan sızan suların, dava dışı …’ye ait olan ve davacı tarafından sigortalı konutta meydana getirdiği hasarın sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenmesi nedeniyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebinden kaynaklanmaktadır.
Davacı sigorta şirketi bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Dava konusu olayda sigortalı konut sahibi şahıs ile zarar sorumlusu A.S.K.İ arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikte olmadığından, sigortacının sigorta poliçesinden kaynaklanmayıp, kanundan aldığı yetkiye istinaden ve haksız fiil sebebi ile alacaklı yerine geçerek hareket ettiği davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’un 114/1-c ve 115/2. maddeleri de nazara alınarak, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın (dava şartı yokluğu nedeniyle) usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/06/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza