Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/16 E. 2019/533 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/16 Esas – 2019/533

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2018/16 Esas
KARAR NO : 2019/533

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2018
KARAR TARİHİ: 19/09/2019
K.YAZIM TARİHİ : 18/10/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin isteği ile 14.05.2014 tarihinde sanayi tipi bir elektrikli süpürgesi teklifinde bulunduğunu ve müvekkili şirketin fabrikasında kullanılmak üzere sanayi tipi 1 adet … elektrikli süpürge imal ettiğini, elektrikli süpürgenin dava dışı … Ltd. Şti. adlı firma tarafından 02.06.2014 tarihinde … nolu sevk irsaliyesi ile müvekkili firmaya gönderdiğini, davalı şirketin müvekkili şirkete 09.06.2014 tarih, … nolu ve 2.248,00 TL bedelli irsaliye faturası düzenlediğini, ancak imal edilen eserin ( elektrikli süpürgenin) üç ay boyunca işlevini yerine getiremediğini, daha sonra davalı şirket yetkilisi …’e yazılan elektronik yazı sonucu verilen cevabi elektronik yazıda makinenin çalıştığı ortama ait toz numunesinin gönderilmesi gerektiği toz durumuna uygun filtrenin sağlanması gerektiği, toz numunesi gönderilmesine rağmen herhangi bir işlemin yapılmadığını, 14.11.2014 tarihinde davalı şirketle yapılan görüşme sonucu makinenin … …. Ltd.Şti.’ne gönderilmesi istendiğini, 17.11.2014 günü Seri … irsaliye ile makine treslim edildiğini, makinenin … firmasına gönderildikten sonra makinadaki ayıpla ilgili bilgi verilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin 20.11.2014 tarihinde imal edilen makinenin bedeli olan tutarda … nolu ve 4.248,00 TL bedelli faturayı davalı tarafa gönderildiğini beyan ederek, fazlaya dair hakları saklı olmak kaydıyla davalı tarafından yapılmış olan ayıplı ifa soncunda müvekkili şirketin uğradığı 4.584,00 TL zararın 09.06.2014 olan sözleşme başından işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkili firmanın imalatçı olmayıp, satıcı firma olduğunu, sözkonusu ürünün müşterinin talebi üzerine özel üretim olarak dava dışı … Ltd.Şti tarafından üretilmiş olup bu ürünün satış ve pazarlama aşamalarının müvekkili firma tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkil firmaya ürünün filitresinin kullanım alanındaki tozu almasındaki sıkıntılar olduğu belirtildiğinden, gönderilen toz numuneleri üzerine, müşterinin talebi doğrultusunda üretilen iş bu makinanın kullanım alanındaki tozun özelliğine uygun bir filitre dava dışı … Ltd. Şti. tarafından üretilmiş, davacı tarafından dava dışı üretici firmaya gönderilen makina üzerinde gerekli iyileştirmeler yapılarak, ürünün hazır olduğu telefon ile davacı firmaya bildirilmiş olmasına rağmen davacı firma ürünü teslim almadığı gibi, bu güne kadar da teslim almaktan imtina ettiğinden, ürünün gönderilemediğini, söz konusu olayda müvekkili firmanın bir kusuru olmadığını, ayıp ihbarının da süresinde yapılmadığını, tarafların tacir olması göz önüne aldığında davacının basiretli bir tacirden beklenmesi gereken TTK 23/1-c bendinde öngörülen ihbar süreleri geçtikten çok uzun süre sonra ihbarda bulunduğu iddia edildiğinden, ihbarın da yasal süresinde yapılmadığını, yine talep edilen faiz ve faizin başlangıç tarihi ile ilgili davacı taleplerinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin bu konuda temerrüte düşürülmediğini, davacının üründe talep üzerine gerekli bakımlar yapılmasına rağmen kötü niyetli olarak teslim almadığı gibi huzurdaki davayı açtığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, dava dışı … şirketine ait kayıtlar, talimat mahkemesi aracılığıyla aldırılan 21/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve 14/06/2019 tarihinde alınan bilirkişi kurulu ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Tanık … ;” ben davacı şirket bünyesinde çalışıyorum, kaynakçı olarak çalışırım ancak süpürgenin satın alınıp kullanıldığı dönemde ilgili makinenin çalıştırılması işinde de çalışıyordum çünkü eleman yoktu, 2014 yılı mayıs yada haziran ayında dava konusu makine satın alınıp davacı şirkete teslim edildi kurulumu servis tarafından yapıldı ancak aynı gün kullandığımızda yerlerdeki artıkları çekmediğini gördük ben kendi şirketimin yetkililerine bildirdim onlarda davalı yana haber verip servis çağrıldı, bir yada iki gün içerisinde servis geldi makinenin çekmediğini tespit ettiklerinden makineyi geri aldılar sonrasını da bilemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … ; ” ben davacı firmada elektrikçi olarak çalışıyorum, 2014 yılı mayıs ya da haziran ayında davalı firmadan süpürge satın alındı, davalı firmanın yetkilileri ve elektrikçi olduğum için ben ve bizim firmanın yetkilileri tarafından kurulumu yapıldı, ancak makine denememize rağmen çalışmadı yerdeki artıkları çekmedi, davalı firmaya haber vermemiz üzerine süresini hatırlayamıyorum ancak üzerinden birkaç hafta geçtikten sonra yetkililer geldi çalışmadığı anlaşılınca makineyi alıp götürdüler” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE :Dava, eser sözleşmesi uyarınca ayıplı ifa nedeniyle doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, siparişleri üzerine kendilerine teslim edilen süpürgenin çalışmadığı, bu durumun davalıya bildirilmiş olduğu, tamir için alınan süpürgenin halen dava dışı üretici firmada bulunduğu ileri sürülmüştür. Davalı ise, zamanaşımı definde bulunarak, üretici firmanın kendileri olmadığını, özel üretim olarak dava dışı firmadan temin edilen süpürgenin davacıya teslim edildiğini, ihbarın süresinde olmadığını, gerekli bakımlar yapıldığı halde ürünün davacı tarafından teslim alınmadığını savunmuştur.
Dava dışı … firmasında bulunduğu beyan edilen süpürge üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 21/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; süpürgenin ambalajlı şekilde bekletildiği, makinenin açılması ile çalıştırıldığı ve halihazırda bir sorun bulunmadığının tespit edildiği, parça değişimi ile imalattan kaynaklı sorunların giderildiği belirtilmiştir.
İtirazların giderilmesi ve mahkememizce istenen hususların açıklanması için alınan 14/06/2019 tarihli ek raporda ise; makinedeki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, teslime hazır tutulduğu, ayıpla ilgili davalının kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacının talebi üzerine, davalıca, özel üretim elektrikli süpürgenin dava dışı … firmasından temin edilerek davacıya teslim edildiği, teslimin 02/06/2014 yılında yapıldığı, makinenin sağlıklı çalışmaması nedeniyle davalıya elektronik posta yoluyla 20/08/2014 tarihinde bildirim yapıldığı ve ertesi gün süpürgenin kargo yoluyla iade edildiği, sonrasında 17/11/2014 tarihinde davalının yönlendirmesi ile dava dışı üretici firmaya gönderildiği sabittir. Her ne kadar davalı tarafından ihbarın süresinde yapılmadığı savunulmuşsa da iade edilen süpürgenin ayıp ihbarı kabul edilerek davalı tarafından üretici firmaya gönderilmesi nedeniyle gizli ayıplar yönünden ihbarın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulmuşsa da dava konusu süpürge tamir için gönderilen üretici firmada bulunduğundan ve teslim alınması konusunda davacıya bir bildirimde bulunulmadığından ve tevdi mahalli talep edilmediğinden davacının taleplerinin zamanaşımı süresi içinde olduğu kabul edilmiştir. Yine davalı, üretici firma olmadığını savunarak taleplerin reddini istemiş ise de; özel üretim makinenin teslimi konusundaki sözleşmenin bizzat tarafı olarak makinenin çalışır durumda teslimini davacıya taahhüt ettiğinden davacının taleplerinin davalıya yöneltmesinde bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Buna göre; taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği davacıya teslim edilen süpürgenin ayıplı olduğu ve usulüne uygun şekilde ayıbın giderilmesi ile davacıya teslim edilmediğinden, davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 4.584,00 TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu edilen makine davacı nezdinde bulunmadığından iadesi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Alınması gereken 313,13 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 78,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 234,84 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 78,29 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı olmak üzere toplam 119,39 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 203,00 TL tebligat ve posta gideri ile 1.400,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.603,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/09/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı