Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/153 E. 2019/472 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/153 Esas – 2019/472
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/153 Esas
KARAR NO : 2019/472

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 26/02/2018
KARAR TARİHİ: 09/07/2019
K. YAZIM TARİHİ: 18/07/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı ile arasındaki ticari ilişki nedeniyle alacağın dayanağı faturalarda görünen malzeme satışlarını yaptığını, işçilik ve servis hizmeti verdiğini, ancak bahse konu faturalar nedeniyle ortaya çıkan borcun davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalının icra takibine haksız olarak itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının likit ve bilinen bir alacak olduğunu beyan ederek, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına ve ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara dayalı alacağın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesi olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini, davacının taraflarına yetkili icra dairesi aracılığıyla yeniden ödeme emri göndermeden dava konusu alacak yönünden huzurdaki davayı açtığını, borcu kabul manasında olmaksızın yetki yönünden itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin alacaklı şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını, fatura içeriğinin teslim olgusunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini beyan ederek, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, sayın Mahkeme aksi kanaatte ise Mahkemenin yetkisiz olması nedeniyle öncelikle yetkisizliğe karar verilmesine, yetki itirazı kabul edilmediği takdirde, davanın esasına girerek böyle bir borcun olmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, davacı şirket kayıtları üzerinde talimat mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 22/01/2019 tarihli bilirkişi raporu, davalı şirket kayıtları üzerinde mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 09/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …E. sayılı takip dosyasının bir sureti getirtilerek dosyaya eklenmiştir.
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 06/11/2017 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasıyla 594,63+658,71 TL tutarındaki fatura toplamı olan 1.253,34 TL asıl alacak ile 96,87+100,11 TL toplamı 196,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.450,32 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, alacağın dayanağı olarak 23/03/2016 tarihli, 594,63 TL tutarlı ve 30/04/2016 tarihli, 658,71 TL tutarlı faturaların gösterildiği, ödeme emrinin davalı borçluya 10/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu vekilinin 16/11/2017 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 26/02/2018 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ve sadece 1.253,34 TL’lik asıl alacak kesimiyle ilgili olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça takibin yapıldığı Ankara Batı İcra Dairesi ile Mahkememizin yetkisine yönelik itirazda bulunulduğu görülmüş ise de; davacının talebinin işçilik, malzeme ve servis hizmetinden kaynaklanan para alacağı olması, 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesi gereğince para borcunun alacaklıya götürülecek borçlardan olması, borcun ifa edileceği yer itibariyle yetkili icra dairesi ve mahkemenin Ankara Batı İcra Dairesi ve Mahkemeleri olması karşısında davalının icra dairesi ile mahkememizin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturalardan kaynaklanan toplam 1.253,34TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının icra takibine de konu ettiği 23/03/2016 tarih, … seri sıra nolu, 594,63 TL tutarlı ve 30/04/2016 tarih, … seri sıra nolu ve 658,71 TL tutarlı faturalar nedeniyle takip tarihi itibarıyla davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra takip tarihi itibarıyla varsa davacı şirket alacağının hesaplanması bakımından dosya kapsamı ve ekleri ile taraf şirketlere ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Öncelikle davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi hususunda İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır. Talimat yoluyla dosyaya kazandırılan ve yeminli mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 22/01/2019 tarihli raporda özetle; davalı şirketin 2016 yılına ait yevmiye defteri ve defteri kebir açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 23/03/2016 tarih, … seri sıra nolu, 594,63 TL tutarlı ve 30/04/2016 tarih,…seri sıra nolu ve 658,71 TL tutarlı faturaların davalının 2016 yılı ticari defterlerine borç olarak kaydedildiğinin tespit edildiği, davacı şirketin 31/12/2016 tarihi itibarıyla davalı şirketten ticari faturalardan kaynaklı 1.253,34 TL tutarında ana para alacağının bulunduğu kanaati bildirilmiştir.
Bilahare davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya kapsamı ve ekleri re’sen seçilen mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek takip tarihi itibarıyla davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığına dair düzenlenen 09/05/2019 tarihli rapor dosyaya kazandırılmıştır. Söz konusu raporda; davacı şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin e-defter olduğu, 2016 ve 2017 yılları kayıtları incelendiğinde, 2016 yılında aralarında 23/03/2016 tarih,… seri sıra nolu, 594,63 TL tutarlı ve 30/04/2016 tarih,… seri sıra nolu ve 658,71 TL tutarlı faturaların da olduğu üç adet davalı adına düzenlenmiş faturanın kayıtlarda yer aldığı ve bunlardan birinin ödemesinin davalı tarafından yapıldığının kayıtlarda görüldüğü, dava konusu edilen toplamı 1.253, 34 TL olan iki adet faturanın davalı tarafından ödenmediği, 31/12/2016 tarihinde davacının davalıdan olan alacağının 1.253,34 TL olduğu, bu tutarın 2017 yılı defterlerinde de görüldüğü, ilgili tutarın takipteki alacaklar hesabına aktarıldığının tespit edildiği, davacı kayıtlarına göre icra takip tarihi olan 06/11/2017 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 1.253,34 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 22/01/2019 ve 09/05/2019 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı şirket arasında ticari bir ilişki bulunduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenip takip ve eldeki davaya konu edilen 23/03/2016 tarih, … seri sıra nolu, 594,63 TL tutarlı ve 30/04/2016 tarih, … seri sıra nolu ve 658,71 TL tutarlı faturaların hem davacı hem de davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı oldukları ve takip tarihi olan 06/11/2017 tarihi itibarıyla davacı şirketin davalı şirketten bu faturalardan kaynaklanan toplam 1.253,34 TL alacağının bulunduğu, dolayısıyla davacının aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinin asıl alacak kesimine yönelik itirazında haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasıyla yapılan takibin 1.253,34 TL’lik asıl alacak kesimine yönelik itirazının iptali ile takibin 1.253,34 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi (yıllık %9,75 oranını geçmemek koşuluyla) üzerinden devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, 1.253,34 TL alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 85,61 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,71 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 77,00 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 201,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.201,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 1.253,34 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 09/07/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza