Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/132 E. 2018/202 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/132 Esas – 2018/202
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/132
KARAR NO : 2018/202

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : ŞİRKET ORTAKLIĞINDAN ÇIKMA
DAVA TARİHİ : 26/08/2014
KARAR TARİHİ : 28/03/2018
K.YAZIM TARİHİ : 20/04/2018

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının mahkememizde yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin %50 payla davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin imza ve mali işleri yürütme konusunda yetkili olan diğer ortağı…’ın eylemleri nedeniyle, 6102 Sayılı TTK’nun 638. maddesine göre davalı şirketten çıkmak istediğini, müvekkilinin Ankara …. Noterliğinin 25.07.2014 tarih ve … Yevmiye Numaralı İhtarnamesi ile şirket idaresindeki basiretsizlikler, defterlerin usulüne uygun olarak tutulmaması, kendisine gerekli bilgilerin verilmemesi, diğer ortak…’ın şirket hesaplarını usule ve yasaya aykırı olarak boşaltması, şirket adına yapılan ödemeleri kendi şahsi hesabına geçirmesi, kendisine payı ve emeği gereği hak edişlerinin ödenmemesi gibi nedenlerle şirket ortaklığından çıkmak istediğini belirttiğini, şirket ortağının anılan bu eylemlerinden suç teşkil edenler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduklarını ve kovuşturma yapıldığını, aralarında geçen husumet sonucunda…’ ın, davalı şirketin içini boşaltmakta ve kurduğu yeni bir şirkete şirket mal ve sermayesini geçirmekte olduğunu, şirketi devamlı olarak vergi ve benzeri borçlandırmalar altına sokarak müvekkilinin mağduriyetini kötüniyetli olarak

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

arttırmak istediğini, ayrıca şirket adresinin de müvekkiline haber verilmeden taşındığını, beyan ederek öncelikle şirket hesaplarının dondurulmasını, şirket mallarının üçüncü kişilere satılmasının ve devredilmesinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini ve davacının haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin diğer ortağının yeni kurmuş olduğu bir şirket bulunmadığını, şirket adresinin Kazan’dan Ankara’ya taşınması için alınan kararda davacının da imzasının bulunduğunu, diğer ortak tarafından şirketin içinin boşaltılmasının mümkün olmadığını, ortada olan paranın borçları ödemeye yeterli olmadığını, davacının şirketin ticari sırlarını müvekkili ile aynı işi yapan abisine aktardığını, müvekkili şirketin devlete ve özel firmalara borcu bulunduğunu, davacının kötü niyetli olarak bunlardan kaçmak amacıyla iş bu davayı açtığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haklı sebeplerin varlığını ileri sürerek, limited şirket ortaklığından çıkmak istemekten kaynaklanmaktadır.
Davacı, %50 hissedarı olduğu şirketin, diğer ortak/temsilcisi… tarafından kötü yönetildiğini, şirketin içinin boşaltıldığını ileri sürerek, ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini talep etmektedir.
Davalı şirket iki ortaklıdır. Şirketin %50 hissesi davacıya, %50 hissesi ise şirket temsilcisi de olan…’ a aittir.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış davalı şirketin TSM kayıtları ve ticari defterleri getirtilerek, davacı açısından şirket ortaklığından çıkmaya ilişkin haklı sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, bilirkişi kurulu raporunun birlikte tetkikinde; davalı şirketin ortakları arasında uzun süredir ciddi anlaşmazlıklar bulunduğu, tarafların bir araya gelemedikleri, davacının şirketin yönetimini kötüye kullandığı ve şirketin içini boşalttığı iddiasıyla diğer ortak hakkında suç duyurusunda bulunduğu, bu halde ortaklar arasında güven ilişkisinin ortadan kalktığı, bu aşamadan sonra şirket ortaklarının ticari faaliyet amacıyla bir araya gelerek şirketi yürütmesinin, şirket kuruluş ve gayesinin gerçekleştirilmesinin giderek zorlaştığı ve hatta imkansız hale geldiği, 6102 sayılı TTK’ nun 245. madddesindeki haklı nedenlerin gerçekleştiğinin kabulü gerektiği ve aynı yasanın 638. maddesi uyarınca davacı ortağa şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesinin yerinde olacağı kanaatine varılarak, açılan davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin mahkememizin 23.12.2015T., 2014/422E., 2015/653K., sayılı hükmü davalı tarafca temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. H.D.’si 21.11.2017T., 2016/4188E., 2017/6392K., sayılı ilamı ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Bozma ilamında özetle; “Dava haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu da benimsenerek davacının dava dışı şirket ortağı hakkında suç duyurusunda bulunmuş olması ve şirketin iki ortaklı olması sebebiyle, şirket organlarının çalışmasının ve şirket amacının gerçekleşmesinin fiilen imkansız olacağı değerlendirilmesi yapılmıştır. Limited şirket ortaklığından çıkmak için geçerli haklı sebep kavramının ne olduğu konusunda yasada açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, doktorinde ve Dairemiz uygulamalarında, haklı sebep kavramı; ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren ve dürüstlük kurallarına göre ortaklık ilişkisini sürdürmesinin ortaktan beklenemeyeceği haller olarak kabul edilmiştir. (Bkz. Çamoğlu, Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku 2017, s.428) Haklı sebep kavramının her somut olayda mahkeme tarafından takdir edilmesi gerekmekle birlikte, ortaya konulan haklı sebebin nesnel ve objektif ölçülere uygun olması gerekir. Bu bağlamda, mahkemece salt davacı ortağın dava dışı şirket ortağı hakkında suç duyurusunda bulunmuş olmasının

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

şirketten çıkmak için haklı sebep teşkil ettiğini kabul edilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulmasını gerektirmiştir.” denmiştir.
Bozmaya ilişkin Yargıtay ilamına uyulmuş ve yeniden yapılan yargılamada, bu doğrultuda değerlendirme yapılmıştır.
Bozmadan önce tüm taraf delilleri toplanmıştır. Limited şirket ortağının ortaklıktan çıkması için geçerli bir haklı sebebinin olması zorunludur. Haklı sebep ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren ve dürüstlük kurallarına göre ortaklık ilişkisini sürdürmesinin ortaktan beklenmeyeceği haller olarak kabul etmek gerekir. Somut uyuşmazlıkta, dava dışı ortak hakkında suç duyurusunda bulunma işlemine dayanılmıştır. Salt bu neden, yukarıda açıklanan “haklı sebep” durumunu ortaya koyamayacağından, ortaklıktan çıkma isteğine ilişkin haklı sebep koşulunun oluşmadığının kabulü ile davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcının peşin alınan 25,20TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,70TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, temyiz kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, temyiz incelemesinin Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.28/03/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı