Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/109 E. 2018/262 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/109 Esas – 2018/262
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/109 Esas
KARAR NO : 2018/262

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 03/05/2013
KARAR TARİHİ : 24/04/2018
K. YAZIM TARİHİ: 21/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/03/2012 tarihinde …’ın, sigorta ettiren …’ın sürücüsü ve maliki olduğu … plakalı okul servis aracının çarpması sonucu yaralandığını, kazanın Fatih Mah. İnönü Cad. … Sok. … Ankara adresinde okul çıkışı saatinde meydana geldiğini, bu olayla ilgili olarak açılan ve halen … … Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada maddi zararın giderilmesi sebebiyle şikayetten vazgeçme dilekçesi verildiğini, yargılama safhasında toplanan deliller ve dinlenen tanık ifadeleri ile davalının kazada asli kusurlu olduğunun anlaşıldığını, kaza neticesinde müvekkilinin … Devlet Hastanesinde tedavi altına alındığını ve yapılan ameliyat ile müvekkilinin dalağının alındığını, müvekkilinin bu kaza neticesinde aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı … Sigorta A.Ş.’ye yapılan başvuru üzerine müvekkiline 23.217,00 TL maluliyeti sebebi ile ödemede bulunulduğunu, zorunlu mesuliyet sigorta şirketine başvuru öncesi müvekkilinin Ankara … Hastanesinden 2012/19669 rapor numarası ile aldığı özürlü raporunda, müvekkilinin kaza sebebi ile dalağının alınması neticesinde %10 vücut kaybının oluştuğuna dair rapor verildiğini, Adli Tıp Kurumu tarafından dalağın cerrahi müdahale ile alınması halinde %15-20 arasında vücut bütünlüğünde bir azalma meydana geldiğinin kabul edildiğini, olayın oluş şekli, zarar görenin genç bir bayan olması, haksız eylem sebebi ile vücut çalışma gücünden kaybetmiş olması, bedensel bütünlüğünün zedelenmesi neticesinde yaşadığı elem ve ızdırap için 50.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; … plakalı …’a ait aracın birleşik kasko sigortası … nolu poliçe ile 18/05/2011-18/05/2012 tarihleri arasındaki rizikolara karşı müvekkil şirket tarafından sağlandığını, davadan önce gerekli tüm belgelerle müvekkil şirkete başvuru yapılmadığını, müvekkil şirket sigortalısına atfedilen kusur oranında, poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davadan önce temerrüt gerçekleşmediğinden, her halükarda dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olacağını, manevi tazminat ödenebilmesi için kesinleşmiş mahkeme kararı gerektiğini belirterek davanın reddine, manevi tazminat poliçe teminatı kapsamında olduğunu, ödeme yapılabilmesi için kesinleşmiş mahkeme kararı gerektiğini, davadan önce başvuru olmadığından en fazla dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce, davacının işgöremezlik durumu ile davaya konu trafik kazasındaki kusur durumuna ilişkin raporlar alınarak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/11/2014 tarih 2013/194 E. 2014/412 K. Sayılı kararın davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 17/10/2017 tarih 2015/3432 esas 2017/9232 karar sayılı ilamıyla ve “…manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi gerektiği, bu sebeple tarafların sosyal ve ekenomik durumları ile birlikte olyın meydana geliş şekli de gözönünde tutlarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiği, Türk Medeni Kanununun 4. Maddesinde kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceğinin öngörüldüğü, bu hususlar dikkate alındığında davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu, hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği…” gerekçesiyle mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya 2018/109 esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’ın % 75 oranında kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacı …’ın vücut genel çalışma gücünü % 14,3 oranında kaybettiği, sigorta poliçesi ile manevi tazminatın teminat altına alındığı, dolayısıyla davalı sigorta şirketinin araç sürücüsünün kusuru oranında manevi tazminattan sorumlu olduğu, kazanın meydana geldiği tarih, davacının maluliyet oranı, tarafların kusur oranları ile sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ölçüleri dikkate alınarak davacı yararına bir tarafın zenginleşmesine yol açmamak kaydıyla uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; 25.000,00 TL manevi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.707,75 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 853,85 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 853,90 TL peşin harç, 24,30 TL başvuru harcı, 3,75 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 881,95 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 350,00 TL bilirkişi ücreti, 248,55 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 598,55 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 299,27 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/04/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı