Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/95 E. 2018/460 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/95 Esas – 2018/460
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/95
KARAR NO : 2018/460

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
DAVA TARİHİ : 14/03/2016
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
K.YAZIM TARİHİ: 13/07/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirkette %23,75 oranında hisseye sahip olduğunu, diğer hissedar …’ın ise boşandığı eşi olduğunu, eski eş tarafından müvekkiline karşı hukuksuz fiiller ve hukuka aykırı hile niteliğinde işlemler yapıldığını, taraflar arasında Ceza Mahkemelerinde ve Ticaret Mahkemesinde görülen davalar olduğunu, davalı şirket yetkilileri müvekkilinin şirketteki hissesini küçültmek için hile ve desiselerle olağanüstü genel kurul toplantıları yaptıklarını, davalı şirketin 09.09.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında bu nitelikte olduğunu, toplatıya çağrının yasa ve ana sözleşmeye uygun olmadığını, davette toplantı tarihininde yanlış yazıldığını, genel kurulda sermaye artırım kararı alındığını, bu durumun yukarıda izah edildiği üzere müvekkilinin hissesini küçültme amaçlı yapıldığını, bu nedenle yapılacak inceleme neticesinde; 09.09.2014 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararların yoklukla sakat olduğunun tespitine karar verilmesini, bu olmazsa anılan genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı şirket vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; genel kurul kararlarının yokluğundan bahsedilemeyeceğini, davanın üç aylık hak düşürücü sürede açılmadığını, haksız ve yersiz olan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

DELİLLER :Niza konusu edilen 09.09.2014 tarihli genel kurul tutanağı ve ekleri, davalı şirketin defter ve kayıtları, ana sözleşmesi, bilirkişi kurulu raporu, mahkememizin 2016/196 E., 2016/572 K. sayılı ilamı, Ankara BAM 21. HD’nin 2017/15 E., 29 K. sayılı ilamı, mahkememizin 2014/412 E., 2016/131 K. sayılı dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, limited şirket ortaklar kurulunda alınan kararın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili beyanında; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirket yetkililerinin, müvekkilinin hissesini küçültmek için genel kurul toplantısı yaptıklarını, niza konusu ettikleri 09/09/2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının amacınında bu olduğunu, toplantıya çağrının yasa ve ana sözleşmeye uygun olmadığını, dava konusu genel kurulda alınan kararların iptaline hükmedilmesini talep etmiştir.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmesi neticesinde; butlan ya da yokluk yaptırımını geçerli kılacak bir durumun olmadığı, davanın TTK’nun 445. maddesinde açıklanan hak düşürücü sürede açılmadığı da tespit edilmekle, reddine dair mahkememizin 09/11/2016 T., 2016/196 E., 2016/572 K. sayılı hüküm tesis edilmiştir.
Mahkememizin bu ilamı davacı tarafından istinaf yoluna götürülmüştür. Dosyamız üzerinde istinaf incelemesi yapan Ankara BAM 21 HD’si 2017/15 E., 2017/29 K. sayılı ilamıyla mahkememiz kararının kaldırılarak dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere mahkememize gönderilmesine hükmettiği anlaşılmıştır. İlamında özetle; “….dosyanın davalısının derdestlik itirazında bulunduğunu, mahkemenin 2014/412 esasında açılan davada davacının 04/08/2014 tarihli genel kurul kararının iptalini talep ettiği, yargılama sürecinde sunduğu ıslah dilekçesi ile de davalı şirketin 09/09/2014 tarihli genel kurulunda alınan kararının iptalini talep ettiği, yerel mahkemenin 21/08/2014 olan dava tarihi itibariyle 09/09/2014 günlü olağanüstü genel kurul toplantısı mevcut olmadığından dava konusu edilemeyeceğine karar verildiği, davacının 28/04/2016 tarihli temyiz dilekçesinde, ilk derece mahkemesinin, ıslah talebinin kabulü yerine esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hükmü temyiz ettiği, bu dosyanın halen temyiz aşamasında bulunduğu, davacının işbu dosyada da 09/09/2014 günlü olağanüstü genel kurul toplantısının butlan ile malul olduğunun tespitine, bunun mümkün olmaması halinde ise iptali istemiyle işbu davayı açtığı, yerel mahkemenin davalı tarafından ileri sürülen derdestlik itirazı hakkında bir karar vermeden işin esasına girmesinin doğru olmadığı”nın bildirildiği görülmüştür. Neticesinde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin dava şartında görülen eksiklik nedeniyle mahkememiz kararının kaldırılmasına ve bu konuda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Yeniden yapılan incelemede, mahkememizin 2014/412 E., 2016/131 K. sayılı ilamının temyiz edilmiş olması nazara alınarak neticelenmesi bekletici mesele yapılmıştır. Mahkememizin anılan ilamının davacı tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 11. HD’si yaptığı inceleme de; 2016/379 E., 2018/358 K. sayılı ilamıyla mahkememiz hükmünün onanmasına karar vermiştir. Mahkememizin hükmü 27/03/2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkememizin derdestlik itirazına konu olan 2014/412 E., 2016/131 K. sayılı dosyasının konusu davalı şirketin 04/08/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararlardır. Bu kararlar yönünden anılan ilamla “esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” hükmedilmiştir. Davacı, dosyanın yargılaması sırasında yapılan 09/09/2014 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararların dava konusu edilmesi amacıyla ıslah dilekçesi sunmuştur. Her davanın açıldığı tarihteki şartlara ve koşullara tabi olacağı ilkesi gözetilerek, dava tarihi itibariyle var olmayan genel kurul kararlarının dava konusu edilmesi talebi kabul edilmemiş, dolayısıyla dosyamızında konusu olan 09/09/2014 tarihli genel kurulda alınan kararlar anılan dosyanın konusu yapılması söz konusu olmamıştır. Buna ilişkin hükümde yukarıda açıklandığı üzere kesinleşmiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

İstinaf ilamında öncelikle dava şartı olan derdestlik itirazının değerlendirilmesi istenmiştir. Derdestlik itirazına konu edilen önceki dava dosyasının (2014/412 E., 2016/131 K.) konusu yukarıda açıklandığı üzere davalı şirketin 04/08/2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısıdır. Yargılama sürecinde gerçekleşen 09/09/2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların ıslah dilekçesi ile dava konusu edilmesi talebi kabul edilmemiş, buna ilişkin hükümde kesinleşmiştir. Görülen davanın konusu ise davalı şirketin 09/09/2014 tarihli genel kurul toplantısıdır. Bu durumda derdestlik durumu söz konusu olmaması nedeniyle davalı tarafın buna yönelik itirazı reddedilmiştir.
Dava şartına yönelik eksiklik bulunmadığı tespit edilmekle esasa yönelik taleplerin değerlendirilmesine geçilmiştir.
Nizalı genel kurul sermaye artırımına gidilmesi gündemi ile toplanmış ve sadece bu konuda karar almıştır. Davacı bu kararın kendisinin şirketteki hissesini küçültmek amacıyla verildiğini ileri sürmektedir.
Taraf delilleri ve davalı şirket kayıtları üzerinde uzman bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve bilirkişi raporunun birlikte tetkikinde; davacının, davalı şirketin ortağı olduğu, 09.09.2014 tarihli olağanüstü ortaklar kurulu toplantısının çağrısının yasa ve ana sözleşmeye uygun yapılmadığının ileri sürüldüğü, gerçektede Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde toplantı tarihinin 10.09.2014 olarak gösterildiği, yine çağrıdan itibaren 15. gün dolmadan toplantının yapıldığı, davacıya iadeli taahütlü mektupla çağrı yapıldığınında ispatlanamadığı, 6102 sayılı TTK’un 617 ve 414 maddelerinde ortakların toplantıya ne şekilde çağrılacaklarının belirlendiği, yukarıda açıklanan işlemlerin yasaya aykırı olduğu, ancak iş bu dava 09.09.2014 tarihli toplantının yapılmasından çok sonra 14.03.2016 tarihinde açıldığı, TTK’un 622 ve 445 maddelerinde açıklanan üç aylık süre fazlası ile geçirildiği, somut uyuşmazlıktada davacının payının, verilecek kararı etkileyebilecek çoğunlukta olmaması nazara alındığında, çağrıdaki bu usulsüzlüklerin, alınan kararların butlan yada yokluk yaptırımına tabi olması sonucunu doğuramayacağı, ancak iptal edilebilirlik yaptırımının düşünülebileceği, dava koşulu olan genel kurula katılma ve karara muhalif kalarak bunu tutanağa işletme yükümlüğünden kurtaracağı, bu durumda görülen davanın TTK’un 445. maddesinde açıklanan üç aylık hak düşürücü sürede açılmadığının kabulü ile bilirkişi kurulu raporundaki görüşün aksine davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcının peşin alınan 29,20TL harçtan mahsubu ile 6,70TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 04/07/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı