Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/74 E. 2019/243 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/74 Esas – 2019/243
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/74 Esas
KARAR NO : 2019/243

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ: 09/04/2019
K. YAZIM TARİHİ: 07/05/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ……. Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkilleri hakkında Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile … Şubesi 27/05/2016 tarih ve 40.000,00 TL bedelli … seri nolu çeke istinaden kambiyo senetlerine ilişkin icra takibi başlattığını, davalı şirketin bu çekte son hamil- alacaklı, diğer davalı …’nun ise ciranta olduğunu, takibe konu çekle ilgili Ankara Batı Ticaret Mahkemesinin 2016/369 Esas sayılı dosyası ile açmış oldukları menfi tesbit davasında, müvekkillerinin o davanın davalıları olan … ve … …. ve Tic. Ltd.’ne borcu olmadığının tesbitine karar verildiğini, 2016/369 Esas sayılı dosyada da belirtildiği üzere; müvekkilleri ile … (…) arasında 10/11/2015 tarihinde “inşaat yapım işleri sözleşmesi” imzalandığını ve bu sözleşmeye istinaden takibe konu çek de dahil olmak üzere toplam 690.000,00 TL bedelinde 8 adet çek verildiğini, yapılan sözleşmede işin teslim süresi 30/04/2016 tarihi olmasına rağmen sözleşme konusu işin teslim edilmediğini, çeklerin bedelsiz kaldığını, müvekkilleri … ile görüştüklerinde; “dava konusu olan 40.000,00 TL bedelli bu çeki kırdırarak paraya çevirmek istediğini, üçüncü bir şahısla görüştüğünü, şahsın bu çeki aldığını, para vereceğini söylediğini ancak vermediğini, çeki iade de etmediğini, çekin çek ve senet kıran, komisyonculuk ve tefecilik yapan bir takım kişilerin eline geçtiğini” söylediğini, dava konusu çekin …’nın elinden rızası dışında çıktığını, çeki ele geçiren kişilerden de davalı …’nun aldığını, … ile … arasında hiçbir alacak verecek ilişkisi bulunmadığını, …’nun çeki ele geçirdikten sonra … şubesine çeki ibraz ettiğini, çekin karşılıksız olduğunun tesbit edildiğini, buna rağmen çekin diğer davalı ……. Tic. Ltd. Şti.’ye cirolanarak verildiğini, daha sonra …ın çeki bankaya tekrar ibraz ettiğini ve karlıksız kaşesi vurdurarak işlem yaptığını, …ın karşılıksız olduğunu gördüğü bir çeki almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … ile … arasında da hukuken kabul edilebilir hiçbir alacak borç ilişkisi bulunmadığını, … ticari şirket olduğu için ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini ve … ile arasında alacak borç ilişkisinin bulunup bulunmadığının ve çekin ticari kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tesbit edilmesini talep ettiklerini, davalıların çeki iktisap ederken bile bile müvekkillerinin zararına hareket ettiklerini, çekin kötüniyetle iktisabının haksız fiil niteliğinde olduğunu, bu nedenle tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceğini, çekin iktisabına ilişkin tanık ve ses kaydı delilleri bulunduğunu, dava konusu iktisapların hayatın olağan akışına aykırılık oluşturduğunu, bu durumun da delil olarak değerlendirilmesi ve kambiyo hukuku ilkelerine aykırılık söz konusu olduğu için davalıların kötüniyetin ve ağır kusurunun korunmaması gerektiğini, her iki davalının da çekin ta baştan beri bedelsiz olduğunu bildiklerini, Türk Ticaret Kanununun 687. maddesinde belirtildiği üzere “hamil, çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmişse çeki düzenleyen önceki hamille arasında doğrudan doğruya var olan ilişkiye dayanan defileri hamile karşı ileri sürebilir.” Yine Türk Ticaret Kanununun 686. maddesinde belirtildiği üzere “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, yeni hamil çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü bulunduğunu, bu açıklamalar ışığında; takibe ve eldeki davaya konu çekin cirantası …’nın menfi tesbit davasındaki kabul beyanından da anlaşılacağı üzere, müvekkillerin vermiş olduğu çeklerin bedelsiz olduğunun sabit olduğunu, çekin bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi müvekkillerinin kural olarak, doğrudan arasında hukuki ilişki bulunan …’ya ileri sürebileceklerini ancak, davalı hamilin borçlunun bilerek zararına hareket etmesi ve çeki kötüniyetle veya ağır kusurla iktisap etmesi halinde defilerin hamile karşıda ileri sürülebileceğini, yukarıda açıklanan nedenlerden davalarının kabulü ile müvekkillerinin dava konusu … Şubesi 27/05/2016 tarih ve 40.000,00 TL bedelli … seri nolu çek nedeniyle davalılara borcu olmadıklarının tesbitine ve Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalı şirkete borcu olmadığının tesbitine karar verilmesini, alacaklı haksız ve kötüniyetli olduğu için %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, ayrıca, Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından devam eden takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … …. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/369 esas sayılı dosyasıyla görülen menfi tespit davasının taraflarının keşideci ile lehtar olduğunun görüldüğünü, davacı çek keşidecisinin, son hamile karşı dava açma hakkının olmadığını, huzurdaki davada davacı vekili dava dilekçesinin 3. ve 4. maddesinde, kendi müvekkili olmayan … adına dilekçesinde beyanda bulunmasının hukuken geçerli olmadığını, davacı vekilinin, iş bu çeklerin “kendi müvekkili olmayan” …’nın rızası hilafına elinden çıktığını beyan ettiğini ancak mahkemenin gerekçeli kararında …’nın …nizalı çekleri 3.kişilere ciro ettiğini bildirmiştir… dediğini, bu nedenle davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının, çekin davalı … tarafından … Şubesine ibraz edildiğini, çekin karşılıksız olduğunu anladıktan sonra müvekkili …a verildiğini, daha sonra çekin tekrar bankaya ibraz edildiğini beyan etmesinin de abesle iştigal olduğunu, çek üzerindeki karşılıksız kaşesinden ve ibraz tarihinden anlaşılacağı üzere çekin karşılıksız ibaresini yazdıranın, çekin hamili olan … firması olduğunu, müvekkil iyiniyetli hamil olup davacı çek keşidecisi baba – oğul birbirlerine çek keşide edip, iş bu çekileri tanıdıkları kişiler adına ciro ederek, bu kişilere dava açıp kendi aralarında dava görüp daha sonrasında ise müvekkil gibi iyiniyetli tacirleri zarara uğratma çabasında olduklarını, davacının bu çeklerin bedelsiz olduğunu bildikleri yönündeki beyanın da tamamıyla yanlış ve gerçek dışı olduğunu, aralarında alacak borç ilişkisi olmadığından ve Türk Ticaret kanunu 687. maddesinde yer alan hamilin çeki iktisap ederken borçlunun zararına hareket edilmesi şartı da gerçek olmadığından, iş bu dava dışı kişilere (…’ya) karşı ileri sürülen iddia, beyan ve defi hususların müvekkiline karşı da ileri sürülmesinin kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek, müvekkili … …. Tic. Ltd. Şti. aleyinde açılan mesnetsiz davanın reddine, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/369 E. sayılı dosyası gerekçeli kararında yazılmayan, dava aşamasında, keşideci ve başka davalılar adına verilmiş olan kararın iş bu dava konusu 40.000 TL. bedeli çek yönünden söz konusu tedbir kararlarının kaldırılmasına, davacının haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle % 20 oranından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, Davalı … tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava, Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı icra takip dosyasına konu çekten dolayı davacıların davalılara borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2016/369 esas sayılı dava dosyası ile Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı icra takip dosyasının bir sureti getirtilerek dosyaya dahil edilmiştir.
Davacılar, Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla takibe konu edilen muhatabı …/…. Şubesi, keşidecisi …, lehtarı … olan, … nolu, 27/05/2017 keşide tarihli ve 40.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitini talep etmektedir. Davacıların söz konusu çekin keşidecisi ve lehtarı oldukları görülmektedir. Davalı şirket, ciro yoluyla edindiği dava konusu çekin yetkili hamili, davalı … ise cirantadır.
Mahkememizin 2016/369 esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacılar … ve … tarafından davalılar … ve … …. ve Tic. Ltd. aleyhine, dava konusu çekin de aralarında bulunduğu 7 adet çekle ilgili olarak bedelsizliğe dayalı menfi tespit talepli dava açıldığı, yargılama neticesinde davalı …’in kabul beyanı ile diğer davalının isticvap davetine icabet etmemesi de gözetilerek davanın kabulüne karar verildiği, üçüncü kişilere ciro edildiği bildirilen dava konusu çeklerin iade ve iptal taleplerinin ise reddedildiği görülmüştür.
Taraf delilleri toplandıktan sonra davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişiden 17/12/2018 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde dava konusu çekle ilgili bir kayda rastlanmadığı, ayrıca dava konusu çekin … plakalı aracın satışına ilişkin verilmediği kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.
Gönderilen icra dosyası sureti içerisinde dava konusu çekin sadece ön yüzünün suretinin bulunması nedeniyle ciro silsilesi tam olarak görülememekle birlikte, taraflarca dosyaya sunulan bilgilerden, çekin …’dan ciro yoluyla …’na ardından yine ciro yoluyla davalı … …. Tic. Ltd. Şti.’ne geçtiği anlaşılmaktadır. Mahkememizin 2016/369 esas sayılı dava dosyasında, davalı … bedelsizlik iddiasını ve davayı kabul etmiş ise de, keşideci ve lehtar ile 1. ciranta arasındaki şahsi def’ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin çeki iktisabında kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekmektedir.
Eldeki davada, davalı … …. Tic. Ltd. Şti. dava konusu çeki ciro yoluyla iktisap etmiş ve çekin meşru hamili konumundadır. Davacılar (keşideci ve lehtar) ile 1. ciranta (…) arasındaki şahsi def’ilerin (bedelsizlik iddiası) hamile karşı ileri sürülebilmesi, davalı hamilin çeki iktisabında kötü niyetli olduğunun davacılar tarafından ispatlanması şartına bağlıdır. Davalının dava konusu çekin edinme nedenini ispatlamak gibi bir yükümlülüğü yoktur. Davacılar, davalı şirketin dava konusu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığından davanını reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirket vekili tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de; teminatın yatırılmaması nedeniyle mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin uygulanmamış olması karşısında, İİK’nun 72/4 maddesi gereğince davalı lehine tazminata hükmedilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 638,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı … …. Tic. Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … … Ltd. Şti. vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/04/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza