Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/727 E. 2019/714 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – 2019/714
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : …
KARAR NO : 2019/714

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
: 2-
VEKİLİ :
:3-
VEKİLİ :
DAVA : İpotek Tesis ve Tescili/Alacağın Tespiti
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
K.YAZIM TARİHİ : 25/11/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalılardan S.S. … Konut Yapı Kooperatifi ile müvekkili şirket arasında 18.03.2016 tarihinde akdedilen sözleşme ile müvekkilinin … ilçesi … mevkiinde kain … ada 1 parsel nolu taşınmaz üzerinde kapsamlı bir konut projesinin Kooperatif tarafından verilecek projeler uyarınca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim fiyatları esas alınarak %2 tenzilatla yüklenici sıfatıyla yapımını üstlendiğini, taşınmazın maliklerinin davalılardan ……A.Ş. ile S.S. … Konut Yapı Kooperatifi olduğunu, müvekkilinin sözleşme akdettiği davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi ile arsa malikleri arasında da 19 Şubat 2015 ve 31 Mart 2016 tarihli sözleşmelerin imzalandığını,…/….
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…sözleşmenin 5. maddesi gereğince inşaat ruhsatlarının alınmasının S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin yükümlülüğünde olduğunu, kooperatifçe sözleşmenin 6.maddesine göre projelerin tamamı müvekkiline teslim edilmemesine rağmen müvekkilince inşaata başlandığını, inşaatların belli bir aşamaya getirildiğini, müvekkilince gerçekleştirilen imalat ve işlerin tespiti ve fiyatlandırılması için Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından delil tespiti istendiğini ve mahallinde keşif yapıldığını, bilirkişilerin henüz raporlarını sunmadıklarını, müvekkilinin alacaklarının ödenmemesi üzerine davalılardan S.S. … Konut Yapı Kooperatifine 19.09.2017 tarihinde ihtarneme gönderildiğini, alacaklarının ödenmesinin istendiğini, bu davalının 27.09.2017 tarihli cevabı ihtarı ile 18.03.2016 tarihli sözleşmeyi tek yanlı olarak feshettiğini, müvekkilinin yaptığı harcamalara karşılık ödemelerin tenzilinden sonra 5.401.677,39TL bakiye alacağının bulunduğunu belirterek müvekkilinin, sözleşme akdettiği davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi’nden işlemiş faiz hariç 5.401.677,39-TL alacaklı olduğunun hükmen tespitine, 5.401.677,39TL’lık bu alacağın ödenmesini davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi reddettiğinden, bu alacak miktarı (veya tespit olunacak alacak miktarı) kadar arsa maliki davalıların mülkiyetindeki Ankara ili, … İlçesi … mevkiinde kâin … ada,1 parsel nolu taşınmaz üzerinde Türk Medeni Kanunu’nun 893/3 ve 895.maddeleri uyarınca yapı alacaklısı ipoteği tesis ve tesciline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … … Anonim Şirketi vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; derdest tespit davasının şartlarının oluşmadığını, davacının tespit davası açmakta hukuksal yararının bulunmadığını, yetki itirazında bulunduklarını, arsa maliki olarak hiçbir şekil ve şartta böyle bir alacağın varlığını kabul etmediklerini, haliyle maliki bulundukları taşınmaz üzerinde ipotek tesisi talebinin yasal ve maddi koşulları oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının imalat bedelinden dolayı alacaklı olduğu iddiası ile dava açtığını, aynı taşınmazla ilgili olarak … A.Ş. tarafından da kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak imalat bedeli talepli dava açıldığını Ankara Batı ….Asliye Hukuk Mahkemesinin …E. sayılı dosyasının birleştirilme talebinde bulunduklarını, davacının davaya konu ettiği imalatları 31.12.2016 tarihine kadar yaptığı beyanına göre ipotek tesisi için 3 ay içerisinde başvurması gerektiğini, davanın hak düşürücü nedeniyle reddi gerektiğini, davacının kooperatife karşı alt yüklenici konumunda olduğuna ilişkin ortada sözleşmenin bulunmadığını, talep edilen alacak mahkemece karara bağlanmış olmadığından TMK.593/3 ve 893 maddeleri uyarınca yapı ipoteği koşullarından en önemlisinin bulunmadığı, diğer yandan arsa maliki … A.Ş. ile varılan mutabakata göre F bloğun kooperatife ait olması nedeniyle G1 ve G2 bloklarda yapılmış imalattan dolayı talebin olamayacağı, ait yüklenici sözleşmesine göre işe fiilen başlayabilmek için inşaata ait projelerin tamamlanıp teslim edilmesi ile ödenek miktannın belirlenmesi gerekmesine rağmen projelerin tamamı teslim edilmeden 2 bloğun inşaatına başladığım, yine G1 ve G2 bloğun ruhsatlarının 09.06.2016 tarihinde F bloğun ruhsatının ise 21.12.2016 tarihinde teslim edildiğini, bu durumda davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından “eda davası” açılarak, iddia edilen alacağın tahsili yoluna gidilmesi ihtimali bulunurken, bu yol denenmeyerek, alacağın tespiti yönünden bir dava açılmasının usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edeceği gibi davacının tespit davası açmasında hukuki yarann bulunmaması sebebiyle davanın usulden reddedilmesi gerektiği, esas yönünden yapılan itirazlarda, davacı … A.Ş. arasında akdedilen 18.03.2016 tarihli “İnşaat Sözleşmesi” uyarınca … ada 1 parsel üzerinde konut,../..
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…işyeri, sosyal tesis ve alt yapı projesine yönelik çalışmalara başlandığı, sözleşmenin 2.maddesinde belirtilen işin ne kadar sürede bitirilmesinin gerektiğinin 7. maddede belirtildiği, ancak davacının gerekçe göstermeden inşaat faaliyetlerini durdurduğu, bu hususun noterlik vasıtasıyla tespit ettirildiği, davacının bu tutanağa karşı herhangi bir eylemde bulunmadığı gibi itirazda da bulunmadığı, ayrıca sözleşmenin teminatlarla ilgili kısmındaki yükümlülüklerin yerine getirilmediği, bunun üzerine sözleşmenin haklı sebeplerle tek taraflı feshedildiği, bununla birlikte davacı şirketçe alman 43 adet hissenin peşinatları ile taksitlerinin kooperatif hesabına yatırılmadığı, 43 adet hissenin maddi karşılığı düşünüldüğünde alacak talebinde bulunulmasının şaşırtıcı olduğu, davacı şirkete yapılan ödemeler ile 43 adet hissenin devri düşünüldüğünde davacıya borçlu olunduğunun kabulünün mümkün olmadığı savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizin … değişik iş sayılı dosyası, Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, dava konusu taşınmazın tapu kayıtları, davalılar arasında akdedilen sözleşme, inşaatın yapı ruhsatı, 14.11.2018 tarihli keşif, 28.05.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, alacağın tespiti ile ipoteğin tesis ve tescili istemine ilişkindir.
Davacı şirketin sözleşme akdettiği davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi’nden işlemiş faiz hariç 5.401.677,39-TL alacaklı olduğunun hükmen tespitine, 5.401.677,39TL’lık bu alacağın ödenmesini davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi reddettiğinden, bu alacak miktarı (veya tespit olunacak alacak miktarı) kadar arsa maliki davalıların mülkiyetindeki Ankara ili, … İlçesi … mevkiinde kâin … ada,1 parsel nolu taşınmaz üzerinde Türk Medeni Kanunu’nun 893/3 ve 895. maddeleri uyarınca yapı alacaklısı ipoteği tesis ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/1.h maddesi gereğince, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır.
HMK gereğince hukuki yarar, “dava şartı” olarak kabul edilmiştir. Bu şart, “dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri” olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. Yargıtayın kararları da bu doğrultudadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No:2013/436 Karar No:2013/1748 K. Tarihi:25.12.2013, yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.11.1982 gün ve 1982/7-1874 E., 1982/914 K.; 05.06.1996 gün ve 1996/18-337 E. 1996/542 K.; 10.11.1999 gün ve 1999/1-937 E. 1999/946 K. ile 25.05.2011 gün ve 2011/11-186 E. 2011/352 K. sayılı kararları)
Davacının dava açmakta hukuki yararı olduğunun kabulü için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yararı olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması da gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın varlığından sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan da söz edilemez.
Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için ise bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının hukuki yararının bulunması gerekir.
Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde hukuki yararının varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumunun güncel ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekmektedir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar.Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.02.2012 gün ve 2011/10-642 E., 2012/38 K. sayılı kararı)
e-imza e-imza e-imza e-imza

Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu şartların bulunmaması halinde tespit davası dinlenemez. Bu durumda, davanın usulden (dava şartı yokluğundan) reddi gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davacının tespit davası açmakta, korunması gereken bir hukuki yararı bulunmadığından, hukuki korumayı tespit davası ile değil alacak, tazminat gibi diğer dava türlerinden biri ile sağlayabileceğinden, davacının tespit davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davada 4721 sayılı TMK 893 ve devamı maddelere göre açılmış kanuni ipotek hakkının tescili ve geçici tescil şerhi verilmesi talep edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 893/3. maddeye göre; bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarlar kanuni ipotek hakkının tescilini isteyebilirler. Bu maddede düzenlenen yüklenici ipoteği, tescile tabi kanuni ipoteklerdendir. “Yüklenici ipoteklerinin tescilinde tapu kütüğünün rehin haklarına ait düşünceler kısmında “inşaatçı ipoteği olduğu belirtilmektedir (TST md. 35). Yüklenicinin kanuni ipotek hakları, eser sözleşmesine bağlı olarak çalışmayı veya malzeme vermeyi üstlendiği andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabilir.
Tescilinde yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir (TMK md. 895/I,II). Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, üç ayın sonunda tescil isteme hakkı düşer. Ancak tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır (TMK md. 895/III).
Dava kanuni ipotek tescili istemi ile açılmış ise de, alacağın kabulüne ilişkin malik beyanı olmadığı gibi mahkemece de karara bağlanmadığından istemin kabulü mümkün değildir. Bu nedenlerle davacının kanuni ipotek tescili davasının da reddine karar vermek gerekmekle aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının tespit davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının yapı alacaklısı ipoteği tesis ve tescil davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 92.247,15TL harçtan mahsubu ile bakiye 92.202,75TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince, hesap ve takdir edilen 119.216,77TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilleri, davalı … KYK vekili, davalı … … A.Ş vekili ile davalı SS … KYK vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/11/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza