Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/725 E. 2019/720 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/725 Esas – 2019/720

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/725 Esas
KARAR NO : 2019/720

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
K.YAZIM TARİHİ : 18/12/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı şirkete personel taşıma hizmeti verdiğini, verilen hizmet için 30.09.2017 tarih ve … nolu faturanın düzenlendiğini, verilen hizmet bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davanın borca itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalıya verilen hizmeti açık şekilde gösteren “… Sistemi Kayıtları”nı diletçe ekinde sunduklarını, söz konusu itirazın haksız ve mesnetsiz olarak olarak yapıldığını, beyan ederek, davanın kabulü ile Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasında ödeme emrine ilişkin haksız ve kötü niyetli olarak borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacının tek taraflı düzenlenen faturaya dayanarak davayı açtığını, faturanın tek başına bir alacak belgesi olmadığını, kaldı ki, müvekkili tarafından iddia edilen hizmetin alınmadığını, HMK 200.m. göre, davaya konu alacağın 2.500,00 TL’yi geçtiğini ve senetle ispat kuralının var olduğunu, davacının sunduğu tanık deliline muvafakat etmediklerini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu ve davasını ispat edemediğini beyan ederek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, davacıya ait ticari defter ve kayıtlar, dava dışı …. Sis. AŞ kayıtları, davalı şirketin 2017 yılına ait BA formları, 18/10/2018 tarihli bilirkişi raporu, 08/03/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Tanık … duruşmada alınan beyanında, “Benim eşim davacı şirkette şöfor olarak çalışır, davalı şirkete personel taşıma hizmeti verdiklerini biliyorum gece vardiyasında çalışıyordu, 01/04/2017 tarihinde davalının işine başladılar, bitirme tarihini tam olarak bilemiyorum ancak eylül yada ekim ayında iş bitirilmişti, eşim davacı şirketin davalı şirketten parasını alamadığını sıkıntılar olduğunu bana söylüyordu,” şeklinde belirtmiştir.
Tanık … duruşmada alınan beyanında, ” davacı şirketin aldığı iş kapsamında 01/04/2017 ila 30/09/2017 tarihleri arasında şöfor olarak çalıştım, hizmeti iki araç ile verdik, belli bir süre ben tek çalıştım daha sonra iki araç oldu, diğer aracıda tanık … kullanıyordu, ben çukurambar sincan hattına çalıştım ve gece vardiyasındaydım, çukurambar ankara hattını da diğer tanık … yürüttü, benim kullandığım aracın plakası … dir …ın kullandığı aracın plakasını hatırlayamıyorum, ” şeklinde belirtmiştir.
Tanık … duruşmada alınan beyanında, “Ben davacı şirkette şoför olarak çalışıyorum, … plakalı servis aracını kullanıyorum, 2017 yılı haziran ayında eylül ayının sonuna kadar davalı şirkete hizmet verdik, gece vardiyasında işçileri taşıdım, 30 eylül itibariyle işi bıraktık, son ücretlerimizi alamadık, 30 gün bir fiil çalıştık, çukurambardan aldığımız işçileri Ankara, mamak istikametine taşıdım, ” şeklinde belirtmiştir.
GEREKÇE :Dava; tacirler arasında düzenlenen hizmet (personel taşıma) sözleşmesi gereği düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla 6.540,00 TL alacağın tahsili için faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 14.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 15.11.2017 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafından 30/09/2017 tarihli fatura konusu işin ifa edildiği ve bedelin ödenmediği iddia edilmiş, davalı ise işin ifa edilmediğini savunmuştur.
Davalı yana yapılan ihtara rağmen defter ve kayıtları sunulmadığından davacının kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak 18/10/2018 tarihli asıl ve 08/03/2019 tarihli ek raporlar alınmıştır.
18/10/2018 tarihli raporda; davalı tarafın dosya kapsamında herhangi bir defter ve belgesinin bulunmadığı, dolayısıyla incelemesinin yapılamadığı, ancak dava konusu faturanın Eylül 2017 dönemine ilişkin Ba formu ile ilgili vergi dairesine beyan ettiği, davacının 2017 ticari defterlerinin belirlilen mahkeme dosyası içerisinde yer almadığı, davacı şirket muhasebesinden tarafıma gönderilen belgeler kapsamında, 2017 yılı ticari defterlerinin vergi incelemesinde olduğu, dolasıyla incelemesinin yapılamadığı, davacının davalı ile olan ticari ilişkisini gösteren iki farklı muavin hesap dökümünün şirket muhasebesi tarafından iletildiği, birincisinde dava konusu faturanın davalı tarafından (30.09.2017 tarihli 201 nolu yevmiye maddesi ile”) ödendiğine yönelik kaydın yapıldığının görüldüğü dolayısıyla bu belgeye göre davalının davacıya borçlu bulunmadığı, ikinci muavin hesap dökümünde ise davalının ödeme kaydının yer almadığı ve davacının davalıdan bakiye 6.540,00 TL alacaklı gözüktüğü belirtilmiştir.
Vergi incelemesinde olan 2017 kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi ile düzenlenen bilirkişi ek raporunda ise; davacının davalıdan 30/09/2017 tarihi itibariyle alacağının kalmadığı, 2017 yılı yevmiye defterinin 31/12/2017 tarihli 285 nolu kapanış yevmiye maddesinde de davacının davalıdan olan bir bakiye alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı yanın yemin deliline dayanmış olduğu anlaşıldığından, davacı vekiline verilen kesin süre içinde yemin metni sunulmuş olup, davalı yan temsilcisine yemini yaptırılmıştır. Davalı temsilcisi tarafından, fatura konusu hizmeti tam olarak almadıkları ancak ödemenin yapıldığı beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamına ve toplanan delillere göre; davacının davalıya fatura konusu hizmeti tam olarak verdiğini ve alacağının bulunduğunu ispat edemediği, tanık beyanlarının genel ifadeler içerdiği ve kesin delil niteliğinde olmadığı, davacının kendi kayıtlarına göre de alacağının bulunmadığı, yemin delili kapsamında da iddiaların ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 111,69TL harçtan mahsubu ile bakiye 67,29 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/11/2019

Katip Hakim